Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Gökhan Oflazoğlu
Gökhan Oflazoğlu

İnsan boşuna bir hevestir.

  • ödül06.11.2023 - 10:41

    Bir nesneye bağlı olmayan çaba ödül taşır. - Simone Weil, 1943, Mistik.

  • kaygı06.11.2023 - 10:36

    Bütün kentlerde tedirginim ben, bütün kapılarda ayrılış. - Nietzsche, 1900

  • bilgi işlem04.11.2023 - 23:25

    Durumu nasıl, iyi mi, hangi bilgilerinizi işliyor.

  • ilişkiler04.11.2023 - 20:07

    Herşey tamamken, tamam olmaz, ama, eksiği tamamlarken, tamam olur.

  • bakmak ve görmek04.11.2023 - 19:37

    Gören, görülenden her zaman üstündür, - Machado De ASSİS, Brezilyalı, Romancı, Oyun Yazarı, Şair, ve Dahi, 1908

  • yokluk04.11.2023 - 16:29

    Her yokluk bir varlık nedeniyle yoktur,
    varlık yokluğa borçlu değildir ama,
    yokluk, varlıksız yoktur.

    gökhan, Eylül, 2023

  • dokunmak04.11.2023 - 13:19

    Her dokunuş, bir hücre yenilemiyorsa, zaman kaybı, çünkü siparişle olmaz, emekle olur, bir süreçtir.

  • güzel04.11.2023 - 12:49

    Caziptir, çeker, ama, orda tutamaz, başkalık da gerekir.

  • anlamak04.11.2023 - 12:11

    Anlamadığından incinme. - Hallac ı Mansur.

  • din29.10.2023 - 06:44

    Din kaynaklık eden en önemli etken insan psişesinde, aşılması en güç temeli oluşturani, her şart altında bilmek istemektir, ölüm de bir bilinmez olarak bunu besler, veya yaşam sevinci, neden olduğunu bilmeden, yaşama bağlılılk gösteririz, en zor koşullarda bile kastım genel eğilim, istisnai marazları katmaya gerek yok, ondan Sofoklesin Kral Ödip Tragedyası tarihin en sağlam teşhis koyabilmiş, aşılması güç bir temele işaret eder, ne olursa olsun, her koşulda her bedelle bilmeliyim, işte tam da bu dinin insandaki dünyadan yansımasıdır, önce bilebileceklerin, bilimin sınırlarını aşar, ve din bunun cevabını verebilecek, ama muğlak kalacak tek şansındır, ister sonsuzun dışına taşan bu oluşumun parçası olarak, ya da dışından, neliğin içine çektiği bir gayya kuyusu olarak, kaybolduğunu sanıp bulduğunu, bulduğunu sanıp kaybettiğin bir uçsuz bucaksız derinliğin alanı yeryüzü hayatının başka hiçbir alanında görülmez, sadece bakakalınan bir duvar olarak sürekli önümüzde durur, dahası,
    duvarlar devamlı yükselmeye de devam eder. Zaten insanı trajik bir uçurumun kenarında derinlik sarhoşu yapan
    da budur, bilinemez.