Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Mustafa Küçük
Mustafa Küçük

İYİ Kİ BU KADAR GÜZEL YAŞANMIŞLIKLAR BIRAKTIN YÜREĞİME... VE SON KEZ İYİ BAK O ÇOK SEVDİĞİM GÜLÜMSEMENE

  • ilhan irem30.04.2009 - 23:29

    Hoşgeldin Kadınım...Hoşgeldin...

    Mavilikler ortasında kan damlası gibi bir sonbahar güneşiyle başladı bu öykü...ve odam soğuktu, karanlıktı...Ve odamda yaşanılan zamanlar bıçakla kesilecek, askıya asılacak kadar donup kalmıştı...

    Günün birinde yaklaşan ayakseslerinin getirdiği yitirdiğim aradığım güneşim KADINIM' dı...

    Ve dudaklarımdan dökülen minicik bir kelime ile kocaman bir öykü başladı;



    ' Hoşgeldin... '



    Hoşgeldin Kadınım Hoşgeldin....

    Ayağını bastığın odama.

    Kırk yıllık beton çayır çimen şimdi,

    Hoşgeldin Kadınım Hoşgeldin....

    Güldün güllerin açıldı penceremin demirlerinde....

    Ağladım... Avuçlarıma döküldü inciler.

    Gönlüm gibi zengin,Hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

    Hoşgeldin Kadınım Hoşgeldin...



    Sanki yılların özlemiyle konuşuyor...Konuşuyoruz...O konuştukça odamda baharlar açıyor,ağzından ballar akıyor, ve gönlüm bir kovan gibi dolup taşıyor...Balağızlım diyorum ona;



    Bal ağızlım sen konuşunca, gökyüzü açılıyor
    Yeryüzünün dört yanına baharlar saçılıyor
    Yosun tutsa yürekler, yıkılsa bütün ümitler
    Her kelimen dünyayı yeniden yaratıyor

    Ben bir ay, sen ışığım; ben gece, sen sabahım
    Sen tarla, ben aşkınla dalgalanan başağım
    Bu kurumuş dünyaya ben seninle aşığım

    Gönlüm sanki bir kovan, dolu dolu sevginle
    Bal ağızlım her günüm bir petek bal seninle

    Geliyorsun, seviyorsun, ölüyorsun, gidiyorsun

    Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
    Meyva dolu dalımsın, ağzından bal akıyor
    Alım, yeşil, sarımsın, ağzından bal akıyor
    Hasat günü gelmeden kurumasın ekinler
    Baharları sırtlayıp göç etmesin leylekler
    Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
    Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler

    Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor...



    Dinliyor bütün bunları...Ama yalnızca dinliyor...Neden? ...Nerelerdeydin? ...Diyorum. Gözleri yerde pişmanlığını sevgisini anlatıyor.Bende ona Sevgi yetmez diyorum, gerçek aşkı anlatmaya çalışıyorum...

    Bana diyorsun ki
    Nasıl bir martı yavrusunu severse
    Bana diyorsun ki
    Nasıl bir midye incisini gizlerse
    Bana diyorsun ki
    Nasıl bir arı peteğini örerse
    İşte öyle büyüyorsun içimde

    Sevgi yetmez
    Sevgine saygın yoksa
    Sevgi yetmez
    Sorumluluğun yoksa
    Sevgi yetmez
    Arada eller varsa
    Sevgi yetmez
    Yarından ümit yoksa

    Bense diyorum ki
    Bahçende güller baktıkça güzelleşsin
    Bense diyorum ki
    Aşk engelleri aştıkça değerlenir

    Bense diyorum ki
    Güneş yağmurlar topraktan güllerin
    Saygı sorumluluk sadakat sevginindir

    Dinliyor bütün bunları...Ama yalnızca dinliyor. Yine gidecek biliyorum.Yine de onsuz geçen günlerimi bunalımlarımı anlatıyorum...Dinliyor...Şaşırıyor...Sen Böylemiydin diyor...Sen böylemiydin eğilen selvi gibi...Eriyen bir mum gibi...

    olmazları ekiyor, olurları biçiyorum
    anılar arasından güzeli seçiyorum
    şimdi ne kendimi ne kimseyi düşünüyor
    sularda bir yosun gibi hıçkırmak istiyorum

    gelmeyişini bekliyorum, dönmeyişini özlüyorum, gülmeyişine ağlıyorum
    seni seviyorum...

    sen böylemiydin böylemi? eğilen selvi gibi?
    sen böylemiydin böylemi eriyen bir mum gibi?

    Yarattığın bir dünyada seni yaşıyorum
    Bilmediğim insanlarla koşuşuyorum...
    Bilmediğin bir dilden konuşuyorum
    Yine de anlarsın diye seviniyorum...

    Seni Seviyorum...

    Ben böylemiydim böylemi? eğilen selvi gibi
    Ben böylemiydim böylemi? eriyen bir mum gibi...


    Mum gibi...


    * Sevgili İLHAN İREM' İN bu çalışmasını duyduğumda 17 yaşlardaydım...
    Çok ama çok duygulanmıştım...
    Nazım Hikmet'in ' Hoşgeldin' şiiriyle bütünleşmesi öyküyü daha bir güzelleştirmişti...

    Ve ben Nereden bilirdim bu öykünün yıllar sonra benim öyküm olacağını...