Birisi Mevlana'ya: "Sen ne biçim Müslümansın, dinin de bir izzeti var. Müslüman'a gel, Yahudi'ye gel, Mecusi'ye gel, Tövbeni bozsan yine gel... Olur mu öyle şey!!" mealinde uzunca bir mektup yazmış. Mektubu sabırla okuyan Mevlana şu cevabı göndermiş: "Sen de gel..."
"Efsaneye göre: Çingene kadın bir gece Ay'a sevdiği adamın kendisinin olması için yakarır. Ay bunu kabul eder ancak bir şartı vardır. Doğacak ilk çocukları Ay'ın olacaktır. Kadın, yalnızlık korkusuyla bu şartı kabul eder ve çingene adamla evlenir. Bir süre sonra da ilk çocukları doğar. Ancak çocuk tarçın renginde bir tene ve koyu zeytin gözlere sahip olacağı yerde, aydınlık bir tene sahip olur, albinodur. Tam anlamıyla Ay'ın suretidir. Ancak çingene adam şüpheye düşer, kadını kendisini aldatmakla suçlar ve maalesef öldürür. Çocuğu da bir dağın tepesinde bırakır. Derler ki: Çocuk ne zaman mutlu olup gülse Ay; Dolunay şeklinde olur, çocuk ne zaman ağlasa Yarım Ay ve Hilal şekline geçip onu sakinleştirmek için bir beşiğe dönüşür."
Kendi kendime dedim ki "iyi gelen her şeyin peşinden git... olabildiğince, oldurabildiğince... yeter ki iyi gelsin... gelmeyeni de gözün görmesin, kulağın duymasın, burnun solumasın, beyninde yer bulmasın, kalbine dokunmasın...”
En beklemediğimiz anlarda en güzel sürprizler bizi bulsun...
Birisi Mevlana'ya:
"Sen ne biçim Müslümansın, dinin de bir izzeti var.
Müslüman'a gel, Yahudi'ye gel, Mecusi'ye gel,
Tövbeni bozsan yine gel...
Olur mu öyle şey!!" mealinde uzunca bir mektup yazmış. Mektubu sabırla okuyan Mevlana şu cevabı göndermiş:
"Sen de gel..."
"Efsaneye göre: Çingene kadın bir gece Ay'a sevdiği adamın kendisinin olması için yakarır. Ay bunu kabul eder ancak bir şartı vardır. Doğacak ilk çocukları Ay'ın olacaktır. Kadın, yalnızlık korkusuyla bu şartı kabul eder ve çingene adamla evlenir. Bir süre sonra da ilk çocukları doğar. Ancak çocuk tarçın renginde bir tene ve koyu zeytin gözlere sahip olacağı yerde, aydınlık bir tene sahip olur, albinodur. Tam anlamıyla Ay'ın suretidir. Ancak çingene adam şüpheye düşer, kadını kendisini aldatmakla suçlar ve maalesef öldürür. Çocuğu da bir dağın tepesinde bırakır. Derler ki: Çocuk ne zaman mutlu olup gülse Ay; Dolunay şeklinde olur, çocuk ne zaman ağlasa Yarım Ay ve Hilal şekline geçip onu sakinleştirmek için bir beşiğe dönüşür."
Gerçekten sessiz biri miyim?
Kimin dinlediğine bağlı...
"Tecrübe; hayatın sana kel kaldıktan sonra tarak vermesidir." :))
Kendi kendime dedim ki "iyi gelen her şeyin peşinden git... olabildiğince, oldurabildiğince... yeter ki iyi gelsin... gelmeyeni de gözün görmesin, kulağın duymasın, burnun solumasın, beyninde yer bulmasın, kalbine dokunmasın...”
Sadece dünyadan geçiyoruz, yaşamıyoruz...
"Pırlantaların en değerlisini içimde taşıyorum, o da vicdanımdır."
William Shakespeare
Aynı şeyden bahsediyoruz öyleyse yaşadıklarımızı da tek başımıza yaşamıyoruz.