Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • büyü27.06.2003 - 11:27

    büyü eski yunan mitolojisinde şöyle anlatılır. Herkül daha bebeykene de hade olum büyü büyü diye aile efratındakilerin dayanılmaz çığırtılarından daqyanamıyarak daha 1 yaşındaykene onlara daha tam dönmeyen diliyle sihirin gidin kulaklarımı tırmaladınız demiş. Aile büyükleri büyü büyü dedikçe herkül sihirin gidin başımdan diye dillenmiş. o konuştukça aile onu konuşturmak için sürekli büyü büyü derken hep aynı cevabı almışlar herkülden. Derken herkül ulan ben bukadar insana derdimi anlatamadım ozaman okadar uzun cümle kullanmayayımda sadece sihir ordan deyim demiş. Gene birgün maymuna çevirdikleri herkülün yanına gelen ebeveynler büyü büyü büyü diye ortalığı inletirlerken herkülde onlara sihir ordan sihir ordan sihir ordan demiş. Herkülün kral babası ne kadarsa alim varsa çağırmış ve sihir ordan nedir diye çabuk araştırmanızı istiyorum demiş. Alimler düşünmüşler taşınmışlar ve sonucu yakalamışlar büyü ile sihir ordan kelimeleri yapılabilecek bir mucizelerin kişilere lanse edilebilecek bi karekter olduğuna karar vermişler ve bunu da sokakları süpüren İstanbul Büyükşehir Belediye temizlikçisinde denemişler.Elindeki süpürgeyle halicin kenarında balık-ekmek yiyenlerin bıraktıkları kılçık, kağıt parçalarını küfür ede ede süpürürkene birden süpürgeye bi haller olduğunu görmüş çok şaşırmış süpürge uçuyormuş. Ama sevinmiş tabi artık kaynanaya gitmek için üç araba değiştirmeyecek attımı süpürgesinin terkisine hanımını üsküdarla esenler arasını 10 dakikada alacaktı. Akşam hanıma yap bu süpürgenin üstünde giderken bana afilli bi kıyafet bide gözlük taktımmıydı havamdan yanıma yaklaşılmaz bide arkasına tek rakibim türk hava yolları yazdırdımmı süpürgemin değmeyin keyfime demiş.Bizim temizlik işçisi böyle sevine dursun kralın alimleri bu işçiye eski yunan mitolojisinde süpüren adı verilen cadı lakabını takmışlar. Ve bunları krallarına anlatırlarken yatakta uyuyan herkül uyanarak sihirin ordan şerefsizler diyerek tekrar uyumuş. İşte herkülün büyü büyü kelimesine sihir ordan demesi ile büyü sihir birbirini tamamlamış.

  • ölüm27.06.2003 - 10:51

    ölüm ölmek demektir. ölmek ölümle eş anlamlıdır eğer insan ölümlüyse ölmüş demektir. Eğer ölmicekse ölüm olmazdı.Eğer ölüm varsa ölecek demektir.Ölmek güzel değildir ölümde güzel değildir. Ölmekle ölüm aynı şeydir. Ölmekte ölüm demektir.Bir canlı ölmüşse ölmüştür. Ölüm olmazsa ölmek diye bir şeyde düşünülemez. Ölümle ölmek birbirini tamamlar. Ölmek varsa ölüm kaçınılmazdır. Ölümle ölmek birbirine doğru orantlıdır. Ay sıkıldımm

  • albert camus26.06.2003 - 16:58

    Bir rivayete göre albert ve camus kardeştiler ve aynı kızı sevmektedirler ama bunu bilmezler. Hain Rozalinda onları sinsi sinsi idare ederken ilerde iki kardeşi birbirine düşüreceğinden hiç haberi yoktu. Albert bıçkın bir delikanlı Camus ona nazaran biraz daha yumuşakımsı bir yapıya sahipti. Rozalinda ise cillop gibi manita ve işveli bir fıstıktı.İkisininde parasını yiyerek hayatını idame ettiriyordu. Albert ve camus birbirlerine sevgilimle tanışmanı çok isterdim bir gün muhakkak tanıştıracağım seni yengenle diyerek hain rozalindanın çevirdiği dolaplar içinde kendilerini avutuyorlardı. Birgün camus ve roz (rozalindanın kısaltmasıdır) sirkeci garının köşesindeki tostçuda tost yerlerken, doğubanka gideyimde varsa bi kaç parça ucuz elektronik eşya alayım ilerde evlenicez dımdızlak kalmayım diyen albertle karşılaşırlar.Albert, bunları görür görmez gözleri fal taşı gibi açılır ve nayır nolamaz ninanamıyorum diyerek el ele göz göze her taraflarını yağ ve salça yapan iki sevgilinin yanına gider. Albert karşıdan karşıya geçerken ortadaki tranway yolunu fark etmez ve zeytinburnu-sirkeci arası gazi, asker ve şehite beleş olan tranwayın altında kalacakken güvenliğin hey dur lan dana ezilecen başıma bela olacan diye sesiyle ayaklarını atmaz yola ve bekler. Tranvay geçtikten sonra camus ve rozun yanına gider. Selamunaleykün dedikten sonra kendisine 2 sucuklu ve 1 de kaşarlı tost ister. Camus ise bak kardeş hep leşcilik yapıyorsun cebimde bi sigara param kaldı daha manitaya gülhanede develeri gösterecem oraya bile tranvay param yok bu kızı yürütecem der. Midesinin derdine düşen albert bir anda rozu farkeder ve korkudan tir tir titreyen rozalindaya bi tokat geçirir ve ulan şerefsiz ne vardı 3 tost bi ayran içeceğine 1 tane yeseydinde bizede kalsaydı der. Camus ne yapıyorsun abi o benim sevdiğim kadın nasıl ona tokat atarsın diyerek albertin tam ısırmakta olduğu tostu alarak kendi yemeye başlar ve büfeciye usta biraz daha bastırsaydın daha iyi olacaktı der. albert camusa tostumu geri verirsen sizi affederim hayatınızda çekilirim diyerek büyük bir fedakarlık yapar.Camus bir tosta bakar birde yerde yatan roza bakar ve kusura bakma abi der roz senin olsun ben tostu yicem. Albertte kendine iki tost daha söyler ve abi kardeş beraberce tos yerken rozalindaya yol verirler. İkisindende umut bulamayan roz oradan çeker gider ve daha sonraları uzun bir süre haber alınmaz derken bir mesajla ortaya çıkar 'Tostumu yedim seni odamda bekliyorum, gelmiceksen haber ver casinoya inecem' bu hikaye dillerden dillere dolaşmış, umutsuz sevgililerin umut ışığı olmuş ve kavuşamayanlar içinse bir efsana olmuştur. Albert camus da bu efsanenin iki asıl kahramanıdır.

  • allah (c.c)26.06.2003 - 16:28

    benim ve herkesin sahibidir. Büyüklüğü tartışılmaz, varlığından zerre tereddüt edilmezdir. O vardır hepte var olacaktır geri kalan herşey geçicidir. Herşeyi gören ve bilendir. Kusursuz bir mimar ve merhametli bir yaratıcıdır. Allah bir dir doğmamıştır. Bizim kurtarıcımızdır, yaşama sebebimiz, sevgilimiz, aşkımız, özlemimiz, herşeyimizdir. Geliş ondandır, gidişde ona olacaktır.Ona karşı gelinmez gelenler aptal ve zavallı insanlardır. Onun herşeye gücü yeter, zannetmeyinki size yetmez ama o sizi bu dünyada sınava tabi tutuyor.

    Kula bela gelmez hak yazmadıkça
    Hak bela yazmaz kul azmadıkça.