efendim aslı taha'yı yül den gelmekteidir.yani ki'daha eyyi yol'un öztürkçe söylenişidir.su yoluna fingirdeye kikirdeye revan olan genç kızların analarına yakalandıklarında komşu kadınların ana'yı aşkı şevklendirmek için sarfettikleri kelimedir... hüzün ilen...
Efendim mâdem dar’ül elhân’ın mâzisi ifşâ oldu biz de gayrısını fâş eyleyelim dem ilen… evveli ahir bu “çenesi ishale gark olmak”, “çenesini ishale gark eylemek” efendim özet ilen nedir sizin bu ishalden çektiğiniz, nedir alıp veremediğiniz? çok çekmekteyseniz yazalım bir cipro bir flagyl kurtaralım sultanımızı bu dertten…
sahih râvîlerden nakledildiğine göre; -ki yalan kadar yılan da geçmezdir bu ravilerin kapısının önünden- bu münevver okul nelere kadir değil idi ki…dermadem her dem kaşağı göründüyse cepten kaşımak gerekir tez elden ihtiyat ilen…
efendim gün gibi hatırlarım…seneler 1876’dan sonrasını gösterir idi.bahsetmişidim evvelen biçare bir kızcağızdan hani sulukulelizade Ahmet Mithat efendinin kapısını çalmış idir.efendim darül elhanın bu çalınan kapısı ozamanlar sulukuleye bakar idi malumunuz üzre :) haliyle o kapıdan sulukule eşrafından olmayan kimsenin girdiği pek vaki değilidi. Bendeniz kısa donla havz-ı serde gezer iken, bey babamın eteklerini çekiştirir kendisinden bir mecidiye ister gibi mızmızlanır idim ki bu şuh dilberi buldum karşımda. Efendim bu garibu gurebayı, zarifu zürefayı,merhamet sahibi bey babam evlatlığa kabul buyurdu ve akabinde bir tekme ilen papucumu dama uçurdu. Efendim hanımlar hep zaaftır biz zarafet timsali erkeklerde amenna! haliyle muhteris, fesat-ı kamil, kıskanc-ı biri haline geldikidi…
zembilli efendi de lâlezâra gülîzâra kendini adamış bir özge candır, lakin bi-edep, bi-ilim garibu gureba zârifu zûrefa cahilu cühela kesim eren babayı hakkıyla tanıyıp bilemez bahçevân sanırlaridi. Bu alim zat bendenizin telef olmasına, melankolik nöbetlere garkolmasına göz yummamış; dizinin dibine oturtup bir kâmil insan yontmaya girişmidir.Allah ondan razı olsun… Elbetteki arasıra lalezara gülizara teşrif buyurunca mevzubahis tûtî; hocam şahsında gizli, ilim deryasından bu biçareye de koklatır idi,bir gül ilen…gel zaman git zaman mekteb-i tababet bendenizdeki derun bilgiyi keşfedip bana gel demiş bu biçareyi görür görmez “yavrum sen şifahaneye geç,istirahat et” demişidir.efendim içimize(!) haset ve nifak tohumları bu sebeplerden düşmüşidir inşiyak ilen… Daha evvel baktnız:”besle kargayı oysun gözünü”,”merhametten maraz doğar”
Efendim buyurulduğu gibi mektep mektep elimizde tasdikname dolaşmış değil iduk fekat tababette ve bilimum mekteplerde bir dikiş tutturamayan bu bî-çare gurebay-ı zûrefâr şuh dilber en son peder beyin dar’ül elhanında musîkiye muttâlî olmuş idir.sadâsındaki tizlik hasebiylen koskoca darül elhan hayli zor zamanlar geçirmiş ennihayetinde akordubozukzadelerden sagah efendinin işitmeyen-8.derecen sağır imiş- kulaklarından ziyade miyopi gözlerine hitâpetsin deyu adamcağızın başına sarılmışidir.
“Efendim, diyeceksiniz ki, peki neden yaptı bunları, neden iftira attı …neden bu acz-ü hiyânet..mazisini tarîfden de müstagnî olduğu üzere ne olabilir efendim, ne olabilir; sizi te’mîn eylerim ki kezâ ve kezâ kıskanıyordu Allah’ın gâribesi :) ”eywallahulâlem tefsiretmeden alıyorum efendim yakıştı sankim hikâyyemin tam da bu yerine izniniz ilen…
efendim madem ki “şapka düştü,kel göründü”bendeniz de kelliğimizi ve kelliğin müsebbibini faş eyledim ihtiyat ilen… efendim bir rivayet”hiç keyfim yok uzun zamandır; iyiyim dersen anla yalandır,gülümseyişim zorlamamdır şarkılarım ağlamamdır”defterlerimden birinin köşesine sagah efendi tarafından not düşülmüşüdür. Yine bir rivayet de:”bakıp bakıp resmine,türkü yakıp ismine dert ekleyip derdine…üzüldüğün şeye bak”tarafımdan bestenin ayağının değdiği her yere yazılmışidir. Gel zaman git zaman seneler geçmiş bendeniz bir yağız delikanlı, o tuti dilber de bir yaşlı kadıncağız olmaklığın pençesinde şahsıma saldırmayı mübah görmiş idir.profil resminizden ilham ilen… Muhabbet ilen :) … Münâkaşa ilen… Yâlân ilen dolân ilen…
Ey Oğul! Kanma aşık sözüne elbet çoğu yalandır; inanmaz isen bak gönlüne her bir yanı talandır. Oğul sen yine de sevmekten vazgeçme; güzelin talanı bile hasandır!
efenim daha evvel tavsiyyeleimizi talim edip netice almamış olmanız pek ihtimal dahilinde değildir fekat bu kadder acziyet içerisinde olanlar var ise şayet; bir eşarp bir şal ve\veya bir mendilden parça kesip farenin kablosuna iliştirmeniz kablo yok ise sandaliye ve\veya masanın ayağına bağlayıvermeniz efdal olacak idir... tavsiyye ilen...
efendim faili makyawelist olarak zikir edilir. efendim abdurrahman çelebinin siyasetnamesinde 'inada itimad'dan sonra ekseriyyet ilen zikredilen kısımıdır.şahsımızın okuyup bildiği lakin pek bir itimadetmediği kitabıdır.lakin arada bir başvurduğumuz suçlamasını üstümüze atanlar yok değilidir.'her koyun kendi bacağından asılır' ibaresi siyasetnamenin 'koyun'fıkrasında zikredilmişidir. ihtiyat ilen...
Efendim estağfirullah ilen izâh buyuralım… Şapka inkılâbıylan bilimum â’ların şapkası başından çalınmış ve umûma dağıtılmışıdır.gün geçtikçe de â’nın şapkalı olduğu unutulmaktaıdır.tâ ki şahsımız â’nın şapkasını iade-i itibar niyyetiylen kendisine uzatmamız ve şapkalı a’dan ötürü öteki a evsâfına şapka çıkartmamız ve tahmininiz üzre şapkasız a’lara hediyye buyurmamız idir.nitekim bu sayede şapkalı a’yı yıllarıdır mahrum bıraktığımız ilgi alâka ve şefkâtin kazâsını yapmaktayız ıdır. kabûl olur inşallh-û âlem...
Yine aynı nezâketi; merhum î vü û hurufâtına da göstermekteyizidir.mesele aslında bu kadar bâsît idir.lâkin isteyen istediğini düşünmekte elbette hürüdür.ister düşünür ister düşür ister ise üşür. Efendim kirrâz mevsimine çok olduğundan henüz reng-i tenimiz afrikan milletinden ziyadesiylen uzak idir. Bir husûsî nokta ki şudur: mu'tedil iklimler bize pek ayak uyduramaz malumunuz anatolia four season ve haliyle dördünün de ardı sıra bir yıla sığışması mecburan “ayak”larını birbirine dolaştıracak ıdır.
Bir üstadımız bir bahsinde; ”kel başa şimşir tarak bu ayakları artık bırak”buyurmuş olup ziyadesiylen bu söz ilen şahsımıza ayak burkutmuşudur. Ehl-i heva ve hevestanın bize çelme takmasına gerek yokudur.
Efendim mübarek dedemiz aristo’dan da bir laf-ı gûzâf:”canlılar iki grubudur insan-u bitkiyy-i hayevanât ve çalular...ve evladım bir de insanlar iki grubudur ehl-i tabâbet ve gayrı’lar…”hülâsa-ı kelâm…
herkes yapamaz efendim kaçak çay ilen...
dem ilen...
efenim tababet fakültesi birinci sınıfında hocaların acemi oğlanlarla maytap geçtikleri kelimedir %0,9 NaCl ve sudan müteşekkildir.malumunuz esefle kınanmaz esefle yıkanır...
itina ilen...
müşkülpesent kadder alakamı çeken kelime idir.
semantik ilen...
efendim aslı taha'yı yül den gelmekteidir.yani ki'daha eyyi yol'un öztürkçe söylenişidir.su yoluna fingirdeye kikirdeye revan olan genç kızların analarına yakalandıklarında komşu kadınların ana'yı aşkı şevklendirmek için sarfettikleri kelimedir...
hüzün ilen...
Efendim mâdem dar’ül elhân’ın mâzisi ifşâ oldu biz de gayrısını fâş eyleyelim dem ilen…
evveli ahir bu “çenesi ishale gark olmak”, “çenesini ishale gark eylemek” efendim özet ilen nedir sizin bu ishalden çektiğiniz, nedir alıp veremediğiniz? çok çekmekteyseniz yazalım bir cipro bir flagyl kurtaralım sultanımızı bu dertten…
sahih râvîlerden nakledildiğine göre; -ki yalan kadar yılan da geçmezdir bu ravilerin kapısının önünden- bu münevver okul nelere kadir değil idi ki…dermadem her dem kaşağı göründüyse cepten kaşımak gerekir tez elden ihtiyat ilen…
efendim gün gibi hatırlarım…seneler 1876’dan sonrasını gösterir idi.bahsetmişidim evvelen biçare bir kızcağızdan hani sulukulelizade Ahmet Mithat efendinin kapısını çalmış idir.efendim darül elhanın bu çalınan kapısı ozamanlar sulukuleye bakar idi malumunuz üzre :) haliyle o kapıdan sulukule eşrafından olmayan kimsenin girdiği pek vaki değilidi. Bendeniz kısa donla havz-ı serde gezer iken, bey babamın eteklerini çekiştirir kendisinden bir mecidiye ister gibi mızmızlanır idim ki bu şuh dilberi buldum karşımda. Efendim bu garibu gurebayı, zarifu zürefayı,merhamet sahibi bey babam evlatlığa kabul buyurdu ve akabinde bir tekme ilen papucumu dama uçurdu. Efendim hanımlar hep zaaftır biz zarafet timsali erkeklerde amenna! haliyle muhteris, fesat-ı kamil, kıskanc-ı biri haline geldikidi…
zembilli efendi de lâlezâra gülîzâra kendini adamış bir özge candır, lakin bi-edep, bi-ilim garibu gureba zârifu zûrefa cahilu cühela kesim eren babayı hakkıyla tanıyıp bilemez bahçevân sanırlaridi.
Bu alim zat bendenizin telef olmasına, melankolik nöbetlere garkolmasına göz yummamış; dizinin dibine oturtup bir kâmil insan yontmaya girişmidir.Allah ondan razı olsun…
Elbetteki arasıra lalezara gülizara teşrif buyurunca mevzubahis tûtî; hocam şahsında gizli, ilim deryasından bu biçareye de koklatır idi,bir gül ilen…gel zaman git zaman mekteb-i tababet bendenizdeki derun bilgiyi keşfedip bana gel demiş bu biçareyi görür görmez “yavrum sen şifahaneye geç,istirahat et” demişidir.efendim içimize(!) haset ve nifak tohumları bu sebeplerden düşmüşidir inşiyak ilen…
Daha evvel baktnız:”besle kargayı oysun gözünü”,”merhametten maraz doğar”
Efendim buyurulduğu gibi mektep mektep elimizde tasdikname dolaşmış değil iduk fekat tababette ve bilimum mekteplerde bir dikiş tutturamayan bu bî-çare gurebay-ı zûrefâr şuh dilber en son peder beyin dar’ül elhanında musîkiye muttâlî olmuş idir.sadâsındaki tizlik hasebiylen koskoca darül elhan hayli zor zamanlar geçirmiş ennihayetinde akordubozukzadelerden sagah efendinin işitmeyen-8.derecen sağır imiş- kulaklarından ziyade miyopi gözlerine hitâpetsin deyu adamcağızın başına sarılmışidir.
“Efendim, diyeceksiniz ki, peki neden yaptı bunları, neden iftira attı …neden bu acz-ü hiyânet..mazisini tarîfden de müstagnî olduğu üzere ne olabilir efendim, ne olabilir; sizi te’mîn eylerim ki kezâ ve kezâ kıskanıyordu Allah’ın gâribesi :) ”eywallahulâlem tefsiretmeden alıyorum efendim yakıştı sankim hikâyyemin tam da bu yerine izniniz ilen…
efendim madem ki “şapka düştü,kel göründü”bendeniz de kelliğimizi ve kelliğin müsebbibini faş eyledim ihtiyat ilen…
efendim bir rivayet”hiç keyfim yok uzun zamandır; iyiyim dersen anla yalandır,gülümseyişim zorlamamdır şarkılarım ağlamamdır”defterlerimden birinin köşesine sagah efendi tarafından not düşülmüşüdür.
Yine bir rivayet de:”bakıp bakıp resmine,türkü yakıp ismine dert ekleyip derdine…üzüldüğün şeye bak”tarafımdan bestenin ayağının değdiği her yere yazılmışidir.
Gel zaman git zaman seneler geçmiş bendeniz bir yağız delikanlı, o tuti dilber de bir yaşlı kadıncağız olmaklığın pençesinde şahsıma saldırmayı mübah görmiş idir.profil resminizden ilham ilen…
Muhabbet ilen :) …
Münâkaşa ilen…
Yâlân ilen dolân ilen…
Ey Oğul!
Kanma aşık sözüne elbet çoğu yalandır; inanmaz isen bak gönlüne her bir yanı talandır. Oğul sen yine de sevmekten vazgeçme; güzelin talanı bile hasandır!
Fizanlı Necip
efenim daha evvel tavsiyyeleimizi talim edip netice almamış olmanız pek ihtimal dahilinde değildir fekat bu kadder acziyet içerisinde olanlar var ise şayet; bir eşarp bir şal ve\veya bir mendilden parça kesip farenin kablosuna iliştirmeniz kablo yok ise sandaliye ve\veya masanın ayağına bağlayıvermeniz efdal olacak idir...
tavsiyye ilen...
efendim faili makyawelist olarak zikir edilir.
efendim abdurrahman çelebinin siyasetnamesinde 'inada itimad'dan sonra ekseriyyet ilen zikredilen kısımıdır.şahsımızın okuyup bildiği lakin pek bir itimadetmediği kitabıdır.lakin arada bir başvurduğumuz suçlamasını üstümüze atanlar yok değilidir.'her koyun kendi bacağından asılır' ibaresi siyasetnamenin 'koyun'fıkrasında zikredilmişidir.
ihtiyat ilen...
efendim elbette ölmüşüdür kabride hayli aşağıya gömülmüşüdür bknz:aşşağıdakilerden ç\alıntı
Efendim estağfirullah ilen izâh buyuralım…
Şapka inkılâbıylan bilimum â’ların şapkası başından çalınmış ve umûma dağıtılmışıdır.gün geçtikçe de â’nın şapkalı olduğu unutulmaktaıdır.tâ ki şahsımız â’nın şapkasını iade-i itibar niyyetiylen kendisine uzatmamız ve şapkalı a’dan ötürü öteki a evsâfına şapka çıkartmamız ve tahmininiz üzre şapkasız a’lara hediyye buyurmamız idir.nitekim bu sayede şapkalı a’yı yıllarıdır mahrum bıraktığımız ilgi alâka ve şefkâtin kazâsını yapmaktayız ıdır. kabûl olur inşallh-û âlem...
Yine aynı nezâketi; merhum î vü û hurufâtına da göstermekteyizidir.mesele aslında bu kadar bâsît idir.lâkin isteyen istediğini düşünmekte elbette hürüdür.ister düşünür ister düşür ister ise üşür. Efendim kirrâz mevsimine çok olduğundan henüz reng-i tenimiz afrikan milletinden ziyadesiylen uzak idir. Bir husûsî nokta ki şudur: mu'tedil iklimler bize pek ayak uyduramaz malumunuz anatolia four season ve haliyle dördünün de ardı sıra bir yıla sığışması mecburan “ayak”larını birbirine dolaştıracak ıdır.
Bir üstadımız bir bahsinde; ”kel başa şimşir tarak bu ayakları artık bırak”buyurmuş olup ziyadesiylen bu söz ilen şahsımıza ayak burkutmuşudur. Ehl-i heva ve hevestanın bize çelme takmasına gerek yokudur.
Efendim mübarek dedemiz aristo’dan da bir laf-ı gûzâf:”canlılar iki grubudur insan-u bitkiyy-i hayevanât ve çalular...ve evladım bir de insanlar iki grubudur ehl-i tabâbet ve gayrı’lar…”hülâsa-ı kelâm…
İhtiyât ilen…