efenim kafa kafaya çarpışmak yahud da başbaşa kalmak yahud da baş başa vermek gibi manaları haiz idir. 'serser'başabaş berabere kalmak manasını taşır iken 'sersem'başı uyuşmuş başı yerden kalkmayan... 'ser yere ser'ise başı yere bakan yürek yakan gibim manaları ihtiva eder... 'server'ise ser verip sır vermeyen demek idir... şimdilik serimize gelen bu kadar idir... itina ilen...
efenim bir husus vehim bir mertebe değil idir.ısrarla mertebe olduğunu söyleyenlere enfazla diyebileceği fizanlının:mertebenin en alt basamağıdır ki oda basamak kabul edilmez zeminden bilinir... gelelim sofestailere efenim fi tarihinde antik romada yunanda iyonyada deniz kıyısında sahil kenarında ekmek elden su gölden gerinirken hülyalı bakışlar ilen güzel kızları süzerken cehennemden gafil cennette olduğunu ZAN ederken uydurulmuş doğurtulmuş'vehmettiğimden vehmediyorum; ohalde vehmediyorum; vehimden başka vehmim yok,gamsız yaşıyorum'gibim efsanevi mitolojik felsefelerini günümüze kadar 'pes'dedirtecek bir marifet ilen aktarabilmişler idir.... anadoluda bu mübarek sofistlere anti\izm doğmuş olup 'sofuzm'olarak kol gezmekte kontr felsefe olarak sofestai gezenlere had bildirmekte idir... saygı ilen...
'duvarı nem insanı gam yıkar've 'damlaya damlaya göl olur'gibim fizik kurallarıyla bire bir örtüşen atasözlerimize mukabilen taşı ivme ilen fırlatmaya yahud da serbest düşmeye bıraktığınızda rüzgardan ve sürtünmeden oluşan çeşitli Fkuvvetlerinin ters yönlü bileşkesine denk gelen bir kuvvetin taşın ağırlığından bir miktar götüreceğini hesab edip,ısı ışık ve mekanik enerjiye gidecekleri ihmal etmeyerek kütlesinde de zerre misgal kayba sebebeiyet verebileceğini hesabedip en iyisinin taşı yerinde bırakıp ses çıkarmamak haliylen kimseye problem olmamak eyleminin isabet olacağına hükmeden merhum bir atadan nakledilmiş söz idir. ataya rahmet ilen...
efenim evvelen ajanda neden bozulsundur ajanda pekala ajanda iken de şiir defteri olabilir...ha yani 'şiir defteri'deyu özel defterler mi vardır imal edilmiş midir? o halde neden sebep ajandanın ipleri sökülmeye yeltenilir deri kabı soyulup üzerine 'falanın şiir defteri'deyu ibraz edilir yaftalanır mındar edilir? efenim tüketiciliğin bilem bir edebi var idir... adap ilen...
Hububatların telef olduğu bir yer o mahsül meydanı…ve ki âmiyyeldir her konuşma…ve her sudud da âmiyyel…fekat hububatların muhayyilemize madem nebatat ve dahi nohut bulmaya muvaffak olamamada…liyakatsiz kalmada sebat etmededir…o zaman usul yerine usulsüzlük dilemeli…
İnleyelim efenim o halde…
Sırra kadim hece neşretti faili o sühan Bihan bihan meyletti intihara yetmez mi (ey faili,beytim ziyadesi ilen açık değil mi? zaten topu topu iki satır anlamadıysan gayrı sarfı çabayı telef etmeye değmez ki!)
elbette efendim tarlayı ekmekte fayda vardır…ama ki eşşek inadeder,çifte atar,çüş eder…zira ki “tarlayı sür”usulü vardır…ama ki usul sadece eşeğedir an-ı seyyaldir…aslında marazlı olan usul değil merkebin kendisidir…ve ki dileriz yavaş yavaş gazir oladır…eğer ki merkebimiz bir lahzada sabrımızı taşıracak olursa derdest eder Ka'm eyleriz…
el’an…bendim için…beklemedeyim…ama ki kargalar saldırdu mu…ki merkebin usulsü muhalleb olmuştur…arazime meyyil veren o yar,artezyen hayalimi ziyadesylen sokup zora,ettireceği hayli zarardır…
aşkola merkep inadın hep banadır… tarlamın meyili o sakit yardandır bire on veren bakladan da müstağni müflis bir kuluz…bağdatta kaldı hesap dalaveradan…
Ne güneş ne ateş beni sen yaktın
Ne hasret ne gurbet beni sen vurdun
Hem yazım hem kışım baharım oldun
Duysa nasıl sevdiğimi melekler ağlar
Sensiz geçen akşamlarda geceler ağlar
Pusu kurmuş yalnızlıklar saatler ağlar
Bilsen nasıl özlemişim gökkubbe ağlar
Duysa nasıl sevdiğimi melekler ağlar
Ne yere ne göğe ismini yazdım
Senin ismini canım kalbime yazdım
Sen günüm sen gecem sabahım oldun
Duysa nasıl sevdiğimi melekler ağlar
Sensiz geçen akşamlarda geceler ağlar
Pusu kurmuş yalnızlıklar saatler ağlar
Bilsen nasıl özlemişim gökkubbe ağlar
Duysa nasıl sevdiğimi melekler ağlar
Bir vefa bekleme geçen zamandan
Mevsimler vefasız yıllar vefasız
Bir umut bekleme
Sevdadan aşktan
Seviyorum diyen diller vefasız
Gün gelir gönülde solar çiçekler
Yalana karışır bütün gerçekler
Sevenler gideni boşuna bekler
Yolcular vefasız yollar vefasız
Bir dünya düşünki vefadan yoksun
Ömrünü verdiğin dostlar vefasız
Bir hayat düşünki sevgiden yoksun
Canını verdiğin canlar vefasız
Gün gelir gönülde solar çiçekler
Yalana karışır bütün gerçekler
Sevenler gideni boşuna bekler
Yolcular vefasız yollar vefasız
efenim kafa kafaya çarpışmak yahud da başbaşa kalmak yahud da baş başa vermek gibi manaları haiz idir.
'serser'başabaş berabere kalmak manasını taşır iken
'sersem'başı uyuşmuş başı yerden kalkmayan...
'ser yere ser'ise başı yere bakan yürek yakan gibim manaları ihtiva eder...
'server'ise ser verip sır vermeyen demek idir...
şimdilik serimize gelen bu kadar idir...
itina ilen...
efenim bir husus vehim bir mertebe değil idir.ısrarla mertebe olduğunu söyleyenlere enfazla diyebileceği fizanlının:mertebenin en alt basamağıdır ki oda basamak kabul edilmez zeminden bilinir...
gelelim sofestailere efenim fi tarihinde antik romada yunanda iyonyada deniz kıyısında sahil kenarında ekmek elden su gölden gerinirken hülyalı bakışlar ilen güzel kızları süzerken cehennemden gafil cennette olduğunu ZAN ederken uydurulmuş doğurtulmuş'vehmettiğimden vehmediyorum; ohalde vehmediyorum; vehimden başka vehmim yok,gamsız yaşıyorum'gibim efsanevi mitolojik felsefelerini günümüze kadar 'pes'dedirtecek bir marifet ilen aktarabilmişler idir....
anadoluda bu mübarek sofistlere anti\izm doğmuş olup 'sofuzm'olarak kol gezmekte kontr felsefe olarak sofestai gezenlere had bildirmekte idir...
saygı ilen...
evet canım şrödingerin de kedisi var...
hayret ilen...
'duvarı nem insanı gam yıkar've 'damlaya damlaya göl olur'gibim fizik kurallarıyla bire bir örtüşen atasözlerimize mukabilen taşı ivme ilen fırlatmaya yahud da serbest düşmeye bıraktığınızda rüzgardan ve sürtünmeden oluşan çeşitli Fkuvvetlerinin ters yönlü bileşkesine denk gelen bir kuvvetin taşın ağırlığından bir miktar götüreceğini hesab edip,ısı ışık ve mekanik enerjiye gidecekleri ihmal etmeyerek kütlesinde de zerre misgal kayba sebebeiyet verebileceğini hesabedip en iyisinin taşı yerinde bırakıp ses çıkarmamak haliylen kimseye problem olmamak eyleminin isabet olacağına hükmeden merhum bir atadan nakledilmiş söz idir.
ataya rahmet ilen...
nasıl bi manyaklıksa artık?
Allah rahmet eylesin...
kesemizden gitti adam...
iyiler uzun yaşamaz bilmeliydik halbuki...
rahmet ilen...
efenim evvelen ajanda neden bozulsundur ajanda pekala ajanda iken de şiir defteri olabilir...ha yani 'şiir defteri'deyu özel defterler mi vardır imal edilmiş midir? o halde neden sebep ajandanın ipleri sökülmeye yeltenilir deri kabı soyulup üzerine 'falanın şiir defteri'deyu ibraz edilir yaftalanır mındar edilir?
efenim tüketiciliğin bilem bir edebi var idir...
adap ilen...
dalavera-3
Meyal ise terellidir ömür hayl-i intisal etmez…
Hububatların telef olduğu bir yer o mahsül meydanı…ve ki âmiyyeldir her konuşma…ve her sudud da âmiyyel…fekat hububatların muhayyilemize madem nebatat ve dahi nohut bulmaya muvaffak olamamada…liyakatsiz kalmada sebat etmededir…o zaman usul yerine usulsüzlük dilemeli…
İnleyelim efenim o halde…
Sırra kadim hece neşretti faili o sühan
Bihan bihan meyletti intihara yetmez mi
(ey faili,beytim ziyadesi ilen açık değil mi? zaten topu topu iki satır anlamadıysan gayrı sarfı çabayı telef etmeye değmez ki!)
elbette efendim tarlayı ekmekte fayda vardır…ama ki eşşek inadeder,çifte atar,çüş eder…zira ki “tarlayı sür”usulü vardır…ama ki usul sadece eşeğedir an-ı seyyaldir…aslında marazlı olan usul değil merkebin kendisidir…ve ki dileriz yavaş yavaş gazir oladır…eğer ki merkebimiz bir lahzada sabrımızı taşıracak olursa derdest eder Ka'm eyleriz…
el’an…bendim için…beklemedeyim…ama ki kargalar saldırdu mu…ki merkebin usulsü muhalleb olmuştur…arazime meyyil veren o yar,artezyen hayalimi ziyadesylen sokup zora,ettireceği hayli zarardır…
aşkola merkep inadın hep banadır…
tarlamın meyili o sakit yardandır
bire on veren bakladan da müstağni müflis bir kuluz…bağdatta kaldı hesap dalaveradan…