hemen düşeyim oğul, şerhen... hülasa-i kelam ilen aşkına düşküne mim ilen... halas haldıras gelip gittiğin yollara dilruba; palas pandıras yürüdüğüm la tahzene bil mahzene indiğim hüzün yağmurlarında arayıp bulamadığım 'meğana'inde yok cinde yok,ecrinde yok cürmünde yok; ateşim var ifritim yok...çakmağım var kibritim yok! ey oğul; düşme aşkın peşine odu yamandır,gücenme baban sözüne, fiyakalı sanma sana düşmandır. oğul anlayana sinek sözü kelamdır; idraki dar adama eşşek gözü haramdır.oğul daha da anlamadın zannım odur; bil ki zorlama derim kapasiten cüz'idir azdır! öperim gözlerinden oğul... şerh ilen...
'..... derler ki imlası kırık kaderin içinden geçermiş ferhatın kahrı ya ben sana nasıl gelirim şirin bulutun içinden rüzgar sesinden ya ben sana nasıl gelirim ferhat kalbimdeki ırmak sakinliğinden.
derler ki goncası açmaz bir aşkın kapıları örtük olurmuş he mi? mermere yazılan harfler kaybolur yağmur düşer sızlanırmış karanfil ben böyle bekliyorum yollarda, gülüm imlası kırık kalbimle seni. '
efenim evvelen bir gerçeği vurgulamakta yarar görüyorum: ifritciğim gitmiş olabilir, avisto tatile çıkmış olabilir, limon yüzümüze bakmıyor olabilir ;) istitar kezzap leyla yazmıyor yahud yazıyor ise de henüz gözüme çarpmış olmayabilir, besteden artık şahsım hazzetmiyor olabilir, tukebbir peşine düşeceğimi sanmış olabilir, wu kayıplarda olabilir, lorinzinden artık haber alınamıyor olabilir; ..........olmasına rağmen efenim ben vü mübarek dedelerim ziyadesi ilen kalabalık olup cümle aleme yeteriz inşallahulalem... efenim şu düsturunuz olsun her daim; 'fiyakalı yalınız kalmaz; yalınız bırakır! 'öyleki şu cevabı laptop'da yazamıyorum mübarek dedelerim görsün deyu konferans salonunda beyaz perdede evvelen kürsüde yazılmışları okuyup her birinin ayrı ayrı rızası ilen cevap yazıyoruz dedelerimin asabi vü dominant kimlik kişilik mizaçlarından mütevellit arada kan gövdeyi götürmüyor da değil bilhassa hatun cinsinin üzerimizden prim yapmaya kalkışması noktasında dedelerim asabileşip 'ya artık onu bitir,nedire göm; yahud da muhattap alma oğul! bizden söylemesi'diyorlar efenim; mübarek dedelerime hürmet ilen...
the not: 1-beste hatun yapacağın kurları üzerimden pazarlamaz isen ziyadesiylen müteşekkir olacağım idir. 2-her şey yalan idir dolan idir eh çorbada bizim de tuzumuz bulunsun idir; şükür ki yalan söylüyoruz idir yok ise bildiğimiz doğrular can yakabilir... ikaz ilen...
'Bir adam kötü yoldan para kazanip bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli: ' Helal değildir ' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder.
Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da söyle der: - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.'
efenim olay mahalinin bir kahvehane olduğu az sonra malumunuz olacak idir.evvelen birbiri üstüne sigaralar yakılır izmaritler çay bardaklarında istiflenir kapılar pencereler sıkı sıkıya kapatılır okey'e oturulur taşları dizer iken biri ikisi elaltından iç edilir.profesyöneller hali hazırda bir kaç adet taşını taşır.efenim bir başkası da pişti de poker de kağıt saklama işidir ki yine bunda da sigara dumanından ziyadesi ilen faydalanılır...acemiye el ballı gelir fekat kumarda her daim masa yahud da kıraathane kazanır efenim masanın üstüne birbiri ardına çay bırakılır nasıl bittiği anlaşılmaz zira bitmeden bayat çaylarla tazelenir.nikotinden uyuşmuş beyin bunu pek farkedemez...işte bu mübarek tabiat olayına 'sigaramın dumanına sarsam saklasam seni'olayı denilir... itina ilen...
hemen düşeyim oğul,
şerhen...
hülasa-i kelam ilen aşkına düşküne mim ilen...
halas haldıras gelip gittiğin yollara dilruba; palas pandıras yürüdüğüm la tahzene bil mahzene indiğim hüzün yağmurlarında arayıp bulamadığım 'meğana'inde yok cinde yok,ecrinde yok cürmünde yok; ateşim var ifritim yok...çakmağım var kibritim yok!
ey oğul;
düşme aşkın peşine odu yamandır,gücenme baban sözüne, fiyakalı sanma sana düşmandır.
oğul anlayana sinek sözü kelamdır; idraki dar adama eşşek gözü haramdır.oğul daha da anlamadın zannım odur; bil ki zorlama derim kapasiten cüz'idir azdır!
öperim gözlerinden oğul...
şerh ilen...
hoşbuldum oğul ;)
sen de hoşgelmişin!
uykuda mısın sevgili yarim-şükriye tutkun...
'.....
derler ki imlası kırık kaderin
içinden geçermiş ferhatın kahrı
ya ben sana nasıl gelirim şirin
bulutun içinden rüzgar sesinden
ya ben sana nasıl gelirim ferhat
kalbimdeki ırmak sakinliğinden.
derler ki goncası açmaz bir aşkın
kapıları örtük olurmuş he mi?
mermere yazılan harfler kaybolur
yağmur düşer sızlanırmış karanfil
ben böyle bekliyorum yollarda, gülüm
imlası kırık kalbimle seni. '
Cafer Turaç
efenim evvelen bir gerçeği vurgulamakta yarar görüyorum:
ifritciğim gitmiş olabilir,
avisto tatile çıkmış olabilir,
limon yüzümüze bakmıyor olabilir ;)
istitar kezzap leyla yazmıyor yahud yazıyor ise de henüz gözüme çarpmış olmayabilir,
besteden artık şahsım hazzetmiyor olabilir,
tukebbir peşine düşeceğimi sanmış olabilir,
wu kayıplarda olabilir,
lorinzinden artık haber alınamıyor olabilir; ..........olmasına rağmen efenim ben vü mübarek dedelerim ziyadesi ilen kalabalık olup cümle aleme yeteriz inşallahulalem...
efenim şu düsturunuz olsun her daim; 'fiyakalı yalınız kalmaz; yalınız bırakır! 'öyleki şu cevabı laptop'da yazamıyorum mübarek dedelerim görsün deyu konferans salonunda beyaz perdede evvelen kürsüde yazılmışları okuyup her birinin ayrı ayrı rızası ilen cevap yazıyoruz dedelerimin asabi vü dominant kimlik kişilik mizaçlarından mütevellit arada kan gövdeyi götürmüyor da değil bilhassa hatun cinsinin üzerimizden prim yapmaya kalkışması noktasında dedelerim asabileşip 'ya artık onu bitir,nedire göm; yahud da muhattap alma oğul! bizden söylemesi'diyorlar efenim;
mübarek dedelerime hürmet ilen...
ONUNCU KÖY
the not:
1-beste hatun yapacağın kurları üzerimden pazarlamaz isen ziyadesiylen müteşekkir olacağım idir.
2-her şey yalan idir dolan idir eh çorbada bizim de tuzumuz bulunsun idir; şükür ki yalan söylüyoruz idir yok ise bildiğimiz doğrular can yakabilir...
ikaz ilen...
'Bir adam kötü yoldan para kazanip bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektas Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas Veli'ye anlatır ve Hacı Bektas Veli: ' Helal değildir ' diye bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise; bu hediyeyi kabul eder.
Adam ayni şeyi Hacı Bektas Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar. Mevlana söyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektas Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektas dergâhı'na gider ve Hacı Bektas Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektas Veli'ye sorar. Hacı Bektas da söyle der: - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.'
ibret ilen...
uyanmaktır...
efenim olay mahalinin bir kahvehane olduğu az sonra malumunuz olacak idir.evvelen birbiri üstüne sigaralar yakılır izmaritler çay bardaklarında istiflenir kapılar pencereler sıkı sıkıya kapatılır okey'e oturulur taşları dizer iken biri ikisi elaltından iç edilir.profesyöneller hali hazırda bir kaç adet taşını taşır.efenim bir başkası da pişti de poker de kağıt saklama işidir ki yine bunda da sigara dumanından ziyadesi ilen faydalanılır...acemiye el ballı gelir fekat kumarda her daim masa yahud da kıraathane kazanır efenim masanın üstüne birbiri ardına çay bırakılır nasıl bittiği anlaşılmaz zira bitmeden bayat çaylarla tazelenir.nikotinden uyuşmuş beyin bunu pek farkedemez...işte bu mübarek tabiat olayına 'sigaramın dumanına sarsam saklasam seni'olayı denilir...
itina ilen...
efenim n.thoracicus longus hasarlanırsa kişi koltuk değneğini kullanamaz...
klinik anatomi ilen...