İnkişaf, küfür idraki tarafından tecrit edilmek istenmesine rağmen bütün zamanlarda var olacak mutlak ve mükemmel hakikatin milyonlarca beyanı içerisinde bir beyandır. İnkişaf, Hz Âdem’den bu güne sürekli akan İslam şadırvanında küçücük bir göze olmaya taliptir. Sünnet ve Cemaat anlayışına muhalif, buna mukabil, oryantalist düşünceye muvafık duran modernist anlayışları tenkit etmesi ise, tedafüi/savunmacı bir konumda olmasından değil; sadece şadırvanın gözelerine tıkanan pislikleri temizlemek içindir. Çünkü bu durumdaki bir savunma, milkiyeti üzerinde hak iddia edilen mal sahibinin iddiacı durumuna düşmesine benzer. Bu yüzden müdafaa durumunda olanlar İslam’ın yekünunu temsil eden Sünnet ve Cemaat Anlayışı karşısında mevziî yorumlarla İslami anlayış ikame etmeye çalışan ve fakat yanlış yere merdiven dayadıklarından bir türlü hakikate ulaşamayan düşüncelerdir. Bu yüzden İnkişaf, bir müdafaadan öte bir hakikat beyanıdır; bir arz ediştir. Unutulan ve tecrit edilen usulün ve o usul çerçevesinde elde edilen top yekün hakikatin arzıdır. Bu arz ediş sürecindeki ifade tonlarında zaman zaman farklılıklar olacaktır. İslam’ın hakkını dava etme noktasında Müslümanca tavır alış, neyi emrediyorsa “mücibince amel” edilecektir. Ebu Hanife Hazretlerinin, Muhammed Bakır’a “Haddini bil ki, sana karşı saygımı koruyayım.” ifadesini kullanmak durumunda kaldığımız zaman, -her konuda olduğu gibi bu hususta da- Büyük İmam yolumuzu aydınlatacaktır. Tevazu, İslam’ın halidi bir öğüdüdür. Fakat adam çıkar da alenen hakikate suî kast eylerse ona da, yanlış yaptığını söylemek emr-i bi’l-ma’ruf’tan anladıklarımızın bir gereğidir. Yani, boyundan büyük laf edenlere; yanlış anlamalarının doğru okumayı bilmediklerinden kaynaklandığını, muhakkak İslami ilimler üzerine konuşmak ve bunu mümince yapmak istiyorlarsa usul ve esası oryantilistlerden değil, Allah Rasulunden ve O’nun yolundan giden Sünnet ve Cemaat âlimlerinden öğrenmeleri gerektiğini söylememiz haktan öte bir vazifedir.
inkişaf,ilmi dergiciliğe yeni bir soluk getirmiş ve büyük bir boşluğu doldurmuştur..birbirinden değerli güçlü yazarların kaleme aldıkları yazılar gündemdeki tartışmalı konulara ışık tutuyor.Ehli sünnetin muhkem kalesi olan İnkişaf a karşı yapılan eleştirileri komik buluyor ve eleştirileri yapanları inkişafı okumaya ve anlamaya davet ediyorum..derginin çıkmasında emeği geçen herkesi kutluyor,hayırlı hizmetlerinin devamını diliyorum. 10. sayısı yeni çıkmış olan İNKİŞAFı yine büyük bir heyecanla bekliyorum..
İnkişaf, küfür idraki tarafından tecrit edilmek istenmesine rağmen bütün zamanlarda var olacak mutlak ve mükemmel hakikatin milyonlarca beyanı içerisinde bir beyandır. İnkişaf, Hz Âdem’den bu güne sürekli akan İslam şadırvanında küçücük bir göze olmaya taliptir. Sünnet ve Cemaat anlayışına muhalif, buna mukabil, oryantalist düşünceye muvafık duran modernist anlayışları tenkit etmesi ise, tedafüi/savunmacı bir konumda olmasından değil; sadece şadırvanın gözelerine tıkanan pislikleri temizlemek içindir. Çünkü bu durumdaki bir savunma, milkiyeti üzerinde hak iddia edilen mal sahibinin iddiacı durumuna düşmesine benzer. Bu yüzden müdafaa durumunda olanlar İslam’ın yekünunu temsil eden Sünnet ve Cemaat Anlayışı karşısında mevziî yorumlarla İslami anlayış ikame etmeye çalışan ve fakat yanlış yere merdiven dayadıklarından bir türlü hakikate ulaşamayan düşüncelerdir. Bu yüzden İnkişaf, bir müdafaadan öte bir hakikat beyanıdır; bir arz ediştir. Unutulan ve tecrit edilen usulün ve o usul çerçevesinde elde edilen top yekün hakikatin arzıdır. Bu arz ediş sürecindeki ifade tonlarında zaman zaman farklılıklar olacaktır. İslam’ın hakkını dava etme noktasında Müslümanca tavır alış, neyi emrediyorsa “mücibince amel” edilecektir. Ebu Hanife Hazretlerinin, Muhammed Bakır’a “Haddini bil ki, sana karşı saygımı koruyayım.” ifadesini kullanmak durumunda kaldığımız zaman, -her konuda olduğu gibi bu hususta da- Büyük İmam yolumuzu aydınlatacaktır. Tevazu, İslam’ın halidi bir öğüdüdür. Fakat adam çıkar da alenen hakikate suî kast eylerse ona da, yanlış yaptığını söylemek emr-i bi’l-ma’ruf’tan anladıklarımızın bir gereğidir. Yani, boyundan büyük laf edenlere; yanlış anlamalarının doğru okumayı bilmediklerinden kaynaklandığını, muhakkak İslami ilimler üzerine konuşmak ve bunu mümince yapmak istiyorlarsa usul ve esası oryantilistlerden değil, Allah Rasulunden ve O’nun yolundan giden Sünnet ve Cemaat âlimlerinden öğrenmeleri gerektiğini söylememiz haktan öte bir vazifedir.
inkişaf,ilmi dergiciliğe yeni bir soluk getirmiş ve büyük bir boşluğu doldurmuştur..birbirinden değerli güçlü yazarların kaleme aldıkları yazılar gündemdeki tartışmalı konulara ışık tutuyor.Ehli sünnetin muhkem kalesi olan İnkişaf a karşı yapılan eleştirileri komik buluyor ve eleştirileri yapanları inkişafı okumaya ve anlamaya davet ediyorum..derginin çıkmasında emeği geçen herkesi kutluyor,hayırlı hizmetlerinin devamını diliyorum. 10. sayısı yeni çıkmış olan İNKİŞAFı yine büyük bir heyecanla bekliyorum..