kdv bir dolaylı vergidir. yani doğrudan götürülüp vergi dairesine yatırılmaz. muhasebe hesaplarında hesaplanan kdv'nin indirilen kdv'den düşülmesi sonucu bakiye devlete ödenir. bu yüzden kdv oranının yüksekliği (ortalama %18) devlet için o kadar da birşey ifade etmez. fakat, her ne kadar fiş fatura kesmeme alışkanlığımız gelişmiş olsa da, tüm gelişmekte olan ülkeler gibi bizim ülkemizde de katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergiler önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.
ve fakat katma değer vergisinin sakat yanı şudur: vergi biliminde 'yansıtma' tabir edilen kavram gereği, verginin mükellefi ile verginin yüklenicisi yani bilfiil vergiyi ödeyen kişi aynı olmamaktadır. örneğin bizim aldığımız mal ve hizmetlerden alınan kdv'nin mükellefi bize o malı satan kişi veya kurumdur, ilke olarak da onun yüklenmesi gerekir. fakat pratikte durum bu olmamakta, özellikle talep esnekliği düşük mallarda yansıtma yoğun bir biçimde görülmekte, ve satıcının kattığı değerin vergisini de tüketici ödemektedir.
bu başlıbaşına bir vergi adaletsizliğidir. onun için de dolaylı vergilerin toplam vergi yükü içindeki oranının düşürülüp gelir ve servet vergileri gibi dolaysız vergilere ağırlık verilmesi gelişmişliğin hem bir sebebi hem de bir göstergesidir.
SU içmenin faydalarından ve de SUyun canlı yaşamı için öneminden bahsetmek konuSUnda abartan iyiliksever ve de çok bilmiş arkadaşlara bir kısım kafein bağımlısı tarafından verilen takma ad.
Genelde mahallenin dedikoduSUnu kocakarilardan dahi iyi takip eden, telefonla eve siparis guzelligi yapan, bir sey var mi diye sordugunuzda asla 'yok' demeyip 'kalmadi' ya da 'gelmedi' gibisinden cevaplar verip gunun birinde gelecegine dair umit baglatan (isletme anlayisi!) , yine bir sey yoksa yaraticiligini kullanip 'sut kalmamis abla yerine ayran versek' gibi secenekler SUnan, hesap tutan ve tuttugu hesaplari kendisinden baska kimse anlayamayan, mahallenin olmazsa olmaz parcasi.Kahraman bakkal supermarkete karsi...
Alkol ve tütün gibi uyusturucular disinda nedense insan sagligina zararli baska hiçbir seyin karsi propagandasini yapmayan kurum. Yaklasiminin saplantili bir ahlak sorunu oldugu izlenimini uyandiriyor. Özünde, keyif verici maddelerin kisinin bireysel sagligindan ziyade çevresindeki diger yasayanlar için bir tehlike olduguna yogunlasiyor. Toplumun çürümesine neden olan asil etkenleri gözardi ediyor bu arada. kaldiki bunlari desifre etmek görevi degildir muhtemelen ama çürümenin tümünü tütün ve alkole yüklemesi kandirmacadan baska bir sey degildir..
Günlük hayattaki deyimlerin bir getirisi midir,yoksa afrika disindaki bölgelerde vukuatina rastlanilmadigindan midir bilinmez sanki cok zararli degilmis,pek bi sekermis imaji yakalamis bu yaratiklar.Halbuki insani (bazen de hayvani) ölüme götürebilecek tehlikededir bunlar.Canliyi kendisi direkt olarak hasta edip,zehirleyip falan öldürmese de dolayli yoldan ölmesine neden olabilecek tahribata yol acabilir.
Arastirmalara göre (İsvicreli bilimadamlari) parazitler beyni etkileyip bünyeyi daha risk sever bir konuma getirebiliyor.Örnegin karsidan karsiya gecen bir yaya normalde hizla gelmekte olan bir arabayi görünce yasama icgüdüsüyle temkinli davranip beklerken parazitli bünye 'gecerim lan ben o gelene kadar' diye atlayiveriyor yola.parazitli sürücü ve yayalarin da bircok trafik kazasina neden olduklari tespit edilmis (nasil ediyolar ben de meraklisiyim) .
Bir cisme ait çesitli özellikler arasinda bir baglanti bulma olayidir. Bir insanin boyu ile agirligi ayni öğeye karakteristik özelliklerdir. Boyu tayin edilen birinin agirligi yaklasik olarak bulunabilir. Eger bu degiskenler arasinda bir bag kurulabiliyorsa korelasyon vardir denebilir.
Eksik bilgi ile hareket eden, dünyanın sadece kendi algıladığı şekilde olduğunu düşünebilen, çarpık mantığı dahilinde kendi yaptığı hareketlere açıklama / özür bulabilen, bu sayede onların sorumluluğunu asla kabul edemeyen kişilere yakıştırılan sıfat. çok akıllı kişiler olmadıkları, sadece ürettikleri teoriler ile zeki, ama yazık hasta diye insanlarda yanılsamaya yol açabilecek kişiler olduğu söylenebilir. hata yapan kişiler zeki olabilir, ama hatalarında ısrar eden kişiler zeki değil, sorunludur. obsesyon'un bir türüne sahiptirler, ki bu durumda kendi varlıklarının güvende/iyi olduğu konusunda sürekli takıntı yapmak olabilir.
Halk arasında paranoyak olan kişiler, temelde komplo teorilerine inanan kişiler olarak kabul görür. psikiyatri alanında ise, gerçek dışı bir inancı hayatının/davranışlarının merkezi haline getiren kişiler için bir tanım olarak kullanılabilir.
Bunun yanı sıra, elbette yılların eskitemediği söz vardır. paranoyak olman, takip edilmediğin anlamına gelmez.(okul,ev,hasta ruhlu insanlar) tabi, hemen her zaman delüzyon sahiplerinde olduğu gibi, sorunun kaynağı, düşündükleri şey/kişi/kurum değildir.
Defalarca anlatmalar üzerinde karşımdakinin her defasında he? ne? anlamadım! anladımda şurasını anlamadım! neydi? demesi üzerinde dayanamayıp kullandıgım kelime
kdv bir dolaylı vergidir. yani doğrudan götürülüp vergi dairesine yatırılmaz. muhasebe hesaplarında hesaplanan kdv'nin indirilen kdv'den düşülmesi sonucu bakiye devlete ödenir. bu yüzden kdv oranının yüksekliği (ortalama %18) devlet için o kadar da birşey ifade etmez. fakat, her ne kadar fiş fatura kesmeme alışkanlığımız gelişmiş olsa da, tüm gelişmekte olan ülkeler gibi bizim ülkemizde de katma değer vergisi, özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergiler önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.
ve fakat katma değer vergisinin sakat yanı şudur: vergi biliminde 'yansıtma' tabir edilen kavram gereği, verginin mükellefi ile verginin yüklenicisi yani bilfiil vergiyi ödeyen kişi aynı olmamaktadır. örneğin bizim aldığımız mal ve hizmetlerden alınan kdv'nin mükellefi bize o malı satan kişi veya kurumdur, ilke olarak da onun yüklenmesi gerekir. fakat pratikte durum bu olmamakta, özellikle talep esnekliği düşük mallarda yansıtma yoğun bir biçimde görülmekte, ve satıcının kattığı değerin vergisini de tüketici ödemektedir.
bu başlıbaşına bir vergi adaletsizliğidir. onun için de dolaylı vergilerin toplam vergi yükü içindeki oranının düşürülüp gelir ve servet vergileri gibi dolaysız vergilere ağırlık verilmesi gelişmişliğin hem bir sebebi hem de bir göstergesidir.
SU içmenin faydalarından ve de SUyun canlı yaşamı için öneminden bahsetmek konuSUnda abartan iyiliksever ve de çok bilmiş arkadaşlara bir kısım kafein bağımlısı tarafından verilen takma ad.
Genelde mahallenin dedikoduSUnu kocakarilardan dahi iyi takip eden, telefonla eve siparis guzelligi yapan, bir sey var mi diye sordugunuzda asla 'yok' demeyip 'kalmadi' ya da 'gelmedi' gibisinden cevaplar verip gunun birinde gelecegine dair umit baglatan (isletme anlayisi!) , yine bir sey yoksa yaraticiligini kullanip 'sut kalmamis abla yerine ayran versek' gibi secenekler SUnan, hesap tutan ve tuttugu hesaplari kendisinden baska kimse anlayamayan, mahallenin olmazsa olmaz parcasi.Kahraman bakkal supermarkete karsi...
Ünsüzlerin ünlemidir.
Alkol ve tütün gibi uyusturucular disinda nedense insan sagligina zararli baska hiçbir seyin karsi propagandasini yapmayan kurum. Yaklasiminin saplantili bir ahlak sorunu oldugu izlenimini uyandiriyor. Özünde, keyif verici maddelerin kisinin bireysel sagligindan ziyade çevresindeki diger yasayanlar için bir tehlike olduguna yogunlasiyor. Toplumun çürümesine neden olan asil etkenleri gözardi ediyor bu arada. kaldiki bunlari desifre etmek görevi degildir muhtemelen ama çürümenin tümünü tütün ve alkole yüklemesi kandirmacadan baska bir sey degildir..
Günlük hayattaki deyimlerin bir getirisi midir,yoksa afrika disindaki bölgelerde vukuatina rastlanilmadigindan midir bilinmez sanki cok zararli degilmis,pek bi sekermis imaji yakalamis bu yaratiklar.Halbuki insani (bazen de hayvani) ölüme götürebilecek tehlikededir bunlar.Canliyi kendisi direkt olarak hasta edip,zehirleyip falan öldürmese de dolayli yoldan ölmesine neden olabilecek tahribata yol acabilir.
Arastirmalara göre (İsvicreli bilimadamlari) parazitler beyni etkileyip bünyeyi daha risk sever bir konuma getirebiliyor.Örnegin karsidan karsiya gecen bir yaya normalde hizla gelmekte olan bir arabayi görünce yasama icgüdüsüyle temkinli davranip beklerken parazitli bünye 'gecerim lan ben o gelene kadar' diye atlayiveriyor yola.parazitli sürücü ve yayalarin da bircok trafik kazasina neden olduklari tespit edilmis (nasil ediyolar ben de meraklisiyim) .
Bir cisme ait çesitli özellikler arasinda bir baglanti bulma olayidir. Bir insanin boyu ile agirligi ayni öğeye karakteristik özelliklerdir. Boyu tayin edilen birinin agirligi yaklasik olarak bulunabilir. Eger bu degiskenler arasinda bir bag kurulabiliyorsa korelasyon vardir denebilir.
Eksik bilgi ile hareket eden, dünyanın sadece kendi algıladığı şekilde olduğunu düşünebilen, çarpık mantığı dahilinde kendi yaptığı hareketlere açıklama / özür bulabilen, bu sayede onların sorumluluğunu asla kabul edemeyen kişilere yakıştırılan sıfat. çok akıllı kişiler olmadıkları, sadece ürettikleri teoriler ile zeki, ama yazık hasta diye insanlarda yanılsamaya yol açabilecek kişiler olduğu söylenebilir. hata yapan kişiler zeki olabilir, ama hatalarında ısrar eden kişiler zeki değil, sorunludur. obsesyon'un bir türüne sahiptirler, ki bu durumda kendi varlıklarının güvende/iyi olduğu konusunda sürekli takıntı yapmak olabilir.
Halk arasında paranoyak olan kişiler, temelde komplo teorilerine inanan kişiler olarak kabul görür. psikiyatri alanında ise, gerçek dışı bir inancı hayatının/davranışlarının merkezi haline getiren kişiler için bir tanım olarak kullanılabilir.
Bunun yanı sıra, elbette yılların eskitemediği söz vardır. paranoyak olman, takip edilmediğin anlamına gelmez.(okul,ev,hasta ruhlu insanlar) tabi, hemen her zaman delüzyon sahiplerinde olduğu gibi, sorunun kaynağı, düşündükleri şey/kişi/kurum değildir.
bkz:Ukalalık'kendimden zekaca düşük seviyedekilere yaparsam mantıklı, kendimden zekilere yaparsam ahmaklık olacak şey'
Defalarca anlatmalar üzerinde karşımdakinin her defasında he? ne? anlamadım! anladımda şurasını anlamadım! neydi? demesi üzerinde dayanamayıp kullandıgım kelime