isviçreli bilimadamlarının yaptığı bir araştırma sonucuna göre, kompleksler çeşitlidir ve neredeyse insanların yüzde 80'i herhangi bir kompleksten musdariptir.... mesela, bir muhabbet esnasında eskaza 'nerden mezunsun, alanın ne' diye sorulmuşsa kompleksli birine yanıtı şöyle olabilir:
'yüksek makina mühendisliğini ikinci sınıftan bıraktım' (ehe, ben de odtü metalürjiyi başlamadan bıraktım, en büyük idealimdi, lisansına bi başlayabilseydim yükseğini de düşünürdüm evelallah diyesiniz gelir ama derseniz yazıktır, hem anlamayabilir de) ...
ya da bazıları biriyle tanışırken bu bir iş görüşmesi olmasa da titre belirtmeyi marifet sayar ama katıksız komplekstir bu aslında:
- merhaba ben yüksek mimar fişmekan
+merhaba ben de yüksek iletişimci mişmekan(ehehe)
kompleks denilen şey öyle komplike bişi değildir velhasıl...
uluslararası ilişkilerde her devletin kendi çıkarını gözetmesiyle mümkün olabilen düzen. devletler çıkarlarını gözetirken rasyonel davranırlar; tüm artıları ve eksileri bir arada düşünüp ona göre hareket ederler. liberalizmde her devletin kendi çıkarını gözetmesi devletler arasında bir armoniye yol açarken,realizmde bu, kaotik bir dünya düzenine yol açmaktadır. devletler üzerinde onlara söz geçirebilecek bir üst otoritenin olmaması devletleri diplomasinin temel aktörü haline getirir. liberalizm in inandığı çok kutupluluk aksine realistler tek kutupluluk un daha dengeli bir dünya düzeni getirdiğini savunurlar. akım, hobbestan ve st. augustine den insan doğasının ne kadar bencil olduğuna dair argümanları almıştır. thucydides tense güç değişimlerinin her zaman savaşa yol açacağı görüşünü almıştır. son olarak machiavelli nin gücün her zaman doğruyu getireceği görüşüyle akımın temel argümanlarını oluşmuştur. edward hallett carr ve hans morgenthau çağdaş temsilcileridir. bu iki göçmen realist,nazilere atıfta bulunarak insan doğasının nasılda kötü olabileceğini ve bu kötülüğün devletler üzerinden nasıl da yürütülebildiğini göstermişlerdir. başkan richard nixon ın danışmanı olan henry kissinger soğuk savaş esnasında yürüttüğü politikalarla abd nin çıkarlarını herşeyin üstünde tutarak günümüzde, akımın pratikteki önemli temsilcilerinden biri olmuştur.
görgüsüz, zengin, yada fakir ama marka düşkünü, sapıklık derecesinde metaya değer veren (tapan) , çocuk yetiştirmeye ehliyeti olmayan, dünyaya gelişinin, hatta hatta varoluş nedeninin farkına varmamış, günümüz asimile, ucube ve iğreti toplum haşerelerinin genel sıfatıdır. tiki sözcüğünün yanında cix de kullanılır. bazı tiki sempatizanları ya da bizzat tikiler, zaman zaman tikileri savunmaya çalışırlar, fakat doğrudan savunulacak bir yanları olmadığından: 'onları bizler yetiştirdik, her tiki giyinen tiki değildir' gibi yandan yandan laf ederler (biz de yedik) . konu hakkında bir şiir bile yazmışlığım olan sözcüktür:
isviçreli bilimadamlarının yaptığı bir araştırma sonucuna göre, kompleksler çeşitlidir ve neredeyse insanların yüzde 80'i herhangi bir kompleksten musdariptir.... mesela, bir muhabbet esnasında eskaza 'nerden mezunsun, alanın ne' diye sorulmuşsa kompleksli birine yanıtı şöyle olabilir:
'yüksek makina mühendisliğini ikinci sınıftan bıraktım' (ehe, ben de odtü metalürjiyi başlamadan bıraktım, en büyük idealimdi, lisansına bi başlayabilseydim yükseğini de düşünürdüm evelallah diyesiniz gelir ama derseniz yazıktır, hem anlamayabilir de) ...
ya da bazıları biriyle tanışırken bu bir iş görüşmesi olmasa da titre belirtmeyi marifet sayar ama katıksız komplekstir bu aslında:
- merhaba ben yüksek mimar fişmekan
+merhaba ben de yüksek iletişimci mişmekan(ehehe)
kompleks denilen şey öyle komplike bişi değildir velhasıl...
uluslararası ilişkilerde her devletin kendi çıkarını gözetmesiyle mümkün olabilen düzen. devletler çıkarlarını gözetirken rasyonel davranırlar; tüm artıları ve eksileri bir arada düşünüp ona göre hareket ederler. liberalizmde her devletin kendi çıkarını gözetmesi devletler arasında bir armoniye yol açarken,realizmde bu, kaotik bir dünya düzenine yol açmaktadır. devletler üzerinde onlara söz geçirebilecek bir üst otoritenin olmaması devletleri diplomasinin temel aktörü haline getirir. liberalizm in inandığı çok kutupluluk aksine realistler tek kutupluluk un daha dengeli bir dünya düzeni getirdiğini savunurlar. akım, hobbestan ve st. augustine den insan doğasının ne kadar bencil olduğuna dair argümanları almıştır. thucydides tense güç değişimlerinin her zaman savaşa yol açacağı görüşünü almıştır. son olarak machiavelli nin gücün her zaman doğruyu getireceği görüşüyle akımın temel argümanlarını oluşmuştur.
edward hallett carr ve hans morgenthau çağdaş temsilcileridir. bu iki göçmen realist,nazilere atıfta bulunarak insan doğasının nasılda kötü olabileceğini ve bu kötülüğün devletler üzerinden nasıl da yürütülebildiğini göstermişlerdir. başkan richard nixon ın danışmanı olan henry kissinger soğuk savaş esnasında yürüttüğü politikalarla abd nin çıkarlarını herşeyin üstünde tutarak günümüzde, akımın pratikteki önemli temsilcilerinden biri olmuştur.
görgüsüz, zengin, yada fakir ama marka düşkünü, sapıklık derecesinde metaya değer veren (tapan) , çocuk yetiştirmeye ehliyeti olmayan, dünyaya gelişinin, hatta hatta varoluş nedeninin farkına varmamış, günümüz asimile, ucube ve iğreti toplum haşerelerinin genel sıfatıdır. tiki sözcüğünün yanında cix de kullanılır. bazı tiki sempatizanları ya da bizzat tikiler, zaman zaman tikileri savunmaya çalışırlar, fakat doğrudan savunulacak bir yanları olmadığından: 'onları bizler yetiştirdik, her tiki giyinen tiki değildir' gibi yandan yandan laf ederler (biz de yedik) . konu hakkında bir şiir bile yazmışlığım olan sözcüktür:
cix takıl
free yaşa
tiki ol
şekil yap