Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Yasemin Yaseminnnn
Yasemin Yaseminnnn

BAĞIŞLANMIŞ ÖZGÜRLÜK TUTSAKLIKTIR.

  • sürrealizm01.10.2008 - 13:55

    Kurucusu, Fransız edebiyatı şairlerinden ve ruh doktoru Andre Broton’dur. İlkeleri 1924′ te ortaya konmuştur. Sürrealizmin amacı bilinçaltının sanata yansıtılmasıdır.
    Felsefi alanda, Fransız filozofu Henry Bergson “sezgicilik” adını verdiği düşünce akımı, sürrealizmi etkilemiştir. Ruhu savunan Bergson’un ruhun akıl­dan daha üstün olduğunuGerçekleri ruhsal sezgilerle açıklar. Doktor Sigmund Freud’un “psikanaliz” düşünce­si sürrealizm akımının diğer bir kaynağıdır. Freud, insanı bilinçaltıyla açıklar. Ona göre insanın gerçek eğili­mini, isteklerini toplumsal yasalar, ahlak ve dinsel baskılar engeller. Bilinçaltı ancak sarhoşluk, rüyalar, sayıklamalar…gibi durumlarda aklın denetiminden kurtularak bilinçüstüne çıkar. Sürrealistler, düşün­cenin gerçek etkinliğini ortaya çıkarmak için hîpno-tizma seansları düzenlemişler, elde ettikleri verileri sanatlarına yansıtmışlardır. Onlar, gerçek sanat yapıtlarının, sanatçılarca akıl ve irade denetimi dışındayken oluşturulabileceğini savunmuşlardır. Sürrealist sanaçtılar, dil ve üslupta anlaşılır olmayı iste­mediler. Herkesin birkaç sözcük ya da cümle ekle­yerek oluşturduğu “otomatik yazı” yöntemini benim­sediler. Noktalama işaretlerine karşı çıktılar. Türk edebiyatında Birinci Yeniciler (Garipçiler) ve ikinci yenicilerin bazı sa­natçıları sürrealizmden etkilendi.

    Sürrealizmin temsilcileri;

    Andre Breton (önemli ya­pıtları: Bakire Gebelik, Ak Saçlı Tabanca, Manyetik Alanlar, Sürrealizmin Manifestosu) ,

    Paul Eluard yapıtları: Ölmeden ölmek, Açık Kitap, ÇifteKaranlık, Politik Şiirler) ,

    Luis Aragon yapıtları: Elsa’nın Gözleri, Rüyalardan Bir Dalga, Sevinç Ateşi)

  • Sonbahar28.09.2008 - 23:40

    sonbahar

    Bütün yaz gözden kaybolan arkadaşlarla buluşulur,herkes tatilini anlatır,kimse bıraktığınız gibi değildir artık.
    Genellikle benim arkadaşlarım tatillerini bilmem ne beachlerde, barlarda geçelemekle geçirmedikleri için, gittikleri uzak mekanlardan akıllı hatıralar biriktirmiş olarak dönerler.
    Ve uzun uzun sohbetler edilir.

    Sonbaharda yazın rehaveti geçmiştir artık, hareket zamanı gelmiştir.
    Kalın kazaklar,trençkotlar giymeyi, sinamaya,tiyatroya gitmeyi hatta şemsiye açmayı bile özlemiş olurum ben genellikle.


    Çocukların okula ait eşyaları, kendi çocukluğumu hatırlatır.
    Yeni beyaz bir sayfa açmanın, yaz boyunca kendime verdiğim sözleri tutmanın,kafamda işimle ilgili ürettiğim projeleri hayata geçirmenin tam vaktidir şimdi.

    İşte tüm bu nedenlerle, ben sonbaharda sanki hayata bıraktığım yerden devam ederim.
    İstanbulu'un o eşsiz sonbaharında boğazın değişen renklerinde,
    hareketlenen sokaklarda çingene palamutların süslediği sofralarda
    yaşam bir başkadır....

    Ya ilkbahar o da hayat belirtisidir.
    Beb jellooun dediği gibi;
    Ne birinden nede öbüründen vazgeçebilirim.....

  • simyacı15.09.2008 - 21:48

    kimyasal ve elementlerle uğraşan kişidir. yüzyıllar boyunca felsefe taşı'nın peşinden koşturmuşlardır. bir de Paulo Coelho'nun 1988 yılında yazıp şöhret kazandığı kitabıdır. yazarın diğer kitaplarında simyacıdan genellikle bahsedilir.