Vadideki zambak... O benim için klasik romanların en güzeli... O romanı okurken; kenidinizi öyle güzel bir ruh halinde hissedersiniz ki gerçekte içinde bulunduğunuz anı unutursunuz... O roman bitince yaşama yeniden dönersiniz ama hepsi bu kadar değildir; artık vadideki zambak sizin aklınıda; kalbinizde hep olacaktır... Yalnız bu romanı okurken çevirisine dikkat etmeli, ilk okuduğumda gayet mutlu, isteyerek, severek okumuştum, ama ikince defa bu kitabı okuyamadım, çeviren kişi farklıydı...
Danslarıyla, o güzel diliyle, sinemasıyla, ve daha bir sürü şeyiyle, bir tek boğa güreşinin dışında, harika, çok güzel bir ülke, Fransanın mükemmelliğine tercih ederim İspanyayı, o koyu sesleriyle hızlıca konuşuyorlar, yok böyle bir dil yok. Kendi ülkemden sonra en sevdiğim şehir ve ülke; İtalya Venediktir, oraya gitmek istiyordum özellikle Venedikdeki gondollar ama şimdi İspanya sevgim oldu çünkü bugün bir ispanyol filmi izledim, ne kadar güzel sinema tarzları varmış İspanyolların... Seviyorum İspanyayı belki bir gün oraya giderim tabii ki geri dönmek şartıyla istanbuldan başka bir yerde olmuyor çünkü.
İroni elbette bir çelişkidir, ama sadece ironiye çelişki demek yetmez, çünkü ironi bir çelişkiden çok daha fazlasıdır... Yeni yeni öğrenmeye başladım şu ironiyi... İroni... Okuduğum kitaplar da sürekli karşıma çıkan kelime... Güzel bir şey, güzel... ;)
Çok çok çok güzel olan bir dizi, severek izliyorum ve izliycem, artık hiç bir bölümünü kaçırmıycam, hayatı seven herkesin izlemesi gerekn bir dizi, hayat türküsü. Ben de hayatı, yaşamayı seviyorum, ve bu yüzden hayat türküsü dizisini de çok seviyorum, çünkü yaşamı bu kadar güzel anlatan bir dizi yok...
Biraz önce izlediğim çok güzel bir film. Her isveç yapımı film gibi çok güzel,çok güzeldi, hele orda Enna diye bir kız vardı ki, insanın içini acıtıyordu... Ah şu dram filmleri... Hem isveç hem de dram... Enna: Ölüm diye bir şey yok, ben küçükken annemle babam öldüğünde anladım... Çok güzeldi cennetin müziği...
Çok değerli şiirleri olan şair, değerli derken çok güzel anlamında demiyorum, onun şiirlerini bilmemek, hatta bilip de içine okuyarak,anlayarak nüfuz etirmemek büyük bir kayıp...
Vadideki zambak... O benim için klasik romanların en güzeli... O romanı okurken; kenidinizi öyle güzel bir ruh halinde hissedersiniz ki gerçekte içinde bulunduğunuz anı unutursunuz...
O roman bitince yaşama yeniden dönersiniz ama hepsi bu kadar değildir; artık vadideki zambak sizin aklınıda; kalbinizde hep olacaktır...
Yalnız bu romanı okurken çevirisine dikkat etmeli, ilk okuduğumda gayet mutlu, isteyerek, severek okumuştum, ama ikince defa bu kitabı okuyamadım, çeviren kişi farklıydı...
Danslarıyla, o güzel diliyle, sinemasıyla, ve daha bir sürü şeyiyle, bir tek boğa güreşinin dışında, harika, çok güzel bir ülke, Fransanın mükemmelliğine tercih ederim İspanyayı, o koyu sesleriyle hızlıca konuşuyorlar, yok böyle bir dil yok.
Kendi ülkemden sonra en sevdiğim şehir ve ülke; İtalya Venediktir, oraya gitmek istiyordum özellikle Venedikdeki gondollar ama şimdi İspanya sevgim oldu çünkü bugün bir ispanyol filmi izledim, ne kadar güzel sinema tarzları varmış İspanyolların... Seviyorum İspanyayı belki bir gün oraya giderim tabii ki geri dönmek şartıyla istanbuldan başka bir yerde olmuyor çünkü.
İroni elbette bir çelişkidir, ama sadece ironiye çelişki demek yetmez, çünkü ironi bir çelişkiden çok daha fazlasıdır... Yeni yeni öğrenmeye başladım şu ironiyi... İroni... Okuduğum kitaplar da sürekli karşıma çıkan kelime... Güzel bir şey, güzel... ;)
Çok çok çok güzel olan bir dizi, severek izliyorum ve izliycem, artık hiç bir bölümünü kaçırmıycam, hayatı seven herkesin izlemesi gerekn bir dizi, hayat türküsü.
Ben de hayatı, yaşamayı seviyorum, ve bu yüzden hayat türküsü dizisini de çok seviyorum, çünkü yaşamı bu kadar güzel anlatan bir dizi yok...
Biraz önce izlediğim çok güzel bir film. Her isveç yapımı film gibi çok güzel,çok güzeldi, hele orda Enna diye bir kız vardı ki, insanın içini acıtıyordu... Ah şu dram filmleri... Hem isveç hem de dram...
Enna: Ölüm diye bir şey yok, ben küçükken annemle babam öldüğünde anladım...
Çok güzeldi cennetin müziği...
Çok değerli şiirleri olan şair, değerli derken çok güzel anlamında demiyorum, onun şiirlerini bilmemek, hatta bilip de içine okuyarak,anlayarak nüfuz etirmemek büyük bir kayıp...
İstanbul demek, aşk demektir...
Ve David Copperfiled...
Muhteşem sineması nedeniyle, hayran olduğum ülke... Evet isveç sinemasına hayranım...
Ne komik cümle bu böyle, beni her zaman güldürmüştür :)) Yine güldürdü :))