Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • john nash03.07.2008 - 17:33

    oğlu da şizofren doğal olarak (şizofreninin kalıtsal olmasından geliyor bu doğalllık) .

  • anaokulu02.07.2008 - 23:49

    ilk kez 1841 alman friedrich froebel tarafından kurulmuştur 'kindergarten=çocuk bahçesi' adıyla. oyun yoluyla çocukların öğrenebilecekleri ve yalan dünyayı tanıyabilecekleri bir yer olmasını istemişti froebel kurarken...
    insan gelişiminde önemli bir yeri vardır (dikkat lütfen: çocuk gelişimi demedim) . 3-6 yaşlar arasında eğitim verir anaokulları. az-çok çocuk gelişimi bilen, kişiliğin ve zekanın büyük kısmının bu yaşlarda şekillendiğini bilir.
    nitekim 2. dunya savaşından sonra almanya da bu kindergartenlar ve meslek okullarıyla müthiş bir kalkınma sürecine girdi.
    şu an bizim devletin okul öncesi eğitimi ve meslek liselerini önemseyerek örnek aldıgı model almanya olmalı.

  • ANATHEMA02.07.2008 - 23:40

    oof offf bi angelica olamadık.

  • Magdalalı Meryem02.07.2008 - 23:05

    bir rivayete göre (ravi kimdir bilmiyorum) fahişedir. ama bunun (yani fahişelik unvanının) hristiyanlığı yozlaştıranlar tarafından uydurulduğu söylenir, hristiyan din adamları sevmezmiş kendilerini.
    bir yoruma göre de L. Da Vinci'in son akşam yemeği tablosunda İsa'nın yanında oturanın Magdalalı Meryem oldugu söylenir. dikkatle bakılırsa zaten kadına benzediği anlaşılır. havariler de sevmezmiş onu (biz söyleyenlerin yalancısıyız) .
    Halil Cibran'ın 'İnsanoğlu İsa' kitabında (sy.27) M.Meryem'in bir konuşması var ya da 'konuşturulma' mı diyelim, okunması tavsiye edilir.

  • mormorik02.07.2008 - 22:58

    ilkokul 1 e giderken okudugum bir kitap.
    mor bir yaratık çocugu olmayan bi adamın evinin bacasından düşüyor, adam da bunu evlat ediniyor falan...
    ilginçtir hep yağmurlu havalarda ve her yağmurlu havada okurdum bunu ve okurken de sanki mormorik küçük emrahmış gibi üzülürdüm ona. ağlamaklı olurdum okuduktan sonra.
    şimdi... şimdi ise -istisnasız- her yağmurlu havada o gelir aklıma. özlerim... şu an yağmur yok ama bak yine özledim.
    sen ne güzel arkadaştın mormorik!

  • lady d'arbanville02.07.2008 - 19:18

    ingilizceyi öğrenmeye çalışanlar için çoook ideal bir şarkı...
    kelimeler bu kadar mı net çıkartılır yahuuu? ! !

  • baba mesleği02.07.2008 - 19:10

    'baban öğretmenken kendin de öğretmen olmak.' gibisinden bişey..

  • hacivat karagöz neden öldürüldü?02.07.2008 - 19:05

    hikayesinden saptırılmış bir film... ya da hikayeler saptırık... birinde bir sorun var ama çözemedim. şimdilik çözmeye gerek yok zannımca, gerek duyulduğunda çözülebilir.
    en çok 'cin'li sahneleri sevdim.

  • Kabak Çiçeği Gibi Açılmak02.07.2008 - 19:03

    içedönük insan evlatlarının herhangi bir sosyal kursa veya ortama katıldıktan sonraki halleri... bundan kellü durdurabilene aşk olsun.. özellikle tiyatro-drama kursları kabak çiçeği gibi açılmak için birebirdir. ilgilenene...

  • ne yaparsan yap02.07.2008 - 12:55

    teoman çok sever bu kelime grubunu.
    bir şarkısı da var (kanımca 'bugün'den sonra yaptığı en hayırlı iş) , 'en güzel hikayem' adında (albume de ismini vermiştir bu kıymetli eser) . güzel bişeydir, sıkça dinlenir, sevilir sevdirilir.
    __________________________________

    kulaklarım patlıyor sessizliğinden
    yorgunluğundan ölüyorum
    sinekler yapışıyor vücuduma gitmiyorlar
    yayılıyor kanları vurduğumda denizi araladım geçtim
    bir aşktan attım kum torbalarımı döktüm yaprakları
    ama sanki uzandın tenime hissettim terim aktı parmak aralarından
    bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen
    bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen
    kanım hızlanıyor bazen damarlarımda kan çanakları aynada levham boynumda
    bir yapbozu tamamlarken bakıyorum büyük parçan eksik
    kalbin olduğu bazen bir vücudu sarıyorum
    banıp parmağımı tadına bakıp
    gözümü sevmeye karartıp yapamıyorum
    bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen
    bazen, ne yaparsan yap olmuyor bazen
    acı bir tat kalıyor ağzımda
    bazen yutup unutup bazen tükürüyorum
    bazen ayılıp uyanıp bir nefesle yanımda adı yok sırtı var
    bana dönük bükük
    soğuğa çeviriyorum suyu ağlıyorum bakıp içine ayılamayıp anlayamıyorum
    bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen
    bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen

    derimin altında başarılı ayrılık notları yazılmış, çöpe atılmış intihar mektupları
    vuruyorum sokaklara bedenimi hayallere
    hayatımı yine omuzlarıma
    acımı alsınlar diye sığınıp kurtaracak kadınlara 15 dakkamı bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen
    bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen

    bitti zor oldu ama bitti yapamadım benim başka bir kalbi
    bedenin zayıftı, kalbin güçlüydü belki haritası ama çok silikti
    sert bir şeydi iliklerimde aşk dayandım, ittim sığmadı, kanırmadı girmedi
    ama sıktım pis kanı akıttım yaramdan iyileştirmeye yaladım geçmişti sanki
    soktum neşteri göğsüme inanmaya halim kalmadı diye bitti
    zor oldu ama bitti
    bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen
    bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen

    korkma bilirim acıyı tedaviyi imkansızlığın kekremsi tadını dün insanlara baktım kendi kirli camımdan terkedilmişler çoktan yaradan tarafından

    ben kesilene kadar yüzdüm ama görünmeyince karan bıraktım kendimi battım bir taş gibi
    yanmıştı, çizilmişti ama seyrettim ağlayarak sabredip çok sevdiğim bir filmi
    artık yalnız senin için üzülüyorum bitti
    zor oldu ama bitti

    benim de zaten hiç gücüm yok yüzüm yok hiç umudum yok
    ama bil ki farklı bir hayaldi işkenceydi bazen bazen çok güzeldi
    ama anlıyorum sesinden kurtulmuşsun sen
    Nokta konmuş, bitmiş en güzel hikayem