Elbette bu kadar basit, yüzeysel ve net olanı da seçemiyen var daaa... Asıl önemli olan ara tonlar arasındaki (bütün renklerin bütün ton ve valörleri) nüanasları, yani derinliği, ayrıntıyı, farkı seçebilmek... :))))
Bi dizimiydi bir röportaj sırasında mıydı neydi unuttum... Bir ekmeğe yağ ve reçel sürdü.. Bildiğimiz reçelli ekmek.... Hani ekmeği elimize alır üzerine bıçakla yağ ve reçel sürer.. Dudaklarımızın kenarına reçelleri bulaştırarak ısıra ısıra yeriz yaa... :)) Rahmetli tabağındaki ekmeği çatalla şöyle bir düzeltti.. Bir yandan çatalla tutarken, bir yandan bıçakla yağı ve reçeli sürdü.. Ve tekrar bıçakla küçük lokmalar keserek yedi... :)) ne ekmeğe ne reçele ne yağa elle tek temas yok... :))) Asıl önemlisi bunu o kadar doğal, o kadar olağan, o kadar farkında olmadan yaptı kiii... :)) her zaman böyle yediği herhalinden belliydi... Ve o kadar kişiliğine yerleşmiş bir hareketti ki; belki başka birinde abartılı bulabileceğiniz bu incelik ve zerafet gülümsetmişti beni.... Haza beyefendi derler ya öyle bişey... :))) Yıllar öncesinden tuhaf bir ayrıntı işte... Öylece aklımda kalmış... :))))
Ne menem pahalı bişeydir ki bu yol, bi arpa boyu kadarına bilem gücümüz yetmiyo... :)))
bi başka deyişle;
dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlar... :))))
Elbette bu kadar basit, yüzeysel ve net olanı da seçemiyen var daaa... Asıl önemli olan ara tonlar arasındaki (bütün renklerin bütün ton ve valörleri) nüanasları, yani derinliği, ayrıntıyı, farkı seçebilmek... :))))
Geleceği görmekten geçtim gelmiş olanı bile görüp değerlendirebilmek feraset ister... :))
Çocukken;
-kahve içen kızlar kararır derlerdi deee
Ödümüz patlardı kahveden... :)))
Bazı konulardaki anlayış kıtlığım, o zamanlar kahve içip arap olamadığımdan demek ki... :)))
E babaaammm.... :)) Aslında Şerafettin ama biz ona hep şeref diyosss... :)))
Fetullah Gülenle yarışıyor bu aralar... Bakalım bakalım kim daha çok ağlıycak... :)))
Bi dizimiydi bir röportaj sırasında mıydı neydi unuttum...
Bir ekmeğe yağ ve reçel sürdü.. Bildiğimiz reçelli ekmek.... Hani ekmeği elimize alır üzerine bıçakla yağ ve reçel sürer.. Dudaklarımızın kenarına reçelleri bulaştırarak ısıra ısıra yeriz yaa... :))
Rahmetli tabağındaki ekmeği çatalla şöyle bir düzeltti.. Bir yandan çatalla tutarken, bir yandan bıçakla yağı ve reçeli sürdü.. Ve tekrar bıçakla küçük lokmalar keserek yedi... :)) ne ekmeğe ne reçele ne yağa elle tek temas yok... :)))
Asıl önemlisi bunu o kadar doğal, o kadar olağan, o kadar farkında olmadan yaptı kiii... :)) her zaman böyle yediği herhalinden belliydi... Ve o kadar kişiliğine yerleşmiş bir hareketti ki; belki başka birinde abartılı bulabileceğiniz bu incelik ve zerafet gülümsetmişti beni.... Haza beyefendi derler ya öyle bişey... :)))
Yıllar öncesinden tuhaf bir ayrıntı işte... Öylece aklımda kalmış... :))))
Selamı alabiliyosan... sorun yok... :)))
Unfaithful yüzünden o da kaçtı... :))
Olsun zaten ikibuçukuncu baskı olacakcaktı... :))