Sevgi içimizden gelebilecek kadar derinlerde yüzüyorsak eğer...; bu sevginin sonucu olarak onu güzel iyi huylu şöyle böyle diye sıfatlandırırız Kısacası kötü yanlarınıu farketmez iyi yanlarını ise abartırız hatta... :)))
Ama bunu sığ sularda debelenenlere anlatmanın bir olanağı yok... O yüzden başlangıçta yada sonuçta nedenler bulabilen herkese bol nedenli sevgiler dilerim tekrar... :))))
Nefret nedenli ve küçük bir duygudur sevgi nedensiz olacak kadar güçlü, yüce ve ilahidir hatta... :)))
Buldukları nedenlerin sonuç değil neden olduğunu sananlara
ve dahiii sevgi için ille de neden arayanlara maddi ve manevi hatta fizikiii... bol nedenli ve bu bakımdan kişiliklerini doyurucu sevgiler dilerim... :))
Nedensiz sevme noktasına henüz ulaşamıyanlar, hiç bilmedikleri bu duyguyu tanımadıklarından, böyle bişey yok gibi gelir onlara.. Güzel, akıllı, iyi.... falan gibi sıfatların sevginin sonucu değil nedeni olduğunu sanırlar... ve dee bütün nedenli duygularını sevgi sanmak gibi kötü bi tarafları vardır... :)))
Gerçek sevginin nedeni yoktur... nedeni olanlar sevgi değil çıkar ilişkisidir... Bu yüzden nedensiz sevenlerde pek de nefret duygusuna rastlanmaz.. Nefret genellikle sevgi için ille de bir neden arayan insanlarda bulunur bolca öfke bolca nefret.. Çünkü onlar sevgisizdir.. Bir nedene bağlamıyacak kadar gerçek ve çok sevenler nefreti napsın... :))))
Masmavi bir gökyüzünün altıda yaşayan çoğunlukla kızıl bir güldür DUYGU..
Çoğunlukla kızıl dedim çünkü çok sık kanar ve deee yanar...
Bazen yeşil çimen üzerinde pespembe gülümser.. Bazen sarı bir gül olur ışıltılı bir kahkahadır...
Bazen kıpkızıl kanar oluk oluk Sonra ince bir sızı gibi azalır durulur rengi yürekte koyulur, güvez olur... DUYGU işte böyle neş'esinden gülerek Har'ından kanayarak Hârından yanarak özleyerek severek düşünerek kahrolarak kahrederek şu koca alemdeki her bişeyi farkederek haykırarak fısıldayarak savaşarak barışarak içimizi bir baştan bir başa dolaşıp her renge bi parça dokunarak, sakinleşir durulur süzülür damıtılır içimizde demlenir
ve GÜL KURUSU kelimelerde şiir olup gün batımı gibi uçuşur gider...
Hep demlenmiş bir renk düşünürüm şiir için.. Bu yüzden öyle hemen akla ilk geldiği gibi söylenivermiş her kafiyeye şiir diyemiyorum.. İllede bütün renkleri dolaşıp o dinlenmiş süzülmüş demlenmiş renge yani GÜL KURUSUNA dek gelmezse şiir olmamış gibi geliyor bana
Ay yaa şiir yazsam bundan kolaydı valla.. Ne zormuş şiirin rengini yazmak... :)))))
............. Yalnızlık hiç zor değildir aslında. Eğer sevgin varsa, bunu sunabiliyorsan yalnız değilsindir zaten. Önemli olan senin içindeki yalnızlıktır ve sevgisizlik bunu pekiştirir... pekiştirir... büyütür.
Sınırsız, çıkarsız, gerçek sevgilere sırtını çevirmiş ve karşılığını verememiş insan, birgün sınırlı ve riyakâr sevgiler içinde bulur kendini, işte o zaman yazık olur. Milyonlarca insan eksik sevgiler içinde, sevgisiz yaşıyor. Milyonlarca insan, milyonlarca insanı mutsuz ediyor, kendileri de mutsuz oluyor. Bir tek şey yüzünden... Çok basit bir nedenden...
Sevgiyi sunamamaktan, saklamaktan, sevgi peşinde koşmaktan... Sevgisini sunamayanlardan kaçın, üstlerine gitmeyin, sizi sevdiklerinden emin bile olsanız. Bir süre kendi sevginiz kendinize yeter.
Yalnız kalanlara hiç üzülmüyorum,kendi içlerinde yalnız olanlara acıyorum yalnızca....................
DUYGU ASENA
Bir ölünün ardından bile hala dedikodu ve çirkinliklerini sürdüren bütün ruh yalnızı sevgisizlere armağan ediyorum bu yazıyı.... Gittiği yerde sevgisinin aydınlığında olduğundan eminim... :)))
Yılllarca Üstün Dökmenin anlatmaya çalıştığı kitaplar yazıp konferanslar verdiği kavram... Bir konferansında eşinin kendisine şöyle dediğini anlatmıştı; - Ya Üstün on yıldır kitaplar yazıyorsun konferanslar seminerlerden, yüzünü bile görmeye vakit yok.. prof falan da oldun bu konuda.. E şu empatiyi bide evde biz görsek..... :))))
Sevgi içimizden gelebilecek kadar derinlerde yüzüyorsak eğer...;
bu sevginin sonucu olarak onu güzel iyi huylu şöyle böyle diye sıfatlandırırız Kısacası kötü yanlarınıu farketmez iyi yanlarını ise abartırız hatta... :)))
Ama bunu sığ sularda debelenenlere anlatmanın bir olanağı yok... O yüzden başlangıçta yada sonuçta nedenler bulabilen herkese bol nedenli sevgiler dilerim tekrar... :))))
Nefret nedenli ve küçük bir duygudur
sevgi nedensiz olacak kadar güçlü, yüce ve ilahidir hatta... :)))
Buldukları nedenlerin sonuç değil neden olduğunu sananlara
ve dahiii sevgi için ille de neden arayanlara
maddi ve manevi hatta fizikiii...
bol nedenli ve bu bakımdan
kişiliklerini doyurucu sevgiler dilerim... :))
Nedensiz sevme noktasına henüz ulaşamıyanlar, hiç bilmedikleri bu duyguyu tanımadıklarından, böyle bişey yok gibi gelir onlara..
Güzel, akıllı, iyi.... falan gibi sıfatların sevginin sonucu değil nedeni olduğunu sanırlar...
ve dee bütün nedenli duygularını sevgi sanmak gibi kötü bi tarafları vardır... :)))
Gerçek sevginin nedeni yoktur... nedeni olanlar sevgi değil çıkar ilişkisidir...
Bu yüzden nedensiz sevenlerde pek de nefret duygusuna rastlanmaz.. Nefret genellikle sevgi için ille de bir neden arayan insanlarda bulunur bolca öfke bolca nefret.. Çünkü onlar sevgisizdir..
Bir nedene bağlamıyacak kadar gerçek ve çok sevenler nefreti napsın... :))))
Maviden başlar... :))
Masmavi bir gökyüzünün altıda yaşayan
çoğunlukla kızıl
bir güldür DUYGU..
Çoğunlukla kızıl dedim çünkü çok sık kanar ve deee yanar...
Bazen yeşil çimen üzerinde pespembe gülümser..
Bazen sarı bir gül olur ışıltılı bir kahkahadır...
Bazen kıpkızıl kanar oluk oluk
Sonra ince bir sızı gibi azalır durulur
rengi yürekte koyulur, güvez olur...
DUYGU
işte böyle neş'esinden gülerek
Har'ından kanayarak
Hârından yanarak
özleyerek severek düşünerek
kahrolarak kahrederek
şu koca alemdeki her bişeyi farkederek
haykırarak
fısıldayarak
savaşarak
barışarak
içimizi bir baştan bir başa dolaşıp
her renge bi parça dokunarak,
sakinleşir
durulur
süzülür
damıtılır
içimizde demlenir
ve
GÜL KURUSU kelimelerde şiir olup
gün batımı gibi uçuşur gider...
Hep demlenmiş bir renk düşünürüm şiir için.. Bu yüzden öyle hemen akla ilk geldiği gibi söylenivermiş her kafiyeye şiir diyemiyorum..
İllede bütün renkleri dolaşıp o dinlenmiş süzülmüş demlenmiş renge
yani GÜL KURUSUNA dek gelmezse şiir olmamış gibi geliyor bana
Ay yaa şiir yazsam bundan kolaydı valla.. Ne zormuş şiirin rengini yazmak... :)))))
.............
Yalnızlık hiç zor değildir aslında. Eğer sevgin varsa, bunu sunabiliyorsan yalnız değilsindir zaten. Önemli olan senin içindeki yalnızlıktır ve sevgisizlik bunu pekiştirir... pekiştirir... büyütür.
Sınırsız, çıkarsız, gerçek sevgilere sırtını çevirmiş ve karşılığını verememiş insan, birgün sınırlı ve riyakâr sevgiler içinde bulur kendini, işte o zaman yazık olur. Milyonlarca insan eksik sevgiler içinde, sevgisiz yaşıyor. Milyonlarca insan, milyonlarca insanı mutsuz ediyor, kendileri de mutsuz oluyor. Bir tek şey yüzünden... Çok basit bir nedenden...
Sevgiyi sunamamaktan, saklamaktan, sevgi peşinde koşmaktan... Sevgisini sunamayanlardan kaçın, üstlerine gitmeyin, sizi sevdiklerinden emin bile olsanız. Bir süre kendi sevginiz kendinize yeter.
Yalnız kalanlara hiç üzülmüyorum,kendi içlerinde yalnız olanlara acıyorum yalnızca....................
DUYGU ASENA
Bir ölünün ardından bile hala dedikodu ve çirkinliklerini sürdüren bütün ruh yalnızı sevgisizlere armağan ediyorum bu yazıyı.... Gittiği yerde sevgisinin aydınlığında olduğundan eminim... :)))
Al beni zülfün ucuna
Sallanayım tel yerine.... :))
Karac'oğlan
Kişilik gelişimi bozuk insanların benliklerini koruma kalkanı.... :))
''gururum kırıldı''
-yani zaten güçsüz olan kişiliğimi zedeledim.... :))
Yılllarca Üstün Dökmenin anlatmaya çalıştığı kitaplar yazıp konferanslar verdiği kavram...
Bir konferansında eşinin kendisine şöyle dediğini anlatmıştı;
- Ya Üstün on yıldır kitaplar yazıyorsun konferanslar seminerlerden, yüzünü bile görmeye vakit yok.. prof falan da oldun bu konuda.. E şu empatiyi bide evde biz görsek..... :))))
hayalin rengi terimine renkleri yazarken şiirin rengini unuttuğum için ekleğim terim... :))