İşte şiir dedirten şairin büyüklüğü yanında söylenen her manasız sözün ne önemi var ki...; Sadece akılma düşürür ve gider sevdiğim bir şiiriyle anarım.. Olsa olsa buna vesile olur... :))
Rüzgâr, yıldızlar ve su. Bir Afrika rüyasının uykusu düşmüş dalgalara. Işıltılı, kara bir yelken gibi ince direğinde geminin. Geçmekteyiz içinden bir sayısız bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin.
Yıldızlar rüzgâr ve su. Başüstünde bir gemici korosu su gibi, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir türkü söylüyor, yıldızlar gibi rüzgâr gibi su gibi bir türkü. Bu türkü diyor ki, «Korkumuz yok! İnmedi bir gün bile gözlerimize bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.» Bu türkü diyor ki, «Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz ölümün önünde sigaramızı.» Bu türkü diyor ki, «Çizmişiz rotamızı dostların alkışlarıyla değil gıcırtısıyla düşmanın dişlerinin.» Bu türkü diyor ki, «Dövüşmek..» Bu türkü diyor ki, «Işıklı büyük ışıklı geniş ve sınırsız bir limana dümen suyumuzda sürüklemek denizi..» Bu türkü diyor ki, «Yıldızlar rüzgâr ve su...»
Başüstünde bir gemici korosu bir türkü söylüyor; yıldızlar gibi rüzgâr gibi, su gibi bir türkü..
Geldim... bilgisayarımı açtım kahvemi elime aldım... Media player ı açtım... :)) shuffle modunu tıkladım... uzuuuun zamandır rasgele modundan denk gelmeyen bi şarkı çıkıverdi.. Hamiyet söylüyo hemi de valla... :))) Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm Coştum şakıyıp aşk okuyan bülbüle döndüm Oy oy oyy... :)) sabah sabah ne güzel geldiii... :))) Ardıdan şahane bir Cem Karaca şarkısı...; Sevda kuşun kanadındaaaaaa diye gürlüyor Cem Karaca Aman da ne güzel şarkılarım varmış beniiiiimmmm.... Arşivimi seviyiiiiiim... :))
Kolestrol ilaçlarında kısıtlama; Kolestrolünüz tehlikeli bir seviyeye gelmedikçe ilaçlarınız ödenmeyecek... koruyucu tedavileri unutunuz ey halkım.. Hasta olunuz hatta bi zahmet geberip öyle geliniz... :)) çünkü böylesi daha ucuza çıkıyor..
Bu fetvanın verildiği hafta Ülker kolestrol düşürücü yoğurt çıkardı... İlaçta reklamın yasak olduğu bu ülkede ilaçmış gibi reklamları dönüyor televizyonlarda.. İlaçları da ödenmeyince insanlar ilacı bırakıp yoğurt yemeye başladılar.. Kolestrolleri tavana vurduğunda bunu dert edecek bir sağlık bakanı da yok nasılsa... Hastalık bu Allahtan gelir Allahtan gideeeerrrr.... :))))
Babamın sevgili okul arkadaşı, dostu ve kardeşi Edward amcayı unuttum bak.. :)) Ankara ticaret lisesi ve eski adıyla Yüksek Ticaret'ten babamın okul arkadaşı sevgili Edward amca ve eşi Rosa teyze... Acaba bu hatırnazlık durumu ırksal özellikleri falan mıdır kiii..... Tek gayr-i müslüm ve de ermeni olan arkadaşları olmasına karşın her bayram seyran arar, kart atar, bütün düğün, cenaze, iyi ve kötü günlerde herkesi arayıp haber veren toplayan odur hep...
Bu yetmiş küsür yaş civarındaki lise ve fakülteden okul arkadaşlarını bir araya getirmeyi görev edinmiş gibidir adeta Edward amca... pek çok organizasyon yaparak onları toplar.. Her ayın ilk cuması toplanırlar.. Nasıl başarırsa hayatta olan öğretmenlerini filan da bulur getirir hatta.. Pikniklere gezilere giderler.. Ayaş'taki kendi bağ evinde bütün bu kadroyu ağırladığında biz çocuklar hatta torunlar falan da davetliydik... Aynı göğün altında aynı toprakların insanı olmanın ortak sevgisi ve dostluğun kardeşliğin sıcaklığı içinde geçirilmiş unutulmaz bir gündü
Üniversiteden sevgili arkadaşım, dostum ve kardeşim Ogi'yi hatırlatıyor bu terim... Yıllardır görmedim ve çok da özledim aslında.. Öyle hatırnaz bir kızdı ki; ders aralarında kantine inerken her gördüğüne selam verip, hatır sora sora aşağı inene kadar çoğunlukla diğer dersin saati gelirdi... yıllığa bile yazmıştık hatır sormaktan kantinde bir çay içemeden okulu bitirdi diye... :))) Canım ya nerelerdedir kimbilir.. hayat herbirimizi bir yana uçurdu...
Yeni terim eklenmesi biraz daha ertelenirse terimlerin altına yazacak başka bişey kalmayacak.. Her terime bir den den... :))
Çünkü kişi, ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibidir.
'Tek doğruyu buldum' değil, 'Bir doğruyu buldum' deyin.
Halil Cibran
İşte şiir dedirten şairin büyüklüğü yanında söylenen her manasız sözün ne önemi var ki...; Sadece akılma düşürür ve gider sevdiğim bir şiiriyle anarım.. Olsa olsa buna vesile olur... :))
Rüzgâr,
yıldızlar
ve su.
Bir Afrika rüyasının uykusu
düşmüş dalgalara.
Işıltılı, kara
bir yelken gibi ince
direğinde geminin.
Geçmekteyiz içinden
bir sayısız
bir uçsuz bucaksız yıldızlar âleminin.
Yıldızlar
rüzgâr
ve su.
Başüstünde bir gemici korosu
su gibi, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir türkü söylüyor,
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi
su gibi bir türkü.
Bu türkü diyor ki, «Korkumuz yok!
İnmedi bir gün bile gözlerimize
bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun.»
Bu türkü
diyor ki,
«Bir gülüşün ateşiyle yakmasını biliriz
ölümün önünde sigaramızı.»
Bu türkü
diyor ki,
«Çizmişiz rotamızı
dostların alkışlarıyla değil
gıcırtısıyla düşmanın
dişlerinin.»
Bu türkü diyor ki, «Dövüşmek..»
Bu türkü diyor ki, «Işıklı büyük
ışıklı geniş ve sınırsız bir limana
dümen suyumuzda sürüklemek denizi..»
Bu türkü diyor ki, «Yıldızlar
rüzgâr
ve su...»
Başüstünde bir gemici korosu
bir türkü söylüyor;
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi,
su gibi bir türkü..
N.H.Ran
Geldim... bilgisayarımı açtım kahvemi elime aldım... Media player ı açtım... :)) shuffle modunu tıkladım... uzuuuun zamandır rasgele modundan denk gelmeyen bi şarkı çıkıverdi.. Hamiyet söylüyo hemi de valla... :)))
Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm
Coştum şakıyıp aşk okuyan bülbüle döndüm
Oy oy oyy... :)) sabah sabah ne güzel geldiii... :)))
Ardıdan şahane bir Cem Karaca şarkısı...;
Sevda kuşun kanadındaaaaaa diye gürlüyor Cem Karaca
Aman da ne güzel şarkılarım varmış beniiiiimmmm.... Arşivimi seviyiiiiiim... :))
Limanlar gemiler içindir ama.... :)) gemiler limanlar için yapılmazlar... :))
Kolestrol ilaçlarında kısıtlama;
Kolestrolünüz tehlikeli bir seviyeye gelmedikçe ilaçlarınız ödenmeyecek... koruyucu tedavileri unutunuz ey halkım.. Hasta olunuz hatta bi zahmet geberip öyle geliniz... :)) çünkü böylesi daha ucuza çıkıyor..
Bu fetvanın verildiği hafta Ülker kolestrol düşürücü yoğurt çıkardı... İlaçta reklamın yasak olduğu bu ülkede ilaçmış gibi reklamları dönüyor televizyonlarda..
İlaçları da ödenmeyince insanlar ilacı bırakıp yoğurt yemeye başladılar.. Kolestrolleri tavana vurduğunda bunu dert edecek bir sağlık bakanı da yok nasılsa... Hastalık bu Allahtan gelir Allahtan gideeeerrrr.... :))))
“Çöl çok güzel” dedi küçük prens, “çünkü bir yerlerinde bir kuyu gizliyor.”
Le Petit Prince
Babamın sevgili okul arkadaşı, dostu ve kardeşi Edward amcayı unuttum bak.. :))
Ankara ticaret lisesi ve eski adıyla Yüksek Ticaret'ten babamın okul arkadaşı sevgili Edward amca ve eşi Rosa teyze...
Acaba bu hatırnazlık durumu ırksal özellikleri falan mıdır kiii.....
Tek gayr-i müslüm ve de ermeni olan arkadaşları olmasına karşın her bayram seyran arar, kart atar, bütün düğün, cenaze, iyi ve kötü günlerde herkesi arayıp haber veren toplayan odur hep...
Bu yetmiş küsür yaş civarındaki lise ve fakülteden okul arkadaşlarını bir araya getirmeyi görev edinmiş gibidir adeta Edward amca... pek çok organizasyon yaparak onları toplar.. Her ayın ilk cuması toplanırlar.. Nasıl başarırsa hayatta olan öğretmenlerini filan da bulur getirir hatta.. Pikniklere gezilere giderler.. Ayaş'taki kendi bağ evinde bütün bu kadroyu ağırladığında biz çocuklar hatta torunlar falan da davetliydik... Aynı göğün altında aynı toprakların insanı olmanın ortak sevgisi ve dostluğun kardeşliğin sıcaklığı içinde geçirilmiş unutulmaz bir gündü
Üniversiteden sevgili arkadaşım, dostum ve kardeşim Ogi'yi hatırlatıyor bu terim...
Yıllardır görmedim ve çok da özledim aslında.. Öyle hatırnaz bir kızdı ki;
ders aralarında kantine inerken her gördüğüne selam verip, hatır sora sora aşağı inene kadar çoğunlukla diğer dersin saati gelirdi... yıllığa bile yazmıştık hatır sormaktan kantinde bir çay içemeden okulu bitirdi diye... :)))
Canım ya nerelerdedir kimbilir.. hayat herbirimizi bir yana uçurdu...
seni kara saplı bıçak gibi sineme sapladılar...
B. R Eyüboğlu