Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Hayatın bilgisinin kaydedildiği yer. Evrenin resmi.

Karikatürize görünüşü olan esprili adam! Sevimli görünüşüyle kendisine de yakıştırılan ağalık kavramındaki iticiliği azaltmış bir insandı.

Bir toplumun ürettiği bir değere, o toplumun bir parçası olan insanın uyma ya da uymama şeklinde gösterdiği irade. Ahlak tabiiki bilinç gibi unsurlarda gerektirir. Yoksa değer yargısı üretemeyen ya da insanların ürettiği değer yargılarına uymayan hayvanları da ahlaksız olmakla suçlamamız gerekirdi.

İnsanlar tarafından pek, açık açık ifade edilmesede sanırım en çok arzulanan sevişme şekli. Oral seksi çok yapan kadınların dengeli beslendiklerini söyleyebiliriz; erkek sperminde bol miktarda protein varmışta! :)

İnsan tarafından idrak edilen 'varlığın', önermelerle formüle edilmesi. Yaşamın ve doğanın anlaşılabilmesini sağlayan formal yapı.
Gerçi kullandığımız mantık kurallarının doğrusal olması buna karşılık 'varlığın' fraktal bir yapıya sahip olması nedeniyle, bu kuralların doğayı açıklamakta yüksek bir performans sağladığını söylemek çok zordur. Örneğin, matematikte kullandığımız kürenin gerçek hayatta tam bir karşılığı yoktur. Sadece küreye az çok benzeyen, gezegenler, futbol v.b nesneler vardır. Yani varlığı kendi keyfimize göre biraz eğip büküyoruz :)

Dün gece rüyamda gördüğüm kadın:
Bir partide gazetecilerden biri ona 'Çok çirkinsiniz ama, hepimiz sizi çok beğiniyoruz' deyince, ben gazeteciye, 'İltifat mı ediyorsun, hakaret mi anlayamadık'. Söylediğim Sibel Kekilli'nin çok hoşuna gidiyor. Hafiften gülümseyip bir gazete kâğıdına numarasını yazıp kendisini aramasını söylüyor. Numara hâlâ aklımda. Ama işin ilginç tarafı üç rakamlı bir numara. Neyse, daha sonra Sibel, kaşla göz arasında sarhoş oluyor ve benden kendisini evine götürmemi istiyor. Benden onu belinde kavrayarak tutup arabasına doğru götürüyorum. Tam o sırada annem beni uyandırdı ve film bitti.

İroni, bir kelime ya da kelime grubunun birinci ve açık anlamının ötesinde bir anlamda kullanılmasıdır. Öyleki, bazen kullanılan bir kelimeyle, kelimenin anlamının tam zıddı kastedilir. Mesela, birine 'Çok zekisin.' derken 'zekisin' kelimesine tam tersi bir anlam yüklenmesi ülkemizde halk arasında en çok kullanılan ironidir.
Bir ifadenin ironik olup olmadığı yazıda, ironik olması istenen ifadenin sonuna genelde bir ünlüm işareti konulmasından, sözlü iletişimde ise ifadenin vurgulanmasından anlaşılır.
İronin dramatik ironi, trajik ironi gibi teatral türleri vardır. Örneğin, dramatik ironinin en güzel örneklerinden biri Shakespeare'in Macbeth'tidir.

ABD'de uzaylıların Dünya'yı istila etmesini konu alan bir filmi, Amerikalılar ciddiye alıp uzaylıların Dünya'yı gerçekten de istila ettiğini sanarak tası tarağı toplayarak kaçmışlardı.
Amerikan halkının bu ruh hali televizyon tüm dünyada yaygınlaştıkça dünyanın her tarafında yaygınlaşarak devam etti. Televizyonda gördükleri olayların ve karakterlerin uydurma olduğunu unutup onları ciddiye alanların sayısı Türkiye'de de hiçte az değil. Biz Evleniyoruz adlı program, Türkiye'de gerçekle sanal olan arasındaki sınırı kaybını doruk noktasına çıkaran programlardan biri. Çünkü oradaki olay ve karakterler gerçek. Reyting uğruna oluşturulan sunni gerçekler! ...

Arkadaşlarımdan yıllar önce Dünya Fizik Olimpiyatları ikincisi olmuştu.
Bir başka arkadaşım üniversite sınavına hazırlanırken günde sekiz yüz matematik sorusu çözüyordu.
Bir başka arkadaşım genç yaşına rağmen tam iki bin kitap okumuştu hayatı boyunca.
Ve ben ortaokulu beş yılda bitirebilmeme rağmen endüstri meslek lisesini bir zamanlar okul üçünsü bölüm birincisi olarak kazanmıştım. IQ'um yani zekâm normalin üzerinde.

Ben diğer arkadaşlarım bütün bu sıradışılığımıza, bütün performansımıza rağmen ne Bayhan kadar ünlüyüz ne de onun gibi paralıyız.

Kimse bizi takdir etmeksizin gideceğiz bu dünyadan. Ama maymunlaşmadan. Medyanın reytingi uğruna koyunlaşmadan. Haysiyet ve şerefimizle.

Bayhan, hayatı boyunca herhangi bir insandan daha fazla birşey ortaya koymamış sıradan bir insan. Gerçekten de onun üzerinde durmaya değmez. Üzerinde durulan ya da durulması gereken şey bir şahıs olarak Bayhan değildir. Onun Türk toplumunun yozlaşmasında işgal ettiği yer nedeniyle sembolik değeridir.

Ajdar'ın da sesi en az Bayhan kadar kötü. Ama benzerlikleri bundan ibaret değil. İkisi de kendi kişilikleri olmadığı için dokundukları nesneleri taklit eden birer anderoit. Yalnız Bayhan, Ajdardan farklı olarak Ajdar'ın taklit ettiği nesneyi tersinden taklit ediyor. Taklitte aşırıya gitmesi de bize Freud'un, 'Aşırı arzular zıddından kaynaklanır' sözünü hatırlatıyor. Bu sözden yola çıkarak Bayhan'ın cinsiyet bağlamındaki kimlik bunalımını siz takdir edin.