Bir adam var beynimin çöllerinde beyninde yeşil vadiler akarsular olan.Bir adam var beynimin çöllerinde hayalleri olan fakat elinde bir şey olmayan….
Bir adam var bende susuz bir kaya parçasının üzerine düşmüş dünyanın en güzel meyvesinin tohumu sanki.Bir adam var bir taraftan o sandalyeye çakılıp kalan……
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,gözyaşların dahi kuru akar gözlerinden..Kirpiklerinden süzülüveremez hafifçe,acıtır,yakar geçtiği yerleri..Hiçbir iz bırakmaz yüzünde varolduğuna dair...Bıraktığı izleri görebilecek kimse olmadığını düşünmekse daha da kurutur onları.. Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,bir omuz ararsın başını koyacak...Oysa hiçbir omuz yoktur yakınlarda kendi omuzundan başka..Kafandaki ağırlığı atmaktır tek isteğin,kafanı kendi omuzuna koymaksa daha da yorar boynunu,ve daha da zorlaşır sabah başın dik uyanıvermek... Bazen o kadar yalnız hissedersin ki,bağırmak,haykırmak istersin delicesine...Oysa seni duyabilecek kadar yakın birini hissedebilsen tam o anda,fısıldamak dahi yeterli olurdu birkaç sözcüğü....Ve tam o anda,en takın dahi çığlıklarının ulaşabileceği yerden bile uzakta... Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,çıkmak,yürümek istersin şehrin sokaklarında...Hiç düşünmeden,hiç hissetmeden yürümek...Adımlar acı vermeye başlar sayıları çoğaldıkça,rastladığın her yüz yabancıdır çünki..Rastladığın her yüz uzaktır.Yakınından da geçse uzağından da... Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,evine,odana sığınırsın ve kalemin seni çağırır olmadık bir saatte...Kelimeler yalnızlığını döker masum kağıtlara ve kağıtlarda dolaşan gözlerin yine ıslanmaya başlar kuru kuru...Sabah olduğunda,yazıları yalnızlıkla birlikte kilitli çekmecelere saklamak vaktidir...Oysa gece yine gelecek,ertesi gece olmasa bile... Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini.... Bazen o kadar yalnız... Bazen o... Bazen sen... Bazen ben... Bazen....
sevmek; senle iken yere daha sağlam basabilmekse eğer, sevmek; yokluğunda seninleymiş gibi hissetmekse eğer, sevmek; hayallerine senide sokabilmekse eğer, SENİ SEVİYORUM
sevmek; yatağa uzandığında, seni düşlemekse eğer sevmek; sen üşüdüğünde gölgemle seni ısıtmaksa eğer, sevmek; sevdiğini çıklık çığlığa söylemekse eğer, SENİ SEVİYORUM
sevmek; el ele tutuştuğunda kalbinde bişeylerin kopmasıysa eğer, sevmek; gözgöze geldiğin de hiç kıpırdamadan bakabilmekse eğer, sevmek; kalbini kalbinde hissetmekse eğer, SENİ SEVİYORUM
'Kelimelerin kiymeti nedir ki, kalp kabindan hikmet olarak damlamadiktan sonra? Sozden ote sevgiyle soyleyebilmeyi bilmek; bilmelerin en zor ogrenilenidir. Ve bazen susmayı bilmek de en buyuk erdemdir...'
Bir adam var beynimin çöllerinde beyninde yeşil vadiler akarsular olan.Bir adam var beynimin çöllerinde hayalleri olan fakat elinde bir şey olmayan….
Bir adam var bende susuz bir kaya parçasının üzerine düşmüş dünyanın en güzel meyvesinin tohumu sanki.Bir adam var bir taraftan o sandalyeye çakılıp kalan……
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,gözyaşların dahi kuru akar gözlerinden..Kirpiklerinden süzülüveremez hafifçe,acıtır,yakar geçtiği yerleri..Hiçbir iz bırakmaz yüzünde varolduğuna dair...Bıraktığı izleri görebilecek kimse olmadığını düşünmekse daha da kurutur onları..
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,bir omuz ararsın başını koyacak...Oysa hiçbir omuz yoktur yakınlarda kendi omuzundan başka..Kafandaki ağırlığı atmaktır tek isteğin,kafanı kendi omuzuna koymaksa daha da yorar boynunu,ve daha da zorlaşır sabah başın dik uyanıvermek...
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki,bağırmak,haykırmak istersin delicesine...Oysa seni duyabilecek kadar yakın birini hissedebilsen tam o anda,fısıldamak dahi yeterli olurdu birkaç sözcüğü....Ve tam o anda,en takın dahi çığlıklarının ulaşabileceği yerden bile uzakta...
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,çıkmak,yürümek istersin şehrin sokaklarında...Hiç düşünmeden,hiç hissetmeden yürümek...Adımlar acı vermeye başlar sayıları çoğaldıkça,rastladığın her yüz yabancıdır çünki..Rastladığın her yüz uzaktır.Yakınından da geçse uzağından da...
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini,evine,odana sığınırsın ve kalemin seni çağırır olmadık bir saatte...Kelimeler yalnızlığını döker masum kağıtlara ve kağıtlarda dolaşan gözlerin yine ıslanmaya başlar kuru kuru...Sabah olduğunda,yazıları yalnızlıkla birlikte kilitli çekmecelere saklamak vaktidir...Oysa gece yine gelecek,ertesi gece olmasa bile...
Bazen o kadar yalnız hissedersin ki kendini....
Bazen o kadar yalnız...
Bazen o...
Bazen sen...
Bazen ben...
Bazen....
Sesini Duysamda Her an Yüzünü Görmek Gibi Değil
özlediğimi bil
Hiçbir Şey Seni Sevmek Gibi Değil
Hani bir yağmur yağarya bazen,
Hani gök gürlerya arkasından,
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle birşey..
Ne araya girmesi yolların, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede,
Ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte,
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla gibi toplaması içine, ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, duvarlara dalıp dalıp gitmesi..
Türküsünü söyleyecek kimse kalmamak ayrılık..
Parmaklarını sözüne pınar edememek,
Saçına rüzgar sesine ışık düşürememek kimsenin,
Çiçeklerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması,
Ayrılık yağmurdan vazgeçmiş,sudan üşüme,yalnızca gölge vermesi ağaçların,
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya,
Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş,
İki adımdan biri insanın..
O seni gizlemek yok mu
Kuşlardan, çiçeklerden bile kıskanıp gizlemek
Seni saklamak içimde delice, divanece
Öylece yaşamak seni, öylece sevmek
Ahmet Selçuk İlkan
Yeşil
Mavi
Kırmızı
SENİ SEVİYORUM
sevmek; bakmak değil görmekse eğer,
sevmek; yanındayken başını
omuzuna koyabilmekse eğer,
sevmek; yanındayken yalnızlığı unutmaksa eğer,
SENİ SEVİYORUM....
sevmek; senle iken yere daha sağlam
basabilmekse eğer,
sevmek; yokluğunda seninleymiş gibi
hissetmekse eğer,
sevmek; hayallerine senide sokabilmekse eğer,
SENİ SEVİYORUM
sevmek; yatağa uzandığında, seni düşlemekse eğer
sevmek; sen üşüdüğünde gölgemle
seni ısıtmaksa eğer,
sevmek; sevdiğini çıklık çığlığa söylemekse eğer,
SENİ SEVİYORUM
sevmek; el ele tutuştuğunda kalbinde bişeylerin
kopmasıysa eğer,
sevmek; gözgöze geldiğin de hiç kıpırdamadan
bakabilmekse eğer,
sevmek; kalbini kalbinde hissetmekse eğer,
SENİ SEVİYORUM
-Nazlıcan-
'Kelimelerin kiymeti nedir ki, kalp kabindan hikmet olarak damlamadiktan sonra?
Sozden ote sevgiyle soyleyebilmeyi bilmek;
bilmelerin en zor ogrenilenidir.
Ve bazen susmayı bilmek de en buyuk erdemdir...'
Gözyaşları,samimi ve ciğeri yanan insanlar için bi boşalma işi,amelidir...