beyninde filtre olmadığı için, davranışları aşırıya kaçabilen ve taklitçilikle büyüdüğü için davranışlarını asla sorgulama gereği duymadan hareket eden kişi oğlu
içi dışı bir olduğu için içinden geldiği gibi davranan, ancak eğitimi ve görgüsü yaşadığı ortamla sınırlı olduğundan dolayı davranışları toplumda yadsınan kişi
Recep Yazıcıoğlu, halkın, kalplerin valisi. Denizli'ye yeni bir vali atanmış dediler bir gün. Çok sert bir valiymiş, dediler. Oturuyordum bir arkadaşın dükkanında. Konuşuyorlardı. İçkili mekanlara uyarı göndermiş hemen. İki tek'ten fazla içilmeyecek. Dediler, adı Recep miymiş, neymiş. Adını duyunca içimde bir şeyler yer değiştirdi hemen. Onca yıldır komşumuzdun, tanışmak nasip olmamıştı. Göreyim, tanışayım istedim yeni Denizli valimizle. Perşembe günü geldiğimde, şubat ayının bir perşembesi, hava soğuktu, yağmur kokusu vardı havada, kapının üzerinde ' çalmadan giriniz ' yazıyordu. Çalmadan girmiştim yanına, kapıyı. İlk kez böyle karşılaştık. Bir isteğim olduğumu düşünmüştün önce. Elbette, başka neden ziyaret edilir ki bir vali mantık gereğince. İstenmeli bir şeyler elbette. Yalnızca tanışmak, ellerini öpmek için geldim Sayın Valim. Bugün bile heyecan dolu yüreğim. Ellerine sarıldığımda, yanaklarımı öpmüştün. Böyle sıcaklığı, hemde ilk kez gördüğün birine, komşunda olsa, herkes gösteremez bir anda. Söz vermiştin Sayın Valim o gün. Söke'ye geldiğinde benimle görüşmek için söz vermiştin. Geldiğinde evine, ben seni ziyaret edecektim yine. İsyan edemiyor ki insan kadere. Neredeyse edeceğim. Toprağın bol olsun, rahmetini esirgemesin Allah senden. Sen Recep Yazıcıoğlu, Sen Türkiyenin valisi...
gerçekten çok temiz, iyi niyetli, nazik, dürüst insanları yetiştiren öğreti
beyninde filtre olmadığı için, davranışları aşırıya kaçabilen ve taklitçilikle büyüdüğü için davranışlarını asla sorgulama gereği duymadan hareket eden kişi oğlu
içi dışı bir olduğu için içinden geldiği gibi davranan, ancak eğitimi ve görgüsü yaşadığı ortamla sınırlı olduğundan dolayı davranışları toplumda yadsınan kişi
anlamak seni...
bulduğum yeni bayan arkadaşların yüzde doksanı
çalışmaz isen fakir, okumaz isen cahilsin. çalışmaz isen aç, okumaz isen kimseye hayrın yok demektir
iyi de o sırrı kim vermiş ki ona oda başkasına vermeyecek...birisi vermiş ona zaten. kelle gitse ne olcek, kalsa ne olcek...sır değil ki o.
Recep Yazıcıoğlu, halkın, kalplerin valisi. Denizli'ye yeni bir vali atanmış dediler bir gün. Çok sert bir valiymiş, dediler. Oturuyordum bir arkadaşın dükkanında. Konuşuyorlardı. İçkili mekanlara uyarı göndermiş hemen. İki tek'ten fazla içilmeyecek. Dediler, adı Recep miymiş, neymiş. Adını duyunca içimde bir şeyler yer değiştirdi hemen. Onca yıldır komşumuzdun, tanışmak nasip olmamıştı. Göreyim, tanışayım istedim yeni Denizli valimizle. Perşembe günü geldiğimde, şubat ayının bir perşembesi, hava soğuktu, yağmur kokusu vardı havada, kapının üzerinde ' çalmadan giriniz ' yazıyordu. Çalmadan girmiştim yanına, kapıyı. İlk kez böyle karşılaştık. Bir isteğim olduğumu düşünmüştün önce. Elbette, başka neden ziyaret edilir ki bir vali mantık gereğince. İstenmeli bir şeyler elbette. Yalnızca tanışmak, ellerini öpmek için geldim Sayın Valim. Bugün bile heyecan dolu yüreğim. Ellerine sarıldığımda, yanaklarımı öpmüştün. Böyle sıcaklığı, hemde ilk kez gördüğün birine, komşunda olsa, herkes gösteremez bir anda. Söz vermiştin Sayın Valim o gün. Söke'ye geldiğinde benimle görüşmek için söz vermiştin. Geldiğinde evine, ben seni ziyaret edecektim yine. İsyan edemiyor ki insan kadere. Neredeyse edeceğim. Toprağın bol olsun, rahmetini esirgemesin Allah senden. Sen Recep Yazıcıoğlu, Sen Türkiyenin valisi...