bir baş bir omuz arar temmuz ateşi yağarken yıldızlardan maviliklere sevdalanır yakamozlar coşar ruhta hissedişler
düş kurar yüreksizce zaman akla mantığa bakarsan eğer dökülür günahkar bakışlar umutsuzluğa kapıldığın an susku sarar tüm benliği sensizliği yaşattığın an
geceye sıkışmış ege de zaman dalgalar sönük çiçekler solgun müjde bekle şafakta saba yeli estiğinde efes//35...21072019
Küçücük bir not vurur yüreği yanar kanar ve patlar Küçücük bir not düşer kalkar kasar ilmeği Küçücük bir not tarih tekerrür ve dikey düşüş Küçücük bir not elektron nötron ve yörünge Küçücük bir not ateş mağma ve yerküre Sen sensizliği Bir kreterde saklarsan Bir köstebeklik aşk Bir satırlık bomba Kuzey- Güney ve eksen kayması Halikarnasta lokma yarışı Kızıllığın anaforunda Bir yudum şarap ve aşka dair sirtaki. efes//35..10072019
Donmuş bir ceninin çözülüşü ile suya düşen iribaş bulandırdı zamanı Acemi şarhoş misali yalpalayarak gensel öznelliği vurdu kanat kanat dağıttı ayaz kesen karsuyu çayda Bilmem kaç an kaç metre saat yüzdü Doruklardan inen arı duru suda
Varoşlu dört çocuk yol kesti kanalda Çevirdiler suyu fizik kurallarına inat Akıttılar yukarıya doğru çağlarında ve o an anlaşıldı ilim fennin alemeti efes//35
Öyle tanıdık geliyor ki.. dalganın sesi mavinin kokusu uzaklaştıkça denizden benizden artıyor hisler duygular fırtınalar.
Öyle tanıdık geliyor ki yol boyu ağaçlar çiçekler aynı semtin coğrafyası dolmuşları boşalmışları çığırtkanları tablacıları hatta çocukluk aşkları.
Çocukluk ya..parklar bahçeler sokaklar caddeler.. ev önleri kaldırımlar dökülmüş çiçdem kabukları hepside sen hepbirden seni hatırlatıyor.
Dünya dediğin neki kaç santim adi adımla aha Karşıyaka işte Kordon homurdanan vapurlar kudurmuş düdükler yağmur öncesi sisler İnciraltında hortumlar
Öyle tanıdık geliyor ki gözlerin kaşların saçların aynı koltuğun sessiz yolcuları vel hasıl sen ve ben yani biz ikimiz öyle tanıdıkmışız ki.. bunca tanık bizliğin ölümsüz kanıtı. efes // 35..30052019
ey şair , sen seni özgür kıldın
mavinin tonlarına kaydettin
yağmur mevsimi gelip çattığında
toprağın sulandığında
güneşi soluduğunda
şiire döner üstünde biten çiçekler
ey şair , dile gelir her çiçeğin tacı
süsler yetim öksüz çocuk başını
özün özne olur çam kokulu rüzgarlarla
vurur yürek duvarlarına eşsiz şarkılarla
biliyorsun körfeze kama olmuş koyları
göz erimi İnciraltı Bostanlı kıyıları
karanlığa asılı kandiller eşliğinde
balık rakı sandal keyfi canı cananı
ey şair , Atila İlhan dan bu yana
can çekişen şiir benliğinde can bulur.
efes//35....30072019
kürsüye çıkan
bir maddemidir ?
yoksa
ruhun gıdasımıdır ?
kimliği tanımlarsın
ya benliği ?
sen sen olki
şems e kulak ver.
efes//35
bir baş bir omuz arar
temmuz ateşi yağarken
yıldızlardan maviliklere
sevdalanır yakamozlar
coşar ruhta hissedişler
düş kurar yüreksizce zaman
akla mantığa bakarsan eğer
dökülür günahkar bakışlar
umutsuzluğa kapıldığın an
susku sarar tüm benliği
sensizliği yaşattığın an
geceye sıkışmış
ege de zaman
dalgalar sönük
çiçekler solgun
müjde bekle şafakta
saba yeli estiğinde
efes//35...21072019
Ahh..deyince
ahh edip kalıyor insan
beyin suskun ruh şaşkın
kalakalıyor ..
İzmir i yaşayınca insan.
efes//35
ay çelimsiz iki bacağı üstünde
yıldızlara nisbet eder sessizce
mavi almıyor anlamıyor anda
coşkun dalgalar çığlık çığlığa
yakamozlar sade yalın akışla
dalıyor körfezin karanlığına
İzmir şaha kalkıyor geceyle
yarını ağır aksak yaşamaya
uzaklarda yelken ucunda
meltemle sallanan bir fener
gel-gitlere benzer ruh hali
dökülüyor kirliliğe isyanla
anlağın uyuşuk sarhoşluğu
bedenin diz çökmüş zerresi
gözde fer yürekte sevi nefsi
sensizlik kokusuz kozmetiği
ve sen ey aşk ilahesi
telden kayan aşkın gözdesi
gecenin serinliğinde balçova
kucak açmış bekler serserisi
efes//35..13072019
Küçücük bir not
vurur yüreği
yanar
kanar
ve patlar
Küçücük bir not
düşer
kalkar
kasar ilmeği
Küçücük bir not
tarih
tekerrür
ve dikey düşüş
Küçücük bir not
elektron
nötron
ve yörünge
Küçücük bir not
ateş
mağma
ve yerküre
Sen sensizliği
Bir kreterde saklarsan
Bir köstebeklik aşk
Bir satırlık bomba
Kuzey- Güney
ve eksen kayması
Halikarnasta lokma yarışı
Kızıllığın anaforunda
Bir yudum şarap
ve aşka dair sirtaki.
efes//35..10072019
Donmuş bir ceninin çözülüşü ile
suya düşen iribaş bulandırdı zamanı
Acemi şarhoş misali yalpalayarak
gensel öznelliği vurdu kanat kanat
dağıttı ayaz kesen karsuyu çayda
Bilmem kaç an kaç metre saat yüzdü
Doruklardan inen arı duru suda
Varoşlu dört çocuk yol kesti kanalda
Çevirdiler suyu fizik kurallarına inat
Akıttılar yukarıya doğru çağlarında
ve o an anlaşıldı ilim fennin alemeti
efes//35
Öyle tanıdık geliyor ki..
dalganın sesi mavinin kokusu
uzaklaştıkça denizden benizden
artıyor hisler duygular fırtınalar.
Öyle tanıdık geliyor ki
yol boyu ağaçlar çiçekler
aynı semtin coğrafyası
dolmuşları boşalmışları
çığırtkanları tablacıları
hatta çocukluk aşkları.
Çocukluk ya..parklar bahçeler
sokaklar caddeler..
ev önleri kaldırımlar
dökülmüş çiçdem kabukları
hepside sen
hepbirden seni hatırlatıyor.
Dünya dediğin neki
kaç santim adi adımla
aha Karşıyaka işte Kordon
homurdanan vapurlar
kudurmuş düdükler
yağmur öncesi sisler
İnciraltında hortumlar
Öyle tanıdık geliyor ki
gözlerin kaşların saçların
aynı koltuğun sessiz yolcuları
vel hasıl sen ve ben yani biz ikimiz
öyle tanıdıkmışız ki.. bunca tanık
bizliğin ölümsüz kanıtı.
efes // 35..30052019
Biliyorsun değil mi ?
Anne hasretiyle yanıp kül olduğumu.
Biliyorsun değil mi ?
Sana doyasıya sarılamadığım anne
İstek ve dileğiyle aşık olduğumu.
Susturdum hep ruhumdaki yangını
can deyip coştuğum anlarda sana
nasıl da koştuğumu.
Gitme desem gitmeyecekmisin sanki
Hiç yaşamadığın aşkı sana nasıl anlatsam.
Bak gör ve anla anne diyen dilin suskunluğunu.
efes//35
Anneler gününüz kutlu olsun .
bir hançer asılı
soğuk taş duvarlarda
gölgeler gibi gezer
erişimsiz menziller
soluklanırım bir an
yayılır doruklara hisler
kutsar tüm varlığı
dalga tutar sereni
yırtılır ipeksi yelkenim
salınır bahar
çiçek tarlalarında
çeker kokusu
aşk gibi sevda gibi
buram buram titrek
avuçlarında zaman
efes// 35..04052019