Dost, arkadaşların içerisinde sana en yakın duran, güvenebileceğin ve yardım alabilceğin insandır.
Bana göre 'dost'un bilimsel tanımını böyle yapmak yeterlidir. Gerisi işin felsefik boyutudur. Siz dostunuzu nasıl görmek isterseniz, nasıl olmasını istersiniz, isteklerinizin çokluğuyla ölçüleri de artar.
Anlam, insanların, yaşadıkları duygulara, çevresindeki olaylara, nesnelere, kelimelere, davranışlara ve kavramlara yüklediği bir niteleme ve değerdir.
Bu bakımdan her fenomen, değişik insanlar açısından farklı bir anlam ifade edebilir. Bu olgunun niteliğinden çok insanların olgulara yüklediği değer ve nitelendirmenin değişikliğinden kaynaklanır.
Ancak sözlük bakımından bakıldığında aslında birçok kelime, evrensel-standart ve sabit bir niteleme ve değer ifade eder. Bu bakımdan hemen her yerde anlamı bir olan çok şey vardır kuşkusuz.
Evrensel olarak, insanlık açısından anlamını ortak bulduğumuz birçok olguya biz kendi penceremizden de ayrıca farklı anlamlar yükleyebiliyoruz. Bu de işin felsefik yanı. Sizin yarı dolu veyahut yarı boş bardağı nasıl görmek istediğinize yada nasıl gördüğünüze bağlı.
Bu anlamda, bazı 'anlam'lar bütün heryerde aşağı yukarı aynı değerde olsa bile, bazı şeyler değişik yerlerde aynı anlamda olmayabilir.
Örneğin, bazı yerlerde milliyetçiliğe olumlu bir anlam yüklenirken, evrensel olarak artık toplumu zehirleyen bir anlam yükleniyor.
Ulusal Egemenlik; egemenligin, ulusun yada milletin oldugunu gösterir. Öbür deyişle devlette egemenliğe sahip güç milletin kendisidir.
'Egemenlik kayıtsız şartsız millettindir' sözünde Egemenliğin ve gücün millette olduğunu, 'kayıtsız, şartsız' derken, öne hiç bir şart ve husus öne sürülmeksizin kayısız ve şartsız milletin ve halkın iradesinin herşeyden üstün ve önce geldiğini gösterir.
Bu deyim aslında devletin demokratik bir devlet olduğunu gösterir. Çünkü biliyoruz ki birçok devlette erk, yetki ve egemenlik, kralların, tiranların, diktatörlerin, sultanların, şeriatın, şeyhlerin, mollaların yada bazı dar çıkarcı çevrelerin elindedir. İktidarın yani egemenliği milletin yani halkın sağladığı devletlere 'demokratik devlet' denilir.
Türkiye Cumhuriyetinin rejimi açısından söylenmiş olan 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' sözünden de anlaşılacağı üzere, işaret edilen gerçeklik Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir Cumhuriyet olduğudur.
Ulus, millet adına, milletin ve ulusun verdiği ve tanıdığı yada seçtiği gücün dışında kimse konuşma hakkına yada birşey yapma hakkına sahip değildir. Ulusun ve milletin seçtiği kişiler halk tarafından demokratik bir biçimde seçilmiş olan milletvekilleri ve devlet reisleri olurken, kurumları da seçilmiş kişiler tarafından oluşturulan kurumlardır.
Bu kurumlar, tarafsız, üstün adalet anlayışı, hak ve hukuku çerçevesinde yürüyen çağdaş hukuk anlayışı çerçevesinde seçilmiş hukukçular ve hukuk kurumları tarafından gözetlenir.
Burada topluma, millete tanınmış ve sağlanmış olan demokratik, eşitlik, huzur ve barış ortamını korumak tümüyle hukuğun görevidir. Demokratik toplumlarda güç ve yetki milletin yani toplumun iken, bu ilkenin savunucusu ve gözeticisi de hukuktur.
Adolf Hitler, Almanya Nasyonal Sosyalist Partinin lideri olmuş olup, daha sonra Almanya`da büyük şef adında 'Mührer' ünvanıyla anılmış, ikinci dünya savaşının yaratıcısı daha doğrusu başlatıcısdır. Bence bu kişilik üzerinde biyografik bilgiden öte, felsefik ele almak lazım.
Bu konuda 'Hitler' deyince benim aklıma şunlar geliyor; 1- Almanya Nasyonal Sosyalist [kısaltılışı NAZİ) genel başkanı 2-Alman halkının Peygamberliğine soyunan bir yaratık! 3- Kapitalizmin ve burjuvazinin izninde ortaya çıkıp, sınırı aşınca yaratıcıları tarafından bitirilmeye çalışılan bir piyon 4-Gelmiş geçmiş insanlık tarihinin en koyu iktidarcısı, iktidar sevdalısı 5-Egoistliğin, bencilliğin, kendini düşünmenin ötesinde insanlıkla ilgili herhangi bir olgu taşıyamayan bir zavallı 6-Kendisi için feda olmaya hazır insanlara bile kuşkuyla bakıp, onları yargılayıp kurşuna dizdiren bir şizofreni manyağı 7-Yalancı, entrikacı, komplocu, sahtekar, barbar, ırkçı, hiç bir insanda görülmemiş düzeyde acımasızlık taşıyan bir ölüm makinesinin yaratıcıs 8-Faşizmin zararını, ırkçılığın ve aşırı derecede sadece ve sadece milletini düşünenlerin gidebilecekleri ve götürelebilecekleri eşsiz bir örnek! 9-Dünyayı yokedecek ordun bile olsa, haksızca dünyada yaşamayacağının, dara girdiginde ele geçer korkusuyla kafasına kendi eliyle silahı dayayıp intihar eden bir korkak! 10- Ve bir de Hitler için söylenmiş çok güzel bir sözle bitireyim; 'Şeytanın Zaferi için gerekli olan tek şey, iyi insanların birşey yapmamasıdır'.
Bence bu lastik gibi bir kavram. İsteyen istedigi gibi genişletiyor, çekiyor, derinleştiriyor bu kavramı. Bana göre devlet terörü, örgütlerin yaptığı denildigiği sözde terörden daha fazladır. Terör Devlet patentlidir. Hitler, 2. Dünya savaşında milyonlarca insanı katletti ve devletti. ABD, Japonya'ya karşı savaş açtı; Hiroşima ve Nagazakiye atom bombası attı. Somaliye girdi bir sürü suçsuz insan öldürdü. Vietnama girdi milyonlarca insan öldürdü. Afganistan'a girdi bir sürü insan öldürüldü. Irak'a girdi halen gözlerimiz önünde, kadınları ve çocukları öldürüyorlar. Ve ABD birilerine terör deyince, gözlerimiz halen ABD'nin gösterdigi yere gidiyorsa biz terörden iyi anlamışız demektir.
Dahası Irak ne kadar suçsuz insan öldürdü? Yugoslavya ne kadar soykırım yaptı? İran kaç tane suçsuz insanı astı? ABD kaç milyon sivil insan öldürdü? Rusya kaç milyon insan öldürdü? Çoğu da sivil! Kim terörist? Nedir terörist? Kim kime terörist diyor?
PKK'de bir kaç adet M16 silahı görüldü diye neredeyse lafı ABD, PKK'ye silah veriyor demeye getireceksiniz. ABD'nin silahlarını taşayan Türk Ordusudur. Yani şuanda EL AKSA, yada EL QAİDE'nin elinde yahudi silahı veya ABD silahı yok mudur? EE ne yani, bu silahları ABD mi veriyor? Hem ABD madem PKK'ye silah verecekse ne diye küçük silah veriyor ki? Madem çok inandık tamam ABD PKKye silah veriyor? Türkiye ile ABD neden halen müttefik?
Astronomi uzay bilimleri ise, astronot da onunla uğraşan kişidir. Yani bence bunun Türkçesi uzayinsanı olmalıdır. Çünkü Ruslar uzayinsanına 'kozmonot' diyorlar. NASA, 'astronot' diyor. Bu iki terim de Türkçe değil. Uzayadamı dersek bu kadının uzayla ilgilenemeyeceği çağrışımını verebilir, bu yüzden en iyi tanım 'uzayinsanıdır'. Yalnız Türkiye'de astronot olmak zordur, astronot olursun ama hep yerde kalırsın, bir uzay aracı bulunana kadar!
Aysel Tuğluk, Diyarbakır'dan 'Bin Umut' adaylar listesinden milletvekili olarak seçildi. Daha önce Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptı. DTP'nin eş başkanı seçildi daha sonra. Şimdi Demokratik Toplum Partisi DTP'nin Diyarbakır milletvekili olarak TBMM'de görev yapıyor. Kendisi PKK'li taraftarı, Abdullah Öcalan'ın sempatizanı olarak görülebilir. Bence bu oldukça normaldir, zaten DTP'nin tabanı ile PKK tabanı aynıdır.
Kürtçe'nin yedi tane lehçesi vardır ve Zazaca da onlardan biridir. Bunun tersini idia edenin niyeti bellidir. Biriler gördü ki Kürtleri inkar etmekle iş bitmiyor, gelin bunların kafasını karıştıralım dediler ve bu tartışmayı çarpıttılar. Aynısı şuna benziyor, Türkmenler Türk değildir demeye benziyor, ben süper Türkçe bilmeme rağmen Türkmenceyi hiç anlamıyorum.
Faşist' demek bir devrin İtalyan milliyetçisi demektir. İtalyanca 'facio' kelimesinden doğan bu sıfat, Musolini'nin İtalyan milliyetçi partisi mensuplarına alem olmuş, İtalyan milliyetçiliğine de 'faşizm' denmişti. Milliyetçiliğin milletleri sardığı sırada hepsi ayrı ayrı adlar almış; Almanlar 'nazi' (Nasyonal Sosyalist'ten kısaltma) , İspanyollar 'falanjist', Belçikalılar 'reksist', Romenler 'gardist' kelimesini kullanmıştı. Bu disiplinli ve komünist düşmanı milliyetçilik ilk önce İtalya'da çıktığı için hepsine birden 'faşizm' demek âdet olmuştu.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde anarşizm şu şekilde tanımlanıyor: 'Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti'.
Türkiye'de bu anlamda faşizm içeriğini taşıyan siyasal parti, aşırı Ulusçuluk ve milliyetçiliği esas alan Milliyetçi Hareket Partisi MHP'dir. Ancak ne yazık ki bu kavramı herkes kendisine göre yorumluyor ve bilimsel olmayan içeriklerle ifade edilebiliyor.
Dost, arkadaşların içerisinde sana en yakın duran, güvenebileceğin ve yardım alabilceğin insandır.
Bana göre 'dost'un bilimsel tanımını böyle yapmak yeterlidir. Gerisi işin felsefik boyutudur. Siz dostunuzu nasıl görmek isterseniz, nasıl olmasını istersiniz, isteklerinizin çokluğuyla ölçüleri de artar.
Anlam, insanların, yaşadıkları duygulara, çevresindeki olaylara, nesnelere, kelimelere, davranışlara ve kavramlara yüklediği bir niteleme ve değerdir.
Bu bakımdan her fenomen, değişik insanlar açısından farklı bir anlam ifade edebilir. Bu olgunun niteliğinden çok insanların olgulara yüklediği değer ve nitelendirmenin değişikliğinden kaynaklanır.
Ancak sözlük bakımından bakıldığında aslında birçok kelime, evrensel-standart ve sabit bir niteleme ve değer ifade eder. Bu bakımdan hemen her yerde anlamı bir olan çok şey vardır kuşkusuz.
Evrensel olarak, insanlık açısından anlamını ortak bulduğumuz birçok olguya biz kendi penceremizden de ayrıca farklı anlamlar yükleyebiliyoruz. Bu de işin felsefik yanı. Sizin yarı dolu veyahut yarı boş bardağı nasıl görmek istediğinize yada nasıl gördüğünüze bağlı.
Bu anlamda, bazı 'anlam'lar bütün heryerde aşağı yukarı aynı değerde olsa bile, bazı şeyler değişik yerlerde aynı anlamda olmayabilir.
Örneğin, bazı yerlerde milliyetçiliğe olumlu bir anlam yüklenirken, evrensel olarak artık toplumu zehirleyen bir anlam yükleniyor.
Ulusal Egemenlik; egemenligin, ulusun yada milletin oldugunu gösterir. Öbür deyişle devlette egemenliğe sahip güç milletin kendisidir.
'Egemenlik kayıtsız şartsız millettindir' sözünde Egemenliğin ve gücün millette olduğunu, 'kayıtsız, şartsız' derken, öne hiç bir şart ve husus öne sürülmeksizin kayısız ve şartsız milletin ve halkın iradesinin herşeyden üstün ve önce geldiğini gösterir.
Bu deyim aslında devletin demokratik bir devlet olduğunu gösterir. Çünkü biliyoruz ki birçok devlette erk, yetki ve egemenlik, kralların, tiranların, diktatörlerin, sultanların, şeriatın, şeyhlerin, mollaların yada bazı dar çıkarcı çevrelerin elindedir. İktidarın yani egemenliği milletin yani halkın sağladığı devletlere 'demokratik devlet' denilir.
Türkiye Cumhuriyetinin rejimi açısından söylenmiş olan 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' sözünden de anlaşılacağı üzere, işaret edilen gerçeklik Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir Cumhuriyet olduğudur.
Ulus, millet adına, milletin ve ulusun verdiği ve tanıdığı yada seçtiği gücün dışında kimse konuşma hakkına yada birşey yapma hakkına sahip değildir. Ulusun ve milletin seçtiği kişiler halk tarafından demokratik bir biçimde seçilmiş olan milletvekilleri ve devlet reisleri olurken, kurumları da seçilmiş kişiler tarafından oluşturulan kurumlardır.
Bu kurumlar, tarafsız, üstün adalet anlayışı, hak ve hukuku çerçevesinde yürüyen çağdaş hukuk anlayışı çerçevesinde seçilmiş hukukçular ve hukuk kurumları tarafından gözetlenir.
Burada topluma, millete tanınmış ve sağlanmış olan demokratik, eşitlik, huzur ve barış ortamını korumak tümüyle hukuğun görevidir. Demokratik toplumlarda güç ve yetki milletin yani toplumun iken, bu ilkenin savunucusu ve gözeticisi de hukuktur.
Adolf Hitler, Almanya Nasyonal Sosyalist Partinin lideri olmuş olup, daha sonra Almanya`da büyük şef adında 'Mührer' ünvanıyla anılmış, ikinci dünya savaşının yaratıcısı daha doğrusu başlatıcısdır. Bence bu kişilik üzerinde biyografik bilgiden öte, felsefik ele almak lazım.
Bu konuda 'Hitler' deyince benim aklıma şunlar geliyor;
1- Almanya Nasyonal Sosyalist [kısaltılışı NAZİ) genel başkanı
2-Alman halkının Peygamberliğine soyunan bir yaratık!
3- Kapitalizmin ve burjuvazinin izninde ortaya çıkıp, sınırı aşınca yaratıcıları tarafından bitirilmeye çalışılan bir piyon
4-Gelmiş geçmiş insanlık tarihinin en koyu iktidarcısı, iktidar sevdalısı
5-Egoistliğin, bencilliğin, kendini düşünmenin ötesinde insanlıkla ilgili herhangi bir olgu taşıyamayan bir zavallı
6-Kendisi için feda olmaya hazır insanlara bile kuşkuyla bakıp, onları yargılayıp kurşuna dizdiren bir şizofreni manyağı
7-Yalancı, entrikacı, komplocu, sahtekar, barbar, ırkçı, hiç bir insanda görülmemiş düzeyde acımasızlık taşıyan bir ölüm makinesinin yaratıcıs
8-Faşizmin zararını, ırkçılığın ve aşırı derecede sadece ve sadece milletini düşünenlerin gidebilecekleri ve götürelebilecekleri eşsiz bir örnek!
9-Dünyayı yokedecek ordun bile olsa, haksızca dünyada yaşamayacağının, dara girdiginde ele geçer korkusuyla kafasına kendi eliyle silahı dayayıp intihar eden bir korkak!
10- Ve bir de Hitler için söylenmiş çok güzel bir sözle bitireyim;
'Şeytanın Zaferi için gerekli olan tek şey, iyi insanların birşey yapmamasıdır'.
Bence bu lastik gibi bir kavram. İsteyen istedigi gibi genişletiyor, çekiyor, derinleştiriyor bu kavramı. Bana göre devlet terörü, örgütlerin yaptığı denildigiği sözde terörden daha fazladır. Terör Devlet patentlidir. Hitler, 2. Dünya savaşında milyonlarca insanı katletti ve devletti.
ABD, Japonya'ya karşı savaş açtı; Hiroşima ve Nagazakiye atom bombası attı. Somaliye girdi bir sürü suçsuz insan öldürdü. Vietnama girdi milyonlarca insan öldürdü. Afganistan'a girdi bir sürü insan öldürüldü. Irak'a girdi halen gözlerimiz önünde, kadınları ve çocukları öldürüyorlar. Ve ABD birilerine terör deyince, gözlerimiz halen ABD'nin gösterdigi yere gidiyorsa biz terörden iyi anlamışız demektir.
Dahası Irak ne kadar suçsuz insan öldürdü?
Yugoslavya ne kadar soykırım yaptı?
İran kaç tane suçsuz insanı astı?
ABD kaç milyon sivil insan öldürdü?
Rusya kaç milyon insan öldürdü?
Çoğu da sivil!
Kim terörist? Nedir terörist? Kim kime terörist diyor?
PKK'de bir kaç adet M16 silahı görüldü diye neredeyse lafı ABD, PKK'ye silah veriyor demeye getireceksiniz. ABD'nin silahlarını taşayan Türk Ordusudur. Yani şuanda EL AKSA, yada EL QAİDE'nin elinde yahudi silahı veya ABD silahı yok mudur? EE ne yani, bu silahları ABD mi veriyor? Hem ABD madem PKK'ye silah verecekse ne diye küçük silah veriyor ki? Madem çok inandık tamam ABD PKKye silah veriyor? Türkiye ile ABD neden halen müttefik?
Astronomi uzay bilimleri ise, astronot da onunla uğraşan kişidir. Yani bence bunun Türkçesi uzayinsanı olmalıdır. Çünkü Ruslar uzayinsanına 'kozmonot' diyorlar. NASA, 'astronot' diyor. Bu iki terim de Türkçe değil. Uzayadamı dersek bu kadının uzayla ilgilenemeyeceği çağrışımını verebilir, bu yüzden en iyi tanım 'uzayinsanıdır'. Yalnız Türkiye'de astronot olmak zordur, astronot olursun ama hep yerde kalırsın, bir uzay aracı bulunana kadar!
Aysel Tuğluk, Diyarbakır'dan 'Bin Umut' adaylar listesinden milletvekili olarak seçildi. Daha önce Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaptı. DTP'nin eş başkanı seçildi daha sonra. Şimdi Demokratik Toplum Partisi DTP'nin Diyarbakır milletvekili olarak TBMM'de görev yapıyor. Kendisi PKK'li taraftarı, Abdullah Öcalan'ın sempatizanı olarak görülebilir. Bence bu oldukça normaldir, zaten DTP'nin tabanı ile PKK tabanı aynıdır.
Kürtçe'nin yedi tane lehçesi vardır ve Zazaca da onlardan biridir. Bunun tersini idia edenin niyeti bellidir. Biriler gördü ki Kürtleri inkar etmekle iş bitmiyor, gelin bunların kafasını karıştıralım dediler ve bu tartışmayı çarpıttılar. Aynısı şuna benziyor, Türkmenler Türk değildir demeye benziyor, ben süper Türkçe bilmeme rağmen Türkmenceyi hiç anlamıyorum.
Faşist' demek bir devrin İtalyan milliyetçisi demektir. İtalyanca 'facio' kelimesinden doğan bu sıfat, Musolini'nin İtalyan milliyetçi partisi mensuplarına alem olmuş, İtalyan milliyetçiliğine de 'faşizm' denmişti. Milliyetçiliğin milletleri sardığı sırada hepsi ayrı ayrı adlar almış; Almanlar 'nazi' (Nasyonal Sosyalist'ten kısaltma) , İspanyollar 'falanjist', Belçikalılar 'reksist', Romenler 'gardist' kelimesini kullanmıştı. Bu disiplinli ve komünist düşmanı milliyetçilik ilk önce İtalya'da çıktığı için hepsine birden 'faşizm' demek âdet olmuştu.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde anarşizm şu şekilde tanımlanıyor: 'Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti'.
Türkiye'de bu anlamda faşizm içeriğini taşıyan siyasal parti, aşırı Ulusçuluk ve milliyetçiliği esas alan Milliyetçi Hareket Partisi MHP'dir. Ancak ne yazık ki bu kavramı herkes kendisine göre yorumluyor ve bilimsel olmayan içeriklerle ifade edilebiliyor.