Sivas ilinin Doğanşar ilçesine bağlı Köyümüzün eski adı Tavuza dır yeni adı ise Kabaçam dır ile uzaklığı 109 km ilçeye uzaklığı ise 11 km dir köyümüz yaklaşık 72 hanedir 2000 yılındaki nüfus sayımında nüfusu 96 kişi olarak tespit edilmiştir köyümüz Kabaçam ve aşağı Kabaçam olarak iki bölümden ibarettir köyümüz coğrafi özellik bakımından tepelerin arasında yer almaktadır, köyümüzün görünümü yarı vadiyi andırır. Köyümüzün doğusunda danakıran, batısında koz kütüğü, kuzeyinde tepeler, güneyinde ise yaz yurdu bulunmaktadır.
Köyümüz; aşağı Kabaçam, aşağı mahalle, orta mahalle, yukarı mahalle, yukarı ispa mahallesi olmak üzere beş mahalleden oluşmaktadır. Köy muhtarlığına 2006 yılında Mehmet sağlam seçilmiştir. Köyümüzün içinde, 2 adet misafir hane, bir tane camii lojmanı,1 tane okul (öğrenime kapalı) bir cami, 3 mezarlık, bir değirmen (eski kara değirmen) ve bir tane fırın bulunmaktadır. Köyümüzün yaylası kesin olmamakla birlikte kara beldir, bu konuda komşu köylerle yaşanılan anlaşmazlık yüzünden Karabel yaylası ortak kullanım için tahsis edilmiştir, köylülerimiz zaman zamanda Kürt yeri denilen yeri yayla olarak ta kullanmaktadır. Komşu köylerimiz; Ütük, ekinciler(arzuman) kozlu, Karacakaya dır.
Ayrıca köyümüzün içinde 7 hamam,23 tanesi köy dışında,7 tanesi köy içinde olmak üzere toplam 30 adet çeşme mevcuttur.
1455 tarihinde 3 hane ve bir bekâr,1485’de ise3 hane ve iki bekar1520’de3 hane,2 bekâr ile sipahi zade,1544’de5 hane,1574’de11hane ve 9 bekâr nüfus bulunmakta idi.
1831 tarihinde 0–13 yaş arası 1,13–30 yaş arası3,30–40 yaş arası1,40 yaş üzeri 1,askerde ve dışarıda 1 olmak üzere Tavuza’da toplam 7 erkek nüfus yaşıyordu. 1915’lerde ise köyde 135’i kadın,121’i erkek olmak üzere toplam 256 nüfus bulunuyordu.
1845 tarihinde köyde 4 hane vardı bunlar; sipahi oğlu Hüseyin; çavuş oğlu Ömer, Hanife oğlu Hasan ve Kürdoğlu Ömer’dir. Tavuza köyünün muhtarı Sipahi oğlu Hüseyin’di.
Köyün nüfusu 1935’de 305, 1946 ‘da327, 1960’da 422,1965’de 420, 1975’de 384,1980’de340,1985’de 286,1990’da 211 ve 1997’de103 kişidir. Ek olarak ise 2000 deki nüfus sayımında 96 kişi çıkmıştır.
(Kaynak: Fikri KARAMAN)
Son olarak 2009 Nüfus saymında 36 Bayan 32 Erkek olmak üzere toplam Köy nüfusu 68 dir
Köyümüzde Sürekli Kalan Aileler İse Şunlardır;
Ali Kurt ve Ailesi Ali Ceylan ve ailesi Halit Çam ve Ailesi Hüseyin Demir ve Ailesi Neşet Çam ve Ailesi Mehmet Çam ve Ailesi Mehmet Serin ve Ailesi Sait Karataş ve Ailesi Mehmet Ali Evedik ve Ailesi Mehmet Karataş ve Ailesi Şerife Karakuş ve Ailesi Osman Kaya ve Ailesi Mehmet Ali Kaya ve Ailesi Dursun Karaaslan ve Ailesi Osman Karaaslan ve Ailesi Temur Karaaslan ve Ailesi Abdullah Karaaslan ve Ailesi Mehmet Sağlam ve Ailesi Mustafa Kurt ve Ailesi Hüsnü Ceylan ve Ailesi Nuri Ceylan ve Ailesi Mehmet Ali Karakuş ve Ailesi
daha geniş bilgi için www.kabacamkoyu.com sitesini ziyaret ediniz...
Bizim Çocuklarımız… Kaldırımları kefen yapan bizim çocuklarımızdır, her gece ölümün koynunda kıvrılan ve hayata dair düşler gören yine bizim çocuklarımız, Hayatını bir boya sandığına sığdıran, geleceğine kâğıt mendillerle ulaşmaya çalışan, Delik ayakkabılarına bakınca Anne özlemini gideren yine bizim çocuklarımız. Yani koca koca binaları ve loş ışıklı caddeleri olan bu koca şehrin sırtında bir kambur gibi yaşayan bizim çocuklarımız. Aslında uzak değiller bize, her gün yoğun iş koşuşturmasında, ya da hayat telaşıyla geçerken önlerinden, göz ucuyla süzdüğümüz olmuştur onları, hiç kimsenin üzerine alınmadığı sosyal bir yara olan ve her geçen gün daha da kanayan çocuklarımızdır onlar. Ayakkabımızı boyatarak, ya da bir mendil alarak rahatlattığımızı sandığımız vicdanlarımız değil onlar, Onlar; belki de bizim çocuklarımızla aynı ismi taşıyan, aynı boyda olan, aynı nefesi alıp veren fakat sokağın emzirdiği çocuklardır onlar. Küçücük hayallerinden başka bir gelecek kaygıları taşımazlar, ölümün her an gölgesinde yürüdüklerinin farkında bile değillerdir onlar, yani ortopedik yataklarımıza uzak yaşayan bu memleketin evlatlarıdır onlar. Kimi zaman dev ekranlarımızdan seyrederiz onları, bir kolluk kuvvetinin kolları arasında, sürekli abi, abi diyerek yakınma konuşmaları vardır onların, bizim dilimize uzak, kara gözlerinde hep sürpriz bir korku nerden geleceği belli olmayan, çöp bidonlarının yakınında, lüks lokantaların yemek buğusunda ya da bankamatiklerin kucağında yaşayan bizim çocuklarımızdır onlar. Bir anadan, bir babadan doğan, fakat her şefkati ana, baba kabullenen çocuklarımız onlar. Kısacası zamanla bir mendil aldığımız olmuştur onlardan, ya da ayakkabılarımızı boyattığımız olmuştur, Trafik ışıklarında lüks arabamızın camından hiç mi üç beş kuruş uzatmadık onlara? Peki ya hiç ellerinizi uzatmayı denediniz mi onlara? Ya da paranın bile satın alamadığı bir gelecek vermeyi denediniz mi? ? ?
Sivas ilinin Doğanşar ilçesine bağlı Köyümüzün eski adı Tavuza dır yeni adı ise Kabaçam dır ile uzaklığı 109 km ilçeye uzaklığı ise 11 km dir köyümüz yaklaşık 72 hanedir 2000 yılındaki nüfus sayımında nüfusu 96 kişi olarak tespit edilmiştir köyümüz Kabaçam ve aşağı Kabaçam olarak iki bölümden ibarettir köyümüz coğrafi özellik bakımından tepelerin arasında yer almaktadır, köyümüzün görünümü yarı vadiyi andırır. Köyümüzün doğusunda danakıran, batısında koz kütüğü, kuzeyinde tepeler, güneyinde ise yaz yurdu bulunmaktadır.
Köyümüz; aşağı Kabaçam, aşağı mahalle, orta mahalle, yukarı mahalle, yukarı ispa mahallesi olmak üzere beş mahalleden oluşmaktadır. Köy muhtarlığına 2006 yılında Mehmet sağlam seçilmiştir. Köyümüzün içinde, 2 adet misafir hane, bir tane camii lojmanı,1 tane okul (öğrenime kapalı) bir cami, 3 mezarlık, bir değirmen (eski kara değirmen) ve bir tane fırın bulunmaktadır. Köyümüzün yaylası kesin olmamakla birlikte kara beldir, bu konuda komşu köylerle yaşanılan anlaşmazlık yüzünden Karabel yaylası ortak kullanım için tahsis edilmiştir, köylülerimiz zaman zamanda Kürt yeri denilen yeri yayla olarak ta kullanmaktadır. Komşu köylerimiz; Ütük, ekinciler(arzuman) kozlu, Karacakaya dır.
Ayrıca köyümüzün içinde 7 hamam,23 tanesi köy dışında,7 tanesi köy içinde olmak üzere toplam 30 adet çeşme mevcuttur.
1455 tarihinde 3 hane ve bir bekâr,1485’de ise3 hane ve iki bekar1520’de3 hane,2 bekâr ile sipahi zade,1544’de5 hane,1574’de11hane ve 9 bekâr nüfus bulunmakta idi.
1831 tarihinde 0–13 yaş arası 1,13–30 yaş arası3,30–40 yaş arası1,40 yaş üzeri 1,askerde ve dışarıda 1 olmak üzere Tavuza’da toplam 7 erkek nüfus yaşıyordu. 1915’lerde ise köyde 135’i kadın,121’i erkek olmak üzere toplam 256 nüfus bulunuyordu.
1845 tarihinde köyde 4 hane vardı bunlar; sipahi oğlu Hüseyin; çavuş oğlu Ömer, Hanife oğlu Hasan ve Kürdoğlu Ömer’dir. Tavuza köyünün muhtarı Sipahi oğlu Hüseyin’di.
Köyün nüfusu 1935’de 305, 1946 ‘da327, 1960’da 422,1965’de 420, 1975’de 384,1980’de340,1985’de 286,1990’da 211 ve 1997’de103 kişidir. Ek olarak ise 2000 deki nüfus sayımında 96 kişi çıkmıştır.
(Kaynak: Fikri KARAMAN)
Son olarak 2009 Nüfus saymında 36 Bayan 32 Erkek olmak üzere toplam Köy nüfusu 68 dir
Köyümüzde Sürekli Kalan Aileler İse Şunlardır;
Ali Kurt ve Ailesi
Ali Ceylan ve ailesi
Halit Çam ve Ailesi
Hüseyin Demir ve Ailesi
Neşet Çam ve Ailesi
Mehmet Çam ve Ailesi
Mehmet Serin ve Ailesi
Sait Karataş ve Ailesi
Mehmet Ali Evedik ve Ailesi
Mehmet Karataş ve Ailesi
Şerife Karakuş ve Ailesi
Osman Kaya ve Ailesi
Mehmet Ali Kaya ve Ailesi
Dursun Karaaslan ve Ailesi
Osman Karaaslan ve Ailesi
Temur Karaaslan ve Ailesi
Abdullah Karaaslan ve Ailesi
Mehmet Sağlam ve Ailesi
Mustafa Kurt ve Ailesi
Hüsnü Ceylan ve Ailesi
Nuri Ceylan ve Ailesi
Mehmet Ali Karakuş ve Ailesi
daha geniş bilgi için www.kabacamkoyu.com sitesini ziyaret ediniz...
Bizim Çocuklarımız…
Kaldırımları kefen yapan bizim çocuklarımızdır, her gece ölümün koynunda kıvrılan ve hayata dair düşler gören yine bizim çocuklarımız, Hayatını bir boya sandığına sığdıran, geleceğine kâğıt mendillerle ulaşmaya çalışan, Delik ayakkabılarına bakınca Anne özlemini gideren yine bizim çocuklarımız. Yani koca koca binaları ve loş ışıklı caddeleri olan bu koca şehrin sırtında bir kambur gibi yaşayan bizim çocuklarımız.
Aslında uzak değiller bize, her gün yoğun iş koşuşturmasında, ya da hayat telaşıyla geçerken önlerinden, göz ucuyla süzdüğümüz olmuştur onları, hiç kimsenin üzerine alınmadığı sosyal bir yara olan ve her geçen gün daha da kanayan çocuklarımızdır onlar. Ayakkabımızı boyatarak, ya da bir mendil alarak rahatlattığımızı sandığımız vicdanlarımız değil onlar, Onlar; belki de bizim çocuklarımızla aynı ismi taşıyan, aynı boyda olan, aynı nefesi alıp veren fakat sokağın emzirdiği çocuklardır onlar. Küçücük hayallerinden başka bir gelecek kaygıları taşımazlar, ölümün her an gölgesinde yürüdüklerinin farkında bile değillerdir onlar, yani ortopedik yataklarımıza uzak yaşayan bu memleketin evlatlarıdır onlar. Kimi zaman dev ekranlarımızdan seyrederiz onları, bir kolluk kuvvetinin kolları arasında, sürekli abi, abi diyerek yakınma konuşmaları vardır onların, bizim dilimize uzak, kara gözlerinde hep sürpriz bir korku nerden geleceği belli olmayan, çöp bidonlarının yakınında, lüks lokantaların yemek buğusunda ya da bankamatiklerin kucağında yaşayan bizim çocuklarımızdır onlar.
Bir anadan, bir babadan doğan, fakat her şefkati ana, baba kabullenen çocuklarımız onlar. Kısacası zamanla bir mendil aldığımız olmuştur onlardan, ya da ayakkabılarımızı boyattığımız olmuştur, Trafik ışıklarında lüks arabamızın camından hiç mi üç beş kuruş uzatmadık onlara? Peki ya hiç ellerinizi uzatmayı denediniz mi onlara? Ya da paranın bile satın alamadığı bir gelecek vermeyi denediniz mi? ? ?