Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu. Hani, kurşun sıksan geçmez geceden, Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık... Ve zehir - zıkkım cıgaram. Gene bir cehennem var yastığımda, Gel artık...
Aşkın tehlike sınırında dolaşan, depresyona dönüştürdüğü -takıntılı aşk haline getirdiği- ve sonrasında karşılık alamadığında da takıntılı aşk olmaktanda çıkıp obsesif aşk haline getirdiği süreçte kişinin muhattabına söylediği biçare söz…‘ya benimsin, ya toprağın’..
Bazan, gerçeği bulmak adına oynadığımız zeka ve ihtiras oyunudur bu; muhayyilemizde ki tüm rûhî kuvvetleri bir meçhulün arkasına sakladığımız nâmütenahi bir zevkdir 'vazgeçmek'..
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başını dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli...
Kıldan yapılan siyah bir örtü.. Osmanlı sarayında matem alâmetiymiş şemle.. bir padişah öldüğü zaman, tüm saray halkı (harem dahil) , başlarına birer siyah şemle takarlarmış..devlet erkânıda padişah cenazesine kavuklarına siyah şemle takarak gelirlermiş.. yeni padişah geldiğinde ise 3 gün sonra matem biter bu kara şemleler çıkarılırmış..
Şizoid, şizofreniye yatkın kişilik.. (şizofren+oid)
arapça kökenli şi'ar, aslında etimolojik manâsı şifre, simgedir..
şi'âra= ] anladı, anlayan..
Ülkü, düstûr, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik manâsında kullanılagelmektedir..
belirsiz, anlayıştan yoksun, mahiyeti kapalı manâsında, kökeni arapça olan bir kelime..
Süveyda, kalpteki gizli günah manâsına geldiğine düşünürsek; hangi mantıkla isim olarak veriliyor aklım almaz..
Aşkın elemi ateş-i candır süveyda
Ağyar içinde aşka isyandır süveyda
Süveyda gazeller içinde bir ceylandır
Nadanın dilinde kıl u kaldır süveyda
Leyla’yı kıskandıran çılgın nilüferdir
Gönül sarayında mihmanımdır süveyda
Yusuf’un kuyusunda aşka pervanedir
Züleyha’ya keskin bir hancerdir süveyda
Aşıklar meclisinde sazın telindedir
Şems’in dudağında Mevlana’dır süveyda
Evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
Anlatamam, nasıl ıssız, nasıl karanlık...
Ve zehir - zıkkım cıgaram.
Gene bir cehennem var yastığımda,
Gel artık...
Aşkın tehlike sınırında dolaşan, depresyona dönüştürdüğü -takıntılı aşk haline getirdiği- ve sonrasında karşılık alamadığında da takıntılı aşk olmaktanda çıkıp obsesif aşk haline getirdiği süreçte kişinin muhattabına söylediği biçare söz…‘ya benimsin, ya toprağın’..
olmayabilirim(!) ..
Bazan, gerçeği bulmak adına oynadığımız zeka ve ihtiras oyunudur bu; muhayyilemizde ki tüm rûhî kuvvetleri bir meçhulün arkasına sakladığımız nâmütenahi bir zevkdir 'vazgeçmek'..
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan...
Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı...
Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başını dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli...
Şemle
Kıldan yapılan siyah bir örtü.. Osmanlı sarayında matem alâmetiymiş şemle.. bir padişah öldüğü zaman, tüm saray halkı (harem dahil) , başlarına birer siyah şemle takarlarmış..devlet erkânıda padişah cenazesine kavuklarına siyah şemle takarak gelirlermiş.. yeni padişah geldiğinde ise 3 gün sonra matem biter bu kara şemleler çıkarılırmış..
Yeni padişahım sen çok yaşa :)
Açma, yorumlama.. bir anlatımı veya kitabı, açık ve ayrıntılı anlatma..