eski takvimlere göre nisan ayının 20’sinden sonra yağan nisan yağmurlarıdır… bereketli olduğu, şifâ verdiği rivayet edilir…
rivayet edilir ki; yılan ve sedef nisan ayında yağmurla gıdalanır ve bu yağmurla birinin karnında inci, diğerininse zehir oluşur….
...................
Yümn-i natünden güher olmış Fuzuli sözleri Ebr-i nisandan dönen tek lülü-i şehvara su
meâli: Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzuli’nin sıradan sözleri Nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur…
şair, kasidenin bu beytinde şiirini överken, benim sıradan ve boş sözlerim seni anlattığından ötürü bir inciye dönüşmüştür demektedir…. peygamberimizi anlattığı için şiirinin bir inci olduğundan bahseder….yok böyle bir muhayyile, şu dizelere bakıp bugünün şairlerine şair diyebilmek kaabil mi ki.…
bilincin farkında olma hali, bilinci tanıma hali dersek daha doğru olur…beş duyumuzla ve de sezgilerimizle algıladığımız âlemde neler olup bittiğini kavrayabilme yeteneği de diyebiliriz…psikoloijide iç içe geçmiş kavramlardır bunlar; ‘bilinç’, ‘algı’ ve ‘farkındalık’…farkındalık, bilincin bütününe, yani: bilinç, bilinçaltı ve bilinçüstüne derinlemesine müdahale edebilen bir iç görüdür…
sezgisel olur kimi zaman, kimi zamansa bilgiye dayalı… ikisi bir ara olursa da fazladan farkındalığın da bir farkındalığı olur hani…
belli bir yaş üstünün dilinde pelesenktir hep aynı tanım; hayat kısa, yıllar acımasız ve çok hızlı geçiyor ve bir bakıyorsun yazıklana yazıklana, telâşlanarak tükenmiş koca bir ömür (!)
hallac-ı mansûr “Ene’l Hak” dediği için bu dünyada canından olanlardan sadece bir tanesi…’ene’ demekte sakınca var bu yalan dünyada ve canlar yitirilir yalan olur dünya…
nisan bulutu…
eski takvimlere göre nisan ayının 20’sinden sonra yağan nisan yağmurlarıdır… bereketli olduğu, şifâ verdiği rivayet edilir…
rivayet edilir ki; yılan ve sedef nisan ayında yağmurla gıdalanır ve bu yağmurla birinin karnında inci, diğerininse zehir oluşur….
...................
Yümn-i natünden güher olmış Fuzuli sözleri
Ebr-i nisandan dönen tek lülü-i şehvara su
meâli: Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzuli’nin sıradan sözleri Nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur…
şair, kasidenin bu beytinde şiirini överken, benim sıradan ve boş sözlerim seni anlattığından ötürü bir inciye dönüşmüştür demektedir…. peygamberimizi anlattığı için şiirinin bir inci olduğundan bahseder….yok böyle bir muhayyile, şu dizelere bakıp bugünün şairlerine şair diyebilmek kaabil mi ki.…
bilincin farkında olma hali, bilinci tanıma hali dersek daha doğru olur…beş duyumuzla ve de sezgilerimizle algıladığımız âlemde neler olup bittiğini kavrayabilme yeteneği de diyebiliriz…psikoloijide iç içe geçmiş kavramlardır bunlar; ‘bilinç’, ‘algı’ ve ‘farkındalık’…farkındalık, bilincin bütününe, yani: bilinç, bilinçaltı ve bilinçüstüne derinlemesine müdahale edebilen bir iç görüdür…
sezgisel olur kimi zaman, kimi zamansa bilgiye dayalı… ikisi bir ara olursa da fazladan farkındalığın da bir farkındalığı olur hani…
belli bir yaş üstünün dilinde pelesenktir hep aynı tanım; hayat kısa, yıllar acımasız ve çok hızlı geçiyor ve bir bakıyorsun yazıklana yazıklana, telâşlanarak tükenmiş koca bir ömür (!)
yalvarırım, sana sığınırım..
vasıflanmış, nitelikli…
İttisâf eden…
hallac-ı mansûr “Ene’l Hak” dediği için bu dünyada canından olanlardan sadece bir tanesi…’ene’ demekte sakınca var bu yalan dünyada ve canlar yitirilir yalan olur dünya…
harap olmuş ev..
ha bre! rumeli ağzı ile teşvik ünlemi ;)
doğubilimci, oryantalist…
müzevvir
arabozucu, yalancı, tezvir eden…