Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Beste Negâr
Beste Negâr

ANLADIM, TARİH DE YAZILMAZ BİR AŞKIN SAYFALARINA DÜŞMÜYORSA GÜN...

  • fecâyi15.02.2009 - 23:54

    belâlar, acıklı hâller, felâketler..

  • bîkeslik15.02.2009 - 23:53

    bîkes olma durumu.. kimsesizlik…

  • aforizmalar13.02.2009 - 02:29

    İnsan, mutsuzluğunu başka mutsuzluklarla beslemekten kaçar; gerçeğin acıtan yüzünü yok sayma eğilimindedir…

  • nedir antoloji13.02.2009 - 02:27

    Ne bir ses ne de haber
    Gelmiyor artık senden
    Öylece kalakaldım da deli hasretinle ben
    Bir yabancı selamı ile hüzünlere daldım
    Kendi ellerimle ben beni kederlere saldım
    Sonunda bir oyuncak kara sevda aldım senden
    Yani değişmedim hala öyle biraz çocuk kaldım

    Yok öyle el gibi durma gül biraz
    Sana gülmeler yaraşır
    Yok öyle güz gibi soğuk olma
    Güz ayrılık taşır

    zuhal olcay'dan dinlenmesini salık veririm..

    âh ü zâr ilen..

  • yol13.02.2009 - 02:10

    bir rafta iki eski kitap gibi durduk
    bezden ciltleri dokunmaya çağıran
    ama zaman geçmiş
    geçen zamana değer biçen terazi
    aynı kefeye koymuş bizi
    bu yepyeni, adresi bilinmez bir başlangıç, yol şimdi.

  • nedir antoloji09.02.2009 - 02:14

    aman efendim ‘nedirin sultanı’ olmakla mükâfatlandırılmışız pek muhterem fî-yakalı hazretleri tarafından.. zat-ı şahanelerine arz-ı şükraniyyet eylerim… lâkin kendi hâlimizde arz-ı endâm etmekteyiz nâçizâne nedir, ne değildir antoloji âleminde; arzû etmedik, beklemedikdi saçlarımıza ışıl ışıl taçlar takılmasını..

    efendim, zat-ı âlileri tarafından bilinçaltıma gizlice ve fakat bir o kadar da alenîyetle gönderilen mesajın bana verdiği yetkiye dayanarak ve kendi özgür ve hür irâdemle pek muhterem ‘fî-yakalı’ hazretlerini ‘nedir antoloji âleminin padişahı’ ilân ediyorum izniniz ilen..

    zat-ı âlilelerini nedir-i idâreyi muhâkeme etmeye, emelleri hâşıl eylemeye, idâre-i nedir antoloji milletine nüfûz kesbettirmeğe, haksızlıkları ortadan kaldırmaya, yaralara merhem sürmeye hukûku müsâvî tutmaya, her türlü imtiyazı lağv etmeye, nedir antoloji milletini hâkim etmeye, nedir antoloji âlemine itibar kazandırmaya, terk ve harabiyyetlerin önünü almaya, terimleri cümle içinde kullananları ihtara, üzerimize ve dahi yüzümüze çemkiren düşmanı hudutlarmızdan püskürtmeye, edilen hataları tashîhe lâzım olan ıslâhâtı icrâya davet ediyorum…
    ;)

    efendim bir tatlı huzur maksadı ilen, tatlı mukâlemelerde görüşmek dileği ilen…

    öperim bülbülümün, pardon padişahımın gözlerinden sevgi ilen...

    mütebessim yüzüm ilen ;)

  • tutunamayanlar07.02.2009 - 17:34

    cumhuriyet dönemi aydın tipolojisinin bütün sorunlarını sağlam irdeleyen önemli bir yapıttır..

    ve sürekli tartışılır hem yapıtın değeri hakkında, hem de yazarı hakkında... kimi için anlaşılası değildir, diğer taraftan hiç okumayanlar vardır, ama gene de yapıt hakkında da yazarı hakkında da kesin önyargılarla eleştiriler sunmaktan geri kalınmaz..

    mesela, james joyce bir çoklarına göre dünyanın bir numaralı edebiyatçısıdır.. 20. yüzyılın tartışma götürmeyecek biçimde en iyisi olarak tanımlanır..ulysess diye bir başyapıtı var, on kişiden biri bitirebilir ve kitabın tüm hazlarını hissedebilir denir...

    dolayısıyla ‘tutunamayanlar’ baz alınarak oğuz atay’a edebiyat tarihi ve kültürel eleştiri alanında biçilen payeyi tartışmak bana akıllıca gelmez.. kitabı anlaşılır bulmayan, anlamayan ve hatta tek bir satırını okumadan bu ülkede bir yazara küfretmeyi marifet sayan insanlar var... oğuz atay, bir kitabını okuduğum ve fakat tanımaya- anlamaya çalıştığım bir yazar.. tutunamayanlar ise kaç kez elime aldımsa bitiremediğim bir kitaptır... hiç olmazsa az çok yazarı tanımaya çalışmalı ve derdini anlamalı, saygı gösterilmeli diye düşünüyorum...

    cumhuriyet devrimi osmanlıyı yok sayarak piç bir toplumun oluşmasının temelini attı; bu bağlamda ahmet hamdi tanpınar ve oğuz atay bu toplumu kökleriyle yeniden birleştirmek adına önemli isimlerdir.. belki otuz yıl sonra bu listeye orhan pamuk da eklenecek ve bence eklensin, bu karanlık faşist ortam biraz dağılsın sakince değerlendirilsin bazı şeyler..


    döneme göre eleştirecek olursak siyasi komplolar, darbeler, hırsız siyasetçiler, birbirini yiyen aydınlar ve sürekli kompleks; batı kompleksi, arap kompleksi..

    hâl böyleyken, tanpınar saldırmadan suçlamadan arayışın simgesidir.. geçmişteki güzelliklerle yüzünü döndüğümüz batıdaki estetiği özümsem çabasının vücuda gelmiş halidir.. cumhuriyet her şeyi 1920 de başlatırken, o, osmanlıyı bir yaşama biçimi, bir kültürel zenginlik olarak önemser.. debussy ile ıtrî’yi birbirinin alternatifi olarak görmez..

    oğuz atay da silahların konuştuğu bir dönemde asıl sorunumuz bu değil arkadaşlar diyebilmiş bir adamdır.. yani, kavganın tarafı olmak yerine bu toplumun temel sorunlarını çözümleme çabasına girmiştir..

    vesselâm

  • sanat toplum icin midir sanat sanat icin midir07.02.2009 - 17:27

    toplum-sanat tartışması beyhûde bir tartışmadır..

    sanat, hem fena hâlde bireysel, hem fena hâlde toplumsal bir şeydir..
    çünkü insanı kendini anlatmaya iten temel güdü kişisel bir şeydir..

    beğeni ve bu beğenin etrafından şekillenen etmenlerse toplumsaldır..


    ama eğer sanata propaganda işlevi yükleyeceksen o başka bir şey olur..
    evet, belki iyi örnekleri de vardır.. ama şahsen tasvip etmediğim bir durum bu... ideoloji sanattan ayrılmaz, ama sanat ideolojinin esiri olmamalıdır..

    şairlerden örnek verecek olursak, galiba nazım hikmet bu işin dengesini sağlayanlara iyi bir örnek olabilir..

    bir taraftan kavgasını sürmüş, ama öte yandan insan olduğunu hiç unutmamış..

    ideolojinin esiri olsa: ' ve sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür'

    diye bir dize çıkar mı? ..


    ‘‘her gerçek sanat eserinde insan gerçekliğinin bireyselliğe ve toplumsallığa, özgüllüğe ve evrenselliğe bölünmesi sorunu ortaya çıkar, ama bu sorun yeniden yaratılmış olan bir birliğin sorunudur.. sanat insanı parçalanmış bir durumdan birleşmiş bir bütüne dönüştürebilir.. insanların gerçekleri anlamasını sağlar, onları dayanılır bir biçime sokmasında insana yardımcı olmakla kalmaz, gerçekleri daha insanca, insanlığa daha lâyık kılma kararlılığını da arttırır..’’ *

    sanatın kendisi bir toplum gerçeğidir.. sanatçı denen o üstün büyücü gereklidir topluma.. çürüyen bir toplumda, sanat doğru sözüyse, çürümeyi de yansıtmak zorundadır.. ve toplumsal görevinden kaçmadığı sürece, sanat dünyanın değişebileceğini göstermeli, değişmesine yardım etmelidir...



    * tırnak içi, ‘sanatın gerekliliği’ isimli kitaptan..

  • sanat07.02.2009 - 17:25

    ‘sanat insanın dünyayı tanıyıp değiştirebilmesi için gereklidir.. ama salt özünde taşıdığı büyü yüzünden de gereklidir sanat’...

    başkalarının bakışlarını, ruhlarını, yaşantılarını anlayamazsak kendi ruh halimizi anlatacak, anlamlandıracak derinliğe ulaşamayız.. sanat dediğin başkalarının damıttıklarının tadına varabilmek değil midir? ..

    bazan bir şey bizi iter, ama sonra oraya geri dönemeyiz; aslında dönüp doğru zamanda doğru tatlar alabilsek, kendimizi kocaman bir evrenin içinde buluruz.. kaçırdığımız şeylere hayıflanarak...

  • sû i zan07.02.2009 - 17:23

    kötü zan…zaten adı üstünde ‘zan’ vardır efendim… sanma, yani tahminlere ve ihtimallere dayanan menfî düşünme sanatıdır… efendim bu durumu yaşam felsefesi hâline getirenler olduğunu düşünecek olursak; bencesi-sencesi yok, bu, düpedüz psikolojik bir rahatsızlıktır, kişinin kalbine yerleşmiş bir virüstür.. ilacı ise antivirüs olarak gerek kalbe gerekse beyne hüsn-ü zan enjekte etmek, güzel ve iyi düşünmek adına iradeyi de zorlayarak dili buna alıştırmak…