sorunlu bir başlık olmuş… dinamitlenen duygu zaten umut olmaz, olamaz ki… umut içimizde her dâim vardır… pandora’nın kutusunu anımsayın… en güzel umut öyküsü oradadır… o kutu açıldığında iyi olan ne varsa uçup gitmiştir, tek uçamayan şey umuttur…. Uçmadığı için umut kalmış, gerisi uçup gitmiş… işte, uçup giden diğer değerlere ulaşabilme çabasına ‘umut’ diyoruz doğal olarak… hep vardır içimizde… kısaca sonuç şu: her şey dinamitlenir ama umut asla…
‘Laga luga etme’ denir: boş laf, lakırdı anlamında kullanılır… hiçte mânâsız değildir aslında, gelişigüzel tamlanmış bir terim de değildir…
efendim, yine araştırdık öğrendik; her şey halka hizmet için, buyurunuz açalım:
lagâ: Arapça, ‘söyledi, lakırdı etti’ mânâsında…
lugâ: ‘söylendi’ mânâsında…
hâni, Farsça guft û gû: ‘söylenmiş, söylenen’, yâni ‘dedikodu’ ve Arapça kîl û kâl: ‘denildi, dedi’ gibi bilindik kalıplar vardır, Türkçe ‘dedikodu’ mânâsında kullanılan… fakat ‘laga luga’ dedikodu değil, ‘boş laf, lakırdı’ anlamında kullanılır…
ağlıyorsan; çaresizsindir, bile bile çekiyorsundur bu hasretin azabını...
doğum...
hayat...
ölüm....
gayrısı teferruat...
selda bağcan - ağlama anne
http://yucebaca.azbuz.com/viewVideo.jsp? videoId=41000000000572960
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar yarandım
Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avucumda
Her birimiz başka bir hikaye anne
Bu ayrılıklar niye
Sen yine bir ninni söyle bana
Yavrum uyusun da büyüsün diye
sorunlu bir başlık olmuş… dinamitlenen duygu zaten umut olmaz, olamaz ki… umut içimizde her dâim vardır… pandora’nın kutusunu anımsayın… en güzel umut öyküsü oradadır… o kutu açıldığında iyi olan ne varsa uçup gitmiştir, tek uçamayan şey umuttur…. Uçmadığı için umut kalmış, gerisi uçup gitmiş… işte, uçup giden diğer değerlere ulaşabilme çabasına ‘umut’ diyoruz doğal olarak… hep vardır içimizde… kısaca sonuç şu: her şey dinamitlenir ama umut asla…
‘Laga luga etme’ denir: boş laf, lakırdı anlamında kullanılır… hiçte mânâsız değildir aslında, gelişigüzel tamlanmış bir terim de değildir…
efendim, yine araştırdık öğrendik; her şey halka hizmet için, buyurunuz açalım:
lagâ: Arapça, ‘söyledi, lakırdı etti’ mânâsında…
lugâ: ‘söylendi’ mânâsında…
hâni, Farsça guft û gû: ‘söylenmiş, söylenen’, yâni ‘dedikodu’ ve Arapça kîl û kâl: ‘denildi, dedi’ gibi bilindik kalıplar vardır, Türkçe ‘dedikodu’ mânâsında kullanılan… fakat ‘laga luga’ dedikodu değil, ‘boş laf, lakırdı’ anlamında kullanılır…
evet efendim aynen böyle, bilelim öğrenelim bunları…
efendim, çaya limon sıkılırsa, o çay artık çay olmaktan çıkmıştır; o çay artık 'çaylı limonata' dır… hiç tercih edilmez tarafımızdan…
dinlediğim en güzel grup yorum şarkısı...
grup yorum – eftelya
Bir el uzanır bana
Sınırların ardında
Büyümeli sevdamız
Kardeşlik toprağında
Ver elini ver bana eftelya
Uzansın elimiz eftelya
Benim divane gönlüm
Seni ister eftelya
Aynı topraktan geldik
Bizbize benzeriz
Sevdalıklar dururken
Neden kavga ederiz
Ver elini ver bana eftelya
Uzansın elimiz eftelya
Benim divane gönlüm
Seni ister eftelya
yüreğimde can kırık/lık/ları….
bir de ‘yanılmak’ gibi bir olasılık vardır…
mânevî karantina…