Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken meselâ denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Hep yüreğini göstermek istedin bana senin yüreğin ne işe yarar. Hep sevdiğim derdin bana nerede o seviyorum diyişlerin. Bak yoksun arık neye yarar. Ne senin yüreğin var nede sevdan. Sen sadece kadınlığını yaşamak istedin Gerçek sevgi senin ne işine yarar...
Ben hep sevdim sevginin ayak sesleridir duyduğun. Seninle aşkı yaşadım ruhunla meşk eyledim. Ben hiç korkmadımki hayattan o hayatki bana seninle aşkı verdi. Gerçek sevgi bu işte, sen varkende yaşadım, yok olsanda yaşarım....
Chat odasinda tanisirsin onunla Devam eder konusmalariniz Gun gelir biryerde bulusursunuz Belki hayal kirikligi... Belki de yeni bir umudun yesermesi Söylerken o tatli yalanlarin Mumu yatsiya kadar mi yanmisti ne Ayriliyormuyduk yoksa Amaaan bosver canim yenisini buluruz Bu duygu böyle mi atilmali bir kenara Onca içinde bir alev gibi baslar Sonra küllenir söndürürsün Bir iki bardak su atarsin Ciiiiizzzz COoazzz eder sonra Belki senin yüregin Belki de o küller içindeki kor...
Nerden aklıma geldi bilmiyorum: Seni bir başkasıyla aldatsam, Kızarmısın bana sevdiğim? Bu mülkiyetsiz ilişkimizde, zaten sahipli hayatlarımızı, Bir başkasıyla daha paylaşsam, Kızarmısın bana? Terk mi edersin beni yaşlı gözlerle? O suskun, acımasız bakışlarına bürünüp, Yavaş yavaş öldürürmüsün beni yoksa gün be gün... Peki, kızmaktan öte, Böyle olmaması için birşeyler yaparmısın? Çabalarmısın beni kaybetmemek için sevdiğim? Aşkınla gözlerimi kör edermisin? Ellerimi hiç bırakmamacasına tutar, Birşeyleri göze alabilirmisin? Yoksa zaten, Bu yıkıntılara alışkınmısın sevdiğim, söylesene? Ya sen, Sen birtanem, Sen beni aldatırmısın bir başkasıyla daha? Öyle sırf canın çekiverdi diye, Bana kızdın diye, Sana uzak kaldım diye, Şundan diye, bundan diye... Yaparmısın sevdiğim söylesene? Sonra, hiç bir şey olmamış gibi, Yorgun ruhlarımıza yüklenen bütün rolleri, Oynayabilirmisin tüm rahatlığınla sevdiğim? Zaten yılgın, zaten üşümüş bedenlerimizi, Gömermisin yaşamın soğuk yoz okyanuslarına bir kez daha? Bonkörce, umarsızda tüketilmiş sevdalara, umutlara, Eklermisin bir yenisini daha?
Sen gülerken Yanındakilerde güler Ama ağlarken Yalnız ağlarsın Onun için öyle bir Ağaca yaslan ki! Asla yıkılmasın... Öyle bir dost edinki! Seni asla bırakmasın...
Korkmayın.Ben korktum siz korkmayın.Neler yaşayabileceğinizi, neler verebileceğinizi, neleri kaçırdığınızı düşünün ve korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Susmak yerine 'seni seviyorum' ları rahatça, umarsızca söyleyebileceğinizi düşünün korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Aynı masada karşılıklı değil, yanyana oturacağınızı düşünün, korkmayın.Hayatı 'bir' başına değil, 'biz' başına yaşayacağınızı düşünün, korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Bilmediğiniz şeyleri yaşamaktan korkmayın.Nerden bileceksiniz ki..Kim bilebilir ki.. Ben korktum; siz korkmayın... Paylaşın; korkmayın.Sözlerinizi, günlerinizi, güllerinizi..Acınızı, alınızı, aşkınızı... Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Paylaşacağınız renkleri düşünün korkmayın.Yüzünüze vuran gün ışığının, ıslandığınız yağmurun, kar gibi yağan karın nasıl olabileceğini düşünün.Korkmayın.Denizin sesinin, ağacın kokusunun, kahvenin tadının onunla nasıl olacağını düşünün.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Beklentisiz, yarınsız yaşayın ve sevin.Saklamayın; sevdiğinizi söyleyin.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Karşılıksız kalmaktan, hayallerinizi kırmaktan, utanmaktan, riske girmekten korkmayın.Doğruları hesaplayıp, yanlışlardan korkmayın, Mücadeleden, hayattan, hayata asılmaktan korkmayın.Güvensizliğin, korkunun önünüze geçmesine izin vermeyin.Korkmayın.Hayatın sizi yaşamasına izin vermeyin; siz hayatı yaşayın.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Bilemezsiniz.Bilmiyorsunuz zaten.Bilmiyordum... Dinleyin.Arasıra da kendinizi dinleyin.Kafanızı değil, yüreğinizi dinleyin.Kendiniz olmaktan korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Yaptıklarınızdan değil, yapabilecekken yapmadıklarınızdan korkun.Kaçırıyosanız birşeyleri korkun..Susuyorsanız, anlatamıyorsanız korkun..Herşey 'ben' se korkun...Paylaşamıyorsanız, saklıyorsanız, sadece kendinize biriktiriyorsanız korkun...Hesap kitap yapıyorsanız eğer mutluluğunuzun üzerine korkun...Hayat size uzaktan bakıp dalga geçiyorsa korkaklığınızla, korkun...Seslerin, kokuların, tatların keyfini çıkartamayacaksanız korkun..Kendi kendinize 'neden' diye sorup, nedensiz kalıyorsanız....İşte o zaman korkun...
Deniz, durgun göl gibi gitgide genişliyor Sular kayalıklarda nur'dan izler işliyor, Engine sarkan gökler, baştan başa yıldızlı.. Şimdi göğsümde kalbim, çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya. Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor, Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor.
Yakın olayım diye bu gökten gelen ize Öyle eğilmişim ki, kayalardan denize Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi.
Bilemem nasıl oldu, geldi ki öyle bir an Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim Doğruldum atılırken bir dakika titredim.
Bir dakika sonsuzluk doldu, taştı gönlümden Bir dakika, bir ömrü kurtarmıştı ölümden.
Tahir'le Zühre Meselesi...
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
1949
Nazım Hikmet Ran
Bütün öyküler böyle başlar :)
Sevginin Ayak Sesleri
Hep yüreğini göstermek istedin bana
senin yüreğin ne işe yarar.
Hep sevdiğim derdin bana
nerede o seviyorum diyişlerin.
Bak yoksun arık
neye yarar.
Ne senin yüreğin var
nede sevdan.
Sen sadece kadınlığını yaşamak istedin
Gerçek sevgi
senin ne işine yarar...
Ben hep sevdim
sevginin ayak sesleridir duyduğun.
Seninle aşkı yaşadım
ruhunla meşk eyledim.
Ben hiç korkmadımki hayattan
o hayatki bana seninle aşkı verdi.
Gerçek sevgi bu işte, sen varkende yaşadım,
yok olsanda yaşarım....
Cahit İpekoğlu
Asla Uğraşma: Aşkını Anlatmaya
asla uğraşma aşkını anlatmaya,
aşk varolur yalnızca dile gelmeden;
nasıl hareket ederse soylu rüzgar
sessizce, görünmeden.
anlattım aşkımı, anlattım aşkımı,
anlattım ona tüm yüreğimdekileri;
titreyerek dehşetli korkularla, buz gibi,
ah! yanımdan ayrıldı.
uzaklaştıktan az sonra benden,
bir gezgin onu elde etti,
sessizce, görünmeden:
ah, bu inkar edilmezdi.
William Blake
Sanal Dostluk
Chat odasinda tanisirsin onunla
Devam eder konusmalariniz
Gun gelir biryerde bulusursunuz
Belki hayal kirikligi...
Belki de yeni bir umudun yesermesi
Söylerken o tatli yalanlarin
Mumu yatsiya kadar mi yanmisti ne
Ayriliyormuyduk yoksa
Amaaan bosver canim yenisini buluruz
Bu duygu böyle mi atilmali bir kenara
Onca içinde bir alev gibi baslar
Sonra küllenir söndürürsün
Bir iki bardak su atarsin
Ciiiiizzzz COoazzz eder sonra
Belki senin yüregin
Belki de o küller içindeki kor...
Kadir Güven
Ölümü Tarif
çaresizlğidir insanın ölüm
süregitmesidir insanlığın ölüm
hiç olmasaydı ölüm
varolmak mümkün müydü gülüm
Oğuzkan Bölükbaşı
Aldatmak Üzerine Sorular
Nerden aklıma geldi bilmiyorum:
Seni bir başkasıyla aldatsam,
Kızarmısın bana sevdiğim?
Bu mülkiyetsiz ilişkimizde,
zaten sahipli hayatlarımızı,
Bir başkasıyla daha paylaşsam,
Kızarmısın bana?
Terk mi edersin beni yaşlı gözlerle?
O suskun, acımasız bakışlarına bürünüp,
Yavaş yavaş öldürürmüsün beni yoksa gün be gün...
Peki, kızmaktan öte,
Böyle olmaması için birşeyler yaparmısın?
Çabalarmısın beni kaybetmemek için sevdiğim?
Aşkınla gözlerimi kör edermisin?
Ellerimi hiç bırakmamacasına tutar,
Birşeyleri göze alabilirmisin?
Yoksa zaten,
Bu yıkıntılara alışkınmısın sevdiğim, söylesene?
Ya sen,
Sen birtanem,
Sen beni aldatırmısın bir başkasıyla daha?
Öyle sırf canın çekiverdi diye,
Bana kızdın diye,
Sana uzak kaldım diye,
Şundan diye, bundan diye...
Yaparmısın sevdiğim söylesene?
Sonra, hiç bir şey olmamış gibi,
Yorgun ruhlarımıza yüklenen bütün rolleri,
Oynayabilirmisin tüm rahatlığınla sevdiğim?
Zaten yılgın, zaten üşümüş bedenlerimizi,
Gömermisin yaşamın soğuk yoz okyanuslarına bir kez daha?
Bonkörce, umarsızda tüketilmiş sevdalara, umutlara,
Eklermisin bir yenisini daha?
Can Akın
Sen gülerken
Yanındakilerde güler
Ama ağlarken
Yalnız ağlarsın
Onun için öyle bir
Ağaca yaslan ki!
Asla yıkılmasın...
Öyle bir dost edinki!
Seni asla bırakmasın...
Ben Korktum Siz Korkmayın
Korkmayın.Ben korktum siz korkmayın.Neler yaşayabileceğinizi, neler verebileceğinizi, neleri kaçırdığınızı düşünün ve korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Susmak yerine 'seni seviyorum' ları rahatça, umarsızca söyleyebileceğinizi düşünün korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Aynı masada karşılıklı değil, yanyana oturacağınızı düşünün, korkmayın.Hayatı 'bir' başına değil, 'biz' başına yaşayacağınızı düşünün, korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Bilmediğiniz şeyleri yaşamaktan korkmayın.Nerden bileceksiniz ki..Kim bilebilir ki.. Ben korktum; siz korkmayın...
Paylaşın; korkmayın.Sözlerinizi, günlerinizi, güllerinizi..Acınızı, alınızı, aşkınızı... Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Paylaşacağınız renkleri düşünün korkmayın.Yüzünüze vuran gün ışığının, ıslandığınız yağmurun, kar gibi yağan karın nasıl olabileceğini düşünün.Korkmayın.Denizin sesinin, ağacın kokusunun, kahvenin tadının onunla nasıl olacağını düşünün.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Beklentisiz, yarınsız yaşayın ve sevin.Saklamayın; sevdiğinizi söyleyin.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Karşılıksız kalmaktan, hayallerinizi kırmaktan, utanmaktan, riske girmekten korkmayın.Doğruları hesaplayıp, yanlışlardan korkmayın, Mücadeleden, hayattan, hayata asılmaktan korkmayın.Güvensizliğin, korkunun önünüze geçmesine izin vermeyin.Korkmayın.Hayatın sizi yaşamasına izin vermeyin; siz hayatı yaşayın.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Bilemezsiniz.Bilmiyorsunuz zaten.Bilmiyordum...
Dinleyin.Arasıra da kendinizi dinleyin.Kafanızı değil, yüreğinizi dinleyin.Kendiniz olmaktan korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Yaptıklarınızdan değil, yapabilecekken yapmadıklarınızdan korkun.Kaçırıyosanız birşeyleri korkun..Susuyorsanız, anlatamıyorsanız korkun..Herşey 'ben' se korkun...Paylaşamıyorsanız, saklıyorsanız, sadece kendinize biriktiriyorsanız korkun...Hesap kitap yapıyorsanız eğer mutluluğunuzun üzerine korkun...Hayat size uzaktan bakıp dalga geçiyorsa korkaklığınızla, korkun...Seslerin, kokuların, tatların keyfini çıkartamayacaksanız korkun..Kendi kendinize 'neden' diye sorup, nedensiz kalıyorsanız....İşte o zaman korkun...
Sonradan Şair
Sonradan Şair e teşekkürler ne güzel anlatmış
BİR DAKİKA
Deniz, durgun göl gibi gitgide genişliyor
Sular kayalıklarda nur'dan izler işliyor,
Engine sarkan gökler, baştan başa yıldızlı..
Şimdi göğsümde kalbim, çarpıyor hızlı hızlı.
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya.
Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor,
Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor.
Yakın olayım diye bu gökten gelen ize
Öyle eğilmişim ki, kayalardan denize
Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi
Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi.
Bilemem nasıl oldu, geldi ki öyle bir an
Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan
Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim
Doğruldum atılırken bir dakika titredim.
Bir dakika sonsuzluk doldu, taştı gönlümden
Bir dakika, bir ömrü kurtarmıştı ölümden.
Nazım Hikmet Ran