Kültür Sanat Edebiyat Şiir

T£k Bir
T£k Bir

BENİ 1 BEN BİLİRİM,1 DE YARADAN, BANA 1 BEN LAZIMIM, 1 DE BENİ ANLAYAN.

  • yıldızlı nedir üyeleri07.06.2009 - 17:07

    Kim kime yıldız vermiş,
    kim kime boncuk dağıtmış
    bilseydik ne iyi olurdu..

  • VARSAYIM07.06.2009 - 02:30

    Bir var/say/d/ım...
    ya
    hayatta yok/saydım...
    ya
    z/âhirde ol/saydım,
    bir an/lâm katar/mıy/dım ELİF'e 'he' ler ile
    y/anar/mıy/dım hep ayn şîn ve kâf ile
    mim/i düş/ün/meden..

    var/say/dım,
    âh/ir oldum,
    lâmı k/attım,
    mim/i düş/t/üm,
    y/andım hep mim/i/le......

    varsay/dım; bir vardı,hep vardı o hep vardı, yoksay/dım; ben yoktum, hiç yoktum, hiç olmadım, ve kül ol/dum; yana yana, gül ol/dum âhh ile hep mîme hep mîme..

  • aşk07.06.2009 - 00:33

    'ın ELİF halinde Elif'den habersiz
    cümlesi kırılmış,
    kelimeleri dağılmış,
    harfleri dökülmüş,
    lâl olmuş haller içindeyim..

  • Elif07.06.2009 - 00:19

    Kalbime saplanan bir ok,
    Dilimi boğan bir harf..

  • harflerin halleri06.06.2009 - 00:05

    Harfler sırdır. Sırrı ifşa eden S harfinin eSrarını kelimelerin ormanında harflerin peşine düşerek bulabilirsiniz. S hangi harfin içine girmiş ise Sır olmuştur, eSrar olmuştur, efSun olmuştur. Mesela gizem ve Sırrın öz akrabalığı yoktur: inSan gizlemek ister halbuki toprak çömleklerin üzerine çekilen cilaya verilen Sır ismi gibi, Sır açığa çıkarılması istenen beklenen bir şeydir. Açıktadır ancak herkeS göremediği için Sır olmuştur. Ş gösteriŞ’in remzidir. İçinde yer aldığı kelime ulvi olsun süfli olsun göz kamaŞtırır, Bütün bakıŞları üzerine çeker. İçinde Ş harfi olan bir tane iddiasız kelime bulamazsınız. GüneŞ, ateŞ, aŞk, Şehvet, Şevk, nakıŞ, Şhov, Şehit. Oysa bu kelimelerin benzerleri yakın akrabası sayılan diğerlerine baktığımızda daha Sade, daha Sakin bir hal görürüz. Yukarıdaki Ş li kelimelerin S li benzerlerine bakalım isterseniz. AteŞ ten yükselen ıSı, aŞk ile atışan Sevgi, Şehvetle at koşturan köSnü, Şevk ile yola düşen iStek, nakıŞ ile göz okşayan deSen, Şhov ile sahne alan göSteri ne kadar da Sönük kalıyor Ş nin yanında.

    AŞk ile ateŞin kızı, Şah ile Şeytanın arkadaŞı: Ş. Bir kelimelin önünde yürüdüğü zaman ona Şekil verir, kelimenin ortasında yer alırsa esası teŞkil eder, kelimenin ayak ucunda bile dursa onu baŞ yapar.

    İçinde Ş harfi olmayınca Şah olmaz hiçbir kelime. Ş insanı tanımlayınca insana Şahsiyet verir. Onu, Şah yapar, Şeyh yapar, Şövalye yapar, Şakir yapar, Şakirt yapar, Şehsuvar eder. Şerefli yapar, Şeytanla iŞbirliğine girer Şaki yapar, Şırfıntı yapar, Şempanze yapar, Şirret yapar, Şerefsiz yapar.

    Yakıcıdır; GüneŞ ten alır ateŞini. GüneŞ, ateŞ, Şems, Şahap hep ş ile ıŞıldar.

    S Sırları barındırır karnında. Ş nin yanında Sönük kalır ama bir nevi ş’nin akıllı kardeşidir. Aşık olmak yerine Sevmeyi Şüphe etmek yerine Sorgulamayı, teŞhir yerine sergilemeyi Salık verir. TaSnif eder, Soru sorar, Sorgular, Şekillendirmez belki ama sonuçlandırır.

    Pek çok harf için bu karşılaştırma, bu kıyas yapılabilir. V harfi ile B harfinin yönetim ile ilgili yer aldığı kelimelerin kısaca kıyasını yapar isek karşımıza şu kelimeler dikilir ve ifşada bulunur. V harfinden pek çok yönetici kelime neşet eder.. Vasi olur, padiŞah’a akıl veren Vezir olur, Vali olur, Vekil olur. Valide olur ama Baba olmaz. Oysa diğer bir yönetici harf B bakan olur amma BaşBakan da olur, Bey olur, Buyruk verir, Baş olur emir verir, Baba olur devlet ile özdeşleştirilir.

    Hamit Akçay..

  • sen05.06.2009 - 23:34

    Sen gittikçe temellerim çözülür bir harf düşer döndükçe sen
    Bir harf kapı aralarında bir harf açlıkta göçte bir harf
    Güç gelir sağlam damarlarında durmak bir harfin
    Kanayan bir harftir açtıkça sen geceye yüzünü
    Masalara bir harf için özlemini koyarsın dayanılmaz
    Unutulmaktan mürekkep bir adamım,kırık bir harfim ben
    Sen çarpış harflerimle topla toparla beni çözülmesin temelim..

    Mustafa CELEP..(Hafız)

  • sen03.06.2009 - 13:29

    Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir.
    (Nâbî)

  • yar03.06.2009 - 12:12

    Ya derdime derman, ya katlime ferman..

  • rumuz(lar)03.06.2009 - 12:00

    “Herkes laftan anlar, insan odur ki rumuzdan anlaya”

  • fatih sultan mehmet28.05.2009 - 14:41

    Batili gözüyle Fâtih:
    Büyük devlet ve ilim adami olan Fâtih, en büyük düsmanlarinin gözlerini kamastiran pâdisahtir. Eserlerinde ondan takdirle bahsetmislerdir. Fetih sirasinda Istanbul’da bulunan Italyan Zorzo Dolfin bir keresinde söyle demistir:

    “Sultan Mehmed, çok az gülerdi. Zekâsi, dâimî bir çalisma hâlindeydi.Çok cömertti.Her iste fevkalâde atilgan, hattâ cüretkârdi.Seçtigi hedeflere erismek için çok israr ederdi.Soguga, sicaga, açliga, susuzluga tahammüllüydü. Kesin konusur, kimseden çekinmezdi. Zevk ve sefâdan uzakti. Türkçe, Yunanca ve Sirpçayi çok iyi konusurdu.Her gün bir müddet okurdu. Roma târihi, baska devletler târihi, Laerce, Tite-Live, Herodot, Quinte-Curce, Papalarin, Alman Imparatorlari ile Fransa ve Lombardiya krallarinin vak’alari okudugu târihler arasindaydi.

    Alman müstesrik Franz Babinger, Mehmed-IIder Eroberer und seine Zeit Weltenstürmer einer Zeitenwende adli eserinde söyle yazmaktadir:

    “Türk dünyâsi için Fâtih günümüze kadar, bütün imparatorlarin en büyügü olup, beser târihinde baska her hangi bir sahsin kendisiyle mukâyese edilmesi zordur. O Türk milletine, bütün târihinin en harîkulâde ve en yaklasilmasi gayr-i kâbil sâhsiyet olarak takdim edilmistir. Bati âleminin mukadderâti, Fâtih Sultan Mehmed’in görünmesiyle sarîh bir sekilde isâretlenmistir.Kudretli sahsiyeti, büyük Avrupa sâhalarinin dis görünüsünü derinden degistirmistir.Ortaçagdan çikarken insanlari ve dünyâyi görüs tarzinda, Fâtih’in sahsiyeti, zekâlari tesir altinda birakmistir.”
    Diger bir Italyan târihçi Langusto, Istanbul’un fethinden sonra söyle yazmistir:

    “Sultan Mehmed, ince yüzlü, ortadan fazla uzun boylu, silâhlar kusanmis, asil tavirli, çok az gülen, devamli ögrenmek ihtirâsi ile yanan, cömert ve iyi kalpli, gâyelerine ulasmakta inatçi bir hükümdârdi. En çok harp sanatina merakliydi.Her seyi ögrenmek isteyen zekî bir arastirmaciydi.Sefâhat düskünlügü olmayip, kötü âdetleri yoktu.Harem dâiresinde çok az vakit geçirirdi. Nefsine hâkim ve uyanikti. Her sarta tahammül gösterebilirdi ve bir cihân devleti pesindeydi.”..

    Bu açıklamaları yapanlar yabancılar..onlar bile eleştiriken bizim kadar acımasız değiller.. ya biz hangi,kimlerin tarih kitablarından okuduklarımızla yargılıyoruz O güzel kumandanı..
    Ya da neden yaptığını, yaptıklarının sebeb sonuç ilişkilerini değerlendirmeden, sorgulamadan, araştırmadan,akletmeden böyle yazılar yazıyoruz..

    Fatih Sultan Mehmed'in hayatını,dehasını,cesaretini, anlayabilmek bile zannımca deha gerektirir.. Onu anlayabilmek öyle her yiğidin harcı değildir! ..