'Melekler, ağlıyan adama dua ederler ve: 'Allahım! ağlıyanı, ağlamıyanlara şefaatçı kıl.' derler.'
(Gözü yaşlı, dili dualı mü’minlerin, gaflet ve günahlar içinde yuvarlanan diğer mü’minlere dünyada azabın gelmemesi için şefaatçılık yapacakları ve onların dualarının diğerlerinin de azaptan affına vesile olacağı bu hadisten anlaşılmaktadır)
Meclisin birinde gayet bol giyimli böyle kıyafetinin kolları baya bi geniş bol giyimli bir zata birisi sorar! Efendim niçin bu kadar geniş kollu ve bol giyiniyorsunuz? der. Zat; biz kusurları örtmek için böyle giyiniyoruz der. Aynı adam başka bir zat'a yönelir bu zatta dar giyimli birisidir. Utana sıkıla adam içinden geçirir bol giyimli zat böyle böyle dedi şimdi onun üzerine bu dar giyimli zat'a bu soruyu sormak baya zor. Nihayet gelir dar giyimli zat'a sorar. Efendim neden bu kadar dar giyiniyorsunuz? Zat; Biz hiç kimsede kusur görmeyiz der..
Geceye hediye ettim uykusuzluğumu ve dahi gözyaşlarımı, Sormadan gelen karanlığa bir ziyada benden ola.. Merhaba..! Merhaba..! Leylime gelen SÜKÛTA..! (Nur-ul Envâr)
Her Gecenin Ardından Güneşin doğması.... Dalgaların hırsla karaya vurması.... Yağmurun ardından gök kuşağının çıkması...Hepsi ŞAKA GİBİ.. Şaka bile şaka gibi...
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurdular ki:
'Melekler, ağlıyan adama dua ederler ve: 'Allahım! ağlıyanı, ağlamıyanlara şefaatçı kıl.' derler.'
(Gözü yaşlı, dili dualı mü’minlerin, gaflet ve günahlar içinde yuvarlanan diğer mü’minlere dünyada azabın gelmemesi için şefaatçılık yapacakları ve onların dualarının diğerlerinin de azaptan affına vesile olacağı bu hadisten anlaşılmaktadır)
Meclisin birinde gayet bol giyimli böyle kıyafetinin kolları baya bi geniş bol giyimli bir zata birisi sorar!
Efendim niçin bu kadar geniş kollu ve bol giyiniyorsunuz? der.
Zat; biz kusurları örtmek için böyle giyiniyoruz der.
Aynı adam başka bir zat'a yönelir bu zatta dar giyimli birisidir.
Utana sıkıla adam içinden geçirir bol giyimli zat böyle böyle dedi şimdi onun üzerine bu dar giyimli zat'a bu soruyu sormak baya zor.
Nihayet gelir dar giyimli zat'a sorar.
Efendim neden bu kadar dar giyiniyorsunuz?
Zat; Biz hiç kimsede kusur görmeyiz der..
Hayat ne kadar da zorsun seni yaşayamıyorum..!
AZİZ ÜSTADIM BENİM
Aziz Üstadım benim,seni çok üzmüşler
Eritmişler mum gibi,imbiklerden süzmüşler
Karakollar,hapisler olmuş sana hep durak
Sensiz gönlüm hüzünlü,sensiz ömrüm hep çorak.
İman ilmini verdin,Kur'an'dan ders alarak.
Enbüyük hizmet ettin,bu vatan da kalarak.
Katı kalpler kasveti bırakıp nura gelsin.
Cemiyet aydınlansın aydınlık nura gelsin.
Sevsin seni gönüller artık kıymetin bilsin.
Neşroldukca nurların naşirlerin sevinsin.
Affet bizi Üstadım seni çok seviyoruz.
Artık kadri kıymetin bizlerde biliyoruz.(r.ahnüm)
Sevmek diye birşey varmış sevmek diye bir şey yokmuş..
Yalanmış hepsi yalan..Yalanmış hepsi yalan..!
Bu Şehir Girdap G....!
Girdapta Mehtap G...!
AVAREYİM..! ASUDEYİM..! YORGUNUM..!
Geceye hediye ettim uykusuzluğumu ve dahi gözyaşlarımı,
Sormadan gelen karanlığa bir ziyada benden ola..
Merhaba..! Merhaba..!
Leylime gelen SÜKÛTA..!
(Nur-ul Envâr)
Firaklar vuslata gebe olsa....
Her Gecenin Ardından Güneşin doğması....
Dalgaların hırsla karaya vurması....
Yağmurun ardından gök kuşağının çıkması...Hepsi ŞAKA GİBİ..
Şaka bile şaka gibi...