Ahmed Arif' ten tüm leyla olmuşlara sevgi ve saygılarla:
ahmed arif, leyla erbil'e büyük bir aşkla bağlıydı. ancak erbil'de bu aşkın karşılığı yalnızca dostluktu. ahmed arif'in leyla erbil'e yazdığı mektuplar kitap haline geldi:
mektuplardan...
leyla canım...
leyla, zalım leyla! (5 mayıs 1954) bu benimki dördüncü. oysa ki senden tek bir mektup aldım. (...) benim aziz leyla'm, sevgili belam... ya sen olmasan, ben ne bok yerim, neye yararım? (...) gözlerinden öperim. o güzel burnuna yıldızlarca öpücük... (...) kendine iyi bak. bir daha hiçbir ana doğuramaz seni. bir daha hiçbir cihan bulamaz seni. tekrar öperim. senin... leylım (tarihsiz) nicesin gene? beyninde mi, yüreğinde mi, başka bir yerde mi, nerendeyse o inat yönünü yaratan dokuları öpmek isterim. evrende seni özler, seni isterim. başkaca hiç. ne taktığım, ne de vurulacağım bir nen yok. seni. sade seni. (...) kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. öpüyorum ama doyamıyorum. mutluluk ya da cehennem bu galiba. sana doymak, korkunç ahmaklık olur. hadi gel... azizim leyla (9 aralık 1954) (...) nedense aklıma hep ölüm geliyor. böyle ne kırık ne de anlaşılmamış gitmek istemiyorum. dostluğumuz ki korkunçtu. ve yaşanmaya değer. bugünkü feci haline rağmen, birbirimizi tanıma hususunda pahasız bir değerdir. (...) ha, sürgüne gitmeden? bugünler? bir mektubunu alırsam, sevinmem diyemem elbet! bu da laf mı, uçarım belki! ama yazmasan ne diyeyim...
bir gün bir yazar gelecek, biliyorum. kendini tüm aşkların varlığını yaşamış ve acısını dahi tatmış olduğunu iddia edecek. ayrılmış ve sonra barışmış yahut terk edilmiş terk etmiş olacak... bazen aşk yapmış olmayı aşk ile karıştıracak bazen onun varlığını bir bedende unutup gidecek. kimbilir evlenip çoluk çocuğa karışacak. her şeyi biliyor gibi gelecek her şeyi yaşamış gibi girecek hayatınıza. sen: ama ben aşka inanmıyorum diyeceksin, o aşkı kelimeler ile hatırlayacak sana. sen o an o aşk duygusuna kapılmak ve aşkın sürekli bir devinim olduğunu anımsatarak yaşayacaksın. tarifi tarz ı hususidir aşkın. ne sana özel bir duygu tekelinde ne de bir anlamı olacak hayatında.
aşk, senin içinde o an var olmak istediğin duygudur ve o duygu bitmez içinde. aşk yaşamdır, der sana duayen.
biliyorum gelecek bir gün öyle nirvana ya gitmiş gelmiş bir yazar. hoş gelmiş diyelim ve kalemi kadar kalbi de sağlam olsun.
Ahmed Arif' ten tüm leyla olmuşlara sevgi ve saygılarla:
ahmed arif, leyla erbil'e büyük bir aşkla bağlıydı. ancak erbil'de bu aşkın karşılığı yalnızca dostluktu. ahmed arif'in leyla erbil'e yazdığı mektuplar kitap haline geldi:
mektuplardan...
leyla canım...
leyla, zalım leyla! (5 mayıs 1954)
bu benimki dördüncü. oysa ki senden tek bir mektup aldım. (...) benim aziz leyla'm, sevgili belam... ya sen olmasan, ben ne bok yerim, neye yararım? (...) gözlerinden öperim. o güzel burnuna yıldızlarca öpücük... (...) kendine iyi bak. bir daha hiçbir ana doğuramaz seni. bir daha hiçbir cihan bulamaz seni. tekrar öperim. senin...
leylım (tarihsiz)
nicesin gene? beyninde mi, yüreğinde mi, başka bir yerde mi, nerendeyse o inat yönünü yaratan dokuları öpmek isterim. evrende seni özler, seni isterim. başkaca hiç. ne taktığım, ne de vurulacağım bir nen yok. seni. sade seni. (...) kulluğum, divaneliğimle ellerini, gözlerini öperim. öpüyorum ama doyamıyorum. mutluluk ya da cehennem bu galiba. sana doymak, korkunç ahmaklık olur. hadi gel...
azizim leyla (9 aralık 1954)
(...) nedense aklıma hep ölüm geliyor. böyle ne kırık ne de anlaşılmamış gitmek istemiyorum. dostluğumuz ki korkunçtu. ve yaşanmaya değer. bugünkü feci haline rağmen, birbirimizi tanıma hususunda pahasız bir değerdir. (...) ha, sürgüne gitmeden? bugünler? bir mektubunu alırsam, sevinmem diyemem elbet! bu da laf mı, uçarım belki! ama yazmasan ne diyeyim...
Yağmurlu bir ıstanbul havasından gunaydin. Emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Devrik bir hayatın istemli cümleleri deli ediyor bizi...
bir gün bir yazar gelecek, biliyorum.
kendini tüm aşkların varlığını yaşamış ve acısını dahi tatmış olduğunu iddia edecek.
ayrılmış ve sonra barışmış yahut terk edilmiş terk etmiş olacak...
bazen aşk yapmış olmayı aşk ile karıştıracak bazen onun varlığını bir bedende unutup gidecek. kimbilir evlenip çoluk çocuğa karışacak.
her şeyi biliyor gibi gelecek
her şeyi yaşamış gibi girecek hayatınıza.
sen: ama ben aşka inanmıyorum diyeceksin, o aşkı kelimeler ile hatırlayacak sana. sen o an o aşk duygusuna kapılmak ve aşkın sürekli bir devinim olduğunu anımsatarak yaşayacaksın. tarifi tarz ı hususidir aşkın. ne sana özel bir duygu tekelinde ne de bir anlamı olacak hayatında.
aşk, senin içinde o an var olmak istediğin duygudur ve o duygu bitmez içinde. aşk yaşamdır, der sana duayen.
biliyorum gelecek bir gün öyle nirvana ya gitmiş gelmiş bir yazar. hoş gelmiş diyelim ve kalemi kadar kalbi de sağlam olsun.
Ya uyudu herkes veya gazoz içiyorlar bir yerlerde. Iyi uykular o vakit..kalın sağlıcakla.
yanında olup hissetmediğin duyguyu
bir rüzgar esintisi ile alırsın içine en uzak mesafeden.
yakan güneşin altında, seni serinleten tenin,
terimde buharlaşsın istersin.
istersin,
istemek her zaman yetmez! Mesaj atmak gereklidir.
Güzel....peki....tamam.
Ne daglardan den gelen ruzgar
Ne dalgasında deniz
Bu gece uyutmayacak sıcak bizi belli.
Nereden ufluyorsun ruzgari
Hoş geldin o zaman. Sen uffle...iyi geliyir bu tarafa
Tehlikeli bir teklif oldu :) gece gece de uydu saat 00.00... Afiyet olsun bari. Yok mu gelen?