Zerrin Özer'den – 'Ah İstanbul' Bilseydim sana böyle bağlanır mıydım Senin için dostlarımdan ayrılır mıydım Bilseydim o ışıklı gecelerine Aldanıp da düşlerimi mahveder miydim Yudum yudum sevdamı hem de kendi ellerimle Acımadan kollarına hiç iter miydim Ah istanbul yine harcadın beni Menekşe gözlerimle gülüşemedim Ah istanbul yine harcadın beni O kahpe yüreğimle başedemedim Ah istanbul yine harcadın beni Menekşe gözlerimle gülüşemedim Ah istanbul yine harcadın beni....İzmir'im hiç üzmedi beni sen kadar!
Hiç birşeyi takmadansınırsız ve bazende fütursuzca yaşamı, yaşayanları... Üzerlerine cuk oturmuş taşınmayacak kadar ağır, bir o kadar da külfetsiz ucuz kıyafeti... Güleriz ağlanacak halimize dedirten manzaraları...
Bilmem ben hiç anneme sarılıp uyumadım çünkü. Kendi çouklarımla okkk uyudum ama. Hele onların o minicik ellerinin bağrımdaki ateşi ifade edilir gibi değildi.. İyiki de yapmışız bunu ve haykırmışız hemen hemen hergün birbirimiz ne çok sevdiğimiz... Onların yarışını seyretmek bambaşka bir olaydı üstelik. Bir gün sağımda yatan dğer gün soluma geçmek isterdi yeniden bir anne bedenini keşfeder gibi.... Biri yok şimdi. Kahrımda pişmanlığımda yok içimde. Hiç keşkeleri yaşamadım ardınan. İnancımızca isyan etmemek gerekirdi ölümle doğuma. Tanrı verdi ve aldı ama, sayıyorum mutluluğumu o yaşadıklarıma. İşte budur 'anneye sarılıp uymak' anlamca..... Saygılarımla.
KIRAÇ'TAN:
İstanbul Saklasın bizi
Boğazında düğümlesin
Kimseler göremesin, bulamasın ikimizi
Kuralına uymaz hayatın
Biliyorum uyuduğumuz uykular
Denizine sor içimi bu şehrin
Kifayetsiz tüm şarkılar....'
ı dinliyorum hüzünler içinde....
Zerrin Özer'den – 'Ah İstanbul'
Bilseydim sana böyle bağlanır mıydım
Senin için dostlarımdan ayrılır mıydım
Bilseydim o ışıklı gecelerine
Aldanıp da düşlerimi mahveder miydim
Yudum yudum sevdamı hem de kendi ellerimle
Acımadan kollarına hiç iter miydim
Ah istanbul yine harcadın beni
Menekşe gözlerimle gülüşemedim
Ah istanbul yine harcadın beni
O kahpe yüreğimle başedemedim
Ah istanbul yine harcadın beni
Menekşe gözlerimle gülüşemedim
Ah istanbul yine harcadın beni....İzmir'im hiç üzmedi beni sen kadar!
Bora Öztoprak'tan 'Başıma bela mısın kader' şarkısını dinliyorum :))
arkadaşımın yayın yaptığı radyo okyanus'ta.
http://rdyokyanus.blogcu.com/
'Seninle olmak var ya..' (Eda-Metin Özülkü) ve Çelik'ten 'Bu kalp seni unutur mu..'
Alagöz_ Esin Engin...
Benim için muhteşemmm.
Beethoven'in 3 nolu senfonsini.
(The best of Beethoven 1977_Nicolaus Esterhazy Sinfonia)
Zeljko Joksimoviç dinliyorum :))
Tavs,iye ederim dostlar, ruhu dinlendirmeye birebir :))
Hiç birşeyi takmadansınırsız ve bazende fütursuzca yaşamı, yaşayanları...
Üzerlerine cuk oturmuş taşınmayacak kadar ağır, bir o kadar da külfetsiz
ucuz kıyafeti...
Güleriz ağlanacak halimize dedirten manzaraları...
Kendi üretimim olan yaraılış iksiri sütü ve onun kokusunu tabiki....
Bilmem ben hiç anneme sarılıp uyumadım çünkü.
Kendi çouklarımla okkk uyudum ama.
Hele onların o minicik ellerinin bağrımdaki ateşi ifade edilir gibi değildi..
İyiki de yapmışız bunu ve haykırmışız hemen hemen hergün birbirimiz
ne çok sevdiğimiz...
Onların yarışını seyretmek bambaşka bir olaydı üstelik.
Bir gün sağımda yatan dğer gün soluma geçmek isterdi yeniden bir anne bedenini keşfeder gibi....
Biri yok şimdi.
Kahrımda pişmanlığımda yok içimde.
Hiç keşkeleri yaşamadım ardınan.
İnancımızca isyan etmemek gerekirdi ölümle doğuma.
Tanrı verdi ve aldı ama, sayıyorum mutluluğumu o yaşadıklarıma.
İşte budur 'anneye sarılıp uymak' anlamca.....
Saygılarımla.