Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın! Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla! Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde! Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum! Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda! Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında! Hiç bilmiyorum!.. Erdem Bayazıt
İngiliz Kralı VIII. Edward, İstanbul'a Atatürk'ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk, kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. ziyafetten önce: 'Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini, yahut bir aşçı bulunuz...! Dedi. ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular... Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek, memnun oldu. Atatürk'e dönerek: 'Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere'de zannettim.' diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan birisi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a:
'BU MİLLETE HERŞEYİ ÖĞRETTİM, FAKAT UŞAKLIĞI ÖĞRETEMEDİM.'
dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün bu sözlerine hayran oldular. Atatürk, garsona da 'Vazifene devam et.' emrini verdi.'
ANLAMSIZLIK: Bir deniz; ANLAM: Denizin içinde bir küçük buz parçası. Anlamın içindedir sevgi, sevmek, sevilmek......vs. Ve anlam anlamsızlığın tuzunda erir, biter. İNSAN: Koyu bir kahve tadı, şekersiz ve acı. Denizin içindeyim, buz parçası eridi, bitti. Kahvenin tadı da yok, adı da yok.
bu şarkıyı çok severim. Mor Yel - Düş sokaığı sakinleri
MOR YEL Al götür aşklarımı Beni ört dalgalara Kuşlar geçecek içinden Açık bırak bu akşam... kapıları Sevişince ölümle kalpler Gül kanayacak geceye... ağlamadan Yakın gel gülen mor yel Yakın gel kara düşlerime Ateşler at üşüyen bedenime Uykulara yat
Yakın gel uçan mor yel Çünkü uykular çok güzel
Al götür düşlerimi Beni göm dalgalara Sözler girecek içinden Özgür bırak bu akşam... acıları Öpüşünce şarkımla diller Gül kuruyacak geceye... ağlamadan Yakın gel gülen mor yel Yakın gel kara düşlerime Ateşler at üşüyen bedenime Uykulara yat
Yakın gel uçan mor yel Çünkü uykular çok güzel
Yakın gel gülen mor yel Yakın gel Çünkü uykular çok güzel...
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın!
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla!
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Hiç bilmiyorum!..
Erdem Bayazıt
İngiliz Kralı VIII. Edward, İstanbul'a Atatürk'ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk, kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. ziyafetten önce:
'Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini, yahut bir aşçı bulunuz...! Dedi.
ve nihayet bu sofra merasimini bilen bir zattan öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular...
Akşam kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek, memnun oldu. Atatürk'e dönerek:
'Sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere'de zannettim.' diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan birisi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a:
'BU MİLLETE HERŞEYİ ÖĞRETTİM, FAKAT UŞAKLIĞI ÖĞRETEMEDİM.'
dedi. Bütün sofradakiler Atatürk'ün bu sözlerine hayran oldular. Atatürk, garsona da 'Vazifene devam et.' emrini verdi.'
ANLAMSIZLIK: Bir deniz; ANLAM: Denizin içinde bir küçük buz parçası.
Anlamın içindedir sevgi, sevmek, sevilmek......vs.
Ve anlam anlamsızlığın tuzunda erir, biter.
İNSAN: Koyu bir kahve tadı, şekersiz ve acı.
Denizin içindeyim, buz parçası eridi, bitti.
Kahvenin tadı da yok, adı da yok.
ARZU ŞAHİN
GİDEMEM
Bilemem nereye sürüldüğümü bekleme
Belki kaybolup gidecek bu yürek
Karla kaplı yüreğimde
Hüzne doğan kırçiçeğim
Yandım amman öldüm amman
Sararıp soldum amman
Kar boran yollar
Ardımda sevdan var
Seni bırakıp gidemem
Ağlama sil akan gözyaşlarını ağlama
Birde sen tuz basma gülüm yarama
Gitmeler çok zor küçüğüm
Yoldaş olur yalnızlığım bana
Yüreğin sızısının, coşkusunun, heyecanının.... melodilerle buluşarak, yüreğimize, ruhumuza yansımasıdır.
melodinin duygularla dansıdır..............
bu şarkıyı çok severim. Mor Yel - Düş sokaığı sakinleri
MOR YEL
Al götür aşklarımı
Beni ört dalgalara
Kuşlar geçecek içinden
Açık bırak bu akşam... kapıları
Sevişince ölümle kalpler
Gül kanayacak geceye... ağlamadan
Yakın gel gülen mor yel
Yakın gel kara düşlerime
Ateşler at üşüyen bedenime
Uykulara yat
Yakın gel uçan mor yel
Çünkü uykular çok güzel
Al götür düşlerimi
Beni göm dalgalara
Sözler girecek içinden
Özgür bırak bu akşam... acıları
Öpüşünce şarkımla diller
Gül kuruyacak geceye... ağlamadan
Yakın gel gülen mor yel
Yakın gel kara düşlerime
Ateşler at üşüyen bedenime
Uykulara yat
Yakın gel uçan mor yel
Çünkü uykular çok güzel
Yakın gel gülen mor yel
Yakın gel
Çünkü uykular çok güzel...
Rabbim nurunla kararan yüreklerimizi aydınlat, ruhumuza huzur ver.
KADİR GECEMİZ mübarek olsun.
Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir.