Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı Akın Birdal'ın özgeçmişi
1948 yılında Niğde’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Niğde’de tamamladı. 1966 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirerek, 1970 yılında Ziraat Mühendisi oldu. Öğrencilik yıllarında Niğde Gençlik Derneği Başkanlığı yaptı. Ziraat Fakültesi Talebe Cemiyeti’nde görev aldı. 1973 yılında Gazi Üniversitesi’nde İşletme Mastırı yapan Birdal, o yıllarda Ziraat Mühendisleri Birliği ile TMMOB Ziraat Odası Merkez Yürütme Kurullarında görev yaptı. 1977 yılında kır yoksullarının ekonomik, demokratik mücadele örgütü KÖY-KOOP’un Niğde Birlik Başkanlığını yaptı. Aynı zamanda KÖY-KOOP’un merkez yönetim kurulunda olup, eğitim, Örgütlenme, Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı görevini yürüttü. 1977-1980 yılları arasında Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyeliği yapan Birdal, o dönemde Gazi Üniversitesi Kooperatifçilik Enstitüsü’nde Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1980 askeri darbesiyle, KÖY-KOOP yöneticileriyle Mamak Askeri Cezaevi’nde bir yıl tutuklu kaldı. Cezaevi sonrasında 3 yıl ticaretle uğraşan Birdal, 1984 yılında yargılandığı tüm davalardan beraat etmesiyle peyzaj mimarlığı alanında çalışmaya başladı. 1986 yılında İHD’nin kuruluş çalışmalarına katılan Birdal, 1992 yılına kadar derneğin genel sekreterliğini üstlendi. 1992 yılında dernek genel başkanı oldu. 1997 yılında, Uluslararası İnsan hakları Dernekleri Federasyonu’nda başkan yardımcılığına seçilip, bu görevi üst üste üç dönem 2007 yılına kadar sürdürdü. 1995-1996 1 Eylül Dünya Barış Günleri’nde Mersin ve Ankara’da yaptığı konuşmalardan ötürü 2 yıl hapis cezasına çarptırılıp, 1999 ve 2000 yıllarında hapse girdi. Bu mahkümiyetlerden ötürü İçişleri Bakanlığı’nın uyarısıyla İHD Genel Başkanlığı’ndan ayrılmak zorunda kaldı. 1995 yılında yapılan genel seçimlerde, Emek-Barış ve Özgürlük blokunun Mersin Milletvekili Adayı olan Birdal, seçilebilecek oy olmasına karşın, yüzde 10 barajının aşılamaması nedeniyle yasama hakkını elde edemedi. Yine 2002 yılında Emek-Barış ve Demokrasi blokunun Mersin adayı olan Birdal, bu kez de TCK’nin 312. Maddesi’nden aldığı mahkümiyet nedeniyle YSK’ca milletvekili adaylığı veto edildi. 2002 yılında Sosyalist Demokrasi Partisi’nin (SDP) kuruluşunda yer alıp, partinin genel başkanlığına getirildi. 2 yıl bu görevi sürdüren Akın Birdal, İHD’nin ve SDP’nin onursal başkanıdır. Birdal’ın çok sayıda kooperatifçilik ve insan hakları üzerine çok sayıda inceleme-makaleleri yayınlandı. Birdal’ın günlük, anı, deneme ve öykülerden oluşan üç kitabı bulunmaktadır. Ayrıca Birdal’ın insan hakları alanında, ulusal ve uluslar arası alanda almış olduğu çok sayıda ödülü bulunmaktadır. 22.07.2007 21:02 [920499] (http://www.haberler.com/akin-birdal-haberi/)
akın birdalı bilmek için belki kitaplarını okumakla başlamak gerekir ben size öz geçmişini bulduğum siteden aynen kopyalayıp yapıştırdım akın birdal değer verilmeye laik bir aydın bu ülke aydınlarını kucaklamalı ve sahip çıkmalı ancak böyle gelişebiliriz. Düşüncesi ve eylemleri ne olursa olsun bu ÜLKE kendi insanlarının refahı huzuru için çalışan herkesede sahip çıkmalı 12 Mayıs 1998 Salı günü İnsan Hakları Derneği genel başkanıyken silahlı saldırıya uğradı bu faşist saldırı onu inandığı şeylerden alı koymadı ve bu gün diyarbakır bin umut bağımsız millet vekili olan akın birdalin insan hakları ve özgürlüklerin geliştirilmesi adına bir çok katkı sağlayacağına inanıyorum.kürtler ve türkler arasındada bir köprü o KÜRT veya TÜRK IRKÇILIĞI BU ÜLKEYE SADECE ZARAR GETİRİR BU ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN GELİN KUCAKLAŞALIM
gerçek olan tek şey veya gerçekliğe giden tek yol kimilerimiz için karanlık korkotutucu bir yol kimileri içinde aydınlık ve ferah ama kimseyin kaçamayacağı bir yol kimimiz erken girerriz bu yola kimimiz geç...... kelime anlamı bir canlı varlığın hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesidir yani sadece insan için değil hayvan ve yarı canlı olan bitkiler içinde geçerlidir. size neyi anlatır bilmem ama bana uzak bir tanım bence ölüm yeniden doğmaktır yani bir son buluş değildir
Ben demek, ailem demek,sevdiklerim demek; yaşam biçimimi, ailemi sevdiklerimi, sevenlerimi, örflerimi, adetlerimi hatırlatır. Kimileri için kuyruğu olan, kimileri için insan eti yiyen bir ırk; ama kürt olmak özgürlüğe özlem demek, aşk demek sevda demek bu özelliklerde ancak vasıflı ve görürlü insanlara özgüdür.
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı Akın Birdal'ın özgeçmişi
1948 yılında Niğde’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Niğde’de tamamladı. 1966 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirerek, 1970 yılında Ziraat Mühendisi oldu. Öğrencilik yıllarında Niğde Gençlik Derneği Başkanlığı yaptı. Ziraat Fakültesi Talebe Cemiyeti’nde görev aldı. 1973 yılında Gazi Üniversitesi’nde İşletme Mastırı yapan Birdal, o yıllarda Ziraat Mühendisleri Birliği ile TMMOB Ziraat Odası Merkez Yürütme Kurullarında görev yaptı. 1977 yılında kır yoksullarının ekonomik, demokratik mücadele örgütü KÖY-KOOP’un Niğde Birlik Başkanlığını yaptı. Aynı zamanda KÖY-KOOP’un merkez yönetim kurulunda olup, eğitim, Örgütlenme, Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı görevini yürüttü. 1977-1980 yılları arasında Halkevleri Merkez Yürütme Kurulu üyeliği yapan Birdal, o dönemde Gazi Üniversitesi Kooperatifçilik Enstitüsü’nde Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1980 askeri darbesiyle, KÖY-KOOP yöneticileriyle Mamak Askeri Cezaevi’nde bir yıl tutuklu kaldı. Cezaevi sonrasında 3 yıl ticaretle uğraşan Birdal, 1984 yılında yargılandığı tüm davalardan beraat etmesiyle peyzaj mimarlığı alanında çalışmaya başladı. 1986 yılında İHD’nin kuruluş çalışmalarına katılan Birdal, 1992 yılına kadar derneğin genel sekreterliğini üstlendi. 1992 yılında dernek genel başkanı oldu. 1997 yılında, Uluslararası İnsan hakları Dernekleri Federasyonu’nda başkan yardımcılığına seçilip, bu görevi üst üste üç dönem 2007 yılına kadar sürdürdü. 1995-1996 1 Eylül Dünya Barış Günleri’nde Mersin ve Ankara’da yaptığı konuşmalardan ötürü 2 yıl hapis cezasına çarptırılıp, 1999 ve 2000 yıllarında hapse girdi. Bu mahkümiyetlerden ötürü İçişleri Bakanlığı’nın uyarısıyla İHD Genel Başkanlığı’ndan ayrılmak zorunda kaldı. 1995 yılında yapılan genel seçimlerde, Emek-Barış ve Özgürlük blokunun Mersin Milletvekili Adayı olan Birdal, seçilebilecek oy olmasına karşın, yüzde 10 barajının aşılamaması nedeniyle yasama hakkını elde edemedi. Yine 2002 yılında Emek-Barış ve Demokrasi blokunun Mersin adayı olan Birdal, bu kez de TCK’nin 312. Maddesi’nden aldığı mahkümiyet nedeniyle YSK’ca milletvekili adaylığı veto edildi. 2002 yılında Sosyalist Demokrasi Partisi’nin (SDP) kuruluşunda yer alıp, partinin genel başkanlığına getirildi. 2 yıl bu görevi sürdüren Akın Birdal, İHD’nin ve SDP’nin onursal başkanıdır. Birdal’ın çok sayıda kooperatifçilik ve insan hakları üzerine çok sayıda inceleme-makaleleri yayınlandı. Birdal’ın günlük, anı, deneme ve öykülerden oluşan üç kitabı bulunmaktadır. Ayrıca Birdal’ın insan hakları alanında, ulusal ve uluslar arası alanda almış olduğu çok sayıda ödülü bulunmaktadır. 22.07.2007 21:02 [920499]
(http://www.haberler.com/akin-birdal-haberi/)
akın birdalı bilmek için belki kitaplarını okumakla başlamak gerekir ben size öz geçmişini bulduğum siteden aynen kopyalayıp yapıştırdım
akın birdal değer verilmeye laik bir aydın bu ülke aydınlarını kucaklamalı ve sahip çıkmalı ancak böyle gelişebiliriz. Düşüncesi ve eylemleri ne olursa olsun bu ÜLKE kendi insanlarının refahı huzuru için çalışan herkesede sahip çıkmalı
12 Mayıs 1998 Salı günü İnsan Hakları Derneği genel başkanıyken silahlı saldırıya uğradı bu faşist saldırı onu inandığı şeylerden alı koymadı ve bu gün diyarbakır bin umut bağımsız millet vekili olan akın birdalin insan hakları ve özgürlüklerin geliştirilmesi adına bir çok katkı sağlayacağına inanıyorum.kürtler ve türkler arasındada bir köprü o
KÜRT veya TÜRK IRKÇILIĞI BU ÜLKEYE SADECE ZARAR GETİRİR BU ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN GELİN KUCAKLAŞALIM
gerçek olan tek şey veya gerçekliğe giden tek yol
kimilerimiz için karanlık korkotutucu bir yol
kimileri içinde aydınlık ve ferah ama kimseyin kaçamayacağı bir yol kimimiz erken girerriz bu yola kimimiz geç......
kelime anlamı bir canlı varlığın hayati faaliyetlerinin kesin olarak sona ermesidir yani sadece insan için değil hayvan ve yarı canlı olan bitkiler içinde geçerlidir.
size neyi anlatır bilmem ama bana uzak bir tanım bence ölüm yeniden doğmaktır yani bir son buluş değildir
Ben demek, ailem demek,sevdiklerim demek; yaşam biçimimi, ailemi sevdiklerimi, sevenlerimi, örflerimi, adetlerimi hatırlatır.
Kimileri için kuyruğu olan, kimileri için insan eti yiyen bir ırk; ama kürt olmak özgürlüğe özlem demek, aşk demek sevda demek bu özelliklerde ancak vasıflı ve görürlü insanlara özgüdür.