Kadiri, Rufai, Galibi Şeyhi. 1919 yılında, Çorum'da dindarlıktan temayuz etmiş anne-babadan dünyaya geldi. Seyyid ve Şerif olup, nesebi Fatih devrinin meşhur astronomi alimi Ali Kuşçu'ya dayanır. Fizik ve Metafizik hayranlığı fıtratından gelen bir özelliği oldu. Bu sebeble ilkokul yıllarında löklanşe pillerden gece lambası yapıp kullanıyordi ki, henüz Çorum'da elektrik yoktu.
Tasavvufi bir ortamda yetişti. Anne ve babası derviş olup, amcası Hacı Bekir Kuşçuoğlu Nakşi ve Mevlevi Şeyhi idi. Maraş Fatihi olarak anılan, Kadiri ve Rufai Şeyhi Seyyid Ali Sezai Kurtaran'ın Halifesi Maraşlı Hacı Mustafa Yardımedici'den 1956 yılında Allah'ın tertip ve tanzimi Hilafet icazeti verilen, 51 senedir Manevi vazifesini İnsanlara İslamı Anlatmak ve Yaşatmak üzere Devam ettiren,
1993 senesinde Kadiri ve Rufai tariklerinin birleşiminden, Manevi Meclisin tebliği ile 800 senedir ilk defa Galibilik olarak kol verilen, o günden itibaren Pir olan Galip Efendi, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde bulunan Tevhid cami ve dergahlarında sohbetler yapmaktadır. Yazdığı ve ücretsiz dağıttığı kitapları ile, milyonlarca ücretsiz dağıtılan Cd ve sohbetleri ile, hiç aralık vermeden yarım yüzyıldır kurduğu Zikir halakaları ile, Dergahı ve vakfı aracılığı ile tesbit edilmiş binlerce gerçek fakir fukaraya yılın 365 günü on binlerce günlük ekmek dağıtması ile, yemek ve ihtiyaçlarını görebilecek, dergahlarda hizmete dönük sistemler kurması ile, Kendisinin ve Dervişlerinin Allah için yaptıkları yardımları kimselere reklam etmeden yarım asırdır aralıksız devam ettirmesi ile, 'Aynası iştir Kişinin, lafa bakılmaz' İnancı ile 21. yüzyılda Muhammedi Tasavvufun zamana uyumlu yaşanabilirliğini Aleme Göstermektedir. Dünyanın Bütün dini liderlerine ve Devlet başkanlarına İslam'ı Anlatan mektuplar göndermiş, Dünyanın dört bir yanından İslam'ın Hakikatına saygı duyan Devlet ve din adamlarından Teşekkür Mektupları almış, Bu mektupları, dergahın ne olduğunu, Tasavvufun 21.yüzyılda nasıl yaşanacağını Ankara, Antalya, Konya, GaziAntep, Urfa ve diğer şehirlerde açılan, 21.Yüzyılda Muhammedi Tasavvuf sergilerinde Sergilemektedir. Dergahını Siyaset ve Maddi Alışverişten tamamen Uzak tutan, dünyanın çeşitli ülkelerinde de birçok evladı ve dergahının zikir halakaları kurulan, bugün ihvanının Milyonları Aştığı, Hz.Pir Galip Efendi Peygamber Efendimiz'in Gerçek varisidir. Buna Şahid arayana Allah ve Resulu yeter. Biz onun manevi tüm evlatları onun bu Vazifesinde Şahidleriyiz. El emeği Mobilya ustası olarak kazandıkları ile Ömrünü hiç kimseden Maddi bir beklentisi olmadan Asalet içerisinde geçiren Hz.Pir Galip Efendi, Şahid olarak devletini ve Milletini Gösterir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinde Şeyhliğini ifşa edebilecek, Hakikatte 51 sene Manevi vazifesi başında milyonu aşkın Dervişini İnsanlığa hizmet yolunda götürmesi, İslama hizmetle Geçirdiği 89 senelik Ömrü, Yaşadıkları ve yaptıkları onun her sahadaki Güvenilirliğinin Şahididir. Allah herkese manevi vazifesinden istifade etmeyi nasip etsin. Amin.
Galibilerin Dünya ve Ahiret Künyesi.
'Ahad olan Allah'a, O'nun gönderdiği Peygamberi Hz.Muhammed Mustafa s.a.v.me, O'na Verdiği Hz.Kuran'a Acabasız İman ile bağlı, Edilleyi Şeriyeye uyumlu, Kitap, Sünnet, Zamana uyumlu İcma, Kıyası Fukuha Pirensibi ile, İtikatta Meshebimiz İmamı Maturidi, Amelde Mezhebimiz Hanefi, Meşrebimiz Alevi(Ben İlim Şehriyim Ali Kapısı Hitabı Resul'e uyarak) Yol Olarak Kadiri ve Rufai birleşiminden kol GALİBİ'yiz! ..'
Hazret-i Kur’ân’da ALLAH’ın bildirdiği imanın şartlarına inanarak ve inancının samimiyeti ve sadakati kadar yaşadığı nisbette rahmet-i ilâhiyenin ihsanı ile iman kalbine yerleşir. Aciz kul mü’min, ittika sahibi (müttaki) , olur. Hal ve ahvalinin ilâhi aşka dönüştüğü her icraatında görülür. Müşahede zevki ile imanın zirvesine, ALLAH ve resulüne şehadetle varılır. Şehadet zevki, İhsan-ı İlâhi ile imanlı kul, HU (O) esması ile şirkin barınacak yer bulamayacağı hazret-i insan olur.
Ali Kuşçu (1403 - ö. İstanbul, 16 Aralık 1474) , ünlü Türk Gökbilimci, Matematikçi ve Dilbilimci.
Gerçek adı, Ali Bin Muhammet'tir. Türk-İslam dünyasının büyük astronomi ve kelam alimi olan Ali Kuşçu, XV. yüzyıl başlarında Semerkant’ta doğdu. Babası Muhammed, ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi ‘Kuşçu’ lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, devrin en büyük alimleri olan Bursalı Kadızâde Rumî, Gıyâseddin Cemşîd ve Muînuddîn Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman’a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrîd adlı eserini yazdı. Ali Kuşçu, Semerkant ve Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e yardımcı ve rasathanesine müdür olmuştur. 1449'da hacca gitmek istedi. Tebriz'de Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Fatih'le barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın sözcülüğünü yaptıktan sonra Fatih'in davetiyle İstanbul'a geldi. Osmanlı - Akkoyunlu sınırında II. Mehmed'in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu. 1474 yılında öldü.
Derviş Bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi.
Farsça bir kelime olmakla birlikte bütün müslüman milletlerin dillerine girmiş olan derviş, esas itibariyle 'muhtaç, fakir' anlamlarına gelir,Tasavvufi mana itibarı ile Allah fakiri,Allah'a Muhtaç olduğunu hisseden, Allah'ı taleb eden, Ehli Suffa (Peyganberin en yakın arkadaşları) anlamında derviş sıfat olarak kullanılmıştır.Dervişân da derviş kelimesinin çoğuludur. Muhammedi şeriatta Biat edilen Evliya'yı Allah'a vesile kabul edip,İslamın esaslarını yerine getirmek için söz veren sadakat ve samimiyeti esas kabul edip Allah'a bağlanan,zamana göre Bağlı olduğu Mürşidinin Tasavvufi ögretisi üzere yaşamaya çalışan,Allah adamı,Ehli hal olarakta anılır.Allaha giden yol olarak kabul edilen Tarikatler dervişlerin Üniversitesi olmuştur. Derviş Mürşidinin tasarrufatı altında adedini mürşidin belirlediği Allah'ın Zikri ile meşgul olup nefsindeki kötülüklerden arınıp insan olabilme Allah'a kulluk yapabilme gayretiyle yaşar. Mutasavvifin en büyük derviş olarak Hz.Peygamber'i kabul eder.
Es Seyid Es Şeyh Hz.Pir Galip Hasan Kuşçuoğlu
Kadiri, Rufai, Galibi Şeyhi.
1919 yılında, Çorum'da dindarlıktan temayuz etmiş anne-babadan dünyaya geldi. Seyyid ve Şerif olup, nesebi Fatih devrinin meşhur astronomi alimi Ali Kuşçu'ya dayanır. Fizik ve Metafizik hayranlığı fıtratından gelen bir özelliği oldu. Bu sebeble ilkokul yıllarında löklanşe pillerden gece lambası yapıp kullanıyordi ki, henüz Çorum'da elektrik yoktu.
Tasavvufi bir ortamda yetişti. Anne ve babası derviş olup, amcası Hacı Bekir Kuşçuoğlu Nakşi ve Mevlevi Şeyhi idi.
Maraş Fatihi olarak anılan, Kadiri ve Rufai Şeyhi Seyyid Ali Sezai Kurtaran'ın Halifesi Maraşlı Hacı Mustafa Yardımedici'den 1956 yılında Allah'ın tertip ve tanzimi Hilafet icazeti verilen, 51 senedir Manevi vazifesini İnsanlara İslamı Anlatmak ve Yaşatmak üzere Devam ettiren,
1993 senesinde Kadiri ve Rufai tariklerinin birleşiminden, Manevi Meclisin tebliği ile 800 senedir ilk defa Galibilik olarak kol verilen, o günden itibaren Pir olan Galip Efendi, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde bulunan Tevhid cami ve dergahlarında sohbetler yapmaktadır. Yazdığı ve ücretsiz dağıttığı kitapları ile, milyonlarca ücretsiz dağıtılan Cd ve sohbetleri ile, hiç aralık vermeden yarım yüzyıldır kurduğu Zikir halakaları ile, Dergahı ve vakfı aracılığı ile tesbit edilmiş binlerce gerçek fakir fukaraya yılın 365 günü on binlerce günlük ekmek dağıtması ile, yemek ve ihtiyaçlarını görebilecek, dergahlarda hizmete dönük sistemler kurması ile, Kendisinin ve Dervişlerinin Allah için yaptıkları yardımları kimselere reklam etmeden yarım asırdır aralıksız devam ettirmesi ile, 'Aynası iştir Kişinin, lafa bakılmaz' İnancı ile 21. yüzyılda Muhammedi Tasavvufun zamana uyumlu yaşanabilirliğini Aleme Göstermektedir. Dünyanın Bütün dini liderlerine ve Devlet başkanlarına İslam'ı Anlatan mektuplar göndermiş, Dünyanın dört bir yanından İslam'ın Hakikatına saygı duyan Devlet ve din adamlarından Teşekkür Mektupları almış, Bu mektupları, dergahın ne olduğunu, Tasavvufun 21.yüzyılda nasıl yaşanacağını Ankara, Antalya, Konya, GaziAntep, Urfa ve diğer şehirlerde açılan, 21.Yüzyılda Muhammedi Tasavvuf sergilerinde Sergilemektedir.
Dergahını Siyaset ve Maddi Alışverişten tamamen Uzak tutan, dünyanın çeşitli ülkelerinde de birçok evladı ve dergahının zikir halakaları kurulan, bugün ihvanının Milyonları Aştığı, Hz.Pir Galip Efendi Peygamber Efendimiz'in Gerçek varisidir.
Buna Şahid arayana Allah ve Resulu yeter.
Biz onun manevi tüm evlatları onun bu Vazifesinde Şahidleriyiz.
El emeği Mobilya ustası olarak kazandıkları ile Ömrünü hiç kimseden Maddi bir beklentisi olmadan Asalet içerisinde geçiren Hz.Pir Galip Efendi, Şahid olarak devletini ve Milletini Gösterir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinde Şeyhliğini ifşa edebilecek, Hakikatte 51 sene Manevi vazifesi başında milyonu aşkın Dervişini İnsanlığa hizmet yolunda götürmesi, İslama hizmetle Geçirdiği 89 senelik Ömrü, Yaşadıkları ve yaptıkları onun her sahadaki Güvenilirliğinin Şahididir.
Allah herkese manevi vazifesinden istifade etmeyi nasip etsin. Amin.
Galibilerin Dünya ve Ahiret Künyesi.
'Ahad olan Allah'a, O'nun gönderdiği Peygamberi Hz.Muhammed Mustafa s.a.v.me, O'na Verdiği Hz.Kuran'a Acabasız İman ile bağlı, Edilleyi Şeriyeye uyumlu, Kitap, Sünnet, Zamana uyumlu İcma, Kıyası Fukuha Pirensibi ile, İtikatta Meshebimiz İmamı Maturidi, Amelde Mezhebimiz Hanefi, Meşrebimiz Alevi(Ben İlim Şehriyim Ali Kapısı Hitabı Resul'e uyarak) Yol Olarak Kadiri ve Rufai birleşiminden kol GALİBİ'yiz! ..'
Es Seyid Es Şeyh Hz.Pir Galip Hasan Kuşçuoğlu.
www.galibi.com
ŞEHADET-İ İMANIN ASLI
Hazret-i Kur’ân’da ALLAH’ın bildirdiği imanın şartlarına inanarak ve inancının samimiyeti ve sadakati kadar yaşadığı nisbette rahmet-i ilâhiyenin ihsanı ile iman kalbine yerleşir. Aciz kul mü’min, ittika sahibi (müttaki) , olur. Hal ve ahvalinin ilâhi aşka dönüştüğü her icraatında görülür. Müşahede zevki ile imanın zirvesine, ALLAH ve resulüne şehadetle varılır. Şehadet zevki, İhsan-ı İlâhi ile imanlı kul, HU (O) esması ile şirkin barınacak yer bulamayacağı hazret-i insan olur.
Pir-i Galibi H.Galip Hasan KUŞÇUOĞLU
www.galibi.com / Metafizik2 adlı kitabından
Ali Kuşçu (1403 - ö. İstanbul, 16 Aralık 1474) , ünlü Türk Gökbilimci, Matematikçi ve Dilbilimci.
Gerçek adı, Ali Bin Muhammet'tir. Türk-İslam dünyasının büyük astronomi ve kelam alimi olan Ali Kuşçu, XV. yüzyıl başlarında Semerkant’ta doğdu. Babası Muhammed, ünlü Türk Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi ‘Kuşçu’ lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, devrin en büyük alimleri olan Bursalı Kadızâde Rumî, Gıyâseddin Cemşîd ve Muînuddîn Kâşî’den matematik ve astronomi dersi aldı. Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman’a gitti. Burada Hall-ü Eşkâl-i Kamer (Ay Safhalarının Açıklanması) adlı risale ile Şerh-i Tecrîd adlı eserini yazdı. Ali Kuşçu, Semerkant ve Kirman'da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey'e yardımcı ve rasathanesine müdür olmuştur. 1449'da hacca gitmek istedi. Tebriz'de Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Fatih'le barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın sözcülüğünü yaptıktan sonra Fatih'in davetiyle İstanbul'a geldi. Osmanlı - Akkoyunlu sınırında II. Mehmed'in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu. 1474 yılında öldü.
Derviş Bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi.
Farsça bir kelime olmakla birlikte bütün müslüman milletlerin dillerine girmiş olan derviş, esas itibariyle 'muhtaç, fakir' anlamlarına gelir,Tasavvufi mana itibarı ile Allah fakiri,Allah'a Muhtaç olduğunu hisseden, Allah'ı taleb eden, Ehli Suffa (Peyganberin en yakın arkadaşları) anlamında derviş sıfat olarak kullanılmıştır.Dervişân da derviş kelimesinin çoğuludur. Muhammedi şeriatta Biat edilen Evliya'yı Allah'a vesile kabul edip,İslamın esaslarını yerine getirmek için söz veren sadakat ve samimiyeti esas kabul edip Allah'a bağlanan,zamana göre Bağlı olduğu Mürşidinin Tasavvufi ögretisi üzere yaşamaya çalışan,Allah adamı,Ehli hal olarakta anılır.Allaha giden yol olarak kabul edilen Tarikatler dervişlerin Üniversitesi olmuştur. Derviş Mürşidinin tasarrufatı altında adedini mürşidin belirlediği Allah'ın Zikri ile meşgul olup nefsindeki kötülüklerden arınıp insan olabilme Allah'a kulluk yapabilme gayretiyle yaşar. Mutasavvifin en büyük derviş olarak Hz.Peygamber'i kabul eder.