Sözlüklerde anketin karşısında 'sormaca' yazıyor. Tabii burada hangi sorunun, kime, nasıl ve nerede sorulacağı önem kazanıyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu tekniğe ilişkin görüşlerini şöyle dile getiriyor:
Anket
Aklımız karıştı nasıl seçeriz? Hergün gözümüze batıyor anket Günlük fal gibidir bakar geçeriz Lakin burnumuza tütüyor anket
Geçti anket sanki seçim yerine İrade emanet oldu birine Kim düşünmez başkasının fikri ne? Meraklı olanı ütüyor anket
Bazen küçük, bazen büyük sapıyor Gerçeğin üstünü şalla kapıyor Katırı doğurtup ana yapıyor Eşeği boyayıp satıyor anket
Para veren düdük alıp çalıyor Halkı uyutarak yolu buluyor Hinoğluhinler de işi biliyor Sallasan bir yerde tutuyor anket
Nice yorum vardır her anket için İsterler uyuyun anketle seçin İstatistik falan neyimiş, geçin Bilim ötesinden atıyor anket
Anketle kafayı bozma sen Nevzat Amaç ticaretse olacak tezat İstediğin kadar sözünü uzat Yine de çatıyı çatıyor anket
Mahalle sözcüğünün, mahal(yöre, bölge) sözcüğünden türediğini düşünüyorum. Sosyologlar, sınırları belli bir bölgede (mahallede) yaşayan insanların 'mahalle baskısı' oluşturabileceğini ileri sürüyorlar. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, kendi mahallesindeki baskıyı şu dizelerle dile getiriyor:
Mahalle baskısı
Bizim mahallede kurulmuş düzen Bozana bozulur bu mahalleli Burada sevilmez gerçeği yazan Yazana bozulur bu mahalleli
Burda sadakayla tütüyor ocak Burda suç işlense burda kalacak Kendisinden ise zararlı böcek Ezene bozulur bu mahalleli
Buranın insanı ticaret yapar Vergiden kaçacak yollara sapar Soyguna, rüşvete gözünü kapar Kızana bozulur bu mahalleli
Laikim diyene oyunu atmaz Ayrı mezhepliye malını satmaz Başka tarikatsa camiye gitmez Ezana bozulur bu mahalleli
Kendine özgü bir modaya uyar Rüküşlüğü görmez, pek makbul sayar Mayoya karşıdır, haşema giyer Yüzene bozulur bu mahalleli
Aydınların hakettiği bir “yuh”tur Mahalleye hakim olan bu ruhtur Heykel, resim, karikatür mekruhtur Çizene bozulur bu mahalleli
Açık giyen burda günahkar olur Tesettüre giren çok saygı bulur Mahallenin sırrı Nevzat’ta kalır Çözene bozulur bu mahalleli
Ezber sevimsiz bir sözcük ama belleğimizde yer alan bilgilerin önemi ve yararı onu sevimli yapabilir. Günümüzde kimi kafa karıştırıcılar, 'ezber bozma' savıyla ilkelerimize, inançlarımıza saldırıyorlar. İşte Halk Ozanı Karamanlı Nevzat'ın onlara yanıtı:
Ezber bozma heveslilerine
Demogoglar devir sizin konuşun Ezberimiz bozuluyor ha gayret Planları baronlara danışın Ezberimiz çiziliyor ha gayret
Hesabını düşünmeyin bu demin Bugünü yaşayın yarından emin Laik düşünceyi öldürün gömün Ezberimiz kazılıyor ha gayret
Fonlardan beslenen yalan ekin siz Kafa karıştıran bir baş çekin siz Donmuş acılara bol tuz dökün siz Ezberimiz çözülüyor ha gayret
Vatan, ulus, bayrak anlamsız sizde Küresel damga var düşüncenizde Sizden ayrı yolda oluşan izde Ezberimiz yazılıyor ha gayret
Numaralı cumhuriyet kurun siz AB kapısında susta durun siz Kutsallara aldırmayın vurun siz Ezberimiz sızılıyor ha gayret
Sonra görmek için gelinen yeri Yeniden yazın siz silinenleri Kevgirden geçirin bilinenleri Ezberimiz süzülüyor ha gayret
Kimileri sizden dersini aldı Ezberi savunmak Nevzat’a kaldı Düne göre bugün daha çoğaldı Ezberimiz kuzuluyor ha gayret
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) , Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Ulusu'na bir armağanıdır. Yıllardır yağmalana yağmalana bitirilemedi. Kalanı korumak için namuslu insanları göreve çağırıyorum.
AOÇ üzerine taşlama
Atatürk’ün armağanı çiftlikte Talan varsa uyaralım görevdir Tahsis adlı bu yağmacı teknikte Yalan varsa uyaralım görevdir *** Adı belli, tarım orman çiftliği Neden olsun onun bunun ziftliği Çıkarcının pazardadır ipliği Bulan varsa uyaralım görevdir *** Ağaç dikmek, gül üretmek dururken Rant için lüks tesis yaptırmak neden Atatürk’ün mirasını gizliden Çalan varsa uyaralım görevdir *** Doğayı sevmeyen sever kårını Bugünü düşünür bilmez yarını Böylesini uyarmanın sırrını Bilen varsa uyaralım görevdir *** AOÇ bakın parça parça gidiyor Devlet emaneti ikram ediyor Nevzat size gelin, durmayın diyor Gelen varsa uyaralım görevdir
Yuh sözcüğü, Aşık Mahsuni Şerif'in 'Yuh yuh' deyişini aklıma getirdi. Dayanılmaz rezillikleri kınamak için çok uygun bir sözcük. Yasalar karşısında da oldukça masum.
Din hortumcularına yuh! (Aşık Mahsuni Şerif’i saygıyla anarak)
İnancı sömüren beyni yularlı, Ordan sesimizi duyuyorsan yuh! Hemi ırahatlık, hemi de kãrlı, Aylak bir köşede doyuyorsan yuh!
Parti sayısının artması, doğal olarak değeri düşürür. Partiler de, ötekilerden farkını gösterebilmek için vitrin düzenlerler. Bu vitrin aynen mağaza vitrinlerinin işlevini görür. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu vitrini şöyle tanımlıyor:
Parti vitrini (Sayın Yılmaz Özdil’den esinlenerek)
Bir parti düşünün vitrini mamur Liboş liboş sırıtanlar ordalar Tırnağı ojeli elleri hamur Nazlı nazlı kırıtanlar ordalar
Vatan toprağını ele aldıran İhalede komisyonlar kaldıran Atatürk’ü düşman bilip saldıran Devrimleri çürütenler ordalar
İşçiyi, köylüyü aşağı gören Soyguna, rüşvete imtiyaz veren Adaletten kaçıp meclise giren Suçlarını arıtanlar ordalar
Demokrat geçinip önde gidenler Laikliğe karşı dava güdenler Borçları katlayıp iflas edenler Varlıkları eritenler ordalar
Sözlüklerde anketin karşısında 'sormaca' yazıyor. Tabii burada hangi sorunun, kime, nasıl ve nerede sorulacağı önem kazanıyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu tekniğe ilişkin görüşlerini şöyle dile getiriyor:
Anket
Aklımız karıştı nasıl seçeriz?
Hergün gözümüze batıyor anket
Günlük fal gibidir bakar geçeriz
Lakin burnumuza tütüyor anket
Geçti anket sanki seçim yerine
İrade emanet oldu birine
Kim düşünmez başkasının fikri ne?
Meraklı olanı ütüyor anket
Bazen küçük, bazen büyük sapıyor
Gerçeğin üstünü şalla kapıyor
Katırı doğurtup ana yapıyor
Eşeği boyayıp satıyor anket
Para veren düdük alıp çalıyor
Halkı uyutarak yolu buluyor
Hinoğluhinler de işi biliyor
Sallasan bir yerde tutuyor anket
Nice yorum vardır her anket için
İsterler uyuyun anketle seçin
İstatistik falan neyimiş, geçin
Bilim ötesinden atıyor anket
Anketle kafayı bozma sen Nevzat
Amaç ticaretse olacak tezat
İstediğin kadar sözünü uzat
Yine de çatıyı çatıyor anket
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Mahalle sözcüğünün, mahal(yöre, bölge) sözcüğünden türediğini düşünüyorum. Sosyologlar, sınırları belli bir bölgede (mahallede) yaşayan insanların 'mahalle baskısı' oluşturabileceğini ileri sürüyorlar. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, kendi mahallesindeki baskıyı şu dizelerle dile getiriyor:
Mahalle baskısı
Bizim mahallede kurulmuş düzen
Bozana bozulur bu mahalleli
Burada sevilmez gerçeği yazan
Yazana bozulur bu mahalleli
Burda sadakayla tütüyor ocak
Burda suç işlense burda kalacak
Kendisinden ise zararlı böcek
Ezene bozulur bu mahalleli
Buranın insanı ticaret yapar
Vergiden kaçacak yollara sapar
Soyguna, rüşvete gözünü kapar
Kızana bozulur bu mahalleli
Laikim diyene oyunu atmaz
Ayrı mezhepliye malını satmaz
Başka tarikatsa camiye gitmez
Ezana bozulur bu mahalleli
Kendine özgü bir modaya uyar
Rüküşlüğü görmez, pek makbul sayar
Mayoya karşıdır, haşema giyer
Yüzene bozulur bu mahalleli
Aydınların hakettiği bir “yuh”tur
Mahalleye hakim olan bu ruhtur
Heykel, resim, karikatür mekruhtur
Çizene bozulur bu mahalleli
Açık giyen burda günahkar olur
Tesettüre giren çok saygı bulur
Mahallenin sırrı Nevzat’ta kalır
Çözene bozulur bu mahalleli
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Karaman benim memleketim. Bakalım beni hatırlayacak mı?
Karaman beni hatırlar mı?
Gözden uzak olduk, gönülden öyle
İlin beni hatırlar mı Karaman
Sana hiç darılmam gerçeği söyle
Dilin beni hatırlar mı Karaman
Yıllar yılı uzağında kalmışım
Lakin seni öztoprağım bilmişim
Zaman zaman dosta selam salmışım
Ali’n beni hatırlar mı Karaman
Şiirle söyleşmem sende başladı
Ömrün üçtebiri sende kışladı
Bacım emek emek ilmek işledi
Çulun beni hatırlar mı Karaman
Yeni yetme bilmez, anmaz ki ölen
Kaç akranım kaldı adımı bilen
Rebiş’i, Elif’i unutmadım ben
Delin beni hatırlar mı Karaman
Kazalpa’nın deresinde çok yüzdüm
Hacsami’nin bahçesinde kak dizdim*
İstasyon yolunda kimlerle gezdim
Yolun beni hatırlar mı Karaman
Karadeğirmen’de balıklar tuttum
Sulara kapıldım, çamura battım
Yoğurt pazarladım, domates sattım
Halin beni hatırlar mı Karaman
Zeyve’de oynarken dizim sürtüldü
Üstüm başım toz toprakla örtüldü
Kaç ağaçta gömleklerim yırtıldı
Çalın beni hatırlar mı Karaman
Lisende okudum kırkbir yıl geçti
Nice umut soldu, nicesi uçtu
Kim kimi eledi, kim kimi seçti
Falın beni hatırlar mı Karaman
Sevdiklerim ahret için yarıştı
Her gidenle anılarım buruştu
Anam, babam toprağına karıştı
Gülün beni hatırlar mı Karaman
Düşlerimde sığırların böğürür
Sağım için sahibini çağırır
Haccabamın kabak oğlu nöğürür**
Kelin beni hatırlar mı Karaman
Muammer Baran’ın sevda tanığı,
Sapanla avlanan çevre sanığı,
Nevzat’ım ben, düşün, hasret yanığı
Külün beni hatırlar mı Karaman
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
* Hacı Sami Tartan’ın bahçesinde meyve kurusu dizdim
** Hatice ablamın saçsız oğlu ne yapıyor?
Ezber sevimsiz bir sözcük ama belleğimizde yer alan bilgilerin önemi ve yararı onu sevimli yapabilir. Günümüzde kimi kafa karıştırıcılar, 'ezber bozma' savıyla ilkelerimize, inançlarımıza saldırıyorlar. İşte Halk Ozanı Karamanlı Nevzat'ın onlara yanıtı:
Ezber bozma heveslilerine
Demogoglar devir sizin konuşun
Ezberimiz bozuluyor ha gayret
Planları baronlara danışın
Ezberimiz çiziliyor ha gayret
Hesabını düşünmeyin bu demin
Bugünü yaşayın yarından emin
Laik düşünceyi öldürün gömün
Ezberimiz kazılıyor ha gayret
Fonlardan beslenen yalan ekin siz
Kafa karıştıran bir baş çekin siz
Donmuş acılara bol tuz dökün siz
Ezberimiz çözülüyor ha gayret
Vatan, ulus, bayrak anlamsız sizde
Küresel damga var düşüncenizde
Sizden ayrı yolda oluşan izde
Ezberimiz yazılıyor ha gayret
Numaralı cumhuriyet kurun siz
AB kapısında susta durun siz
Kutsallara aldırmayın vurun siz
Ezberimiz sızılıyor ha gayret
Sonra görmek için gelinen yeri
Yeniden yazın siz silinenleri
Kevgirden geçirin bilinenleri
Ezberimiz süzülüyor ha gayret
Kimileri sizden dersini aldı
Ezberi savunmak Nevzat’a kaldı
Düne göre bugün daha çoğaldı
Ezberimiz kuzuluyor ha gayret
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) , Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Ulusu'na bir armağanıdır. Yıllardır yağmalana yağmalana bitirilemedi. Kalanı korumak için namuslu insanları göreve çağırıyorum.
AOÇ üzerine taşlama
Atatürk’ün armağanı çiftlikte
Talan varsa uyaralım görevdir
Tahsis adlı bu yağmacı teknikte
Yalan varsa uyaralım görevdir
***
Adı belli, tarım orman çiftliği
Neden olsun onun bunun ziftliği
Çıkarcının pazardadır ipliği
Bulan varsa uyaralım görevdir
***
Ağaç dikmek, gül üretmek dururken
Rant için lüks tesis yaptırmak neden
Atatürk’ün mirasını gizliden
Çalan varsa uyaralım görevdir
***
Doğayı sevmeyen sever kårını
Bugünü düşünür bilmez yarını
Böylesini uyarmanın sırrını
Bilen varsa uyaralım görevdir
***
AOÇ bakın parça parça gidiyor
Devlet emaneti ikram ediyor
Nevzat size gelin, durmayın diyor
Gelen varsa uyaralım görevdir
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Yuh sözcüğü, Aşık Mahsuni Şerif'in 'Yuh yuh' deyişini aklıma getirdi. Dayanılmaz rezillikleri kınamak için çok uygun bir sözcük. Yasalar karşısında da oldukça masum.
Din hortumcularına yuh!
(Aşık Mahsuni Şerif’i saygıyla anarak)
İnancı sömüren beyni yularlı,
Ordan sesimizi duyuyorsan yuh!
Hemi ırahatlık, hemi de kãrlı,
Aylak bir köşede doyuyorsan yuh!
Alışverişteysen imanla, dinle,
Yalanla, dolanla, şeytanla, cinle,
Allem-kallem edip binbir dümenle,
Fakir fukarayı soyuyorsan yuh!
Göbeklere muska yazıyor isen,
Büyü yapıp, büyü bozuyor isen,
Dışından “hu” çekip geziyor isen,
İçinden şeytana uyuyorsan yuh!
Allahı, kitabı paraya vurup,
Parayla beş vakit namaza durup,
Alemi kandırıp günaha sarıp,
Kendini cennetlik sayıyorsan yuh!
Sakal koymuş isen değil hırına,
Kandırma milleti körü körüne.
Kendini götürüp adam yerine,
Adam sırasına koyuyorsan yuh!
Yuh ki, eğer dini alet edersen.
Bir de soyguncuyla birlik gidersen.
Nevzat’ın sözüne “gãvurluk” dersen,
Ve de “gomonislik” deyiyorsan yuh!
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Parti sayısının artması, doğal olarak değeri düşürür. Partiler de, ötekilerden farkını gösterebilmek için vitrin düzenlerler. Bu vitrin aynen mağaza vitrinlerinin işlevini görür. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu vitrini şöyle tanımlıyor:
Parti vitrini
(Sayın Yılmaz Özdil’den esinlenerek)
Bir parti düşünün vitrini mamur
Liboş liboş sırıtanlar ordalar
Tırnağı ojeli elleri hamur
Nazlı nazlı kırıtanlar ordalar
Vatan toprağını ele aldıran
İhalede komisyonlar kaldıran
Atatürk’ü düşman bilip saldıran
Devrimleri çürütenler ordalar
İşçiyi, köylüyü aşağı gören
Soyguna, rüşvete imtiyaz veren
Adaletten kaçıp meclise giren
Suçlarını arıtanlar ordalar
Demokrat geçinip önde gidenler
Laikliğe karşı dava güdenler
Borçları katlayıp iflas edenler
Varlıkları eritenler ordalar
Nevzat bakıp bakıp şaşıp kalıyor
Bunları partiye kimler alıyor
Benzeyenler birbirini buluyor
Umutları kurutanlar ordalar
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Benim Cumhurbaşkanım
Hukuka saygılı, işte ehilse,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Geleni onayan noter değilse,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Bağımsızlık için kale olursa,
Küresel zalime karşı durursa,
Terör belasına çare bulursa,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Atatürk’ün makamını korursa,
Tüm ilkelerine sahip olursa,
Her göreve layık adam bulursa,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Laiklik devlete temeldir derse,
İnancı bireysel kabul ederse,
Özgürlük yolunda önde giderse,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Önce kendi kurallara uyarsa,
Mazlumun sesini hemen duyarsa,
Sanat sever, sanatçıyı sayarsa,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Gaziye, şehide kelle demezse,
Yetimi düşünüp haram yemezse,
Halkı azarlayan söz söylemezse,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Bayrak gibi sallamazsa türbanı,
Gösterişsiz keser ise kurbanı,
Adaletle kucaklarsa her yanı,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Vatana, ulusa verirse değer,
Nevzat’ın saygısı göklere değer.
Yeminine sadık kalırsa eğer,
İşte odur benim cumhurbaşkanım.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Yunus’a varmak
Güzele duyulan özlemin gözde
Tütüşü Yunus’a götürür beni
Bilincin nabzının bir ince sözde
Atışı Yunus’a götürür beni
Dost bakışı güzel gözlü bir eşin
Yardım eli gönlü birlik kardeşin
Günü aya teslim eden güneşin
Batışı Yunus’a götürür beni
Bir ağacın kökü, dalı, yaprağı
Anayla yavrunun çıkarsız bağı
Bir tohumun yarmak için toprağı
İtişi Yunus’a götürür beni
Bugünün daha ak olması dünden
Dostluğun evreni sarması candan
Bir yoksulun bir yoksulu elinden
Tutuşu Yunus’a götürür beni
Çiçeğin emekle sinmesi balda
Yaşamın yeniden doğması külde
Bir kuşun özgürce seçtiği dalda
Ötüşü Yunus’a götürür beni
Nevzat gölgesinde O Yüce Us’un
Umut dolu düşler için uyusun
Karaman’da mezarında Yunus’un
Yatışı Yunus’a götürür beni
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Terör, insan ruhundaki alçaklığın dışa vurumudur.
Teröre lanet olsun
Şiddeti artırıp her geçen ayla
Saldıran teröre lanetler olsun
Kardeşini acımadan bombayla
Öldüren teröre lanetler olsun
Acılara boğdu yaktı her yanı
Kim görmezden gelir dökülen kanı
Sevindirip yedi göbek düşmanı
Güldüren teröre lanetler olsun
Halkıma kasteden kimin elleri
Bu yurdu bölmek mi tek emelleri
Çocuk, genç demeden tüm hayalleri
Solduran teröre lanetler olsun
Kimler huzur bulur alınan ahla
Vicdan sızlamaz mı içten eyvahla
Acımadan mesajını silahla
Bildiren teröre lanetler olsun
Caniler, katiller değildir bizden
Nefret kusuyoruz işte bu yüzden
Barışı, sevgiyi yüreğimizden
Sildiren teröre lanetler olsun
Anaların yüreğini dağlayan
Vatanımın kollarını bağlayan
Karanlık yollardan çıkar sağlayan
Çaldıran teröre lanetler olsun
Ne ister zalimler kızdan gelinden
Anlamaz mı insan, insan halinden
Sevenleri birbirinin elinden
Aldıran teröre lanetler olsun
Emri veren cani, tetik çeken de
Kin için gizlice tohum eken de
Huzuru, güveni kendi ülkende
Kaldıran teröre lanetler olsun
Nevzat’ın sözünü düşünen anlar
Ve Hacı Bektaş’ın canı olanlar
Bilmez Mevlana’yı, Yunus’u bunlar
Çıldıran teröre lanetler olsun
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat