Şifreyi, gizliliği olan haberleşme ve araç-gereçi istenilen kişilerin kullanımına açmak için belirlenen özel bilgi olarak tanımlayabiliriz. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, kimi kavramların da şifresi olabileceğini düşünerek, 'İleri Demokrasi' için şunları yazdı:
İleri demokrasinin şifreleri
Ezilenler ölüp gitse ağrıdan, Sarmaya korkuyor bu demokrasi. Hırsızlara çaldığını doğrudan, Sormaya korkuyor bu demokrasi.
Muhalifi ezer, yandaşı korur, Hak isteyenlere coplarla vurur. Özgürlük kapısı önünde durur, Girmeye korkuyor bu demokrasi.
Kurttur, bürünüyor kuzu postuna, Ortamı sisliyor, hem de kastına. Mazlumu ezerken, zalim üstüne, Varmaya korkuyor bu demokrasi.
Ayrışmaya fırsat, olanak tanır, Birlik isteyeni düşmanı sanır. Kültürler yaklaşsa bundan utanır, Karmaya korkuyor bu demokrasi.
Demokrat ne derse yaşar tersini, Çağdaşlığa karşı dinmez hiç kini. Despota gereken hukuk dersini, Vermeye korkuyor bu demokrasi.
Gücü yeten yetmeyeni sömürür, Asalaklar hortumlayıp semirir. Kara sesler laikliği kemirir, Görmeye korkuyor bu demokrasi.
Eğer denk gelirse boyu enine, Hesapları atar mahşer gününe. Suçluları adaletin önüne, Sürmeye korkuyor bu demokrasi.
Seçenekler sağlar moda giyene, Kulağını tıkar açım diyene. Sadakaya karşı oy isteyene, Vurmaya korkuyor bu demokrasi.
Nevzat taş yetişmez, bul sen bir kaya, Ancak etki eder Nato kafaya. Baronların pisliğini ortaya, Sermeye korkuyor bu demokrasi.
İçkiyle aram hoş değil. Zaman zaman içki içenleri yeren yazılar ve taşlamalar da yazdım. Ancak, insanların özel yaşamlarını sınırlayan ve bunu aşağılayıcı bir uslupla kamuoyuna yansıtan davranışları gördükçe, Halk Ozanı Karamanlı Nevzat olarak buna da karşı olmak geldi içimden.
İnadına içeceğim
Ne içki, ne sigara, ne kumarım var benim, Madem yasak koydular, inada içeceğim. Harama karşı oldu beynim, ruhum, bedenim, Neyzen gibi, Sırat’tan sarhoşken geçeceğim.
Kimin tasallutunda yağma edilen hanlar? Tevfik Fikret okuyan bunu çok iyi anlar. Sizi hiç tıksırtmasın hurilerle, gılmanlar, Tanrı izin verirse, ben Ona uçacağım.
Zalim, hırsız, uğursuz ayık olsa ne yazar, Belki üç yıl çok yaşar, onun da sonu mezar. Bunlardan dost seçemem, yoluma kuyu kazar, Adam gibi içeni, sarhoşu seçeceğim.
Aşk şarabı içmiştir Yunus Emre, Mevlâna, Ben onlara hayranım, gönlüm onlardan yana. Ham sofuya nispetse, içerim kana kana, Bir şişeyi bitirip, birini açacağım.
Gönül dostu olanlar kalbi kırmaz bilirim, Fazlaca şarhoş olsa ben hakkından gelirim; Onu yalnız bırakmam, her önlemi alırım, Sahtekâr ayık ise ben ondan kaçacağım.
Ekseni kaydırdılar, hem de göz baka baka, Nevzat doğru söylüyor, sanmayın bu bir şaka. Şimdi çok ucuzladı kaypak, korkak, yalaka, En yüksek değeri ben mertliğe biçeceğim.
Nar, taneleri kırmızı ya da beyaz olan bir meyvedir. Genellikle kırmızı taneliler dikkat çeker. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, beyaz nar üzerine yazdı.
Beyaz narımsın benim
Torunların ninesi, canların annesisin, Eşim, dostum, cananım, resmen karımsın benim. Gönlüme hergün dolan tatlı bir su sesisin, Dağıma serin serin yağan karımsın benim.
“Nur”uyla her “an”ıma ışıktan köprü kuran, Karanlıkta kalırsam yüzüme şavkı vuran, Her tanesi özenle kabında saklı duran, Gösterişten arınmış beyaz narımsın benim.
Yaşama sevincimi gülüşünden alırım, Sen yoksan yalnızlaşır, boynu bükük kalırım. Seninle varsıllaşır, seninle çoğalırım. Yoksunluğumu örten birtek varımsın benim.
Kırk yılın her gününde yâr diye seni andım, Aylar, yıllar geçtikçe daha da sevdalandım. Çalıştım, çabaladım seni senden kazandım, Emeğim, göz nurumsun, alın terimsin benim.
Beynimde, yüreğimde özlemini taşırım, Hasret kabuk bağlasa, yara gibi kaşırım. Sen yoksan mahsunlaşır, hemen çocuklaşırım, Nevzatı Nevzat yapan öbür yarımsın benim.
Serzenişin sözlük anlamı yakınmadır. İnsanlar sevdiklerinden olumsuz bir tepki aldıklarında, serzenişte bulunurlar. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, böyle bir serzeniş örneğini dizelerle dile getirmeye çalışıyor.
Gençlere serzeniş
İleri demokrasi yaramadı gençlere, Anayasa değişti gitti emek boş yere. Azarladık olmadı, tehdit ettik kaç kere, Bilmiyorlar devletin fiyakası bozulmaz, Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
İşçileri coplatıp seslerini kesmiştik, Memuru soruşturup ateşini kısmıştık. Askeri titretmiştik, kışlalarda esmiştik, Neden gençler pısmıyor, bir bilmece çözülmez, Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Rektörler bizden dedik, okullara yöneldik, Lâkin kaldık kapıda saatlerce dineldik. Üçbeş çocuk yüzünden iktidarda bunaldık, Belli çılgın Türk bunlar, dövülsede ezilmez, Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Herhalde Ergenekon yumurta üretiyor, Yumurtayı kapanlar devlete diretiyor. Bu eylem nerden çıktı, geçmişi aratıyor, Kurşun yağsa razıyız, karizmamız çizilmez, Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Cemaât yurtlarında yan gelipte yatsana, Yumurtanın yerine bize çiçek atsana. Bizim çocuklar gibi malına mal katsana, Beyinsiz olanlara devlet baba üzülmez, Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Herşey güzel pişerken su kattı aşımıza, Yüce dağlar gibiydik kar yağdı başımıza. Kim sardı bu gençleri aniden dışımıza? Neler yapacakları, neden önce sezilmez? Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Aslında bizden yana olmaları beklenir, Çıkar hanelerine neler neler eklenir. Neden gençler bizlere asi olur diklenir? Neden bizi görünce tespih gibi dizilmez? Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Nerde yanlış yaptık biz, yolumuz açılmıyor? Gençlere sevgi ile kolumuz açılmıyor? Kulağımız kapalı, dilimiz açılmıyor, Nevzat bilir gençleri, ağızları büzülmez, Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
'Som' bir insandı 'Deniz', özgürce dalgalandı, Atatürk'e, devrime, aydınlığa inandı. 'Vaziyet' kötü diye kendine görev verdi, Halka meşale tuttu; yetmedi, kendi yandı.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat Not: Köşesinde benim taşlamalarıma da yer veren aydınlanma savaşımcısı Sayın Deniz Som'un anısı önünde saygıyla eğiliyor; ışıklar içinde yatmasını diliyorum.
İnsanlar, zulmün ve sömürünün olduğu ortamlarda hayır demesini bilmeliler. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu konudaki düşüncesini şöyle açıklamaya çalıştı:
Zulüm, sömürü düzeninde hayır demeyi bilmeli
Evetçiysen aldatanın emrinde, Sömürenin ağzına aş olursun. Hayır dememişsen bir kez ömründe, Ölünün gözünde son yaş olursun.
Ne, neden oluyor, bir kez kafa yor, Bilmiyorsan oku, bir bilene sor. Baktın, biri din imanla soyuyor, Hayır dersen ruhen birhoş olursun.
Soyguncuda insaf yoktur azizim, Ücret, fiyat hepsi liberal çizim. Sen ağlarsan, ‘ben kaç aydır işsizim’, Tekere konulan bir taş olursun.
Borsa, faiz, çıpa, yükselen kurlar, Sana lazım gibi beyninde turlar. Reklamla gerçeği unuttururlar, İktidarı seven yurttaş olursun.
Hak, hukuk istesen, pişman ederler, Yüzünü, gözünü şişman ederler. Kendi yurttaşınla düşman ederler, Yabanda Araba kardaş olursun.
Kaderin değişir, inan bir aysan, Hırsızın adını topluma yaysan. Sömürene yardım eden maşaysan, Ancak soğan gibi bir baş olursun
Bekçiye yakın ol, çalana değil. Gerçeğe değer ver, yalana değil. Elinden rızkını alana değil, Sana iş bulana tam eş olursun.
Rüzgãra kulak ver, umuttur esen, Sana yar olmaz hiç sözünü kesen. Zalime yürekten bir hayır desen, İnan mutluluktan sarhoş olursun.
Nevzat’a inanmak size kalmıştır. O, ne zulüm etmiş, ne de çalmıştır. Haksızlığa isyan ile dolmuştur, Paylaşmazsan öyle bomboş olursun
Nasreddin Hoca'nın evi soyulmuş, komşuları tedbirsizliği nedeniyle Hoca'yı suçlamaya başlamışlar. Hoca da, 'Hırsızın hiç mi suçu yok' diye yanıtlamış komşularını. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu öyküyü günümüze şöyle uyarlamaya çalıştı:
Çalınan bir şey varsa, çalanı görmez isek, Bu yiğittir diyerek, eline vurmaz isek, Hırsıza inanmayıp, yanında durmaz isek, Bizi korkak bilirse, hırsız demeyelim mi?
Gizli iş yapanların üstüne ay doğarmış, Nefsine esir olan, kendisini boğarmış. Velev ki deneyimli, saçı bile ağarmış, Yaşı yetmiş olursa, hırsız demeyelim mi?
Nasreddin Hoca gibi, bütün suçlar bizde mi? Hırsızın kerameti büründüğü gizde mi? Utanç nerde saklıdır, gözlerde mi, yüzde mi? Mağduriyet belirse, hırsız demeyelim mi?
İradesi zayıflar, kendini kullandırır, Olmadık yerlerini çarşafa dolandırır. Nevzat’ın midesini sinekler bulandırır, Kanattan yağ gelirse, hırsız demeyelim mi?
Haçlı seferleri ne yazık ki durmuyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, 21. Yüzyılda da devam eden bu seferleri şöyle dizelere dökmeye çalıştı:
21. Yüzyılda Haçlı Seferi
Bu yüzyılda yine Haçlı Seferi,
Mazlumlara bile bile saldırdı.
Şimdi oldu demokrasi neferi,
İnsanlığı sile sile saldırdı.
Halk içine soktu fitne, fesatlar,
Kaleler yıkıldı, çöktü tüm setler.
Çoluk, çocuk parçalanmış cesetler,
Arkasında kala kala saldırdı.
Bahaneyle sistemleri durdurdu,
Masum halkı birbirine kırdırdı.
Uluslararası tezgah kurdurdu,
Bir yolunu bula bula saldırdı.
Silahını bağımsıza döndürdü,
Yeni bayrak çekti, bayrak indirdi.
Yurtseveri yalanlarla sindirdi,
Üstesinden gele gele saldırdı.
Mabetleri yaktı, yıktı füzeler,
Yağmalandı hazineler, müzeler.
Haçlı kafa ilkesini tazeler,
Bakın yine çala çala saldırdı.
Müslümanın ezmek için başını,
Taş üstünde bırakmadı taşını.
Görmeyerek gözündeki yaşını,
Ağlayana güle güle saldırdı.
Çağdaş haçlılara Nevzat tanıktır,
Emperyalist olan gerçek sanıktır.
Vatanı sevenin bağrı yanıktır,
Yüreğine dala dala saldırdı.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Şifreyi, gizliliği olan haberleşme ve araç-gereçi istenilen kişilerin kullanımına açmak için belirlenen özel bilgi olarak tanımlayabiliriz. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, kimi kavramların da şifresi olabileceğini düşünerek, 'İleri Demokrasi' için şunları yazdı:
İleri demokrasinin şifreleri
Ezilenler ölüp gitse ağrıdan,
Sarmaya korkuyor bu demokrasi.
Hırsızlara çaldığını doğrudan,
Sormaya korkuyor bu demokrasi.
Muhalifi ezer, yandaşı korur,
Hak isteyenlere coplarla vurur.
Özgürlük kapısı önünde durur,
Girmeye korkuyor bu demokrasi.
Kurttur, bürünüyor kuzu postuna,
Ortamı sisliyor, hem de kastına.
Mazlumu ezerken, zalim üstüne,
Varmaya korkuyor bu demokrasi.
Ayrışmaya fırsat, olanak tanır,
Birlik isteyeni düşmanı sanır.
Kültürler yaklaşsa bundan utanır,
Karmaya korkuyor bu demokrasi.
Demokrat ne derse yaşar tersini,
Çağdaşlığa karşı dinmez hiç kini.
Despota gereken hukuk dersini,
Vermeye korkuyor bu demokrasi.
Gücü yeten yetmeyeni sömürür,
Asalaklar hortumlayıp semirir.
Kara sesler laikliği kemirir,
Görmeye korkuyor bu demokrasi.
Eğer denk gelirse boyu enine,
Hesapları atar mahşer gününe.
Suçluları adaletin önüne,
Sürmeye korkuyor bu demokrasi.
Seçenekler sağlar moda giyene,
Kulağını tıkar açım diyene.
Sadakaya karşı oy isteyene,
Vurmaya korkuyor bu demokrasi.
Nevzat taş yetişmez, bul sen bir kaya,
Ancak etki eder Nato kafaya.
Baronların pisliğini ortaya,
Sermeye korkuyor bu demokrasi.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
İçkiyle aram hoş değil. Zaman zaman içki içenleri yeren yazılar ve taşlamalar da yazdım. Ancak, insanların özel yaşamlarını sınırlayan ve bunu aşağılayıcı bir uslupla kamuoyuna yansıtan davranışları gördükçe, Halk Ozanı Karamanlı Nevzat olarak buna da karşı olmak geldi içimden.
İnadına içeceğim
Ne içki, ne sigara, ne kumarım var benim,
Madem yasak koydular, inada içeceğim.
Harama karşı oldu beynim, ruhum, bedenim,
Neyzen gibi, Sırat’tan sarhoşken geçeceğim.
Kimin tasallutunda yağma edilen hanlar?
Tevfik Fikret okuyan bunu çok iyi anlar.
Sizi hiç tıksırtmasın hurilerle, gılmanlar,
Tanrı izin verirse, ben Ona uçacağım.
Zalim, hırsız, uğursuz ayık olsa ne yazar,
Belki üç yıl çok yaşar, onun da sonu mezar.
Bunlardan dost seçemem, yoluma kuyu kazar,
Adam gibi içeni, sarhoşu seçeceğim.
Aşk şarabı içmiştir Yunus Emre, Mevlâna,
Ben onlara hayranım, gönlüm onlardan yana.
Ham sofuya nispetse, içerim kana kana,
Bir şişeyi bitirip, birini açacağım.
Gönül dostu olanlar kalbi kırmaz bilirim,
Fazlaca şarhoş olsa ben hakkından gelirim;
Onu yalnız bırakmam, her önlemi alırım,
Sahtekâr ayık ise ben ondan kaçacağım.
Ekseni kaydırdılar, hem de göz baka baka,
Nevzat doğru söylüyor, sanmayın bu bir şaka.
Şimdi çok ucuzladı kaypak, korkak, yalaka,
En yüksek değeri ben mertliğe biçeceğim.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Nar, taneleri kırmızı ya da beyaz olan bir meyvedir. Genellikle kırmızı taneliler dikkat çeker. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, beyaz nar üzerine yazdı.
Beyaz narımsın benim
Torunların ninesi, canların annesisin,
Eşim, dostum, cananım, resmen karımsın benim.
Gönlüme hergün dolan tatlı bir su sesisin,
Dağıma serin serin yağan karımsın benim.
“Nur”uyla her “an”ıma ışıktan köprü kuran,
Karanlıkta kalırsam yüzüme şavkı vuran,
Her tanesi özenle kabında saklı duran,
Gösterişten arınmış beyaz narımsın benim.
Yaşama sevincimi gülüşünden alırım,
Sen yoksan yalnızlaşır, boynu bükük kalırım.
Seninle varsıllaşır, seninle çoğalırım.
Yoksunluğumu örten birtek varımsın benim.
Kırk yılın her gününde yâr diye seni andım,
Aylar, yıllar geçtikçe daha da sevdalandım.
Çalıştım, çabaladım seni senden kazandım,
Emeğim, göz nurumsun, alın terimsin benim.
Beynimde, yüreğimde özlemini taşırım,
Hasret kabuk bağlasa, yara gibi kaşırım.
Sen yoksan mahsunlaşır, hemen çocuklaşırım,
Nevzatı Nevzat yapan öbür yarımsın benim.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Serzenişin sözlük anlamı yakınmadır. İnsanlar sevdiklerinden olumsuz bir tepki aldıklarında, serzenişte bulunurlar. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, böyle bir serzeniş örneğini dizelerle dile getirmeye çalışıyor.
Gençlere serzeniş
İleri demokrasi yaramadı gençlere,
Anayasa değişti gitti emek boş yere.
Azarladık olmadı, tehdit ettik kaç kere,
Bilmiyorlar devletin fiyakası bozulmaz,
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
İşçileri coplatıp seslerini kesmiştik,
Memuru soruşturup ateşini kısmıştık.
Askeri titretmiştik, kışlalarda esmiştik,
Neden gençler pısmıyor, bir bilmece çözülmez,
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Rektörler bizden dedik, okullara yöneldik,
Lâkin kaldık kapıda saatlerce dineldik.
Üçbeş çocuk yüzünden iktidarda bunaldık,
Belli çılgın Türk bunlar, dövülsede ezilmez,
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Herhalde Ergenekon yumurta üretiyor,
Yumurtayı kapanlar devlete diretiyor.
Bu eylem nerden çıktı, geçmişi aratıyor,
Kurşun yağsa razıyız, karizmamız çizilmez,
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Cemaât yurtlarında yan gelipte yatsana,
Yumurtanın yerine bize çiçek atsana.
Bizim çocuklar gibi malına mal katsana,
Beyinsiz olanlara devlet baba üzülmez,
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Herşey güzel pişerken su kattı aşımıza,
Yüce dağlar gibiydik kar yağdı başımıza.
Kim sardı bu gençleri aniden dışımıza?
Neler yapacakları, neden önce sezilmez?
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Aslında bizden yana olmaları beklenir,
Çıkar hanelerine neler neler eklenir.
Neden gençler bizlere asi olur diklenir?
Neden bizi görünce tespih gibi dizilmez?
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Nerde yanlış yaptık biz, yolumuz açılmıyor?
Gençlere sevgi ile kolumuz açılmıyor?
Kulağımız kapalı, dilimiz açılmıyor,
Nevzat bilir gençleri, ağızları büzülmez,
Bu gençlerin içinde şemsiyesiz gezilmez.
Halk Ozanı Karmanlı Nevzat
Deniz Som'un ardından
'Som' bir insandı 'Deniz', özgürce dalgalandı,
Atatürk'e, devrime, aydınlığa inandı.
'Vaziyet' kötü diye kendine görev verdi,
Halka meşale tuttu; yetmedi, kendi yandı.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Not: Köşesinde benim taşlamalarıma da yer veren
aydınlanma savaşımcısı Sayın Deniz Som'un anısı önünde
saygıyla eğiliyor; ışıklar içinde yatmasını diliyorum.
İnsanlar, zulmün ve sömürünün olduğu ortamlarda hayır demesini bilmeliler. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu konudaki düşüncesini şöyle açıklamaya çalıştı:
Zulüm, sömürü düzeninde
hayır demeyi bilmeli
Evetçiysen aldatanın emrinde,
Sömürenin ağzına aş olursun.
Hayır dememişsen bir kez ömründe,
Ölünün gözünde son yaş olursun.
Ne, neden oluyor, bir kez kafa yor,
Bilmiyorsan oku, bir bilene sor.
Baktın, biri din imanla soyuyor,
Hayır dersen ruhen birhoş olursun.
Soyguncuda insaf yoktur azizim,
Ücret, fiyat hepsi liberal çizim.
Sen ağlarsan, ‘ben kaç aydır işsizim’,
Tekere konulan bir taş olursun.
Borsa, faiz, çıpa, yükselen kurlar,
Sana lazım gibi beyninde turlar.
Reklamla gerçeği unuttururlar,
İktidarı seven yurttaş olursun.
Hak, hukuk istesen, pişman ederler,
Yüzünü, gözünü şişman ederler.
Kendi yurttaşınla düşman ederler,
Yabanda Araba kardaş olursun.
Kaderin değişir, inan bir aysan,
Hırsızın adını topluma yaysan.
Sömürene yardım eden maşaysan,
Ancak soğan gibi bir baş olursun
Bekçiye yakın ol, çalana değil.
Gerçeğe değer ver, yalana değil.
Elinden rızkını alana değil,
Sana iş bulana tam eş olursun.
Rüzgãra kulak ver, umuttur esen,
Sana yar olmaz hiç sözünü kesen.
Zalime yürekten bir hayır desen,
İnan mutluluktan sarhoş olursun.
Nevzat’a inanmak size kalmıştır.
O, ne zulüm etmiş, ne de çalmıştır.
Haksızlığa isyan ile dolmuştur,
Paylaşmazsan öyle bomboş olursun
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Ölüm kimi zaman kara mizah görüntüsü veriyor. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu duyguyu şöyle dile getirmeye çalıştı:
Ölümle şakalaşma
Alışığız dizimizi dövmeye,
Yaşamaktan bıkar bıkar ölürüz.
Elimiz varmıyor yari sevmeye,
Gözlerine bakar bakar ölürüz!
El bizi ölüme sevdalı sanır,
Hasım birbirini morglarda tanır.
Eğlenirken silahları kuşanır,
Sağa sola sıkar sıkar ölürüz.
Kan davası güder, çalım satarız,
Bir söz için al kanlara batarız.
Yaz gecesi dam üstünde yatarız,
Uykudayken sakar sakar ölürüz.
Töre çalar bizde ölüm marşını,
Kesiverir ekmeğini, aşını.
Ya baba ya kardeş sıkar kurşunu,
Boynumuzu büker büker ölürüz.
Lağım suyu ile bahçe sularız,
Meyveden, sebzeden zehir yalarız.
İnşaatta malzemeden çalarız,
Üstümüze yıkar yıkar ölürüz.
Planları bozar, ranta taparız,
Dere yatağına evler yaparız.
Su yolunu duvar ile kaparız,
Kanalları tıkar tıkar ölürüz.
Yüzme bilmeyenler denize atlar,
Cahil sporcunun yüreği çatlar.
Önlemsiz madende grizu patlar,
Galeriler çöker çöker ölürüz.
İneriz kuyuya gaz dolu dibi,
Maskesiz olanın şaşar habibi.
Koçları izleriz koyunlar gibi,
Arkasından akar akar ölürüz.
Obez olanların yaşı dokuzda,
Tansiyon yükselir daha otuzda.
Gözümüz kalır hep şekerde, tuzda,
Yemeklere eker eker ölürüz.
Aksilik dostumuz katkısı şaşmaz,
Kaza olsa cankurtaran ulaşmaz.
Sanılır ki Türk’e aids bulaşmaz,
Nataşa’dan söker söker ölürüz.
Yaşamak korkaklık, ölmek utkumuz,
Yağlı urgan olur boyun atkımız.
Trafik ölümü büyük tutkumuz,
Toplu toplu, teker teker ölürüz.
Ayrılmayız ölüm bizi kenetler,
Çözüm ölüm, ödenmezse senetler.
Gaz tüpünü ateş ile denetler,
Evi, barkı yakar yakar ölürüz.
Beladan korkmayız gözümüz kara,
Ölümde buluşur zengin, fukara.
İçki öldürmezse çare sigara,
Dumanını çeker çeker ölürüz.
Yeter Nevzat kara mizah bu fasıl,
Vatan için ölmek yiğitlik asıl.
Dünün şehitleri ölmüşse nasıl,
Bizde öyle çıkar çıkar ölürüz.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Nasreddin Hoca'nın evi soyulmuş, komşuları tedbirsizliği nedeniyle Hoca'yı suçlamaya başlamışlar. Hoca da, 'Hırsızın hiç mi suçu yok' diye yanıtlamış komşularını. Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, bu öyküyü günümüze şöyle uyarlamaya çalıştı:
Nasreddin Hoca gibi...
Dostlar bizi suçluyor, soyana kızdık diye,
Soyan soylu kalırsa, hırsız demeyelim mi?
Günah mı işliyoruz, yanlışı yazdık diye?
Hırsız kılıf bulursa, hırsız demeyelim mi?
Tamam; kapı açıktı, pencere demirsizdi,
Ortamı göremedik, gözlerimiz fersizdi,
Uyuyan bizler idik, uyanıklar hırsızdı,
Çaktırmadan alırsa, hırsız demeyelim mi?
Çalınan bir şey varsa, çalanı görmez isek,
Bu yiğittir diyerek, eline vurmaz isek,
Hırsıza inanmayıp, yanında durmaz isek,
Bizi korkak bilirse, hırsız demeyelim mi?
Gizli iş yapanların üstüne ay doğarmış,
Nefsine esir olan, kendisini boğarmış.
Velev ki deneyimli, saçı bile ağarmış,
Yaşı yetmiş olursa, hırsız demeyelim mi?
Nasreddin Hoca gibi, bütün suçlar bizde mi?
Hırsızın kerameti büründüğü gizde mi?
Utanç nerde saklıdır, gözlerde mi, yüzde mi?
Mağduriyet belirse, hırsız demeyelim mi?
İradesi zayıflar, kendini kullandırır,
Olmadık yerlerini çarşafa dolandırır.
Nevzat’ın midesini sinekler bulandırır,
Kanattan yağ gelirse, hırsız demeyelim mi?
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat, yine memleketini çok özledi ve duygularını dizelere döktü.
Yalnız çıkmıştım gurbete,
Özlem gözde tüte tüte.
Bundan sonra gitmez öte;
İki çocuk, bir de hanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Büyüdüm ben kollarında,
Okulunda, yollarında.
Elmaların dallarında;
Canlanıyor binbir anım,
Geliyorum Karaman’ım.
Hasret örünce ağını,
Özlerim Karadağ’ını,
Şarözü’nü, Kırbağı’nı;
Bağlarını çekti canım,
Geliyorum Karaman’ım.
Akyokuş var, İğdemit var,
Saylarüstü’nde ümit var,
Bozyazı’ya çok gel-git var;
Geçmişte kaldı harmanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Kavakların verir sesler,
Söğütlerin dere süsler.
Yüreğimi sevgin besler;
Kavuşmazsam durur kanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Ben gelmezsem ele gider,
İmaret’le, Kale gider.
Yunus Emre bile gider;
Kalmaz benim adım, sanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Nice nice erenler var,
Tende ruhu görenler var.
Türbelere girenler var;
Şıh Ali, Zeyve Sultanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Hatuniye Medresesi,
İmaret’in minaresi,
Hayran bırakır herkesi;
Eserlerine hayranım,
Geliyorum Karaman’ım.
Siyaser’de tarih yaşar,
Gazalpa’ya gönlüm düşer.
Aktekke’de çiğler pişer;
Arıt beni Lel Hamamım,
Geliyorum Karaman’ım.
Yolumu gözler kardaşım,
Bekler beni arkadaşım.
Bağrındadır suyum, aşım;
Sende kesilsin kurbanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Sende gayrı evim, barkım,
Sende döner hayat çarkım.
Az zamanda kalmaz farkım;
Sana uyacak zamanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Nevzat’ı tanıyan azdır,
Adını kütüğe yazdır.
Benim için büyük hazdır;
Senle dolsun herbir yanım,
Geliyorum Karaman’ım.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat