'bir gün bir çocuğa sormuştum, deniz neden tuzludur diye. babası uzun bir sefere çıkmıştı. çocuk hemencecik karşılık verdi: deniz tuzludur, çünkü denizciler durmadan ağlarlar! neden denizciler böyle çok ağlar ki! çünkü, dedi, yolculukları bitmez... onun için de mendillerini hep direklere asıp kuruturlar! gene sordum: ya niçin insanlar üzgün olunca ağlar? çünkü, dedi, daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek! '
düş oyunu adlı eserindenmiş bu cümleler..okumadım ama okumak gerek dedirtti bana..
zamanın ihtiyaçlarına uygun argümanlar üretmeden..tezler sunmadan..sorgulamadan..ezberlenmiş cümlelerle..sınırlandırılmış kişiliklerle yaşamaktır yenilmek.. saksıda yaşamak bir nev-i
ikilemde kaybolmaktansa o (lanet) çukurda
bütün ihtimalleri sıfırlamak bildiğim tek şifa
şizofreni..
'büyüdük'çe büyüyor... büyüdükçe büyüyor...
az önce yaşadığım duygu durumu...
ne diyeyim allah şairlerle karşılaştırmasın:D
'bir gün bir çocuğa sormuştum, deniz neden tuzludur diye. babası uzun bir sefere çıkmıştı. çocuk hemencecik karşılık verdi: deniz tuzludur, çünkü denizciler durmadan ağlarlar! neden denizciler böyle çok ağlar ki! çünkü, dedi, yolculukları bitmez... onun için de mendillerini hep direklere asıp kuruturlar! gene sordum: ya niçin insanlar üzgün olunca ağlar? çünkü, dedi, daha duru görebilelim diye gözlerin camını ara sıra yıkamak gerek! '
düş oyunu adlı eserindenmiş bu cümleler..okumadım ama okumak gerek dedirtti bana..
bir
avuç
toprak
zamanın ihtiyaçlarına uygun argümanlar üretmeden..tezler sunmadan..sorgulamadan..ezberlenmiş cümlelerle..sınırlandırılmış kişiliklerle yaşamaktır yenilmek..
saksıda yaşamak bir nev-i
gazete yerine kullanmaya başladığım 'gerçek hayat'lardan kıyamayıp köşeye ayırdığım sayfaların yazarı.. :)
okunası kitapların,köşelerin yazarı..'hiçbişey'in yeri ayrı
bir özür borcum var sana..
inzivadaymış şimdi
ortalığı derleyip toplıcakmış,ne çok dağılmıştı değil mi
yolumuz yine kesişir mi dersin
hayrolsunda varsın gayrolsun