Re
MEN AZERBAYCAN ADLI MUQEDDES BİR TORPAĞIN ÖVLADIYAM! MEN QARABAĞRINDA QARABAĞI DAŞIYAN QARABAĞIN QARA DASTANIYAM... MEN QARABAĞAM! ! !
MEN AZERBAYCAN ADLI MUQEDDES BİR TORPAĞIN ÖVLADIYAM! MEN QARABAĞRINDA QARABAĞI DAŞIYAN QARABAĞIN QARA DASTANIYAM... MEN QARABAĞAM! ! !
Ya istiklal ya İstiklal demek! ! !
Ya Karabag Ya Karabag demek! ! !
1992 yılı 26 Şubat günü bulunduğumuz asrın en ağrılı acılı günlerinden biridir bizler için. O sabah duyduklarımız ve televizyonlardan izlediklerimiz hayatımız boyunca hiç unutamayacağımız sahnelerdi. Atalarımızın, babalarımızın nice emekler sarf ederek taş taş üste koyarak inşa ettikleri Azerbaycan’ın en güzel kasabalarından biri olan Hocalı insanlarıyla beraber yerle bir olmuşlardı. Daha 1990’lı senelerde başlayan çilemizin en unutulmaz günü.
Azerbaycan’ın nadide yurdu Karabağ ile başladı gara bahtımız. Yandık tutuştuk. Acımızı paylaşacak dost aradık. Maalesef hudut dostu olarak adlandırdığımız bazıları düşman oldular.
Ellerinde uyduruk “soy kırım” belgeleriyle gezenleri ağırlayıp, destekleyen Avrupa zalim gözlerini kapatmıştı o gün. Neredeydi Rusları “baş tacı” yapanlar? Onların kardeş dedikleri hiç acımadan katlederken halkımız neredelerdi? Bu gün bizleri “Rus Ordusu” yazdık diye suçlayanlar o günlerde Rusların koynundan çıkmıyorlardı. Yetmez mi artık? Dostumuzu düşmanımızı ayırabilecek kadar gelişmedik mi? Bizden olmayıp bizimle olanlar dostumuz sayılmaz. 20 Ocak unutulmadan 20 Şubat geliyor. Hâlâ her ay Ermenistan’la sınır bölgelerimizde bir çok askerimiz şehit edilmekte. Oysa bir takım vatandaş bunların bize düşman olmadığını iddia etmeye çalışmakta.
Hocalı, tarihimizin kanla yazılmış satırlarında, yanan bir yurttur.
Bu kelimenin bizlere ne anlattığını ifade etmek çok zordur. Hocalı soy kırımı. tarihin, insanlığın affetmeyeceği vahşiliklerden birinin yapıldığı gerçek bir insan avıdır. Bu yaşananlar sadece Hocalıda yaşayan Azerbaycanlı kardeşlerimizin değil insanlığın ezildiği, yerlerde süründüğü, kadınların, kızların, çocukların ve yaşlı insanlarımızın acımadan vahşice katledildiği bir tarihtir. Kanında vatan ve milletin acısını, ağrısını paylaşanların yas günüdür. Sadece şehit babalarının değil, tüm babaların yaralı günüdür.
Hocalı, Karabağ’daki şanlı direnişin en önemli kalelerinden biriydi! .. Hocalı halkı, kendilerini defalarca “Karabağ’dan defolun” diye tehdit eden ermenilerin bütün baskılarına rağmen, ata topraklarını terketmemek için mücadele ediyordu! .. ermeni, emperyalizmi almıştı yine arkasına! .. Azerbaycan Türkü ise yine yapayalnızdı! ..
25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece, ermeniler ‘ağır silahlarla’ donatılmış olarak ansızın girdiler Hocalı’ya! ..
Önlerinde ‘tanklar’, ‘toplar’, omuzlarında ‘roketatarlar’, ‘makinalı tüfekler’ ellerinde ise ‘kalaşnikoflar’ vardı! ..
Önce asırlara meydan okuyan kasabanın ‘bütün binalarını’ yakıp yıktılar! ..
Ardından harabe haline gelen binaların enkazları arasında ‘insan avına’ çıktılar! ..
Neye uğradıklarını şaşırmış bir halde, can havli ile sağa sola koşuşturan masum insanları, ‘kadın, çocuk, genç, ihtiyar demeden’ birer birer kurşuna dizdiler! ..
Takvim yaprakları, 27 Şubat’ı gösterdiğinde Hocalı yeryüzünden silinmişti! ..
Fırsatını bulanlar gecenin karanlığından yararlananak kaçmış, kaçmaya vakit bulamayanlar ‘uluslararası terörizmin’ kurbanı olmuşlardı! ..
Hocalı’da ‘etnik temizlik’ tamamlanmıştı! ..
* * *
eğer ansizin ecel kapima dayanirsa, ölüm usul usul beni koynuna alirsa ve ben hala vatanimdan uzaktaysam (ki insaallah böyle olmayacaktir) vasiyetimdir; kalbimi VATANİMA gömün...