Dersim'de özgürlüğünün peşindeydi... Seid Rıza katliama ve sürgüne başkaldırışını Dersim'de başlattı.. Aleviydi..Kürttü ve varlığının bilincinde olan tüm Kürtler gibi kendi dilinde türküler söylemek istedi..
İsyan başlamış, özgürlük ateşi dağları çoktan yakmıştı.. bu ateşi bir tek ihanet söndürebilirdi ve nitekim öyle oldu, Rayber'in kelle başına para almasıyla birlikte gelen mağlubiyet...
Kendi dilinde türkü söylemek isteyenler zincirlenip, acımasızca kurşuna dizildi.. 'amazon', dağların başında bombalar yağdırıyordu Munzur kan olmuş akıyordu...
Ve Seid Rıza esir düştü.. bir an bile beklenmeden pazar gecesi araba farının ışığında idam edildi.. şimdi mezarı bile yok...
Dersim isyanın tarih kitaplarında yer almamasının tek sebebi, gerici bir isyan diye ört bas edilememesidir.. Seid Rıza'ya mezar bile bırakılmamıştır ki özgürlük düşüncesiyle birlikte yok olup gitsin...
eğer gazete soyguna hizmet etmeden yayınlıyor ve her köşe yazarları yazılarını bir şair inceliğiyle yazıyorsa gazete biriktirilir hatta benim yaptığım gibi o yazılar kesilip geleceğe belge olarak saklanır...
Zaman kendi vahalarını yaratmış Çöl kaçkını bedevilerde Kerbela korkusu Adlanmışlar Hüseyin’in katline. Hırlısı hırsızı ve namussuzu.
Gün ağarmadan kesildi rüzgarın suluğu Yaslara düştü Ankara, sokaklar yağmur kaçkını. Sevdayla sahilleri okşayan dalgalar yok artık Süt liman deniz okşamıyor çakıl taşlarını.
Kara yel vurmuş zafer çiçekle yen dallara Üç karanfil koparılmış dalından/üç kızıl gül. Ve bir şafak vakti Denizin dalgaları kuşatmış Ankara’yı Onların sevda sularına kapıldı yüreğim.
Sorsalar. Ankara’da Deniz var mı? Var dostum var can yoldaşım Hemide en güzeli Denizlerin Denizlerin en güzeli Ankara’da.
Karadeniz gibi dalgalı Marmara gibi sevdamızın içine akan Akdeniz gibi sevdalı Bir deniz var Ankara’da Hemide dostum Denizlerin en güzeli.
Kızıl derenin kanlı sularının Karadeniz de coştuğu gibi Coşuyor onun dalgaları Ankara sokaklarında Yalın ayak çırılçıplak halk için var dostum Hemide denizlerin en güzeli Ankara’da.
Kondu bebeleri umutsuz kalmasın diye Emek sanayide katlolmasın diye Anaların yüreği artık yanmasın diye En güzeli dostum Denizlerin en güzeli Ankara karşı yakada...
Karşı yaka sahilimiz Sular derya kadar temiz Utanmayın bakın beyler Dağları kuşatmış deniz..
sonunda kavuştum sana :)
bizde de Mikail Güllü var :))) norşinin yerel sanatçısı :))
haan-gar ayakkabı buda sponsor :) :) :) :) :)
bexté romé tuneye..!
Dersim'de özgürlüğünün peşindeydi... Seid Rıza katliama ve sürgüne başkaldırışını Dersim'de başlattı.. Aleviydi..Kürttü ve varlığının bilincinde olan tüm Kürtler gibi kendi dilinde türküler söylemek istedi..
İsyan başlamış, özgürlük ateşi dağları çoktan yakmıştı.. bu ateşi bir tek ihanet söndürebilirdi ve nitekim öyle oldu, Rayber'in kelle başına para almasıyla birlikte gelen mağlubiyet...
Kendi dilinde türkü söylemek isteyenler zincirlenip, acımasızca kurşuna dizildi.. 'amazon', dağların başında bombalar yağdırıyordu Munzur kan olmuş akıyordu...
Ve Seid Rıza esir düştü.. bir an bile beklenmeden pazar gecesi araba farının ışığında idam edildi.. şimdi mezarı bile yok...
Dersim isyanın tarih kitaplarında yer almamasının tek sebebi, gerici bir isyan diye ört bas edilememesidir.. Seid Rıza'ya mezar bile bırakılmamıştır ki özgürlük düşüncesiyle birlikte yok olup gitsin...
eğer gazete soyguna hizmet etmeden yayınlıyor ve her köşe yazarları yazılarını bir şair inceliğiyle yazıyorsa gazete biriktirilir hatta benim yaptığım gibi o yazılar kesilip geleceğe belge olarak saklanır...
En büyük hasretim..
Bir gün mutlaka :)
ilk gomünistmiş ;))
Kim demiş ölüm var diye bize
kardeş kardeş atan bu yürek bizim
hey!
bize ölüm yok
bu yürek hiç durmayacak
bu yürek hiç susmayacak
strana kurdi bı dengé dengbéjan xezar sale zulma neyaré hewar dıke...
Ankara da deniz var mı?
Yıl 1972
Altı mayıs şafağına gebeydi gece
Ölümün adını kazımışlardı güllere
İşbirlikçilerin korku kaçkını bakışlarını
Ekliyorum gelen günlere.
Gayrı yarım kalan ezgilerin duraklanıp
Soluklandığı yer yüreğim.
Umut sularına olta atmışlar denizlerin
Kıyılara vurmuş özgürlük.
Dipsiz kuyular gölgesine sığınmış uçurumların
Dil yüreklenmiş yusufçuk kuşunun kanatlarında
Yüreğini tartar okyanus depremlerinin
Albatrosların özgürlük tutkusu…
Zaman kendi vahalarını yaratmış
Çöl kaçkını bedevilerde Kerbela korkusu
Adlanmışlar Hüseyin’in katline.
Hırlısı hırsızı ve namussuzu.
Gün ağarmadan kesildi rüzgarın suluğu
Yaslara düştü Ankara, sokaklar yağmur kaçkını.
Sevdayla sahilleri okşayan dalgalar yok artık
Süt liman deniz okşamıyor çakıl taşlarını.
Kara yel vurmuş zafer çiçekle yen dallara
Üç karanfil koparılmış dalından/üç kızıl gül.
Ve bir şafak vakti
Denizin dalgaları kuşatmış Ankara’yı
Onların sevda sularına kapıldı yüreğim.
Sorsalar.
Ankara’da Deniz var mı?
Var dostum var can yoldaşım
Hemide en güzeli Denizlerin
Denizlerin en güzeli Ankara’da.
Karadeniz gibi dalgalı
Marmara gibi sevdamızın içine akan
Akdeniz gibi sevdalı
Bir deniz var Ankara’da
Hemide dostum Denizlerin en güzeli.
Kızıl derenin kanlı sularının
Karadeniz de coştuğu gibi
Coşuyor onun dalgaları
Ankara sokaklarında
Yalın ayak çırılçıplak halk için var dostum
Hemide denizlerin en güzeli Ankara’da.
Kondu bebeleri umutsuz kalmasın diye
Emek sanayide katlolmasın diye
Anaların yüreği artık yanmasın diye
En güzeli dostum
Denizlerin en güzeli Ankara karşı yakada...
Karşı yaka sahilimiz
Sular derya kadar temiz
Utanmayın bakın beyler
Dağları kuşatmış deniz..
Abdullah Oral Mayıs 1986