***Bende mevsim denen üftadelerin yardığı yer apaçık Esebilsin diye can içre dünden hazırım Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık Ömrüm fenalıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım***
Bilim adamlari pirelerin farkli yükseklikte ziplayabildiklerini görürler.Birkaçini toplayip 30 cm yüksekligindeki bir cam fanusun içine koyarlar.
Metal zemin isitilir. Sicaktan rahatsiz olan pireler ziplayarak kaçmaya çalisirlar ama baslarini tavandaki cama çarparak düserler. Zemin de sicak oldugu için tekrar ziplarlar, tekrar baslarini cama vururlar. Pireler camin ne oldugunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engelledigini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarini cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zipla(ya) mamayi ögrenirler. Artik hepsinin 30 cm zipladigi görülünce deneyin ikinci asamasina geçilir ve tavandaki cam kaldirilir. Zemin tekrar isitilir. Tüm pireler esit yükseklikte, 30 cm ziplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yüksege ziplama imkânlari vardir ama buna hiç cesaret edemezler.
Kafalarini cama vura vura ögrendikleri bu sinirlayici 'hayat dersi' ne sadik halde yasarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânlari vardir ama kaçamazlar.Çünkü engel artik zihinlerindedir. Onlari sinirlayan dis engel (cam) kalkmistir ama kafalarindaki iç engel (burada 30cm'den fazla ziplanamaz inanci) varligini sürdürmektedir. Bu deney canlilarin neyi basaramayacaklarini nasil ögrendiklerini göstermektedir.
Bu pirelerin yasadiklarina **cam tavan sendromu** denir. Bir insanin gelebilecegine inandigi en üst nokta, onun cam tavanidir. Cam tavaniniz hayallerinizin tavan yüksekligini gösterir.Insan inandigina denktir.Yapabilecegini düsündügü kadardir.
bir *ismet özel* şiirine isimdir.çarpıcıdır.sosyal içeriklidir.güzeldir.
***kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç püskürtüyor beni dünyaya bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni Atlantik ve Pasifik ve beş kıta koşmam gerek yetişmem gerek yazgıma tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin niçin, niçin, niçin kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin ***
Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Bryan Singer filmin sonuna dair ipuçları vermez seyirciye.işte bu filmi kalıcı ve muhteşem kılan yanlardan en önemlisi de budur. sonuna kadar pek çok insan için bitişi tahmin edil(e) miyecek bir filmdir.
***Bende mevsim denen üftadelerin yardığı yer apaçık
Esebilsin diye can içre dünden hazırım
Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık
Ömrüm fenalıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım***
İsmet Özel
beyin yaşı diye birşey var.
http://www.biymed.com/haberci/haber_oku.asp? haber=371
***adresteki soru işareti boşluğu kapatılacak***
CAM TAVAN SENDROMU
Bilim adamlari pirelerin farkli yükseklikte ziplayabildiklerini görürler.Birkaçini toplayip 30 cm yüksekligindeki bir cam fanusun içine koyarlar.
Metal zemin isitilir. Sicaktan rahatsiz olan pireler ziplayarak kaçmaya çalisirlar ama baslarini tavandaki cama çarparak düserler. Zemin de sicak oldugu için tekrar ziplarlar, tekrar baslarini cama vururlar. Pireler camin ne oldugunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engelledigini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarini cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zipla(ya) mamayi ögrenirler. Artik hepsinin 30 cm zipladigi görülünce deneyin ikinci asamasina geçilir ve tavandaki cam kaldirilir. Zemin tekrar isitilir. Tüm pireler esit yükseklikte, 30 cm ziplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yüksege ziplama imkânlari vardir ama buna hiç cesaret edemezler.
Kafalarini cama vura vura ögrendikleri bu sinirlayici 'hayat dersi' ne sadik halde yasarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânlari vardir ama kaçamazlar.Çünkü engel artik zihinlerindedir. Onlari sinirlayan dis engel (cam) kalkmistir ama kafalarindaki iç engel (burada 30cm'den fazla ziplanamaz inanci) varligini sürdürmektedir. Bu deney canlilarin neyi basaramayacaklarini nasil ögrendiklerini göstermektedir.
Bu pirelerin yasadiklarina **cam tavan sendromu** denir. Bir insanin gelebilecegine inandigi en üst nokta, onun cam tavanidir. Cam tavaniniz hayallerinizin tavan yüksekligini gösterir.Insan inandigina denktir.Yapabilecegini düsündügü kadardir.
Manita, İtalyanca *mantenuta* (bakmak, beslemek, korumak, elinde tutmak) kelimesinden gelmekte ve besleme (kadın) metres manasındadır.
Sevan Nişanyan’ın etimoloji sözlüğünden.
bir *ismet özel* şiirine isimdir.çarpıcıdır.sosyal içeriklidir.güzeldir.
***kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin ***
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Nazım Hikmet
Bryan Singer filmin sonuna dair ipuçları vermez seyirciye.işte bu filmi kalıcı ve muhteşem kılan yanlardan en önemlisi de budur.
sonuna kadar pek çok insan için bitişi tahmin edil(e) miyecek bir filmdir.
şimdilerin *edit*i
her]her
kes ]kişi
her kişi,kim olursa olsun tüm kişiler.
ateş olsa *cürmü* kadar değil de *cirmi* yani hacmi kadar yer yakmaktır aslı.