alel acele çamaşır toplayan teyzenin on dakika oncesinde basladı..'aldıgım semsiyeyi sanırım hic kullanamıcam' uzuntulerim yagmur yagınca ataturk barajını doldurmus olmalı biraz..simdi bir saat sonrasında elimde pogaca ile yavas adımlarla eve kostururken,encok hazırlayacagım bir fincan cay mutlu ediyor beni
'allah seni inandırsın..' diye baslayan tum sozlerin yalan oldugunu ogrendim..kendisinin bile inanmadıgı bişeyi ancak allahın inandırabilecegi anlamı tasıyan bi durum.ateistlere işlemiyor bide
ve bu sıralar sık..tum sairleri geciririm aklımdan ve aitligimi kaldırımlara sanki.sokak cocugu gibiyim,bundan bence onlara sempatikligim..hem deyen dogru dememiş mi.ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur, ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
ismail YK,düş YaKamızdan.düşmeden önce de şu allah belanı versin klibinde bir halt ediyormus edasıyla duvarlara spreylerle saldırıp yazılar yazan,ihanetin sillesini feci şekilde yemiş ve aptallaşmış o şuursuz figuranlara soyle,tövbe töğbe diye yazılmaz.bide gostere gostere kocamancana yazıyo tam ekran..setteki 1500 kişiden bi tanesi de mi akıllı olmaz yahu
ne zamandı bilmem önceki gun heralde..baya korkmusum ki hafıza kaybına ugramısım farkettim..korku filmine gidiyorduk,1048.hiç tavsiye etmem bu arada...sinemayla mezarlıgın arası 500 metre felan böyle.önünden geciyoruz.harika bi idea geldi tabi aklımıza.kafa kullandık hemen o anda.ulan dedim para verip korkmak için sinemaya gidiyoz.gelin dalalım su mezarlıga,korkup çıkalım..beleşe getirelim mi işi? ya gören olursa dediler..bi arkadasa bakıp cıkıcaz deriz dedim.girdik neyse.tamam yalan yok ben girmedim.ama guzeldi zaten 1048 mi ne o film işte.boyle duvarlar parçalanıyo falan..
28 ekimde saatleri kış tarifesine geciş sebebiyle 1 saat geri almakla gorevlendirilmiş most özelligi tasıyan bu stitü,umarım ki geri alinmis olmasından ve daha erken bi vakte cekilmesinden düz mantık kurarak 'ay artık daha erken mi kalkıcaz simdiii' deyen kitleye de bi çare düşünür..
bi an gelipte sigara dumanında bogulurken,başınızı iki elleriniz arasına alıp -en bitti -en buraya kadarmış -en pes ediyorum -en yeter artık -en yoruldum -en başedemiyorum -en lanet olsun -en allah herşeyin belası versin -en yokum dedigimiz bir anda -bir geçmişe yolculuk -bir aşk -bir herşey insanlar için -bir dans pisti -bir hoşçakal -ve tabii ki tabi ki tabki tab ta ta ta sil baştan sanırım hepimizin hakkı..
fotograf kelimesi zaten baslıbasına bir efsane..eskiden analog makinalarımız vardı.canlı yayındı onlar,hataya yer yoktu.delete? yes-no şıkları sunulmuyordu önümüze.daha bi zevklimiydi ne? şimdi ise bütün yayınlar banttan..
game over..ilgim sadece ulamaya olan yakınlıgımdan kaynaklanmakta..ha birde keman ustamız var ki o na laf yok..yakısıklı prensimiz.hayır hayır benim prensim.yoksa yet its not over gibi bişiiler yazilirken daha hos.. - di mi? - di.
alel acele çamaşır toplayan teyzenin on dakika oncesinde basladı..'aldıgım semsiyeyi sanırım hic kullanamıcam' uzuntulerim yagmur yagınca ataturk barajını doldurmus olmalı biraz..simdi bir saat sonrasında elimde pogaca ile yavas adımlarla eve kostururken,encok hazırlayacagım bir fincan cay mutlu ediyor beni
'allah seni inandırsın..' diye baslayan tum sozlerin yalan oldugunu ogrendim..kendisinin bile inanmadıgı bişeyi ancak allahın inandırabilecegi anlamı tasıyan bi durum.ateistlere işlemiyor bide
ve bu sıralar sık..tum sairleri geciririm aklımdan ve aitligimi kaldırımlara sanki.sokak cocugu gibiyim,bundan bence onlara sempatikligim..hem deyen dogru dememiş mi.ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
ismail YK,düş YaKamızdan.düşmeden önce de şu allah belanı versin klibinde bir halt ediyormus edasıyla duvarlara spreylerle saldırıp yazılar yazan,ihanetin sillesini feci şekilde yemiş ve aptallaşmış o şuursuz figuranlara soyle,tövbe töğbe diye yazılmaz.bide gostere gostere kocamancana yazıyo tam ekran..setteki 1500 kişiden bi tanesi de mi akıllı olmaz yahu
ne zamandı bilmem önceki gun heralde..baya korkmusum ki hafıza kaybına ugramısım farkettim..korku filmine gidiyorduk,1048.hiç tavsiye etmem bu arada...sinemayla mezarlıgın arası 500 metre felan böyle.önünden geciyoruz.harika bi idea geldi tabi aklımıza.kafa kullandık hemen o anda.ulan dedim para verip korkmak için sinemaya gidiyoz.gelin dalalım su mezarlıga,korkup çıkalım..beleşe getirelim mi işi? ya gören olursa dediler..bi arkadasa bakıp cıkıcaz deriz dedim.girdik neyse.tamam yalan yok ben girmedim.ama guzeldi zaten 1048 mi ne o film işte.boyle duvarlar parçalanıyo falan..
28 ekimde saatleri kış tarifesine geciş sebebiyle 1 saat geri almakla gorevlendirilmiş most özelligi tasıyan bu stitü,umarım ki geri alinmis olmasından ve daha erken bi vakte cekilmesinden düz mantık kurarak 'ay artık daha erken mi kalkıcaz simdiii' deyen kitleye de bi çare düşünür..
bi an gelipte sigara dumanında bogulurken,başınızı iki elleriniz arasına alıp
-en bitti
-en buraya kadarmış
-en pes ediyorum
-en yeter artık
-en yoruldum
-en başedemiyorum
-en lanet olsun
-en allah herşeyin belası versin
-en yokum dedigimiz bir anda
-bir geçmişe yolculuk
-bir aşk
-bir herşey insanlar için
-bir dans pisti
-bir hoşçakal
-ve tabii ki tabi ki tabki tab ta ta ta sil baştan
sanırım hepimizin hakkı..
çünkü iki adet 50 kuruştan oluşan 1 ytl'yi 100 kuruş diye cagırmak istiyorum
fotograf kelimesi zaten baslıbasına bir efsane..eskiden analog makinalarımız vardı.canlı yayındı onlar,hataya yer yoktu.delete? yes-no şıkları sunulmuyordu önümüze.daha bi zevklimiydi ne? şimdi ise bütün yayınlar banttan..
game over..ilgim sadece ulamaya olan yakınlıgımdan kaynaklanmakta..ha birde keman ustamız var ki o na laf yok..yakısıklı prensimiz.hayır hayır benim prensim.yoksa yet its not over gibi bişiiler yazilirken daha hos..
- di mi?
- di.