Çiçeğime can suyudur sesin Tenime kenar suyudur sesin Ve buhar ve buhur ve ter Irmağıma liman suyudur sesin
Ateş beridir bunu düşünürüm.Ateş beridir de su susar.Yunus beridir bunu düşünürüm,ölüm göçü ırağ,ırağ ne kadar.Mum alevle oyunundan yok olur çıkar.Yunus yüzdüğü suda anafor düşünmese anafor oyulur mu su kadar? Aşk ah ışıklar söndürdü Sodom'u ırağ,Irağ ki ne kadar.
Yüreğimde kandaki sudur sesin Susarsan yalnız kalırım Kırmızı kadar Hulki Aktunç-Şarkılar
Yeni bir ülke yoktur, Diyor o ünlü şair; Ne de yeni denizler. Nereye gitsen bu kent, Seni peşinden izler. Ama gitmektir benim Yenilmezliğim dünyada. Ve ben durmaz giderim,Bu can tende durdukça.
VİNCENT VAN GOGH 'Dünyamızı değiştiren onlar.Yinelemeyenler,yenileyenler onlar.Bu nedenle anlaşılmaları için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor,biz ölümlüler ve her gün yineleyenler için.'
'Cezanne,Van Gogh'a 'doğrusunu isterseniz sizin yaptığınız bu resimler birer deli resmi' der.'
'Resimde anarşi. Anarşi karamsarlıkta doğar ve karamsarlığı yansıtır.Ama henüz hüzünlü değildir.Yıkma ve yaratma coşkusunu henüz içinde taşıdığı için olsa gerek.Van Gogh'ta ve resimlerinde olduğu gibi.'
'Vincent Hollanda'ca zafer demektir.Vincent Şöyle yazar mektubunda:'kimi zaman yenilgiye uğramış olmak,zafer kazanmaktan daha önemlidir.'Adı zafer olan ve tüm yaşamı yenilgilerle geçmiş bir insan. Yenilgiyse yenilgi! Resimlerimi küçük adımla imzalıyorum:Vincent-Zafer.Geleceğe inanıyorum. Hayatımızdan uzun süremez acılarımız,ne de yalnızlığımız. Yarını gören böylesi aklıbaşında kaç deli gördünüz siz! ' Alıntılar,Ferit Edgü'nün'Van Gogh yüzyıl sonra' adlı metinlerinden.
Kıvırcık. Ömer Kavur'la ilgili belgeselini izleyerek tanımıştım Rıza'yı.Ömer Kavur'u çok sevdiğim için olacak,Rıza Kıraç'a da sempati duydum.Daha sonra yalnızca bir romanını okudum.'senin için değil'Oldukça akıcı bir roman.Sinemacı kimliğinden olacak,romanda film tadı yakaladım.İş çıkarabilecek,kapasite sahibi sanatçılarımızdan.Ama olanaksızlıklar sanırım onun da çalışmalarını engelliyor.
OZAN Yalnızca şair kelimesi ozanı karşılamaz.Ozan olmak dünyaya sanatçı gözüyle bakabilmek ve şairane yaşayabilmektir. Ozanlarımız,hem çalar,hem söylerlerdi.Yalnızca bu mu? Bir yaşam felsefeleri ve dolayısı ile onları takip eden, örnek alan çevreleri de vardı.Bir Yunus Emre,bir Pir Sultan Abdal,bir Karacaoğlan,bir Köroğlu,bir Nesimi,bir Kaygusuz,Veysel,Mahsuni olabilmek; çalmak ve söylemekten çok daha fazlasıydı.Sözlerinin arkasında durmak,inandığı gibi yaşamaktı.İnançları için ömür boyu çile çekmek,dervişlik yapmaktı.İnançları için kılı bile depremeden başını verebilmekti.Bir yaşam felsefesini almak,götürmek,yüzyıllar sonrasına,milyonlara taşımaktı.
Bu kadar kirleniyor ve kirletiliyorken sevmek neye yarar seni Aşkım İstanbul.Çirkin ve hoyrat eller hala bir yerlerinden para kazanma sevdasında,oysa sen direniyor ve katlanıyor,soyluluğunu yitirmiyorsun. Sevmek seni neye yarar İstanbul'um.Sevdalıların kovulmaktalar yüzyıllardır. Sevmek seni neye yarar.Sinekten yağ çıkarırcasına her köşeni,her güzelliğini sömürüyorlarken. Ama ben yine de sevdalıyım sana bu çirkinlikler karşısında başını dik tutan,soyluluğunu hiç yitirmeyen bir kraliçe olabildiğin için...
Galataport bana neyi mi çağrıştırıyor? Limanlarımızın yabancı sermayeye peşkeş çekildiğini. Bütün Galata Kulesi,Tophane,Beyoğlu ve çevresinde çoğunluk yabancı olmak üzere zengin bir kesimin yaşayacağını. Çok sevdiğim ve yaşadığım Galata bölgesinden en kısa sürede sepetleneceğimi. Doğduğum,yaşadığım,sevdiğim Beyoğlu'nda bir dikili ağacım,dolayısıyla bir evim bile olmadığını,olamayacağını. Netekim, ülkemizin göz göre göre elden gittiğini.vs.vs.
Çiçeğime can suyudur sesin
Tenime kenar suyudur sesin
Ve buhar ve buhur ve ter
Irmağıma liman suyudur sesin
Ateş beridir bunu düşünürüm.Ateş beridir de
su susar.Yunus beridir bunu düşünürüm,ölüm göçü
ırağ,ırağ ne kadar.Mum alevle oyunundan
yok olur çıkar.Yunus yüzdüğü suda anafor düşünmese
anafor oyulur mu su kadar? Aşk ah ışıklar söndürdü
Sodom'u ırağ,Irağ ki ne kadar.
Yüreğimde kandaki sudur sesin
Susarsan yalnız kalırım
Kırmızı kadar
Hulki Aktunç-Şarkılar
Aşklar sapıp gider
Bildiği yola
Kaçmak ister
Ama kim
Kaçabildi ki
Vardığı yer
Gene kendi
Uzaklarına.
Yeni bir ülke yoktur,
Diyor o ünlü şair;
Ne de yeni denizler.
Nereye gitsen bu kent,
Seni peşinden izler.
Ama gitmektir benim
Yenilmezliğim dünyada.
Ve ben durmaz giderim,Bu can tende durdukça.
VİNCENT VAN GOGH
'Dünyamızı değiştiren onlar.Yinelemeyenler,yenileyenler onlar.Bu nedenle anlaşılmaları için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor,biz ölümlüler ve her gün yineleyenler için.'
'Cezanne,Van Gogh'a 'doğrusunu isterseniz sizin yaptığınız bu resimler birer deli resmi' der.'
'Resimde anarşi.
Anarşi karamsarlıkta doğar ve karamsarlığı yansıtır.Ama henüz hüzünlü değildir.Yıkma ve yaratma coşkusunu henüz içinde taşıdığı için olsa gerek.Van Gogh'ta ve resimlerinde olduğu gibi.'
'Vincent Hollanda'ca zafer demektir.Vincent Şöyle yazar mektubunda:'kimi zaman yenilgiye uğramış olmak,zafer kazanmaktan daha önemlidir.'Adı zafer olan ve tüm yaşamı yenilgilerle geçmiş bir insan.
Yenilgiyse yenilgi!
Resimlerimi küçük adımla imzalıyorum:Vincent-Zafer.Geleceğe inanıyorum.
Hayatımızdan uzun süremez acılarımız,ne de yalnızlığımız.
Yarını gören böylesi aklıbaşında kaç deli gördünüz siz! '
Alıntılar,Ferit Edgü'nün'Van Gogh yüzyıl sonra' adlı metinlerinden.
Kıvırcık.
Ömer Kavur'la ilgili belgeselini izleyerek tanımıştım Rıza'yı.Ömer Kavur'u çok sevdiğim için olacak,Rıza Kıraç'a da sempati duydum.Daha sonra yalnızca bir romanını okudum.'senin için değil'Oldukça akıcı bir roman.Sinemacı kimliğinden olacak,romanda film tadı yakaladım.İş çıkarabilecek,kapasite sahibi sanatçılarımızdan.Ama olanaksızlıklar sanırım onun da çalışmalarını engelliyor.
Bence bir aşk değil,bir devrim şiiri.
İçinde kitap olmayan evlerde yaşanmaz! ..
OZAN
Yalnızca şair kelimesi ozanı karşılamaz.Ozan olmak dünyaya sanatçı gözüyle bakabilmek ve şairane yaşayabilmektir.
Ozanlarımız,hem çalar,hem söylerlerdi.Yalnızca bu mu? Bir yaşam felsefeleri ve dolayısı ile onları takip eden, örnek alan çevreleri de vardı.Bir Yunus Emre,bir Pir Sultan Abdal,bir Karacaoğlan,bir Köroğlu,bir Nesimi,bir Kaygusuz,Veysel,Mahsuni olabilmek; çalmak ve söylemekten çok daha fazlasıydı.Sözlerinin arkasında durmak,inandığı gibi yaşamaktı.İnançları için ömür boyu çile çekmek,dervişlik yapmaktı.İnançları için kılı bile depremeden başını verebilmekti.Bir yaşam felsefesini almak,götürmek,yüzyıllar sonrasına,milyonlara taşımaktı.
Bu kadar kirleniyor ve kirletiliyorken sevmek neye yarar seni Aşkım İstanbul.Çirkin ve hoyrat eller hala bir yerlerinden para kazanma sevdasında,oysa sen direniyor ve katlanıyor,soyluluğunu yitirmiyorsun.
Sevmek seni neye yarar İstanbul'um.Sevdalıların kovulmaktalar yüzyıllardır.
Sevmek seni neye yarar.Sinekten yağ çıkarırcasına her köşeni,her güzelliğini sömürüyorlarken.
Ama ben yine de sevdalıyım sana bu çirkinlikler karşısında başını dik tutan,soyluluğunu hiç yitirmeyen bir kraliçe olabildiğin için...
Galataport bana neyi mi çağrıştırıyor?
Limanlarımızın yabancı sermayeye peşkeş çekildiğini.
Bütün Galata Kulesi,Tophane,Beyoğlu ve çevresinde çoğunluk yabancı olmak üzere zengin bir kesimin yaşayacağını.
Çok sevdiğim ve yaşadığım Galata bölgesinden en kısa sürede sepetleneceğimi.
Doğduğum,yaşadığım,sevdiğim Beyoğlu'nda bir dikili ağacım,dolayısıyla bir evim bile olmadığını,olamayacağını.
Netekim, ülkemizin göz göre göre elden gittiğini.vs.vs.