Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • zor kader20.08.2005 - 22:17

    Terim manasız! Neden? Çünkü bana göre kader denen hakikat hem zoru hem de kolayı içermekte. O yüzden böyle bir de önüne 'zor' gibi bir sıfat eklemek gereksiz.

  • özür dilemek20.08.2005 - 22:16

    seni öldürdüğüm için özür dilerim.
    bakın yukarıdaki cümlede özür ün hiç bir yaptırımı yoktur. İşte özür dilemek özel durumda da genel durumda da hiç bir yaptırıma sahip değildir. Özür dilemek bir erdem de değildir. O yüzden özür dilemiyorum

  • mezar taşı yazıları20.08.2005 - 22:14

    Böyle bir mezar taşı yok; öldüğümde de yazarlar mi bilmiyorum. Eğer antolojiye uğrayıp, nedire girip mezar taşı yazıları terimine tıklarlarsa ve benim bu nikte yazdığımı bilirlerse yazarlar mezar taşıma :)))

    öldüm öldüm dirildim
    ama maalesef bu sefer olmadı
    arkada kalan arkadaşlara başarılar diler
    önümüzdeki senelerde onları da yanıma beklerim
    ama pek acele etmesinler
    ben onlarla en kısa zamanda irtibata geçeceğim

  • eski defterleri açmak20.08.2005 - 22:12

    ben açarım; benim böyle defterlerim var; ne yazmışım diye bakarım. Genellikle de yazdiklarimi begenmem

  • ideal eş20.08.2005 - 22:11

    Evvvveetttt! Bak ne güzel bir terim. Şimdi Eflatun'un devleti gibi biz de devlet gibi bir hatun tanımlayalım :))) Evvet pazara çıktık farz edelim. Bir erkeğin idael eşi nasıl olmalıdır?
    1- Eli ayağı düzgün olmalıdır :)) ahhaaaaa...yani her erkek çiçekleri sever; ama her erkekgüzel çiçekleri daha çok sever
    2- Erkeğini anlamalıdır
    3- Erkeği onu anlamasa da müsamaha göstermelidir
    4- Erkeğinin her dediğini yapmalıdır
    5- Az konuşup öz konuşmalıdır
    6- Yemek yapmalıdır
    7-erkeğinin ayaklarını yıkamaldırı
    8- Kültürlü olmalıdır
    9- Zeki olmalıdır; ama erkeğinden zeki değil; olsa bile bunu belli etmememlidir
    10-Erkeğinin istediği kadar çocuk doğurmalıdır
    11- Erkeğinden önce yaşlanmamalıdır
    12- Merhametli olmalıdır
    13- Aklı başında bir kadın gibi hareket etmelidir
    14- Naz yapmamalıdır
    15- Erkeğinden çok şey istememelidir
    16- Prof olmalıdır :)))
    ...
    Allah'im Allah'im bunlar ne! :))))
    Dedik ya...
    tavsiye: Asla böyle bir kadına sahip olmaya kalkmayın :))))))))))

  • bu sabahların bir anlamı olmalı20.08.2005 - 22:05

    var tabii!
    uykunda ölmedin: hâlâ yaşayacaksın

  • ben senin yaşındayken20.08.2005 - 22:04

    -ohoooo hooooo...yapmadığım şey kalmadı! sen neden bana çekmedin ulan!
    - ne bilim dayı?
    - bir şeyi de bil!

  • başka zaman20.08.2005 - 22:03

    başka zaman yapalım: erteleme

  • bize zaman ve gönül gerek20.08.2005 - 15:20

    (28.12.2004 21:03) Mai Salon

    Bize zaman ve gonul gerek

    Ben oldugum durumu hic de iyi gormuyorum, ben bu halde olmamaliydim diyorum; ama elden ne gelir.Aslinda, yani gercekte, hani sizin ve Tolstoy un samimi dedigi(yazar samimi olmali ki okuyucuyu gercekten kendine baglasin) dediklerinden biri olayim ben :))) Samimi olmak gercekte bazen hicbir ise yaramiyor; genliikle samimiyeti kacmak icin kullaniyorum ben; ha iste soyledim, tamam bitti gitti; ama degil.
    Gidisat, hayat; dogru farkli bir yere atladim, ama bosverin, ruzgarin dalgalari bir ordan bir buaraya oynattigi gibi ben de oynatayim.
    Bugun vapurda sehri seyrettim.Bazi binalar hic de hos gelmedi bana; ama eskiden oldugu gibi igrenc bir duygu dolmadi icime.Daha onceleri olsaydi, kotu bir yer, ruhumu bogan bir manzara gordugum zaman icime kin dolardi, ordan ve oarda yasayanlardan hem nefret ederdim; hem de onlara acirdim.Ama simdi oyle degil.Baska bir ulkeye gidip de deniz kenarinda gunesin ufukta batisini gordugumde baska ulkelerde de gunesin dogup battigini ogrendim.Baska ulkelerde mezarliklari gorunce orda da insanlarin oldugune kanaat getirdim.Bunlar beni nereye goturdu?
    Eskiden nefret ettigim bir yerde kalamam sanirdim; ama sonra aklima aslinda benim yasadigim yerin de nefret ettigim yerlerden bir farki olmadigini gordum; o zaman neydi beni orayan baglayan?
    Hatiralarim, ailem, arkadaslarim, aliskanligim? ..
    Bu sorulara kesin bir cevap veremem; ama kesin bir cevap verebilecegim baska bir nokta var: Her yerin Allah in oldugu.
    Insan birnbir cesittir, kotusunden, iyisine kadar.Bize dusen insani sevmek; ama bunun icin bir seye inanmak lazim.Peyami Safa nin deyisimiyle inanmak ne kadar boyun egmek olsa da; inanmali ve Allah inancinin ve O nun her eyi kapsayicligi onunde boyun bukmeli.Sadede gelecek olursak, insan ruhu kurudan, verimliye cesit cesit.Eger biz insani sirf Allah yarattigi icin seversek, yani Allah tan oturu seversek iste o zaman her kulu kapsayabiliriz; ama benim gibi sevmediginizden uzak durursaniz, bazi yerleri gormeden tanimadan gecip gidersiniz.Iste o sevmedigim yerler de kurak insan ruhlari gibi, ben nonlari tanimak dahi istemiyordum bir zamana kadar; ta ki Allah in her yerde olduguna ve her yerin O nun olduguna inanisima kadar.Her yer O nun, o halde nicin ben bir yere karsi kotu duygular besleyeyim; cunku yalniz degilim ben; ben yalniz degilim; O hep her yerde.
    Dogrudur zaman treni cok hizli gidiyor ve gonul buna yetismek de zorlaniyor.Oldu diyorsunuz; ama hiv de umdugunuz gibi degil.Hayat altin tepsiden yemek yiyecegim diyenlere altin tepsiden vermiyor; belki yemek bile vermiyor.Neye niyet, neye kismet.
    Uzulmemek lazim, nicin bu haldeyim diyerek; cunku her noktadan sonra baska bir cumle baslar; noktalar sadece verilen molalardir ve bu molalari bize O verir.belki kurumuz dudaklar icin biraz sevgi, biraz sevkat; yabancilik cekmemek...
    Biliyorum her ey birbirine girdi, aslinda ben Ortakoy den gordugum deniz manzarasi uzerinden bir seyler yazacaktim; ama basmbaska bir seyler ortaya cikti.
    Gozlerimi cevirdim,
    ufugu aradim
    alabildigine ruzgar esiyordu, bir benim yuzume bir digerlerinin
    ama ben ondan yuz cevirmedim
    gozyaslarim istemeyrek de olsa akti
    ne aidan ne mutluluktan,
    bu ruzgarin gozlerimle oynadigi bir oyundu
    sonra kuslari seyrettim
    alcaktan ucanlari
    yuksekten ucanlari
    ayni insanlar gibi
    sonra da onlarin yarismalarina tanik oldum
    kiyiya vardigimda kara ayaklarimin altinda sallandi
    o bile biliyordu insanin yukunu
    artik geldiginde zaman
    denizlerde ruzgar kalmayip
    kuslar ucmadiginda
    insan yukunu biraktiginda
    karalar susacak
    ...
    hafif isikli denizde
    her sey bir biri icinde
    bir cocuk dusmus kopruden
    neden ve nasil bilinmez
    ama olmus, sebepler bilinmese de
    daha gencecik vucut
    su da toprak olmus
    ne aci
    vapurlar gecer benim koprumun altindan
    padisah saraylari deniz kenarinda eski gunleri yad eder
    tarih kokar benim denizim
    tarik kokar benim insanim
    eski istanbul denizin icinden seslenir: biz burdayiz diye
    ama sadece akisler belirir denizde
    bizim akislerimiz, yeni istanbullularin
    eskiler bize ayna olur
    gok kararmis
    hava cekilmis dehlizine
    gunez baska diyarlarda cicek acmis
    yagmur seyiriyor gokten,
    bu aksam da huzun var yuzunde denizin
    yuttuklarin agliyor
    bize agliyor
    kendine agliyor
    eskiye agliyor

    ...

    'Zamana anlatamiyor buyuyup serpilmek icin ona ne kadar cok ihtiyaci oldugunu.
    Yagmurlar gibi saatlerce, gunlerce, aylarca yagmazsa uzerine kupkuru, catlak dudaklar gibi kanlar icinde kaldigini...'

    'Oyle ruhlarla tanistim ki, olmamasi gereken yere suruklenip gitmis oyle yalniz ruhlar gordum ki, artik yalnizca ellerinden tutup, yanlarina egilip, fisildamak istiyorum; gel su kayanin uzerinde, bu cicek acmis agacin altinda biraz oturalim... sogudun saclarini sularda yikayisini uzun uzun cok uzun gunler boyu seyredelim... sakinlik gerek gonlune, zaman gerek, dudaklarinda kanayan yaralari onarmak icin sevgi gerek... '

    'Ne zaman birisinin elinden tutmaya kalksam, bakiyorum trenin kalkma saati gelmis... platforma kostururken buluyorum kendimi... yerinden kipirdamak istemeyen gonlumu oradan oraya tasiyorum surekli...'

  • Akıl Oyunları dergisi20.08.2005 - 15:04

    Eylük ayında tekrar yayın hayatına dönüyor.
    www.akiloyunlari.com