Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Arapça09.03.2005 - 17:33

    Bu dilin onemini ve degerini belirtmek icin binlerce ornekten birini vermek yeterli olur belki:

    ''Medeniyet Arapça bir kelime olup Medine kelimesinden türetilmiştir. Şehirlilik, hayattan tam faydalanarak, iyi ve rahat yaşama demektir''

    Tabi binlerce ornek koysak bile kirmizi sal gormus gibi onune gelene
    saldiran bogalari durdurmaya yetmez o başka...

  • En cok kullandigim kelime..08.03.2005 - 16:02

    Bu yüzden
    bundan dolayı
    tabi ki
    yani
    ...

  • ingilizler04.03.2005 - 02:54

    İngilizler ırk değildir. Çeşitli ırklardan ve Roma İmparatorluğu'nun bir kalonisinden meydana gelir.

  • lütfen04.03.2005 - 02:48

    ingilizler

  • sadece04.03.2005 - 02:47

    vazgeçmek birdenbire
    herşeyden vazgeçmek
    sadece gökyüzü
    sadece deniz
    sadece sen ve ben
    sadece sevgi
    hepsi bu! ! !

  • kül tablası04.03.2005 - 02:46

    yunancasi ayip soylemem :)

  • meryem ana04.03.2005 - 02:45

    efes

  • tepedeki çimenlik04.03.2005 - 02:43

    ezberimde kalan nadir sarkilardan

  • En cok kullandigim kelime..04.03.2005 - 02:38

    lakin, fakat, ama...

  • cemil meriç04.03.2005 - 01:37

    Cemil Meriç;

    Bu ismi ne yazık ki tesadüfen tanıdım. Tesadüfen diyorum zira Türkiye’nin tanıması gereken ve lise kitaplarında zorunlu olarak okutulması gereken bir isim.

    Elime ilk aldığım kitabı Jurnal’ine, abanıp kaldığımı hatırlıyorum. Nasıl bir duygu dünyasıydı içinde yüzdüğüm anlayamıyor, yaşama bakışımı değiştireceğini her satırında kaybolurken hissediyordum. Her sözcüğü karanlığımı aydınlatan bir ışık halesi oluyor, büyüyor ve düşünce dünyamda anlamını arıyordu. Nasıl olmuştu da O’nu tanımakta bu kadar geç kalmıştım... Neden daha önce tanımadım diye sordum... sordum... O gün... bilmeye başladığım gündü...

    O’nu bildikçe acıktım, acıktıkça daha fazla bilmek istedim... O’nu öncelikle duygularıyla tanımıştım. Gördüğümün yalnızca bir dağın etekleri olduğunu; düşüncelerinden başım dönüp, gözlerimi yukarı çevirdiğimde, tasavvurunun sonsuzluğunda gözlerim kamaşınca anladım... O göremeyeceğim kadar büyük ve sınırsız bir ummanmış meğer... Görmeyen gözlerine inat karanlığını beyninin ve yüreğinin ışığıyla boğan ve âmâlığın fizyolojik değil, fikrî bir eksiklik hali olduğunu yüzümüze vuran büyük kelam sahibi...

    Cemil Meriç’i anlamanın hiç de kolay olmadığını, onu herhangi bir ideolojiye ya da salt bir görüşe hapsetmek isteyenleri okudukça daha iyi gördüm. Üstadın sınırsız tefekkür dünyasında yaşama, yalnızca kendi gözleriyle bakan insanlar, evrenin tüm gözlerine sahip bir idrakte kendi gözlerini görünce, onun kalemini dar bir çerçeveye sıkıştırmaya kalkışırlar. Cemil Meriç...hiçbir akla ve gönle hapsedilemeyen büyük tecessüstü oysa...

    Cemil Meriç tarafsız mıydı peki? Elbette ki taraftı...Tarafsızlığın insan için bir haysiyetsizlik olduğunu belirtir ve kendisini doğrunun, hakikatin tarafında görerek yaşamını hülasa eden iki sözcükten bahseder; öğrenmek ve öğretmek...

    “İdeolojiler kinlerimize takılmış maskelerdir” derken entelektüel bilincin bundan uzak olduğunu ısrarla vurgulayıp; “Özellikle sağ ve sol hakikati maskelemeye yarayan uydurma mefhumlardır, sağ ile sol bir bütündür. Solu tayin eden sağ, sağı tayin eden soldur. Biz hakikatin sadece bir tarafını görmeye mahkum edilmişizdir. Oysa yalnız bir tarafını görmek, hiçbir şey görmemektir” diyen cümleleriyle de kendisinin, hakikati arayan ve onu tümüyle kucaklamaya çalışan bir fikir işçisi olduğunu harikulade bir şekilde özetlemiştir.

    Tek dünyası kitaplar olan ve her kitabı meçhule, yani sonsuzluğa açılan bir kapı olarak gören bu büyük dehanın, karanlığı aydınlatan sonsuz ışığından öğrenecek çok ama çok şeyimiz var.

    Cemil Meriç’i benim dünyama vuran aksi ile ifade etme gücünden dahi aciz iken yapabileceğim en iyi şeyin, onun ışığının yansımasına vesile olmaktır düşüncesine vardım.

    Bu manada, ruhunun kıskacında olan insanların açlığını bir nebze de olsun gidermeyi amaçlayan anlamak.com’un mimarı, evrenimin tek canına, Cemil Meriç’i sizlere sunma fikri ve fırsatı verdiği için çok teşekkür ediyorum.

    Dileğim, sitede yer alan birbirinden önemli her satır gibi Cemil Meriç’i de herhangi bir sınıfa dahil etmeden, kendisinin onu anlamamızı istediği tanımlar çerçevesinde, gerçek bir entelektüel görerek, hakikatin savunucusu ve öğreticisi sıfatıyla anlamaya, tanımaya çalışmanızdır.

    Keza biz onu ancak, tanımaya çalışabiliriz. Zira onu tanımak ve tam anlamıyla anlayabilmek için en az 13.000 ciltlik bir kütüphaneye sahip olmak ve öyle bir yüreğin hissedişini iliklerimizde yaşamak gerekli...

    Üstadın sonsuz ışığından payemize düşeni almanızı diliyorum...

    Büyük düşünür Cemil Meriç, sen anlatamadıklarım kadar büyük ve derinsin...

    www.anlamak.com editörü