konserin basini hatirliyorum, superdi: Max Cavalera enteresan bir geleneksel Brazilya telli calgisi olan 'barumbau' ile konsere baslamisti, (sanirim sarkinin adi ''Attitude'' idi) galba diger sarkilara gecmeden atilmistim. Isin kotu yani ustumdekiler yirtilmisti, o sogukta eve bir t-shirt ile gitmek zorunda kalmistim ama en kotusu arkadasimin bana eslik etme yerine konseri izlemeye devam etmeye karar vermesiydi. Isin hayri ise o gunden sonra arkdaslarimi satacak kadar muzik delisi olmama kararini almam idi :) ...
Kotu bir animi hatirlatiyor. Yanimdaki arkadasima sarkmak icin beni itekleyenlerle kavga cikmasindan dolayi bu adamlarin konserlerinden yaka paca atilmistir:(kavga cikartan bir insan degilimdir, zaten kavga cikmamasi icinde kavgaci olmamak yeterli olmuyor...
Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.
Ne güzel tarif; “Gerici: Bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse) ” (Meydan – Larousse) . Tarifin tek kusuru bu ucûbenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.
Murdar bir hâl’den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
4. Murad’a, Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey, Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!
Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.
1995 cikan asagidaki sarki 1993 yilinda Thom tarafindan yazilmis. Grubun en mukemmel buldugu bu guclu duygular iceren sarki son, ölüm, caresizlik yani tum korkularimizla ilgiliymis. Tek kelimeyle anlatmak gerikirse 'umitsizlik'...
Rows of houses, all bearing down on me I can feel their blue hands touching me All these things into position All these things we'll one day swallow whole And fade out again and fade out
This machine will, will not communicate These thoughts and the strain I am under Be a world child, form a circle Before we all go under And fade out again and fade out again
Cracked eggs, dead birds Scream as they fight for life I can feel death, can see its beady eyes All these things into position All these things we'll one day swallow whole And fade out again and fade out again
Immerse your soul in love IMMERSE YOUR SOUL IN LOVE
Ingilizce'de daha cok alkol, ruh, ceseret gibi anlamlarda kullanilir. Ama baya anlami da vardir:
cesaret vermek esrarengiz bir şekilde alıp götürmek tabiat kimse şevk bedenden ayrılmış ruh adam alkollü içkiler hayalet azim cin güç gerçek anlam genel eğilim durum asıl amaç kuvvet cesurca çaba cesaret canlılık can bedensiz varlık dinçlik hayalete ait ispirtoyla çalışan ruhlara inanmayla ilgili damıtık içki alkol ispirto ruh (kimyada kullanilan anlami?) ruh (girişim v.s.'de) kaçırmak kayıplara kaçırmak canlandırmak istek meram melek maneviyat manevi varlık mana keyif insan huy heyecan meşrep kişinin ruhsal nitelikleri neşe önder örnek kimse öz özel nitelik peri ruh ruh hali heves
konserin basini hatirliyorum, superdi: Max Cavalera enteresan bir geleneksel Brazilya telli calgisi olan 'barumbau' ile konsere baslamisti, (sanirim sarkinin adi ''Attitude'' idi) galba diger sarkilara gecmeden atilmistim. Isin kotu yani ustumdekiler yirtilmisti, o sogukta eve bir t-shirt ile gitmek zorunda kalmistim ama en kotusu arkadasimin bana eslik etme yerine konseri izlemeye devam etmeye karar vermesiydi. Isin hayri ise o gunden sonra arkdaslarimi satacak kadar muzik delisi olmama kararini almam idi :) ...
Kotu bir animi hatirlatiyor. Yanimdaki arkadasima sarkmak icin beni itekleyenlerle kavga cikmasindan dolayi bu adamlarin konserlerinden yaka paca atilmistir:(kavga cikartan bir insan degilimdir, zaten kavga cikmamasi icinde kavgaci olmamak yeterli olmuyor...
istek uzerine actim :)
The Doors - Spanish Caravan
Gerici Kim?
Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.
Ne güzel tarif; “Gerici: Bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse) ” (Meydan – Larousse) . Tarifin tek kusuru bu ucûbenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.
Murdar bir hâl’den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
4. Murad’a, Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey, Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!
Gerici, ilerici... Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu.
Cemil Meriç
Bu Ülke
Street Spirit (fade out)
1995 cikan asagidaki sarki 1993 yilinda Thom tarafindan yazilmis. Grubun en mukemmel buldugu bu guclu duygular iceren sarki son, ölüm, caresizlik yani tum korkularimizla ilgiliymis. Tek kelimeyle anlatmak gerikirse 'umitsizlik'...
Beni maf eden sarkisi, klibide muhtesemdir:
Street Spirit (Fade Out)
Rows of houses, all bearing down on me
I can feel their blue hands touching me
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out
This machine will, will not communicate
These thoughts and the strain I am under
Be a world child, form a circle
Before we all go under
And fade out again and fade out again
Cracked eggs, dead birds
Scream as they fight for life
I can feel death, can see its beady eyes
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out again
Immerse your soul in love
IMMERSE YOUR SOUL IN LOVE
Radiohead - 1995
Album: The Bends
Ingilizce'de daha cok alkol, ruh, ceseret gibi anlamlarda kullanilir. Ama baya anlami da vardir:
cesaret vermek
esrarengiz bir şekilde alıp götürmek
tabiat
kimse
şevk
bedenden ayrılmış ruh
adam
alkollü içkiler
hayalet
azim
cin
güç
gerçek anlam
genel eğilim
durum
asıl amaç
kuvvet
cesurca çaba
cesaret
canlılık
can
bedensiz varlık
dinçlik
hayalete ait
ispirtoyla çalışan
ruhlara inanmayla ilgili
damıtık içki
alkol
ispirto
ruh (kimyada kullanilan anlami?)
ruh (girişim v.s.'de)
kaçırmak
kayıplara kaçırmak
canlandırmak
istek
meram
melek
maneviyat
manevi varlık
mana
keyif
insan
huy
heyecan
meşrep
kişinin ruhsal nitelikleri
neşe
önder
örnek kimse
öz
özel nitelik
peri
ruh
ruh hali
heves
Eski Ingilizce'de ucuz ve adi olan saraba denirdi. Yani ''köpek öldüren'' de diyebiliriz.
Fantezi ve kurgu edebiyati sayesinde hala daha sarap anlaminda kullanir. Ozellikle Dwarf (cuce) gibi irklara ait saraplari belirtme de...
Radiohead - Street Spirit (Fade Out) .