Hazinelerimizi gomuyoruz (gomduk) ve ustadin dedigi gibi sonra yerlerini unutuyoruz (unuttuk) . Gecmisi ve gelecegi birbirine baglamadan gunumuzde olan gelismeler tabii ki farkina varilmaz. Lakin olaylarin duzelecegini ve cocuklarimizin bizden daha iyi bir dunyaya sahip olacaklari umudu olmadan, yasamanin anlami nedir:
Duvardaki catlaklar gozumuze carptigindan o asili olan guzelim resmi onemsemiyoruz. Fakat kotluge kotuluk ile cevap vermeye calisan mahalle cocuklari gibi sagduyusunu dinleyen yok ama bicak kemige eninde sonunda dayanacagindan o ya da bu sekilde dinlenecek cunku alternatifi korkunc.
Bir dostumun dedigi gibi cocuguna zorla surup vermeye calisan anne gibiyiz. Ne kadar sert gozuksek de olay dogru veya yanlis degil; gerekli olani yapmak. Yoksa dedigim gibi alternatifi kotu cunku ornekteki gibi o surubu icirtmezsek sevdigimiz, canimiz, umudumuz olan acilar cekecek ve iste olaylarin duzelecegini ve cocuklarimizin bizden daha iyi bir dunyaya sahip olacaklari umudu olmadan, yasamanin anlami kalmaz...
'Bir Milano kilisesinde Isa’nin cok guzel bir heykeli vardir. Fakat, gelenlerin mumlariyla heykel o kadar kararmiş ki, taninmaz hale gelmiştir, Machiavelli de öyle.”'
Avrupa ondan yuzyillarca yararlanmis, ama onu yerin dibene gecirecek kadar nankor ve Allahlik taslamistir. Biz de her zamanki gibi papaganligini yapiyoruz.
Cogu bilindik guclu liderler, krallar, padisahlar onu bas ucu kitabi yaparak borularini otturmusler ama ihtiyar Nick'in kayip mezarina ise her firsatta tukurulmus. Ronesans düsünürü gunah kecisi olarak lanetlenmistir.
Peki ne yapmisti, ne su. islemisti. Stalin, Hitler, 14. Lui gibi kasaplarin onu degerlendirmesi mi? Yoksa aci gercekleri soyledigi icin 9 koyden kovulmasi mi?
...ve Jean Gionu da 'Kime ne yapmis bu zavalli Machiavelli? ' diye sorar ve bu soruyu cevaplamaya kalkisan on yargilarindan bogulurken Gionu'a devam eder: 'Barutu mu icat etmis, polisi mi? Hayir... Uyandirdigi kinin tek sebebi politikacinin sirlarini ifsa edisi, politikacinin yani hepimizin.'
Stephen King'in kisa bir hikayesinden uyarlanmıştır...
Cocukken Stephan King okudugum icin kendini bir sey sananlar kucumserdi fakat sonra bu dillere destan muhtesem filmin temelini Stephen King'in atmis oldugunu ogrendigimde kucuk bir zafer duygusu hissetmedim degil :)
Bir de filmde kadin olmadigi icin iyidir derler ama filmin (hikayenin) kaynagi Rita Hayworth adinda unlu bir aktrisdir, bilginize efendiler :)
Karinca olsak, ve insan denen bir dev birimizi ezse (ya da parmaginin ucuyla tutsa) bunu goren bizler birbirimize bu neydi diye sordugumuzda nasil aciklayabiliriz ki...
Evrende (evrenleri bile icine alan evrende) biz insanlardan ve bizim dunyamizdan milyonlarca (ve belki milyarlarca) yil eski olan seyler var. Iste bunlar karincanin etrafindaki yapilar ve canlilar gibi devasa hatta bir zamana bile ait olmayabilir... Ve eger bizi goruyorlarsa ya da farkindalarsa, karinca ve insan iliskisi gibi, bizim onlarla iletisim kurma sansimiz, karincanin bizimle iletisim kurma sansi kadardir.
Iste bizler yuce bir dagin dibinde yukariya bakmaya calisip dag hakkinda fikir yurutmeye calisan insanciklariz. Dibinde oldugumuzdan onun yuceligini goremeyecegimizden ancak onumuzdeki kayaliklara bakarak tahminlerde bulunup bildigimizi saniriz.
ve ancak cok az kisi zirveye tirmanabilir (ve bu zorlu tirmanis bir seylerden yardim/destek almadan olmaz) ... ama cok kisi tirmandigi kadar bilir... dusunler ise tirmandigi yukseklige gore sonu belli olur...
'İmanını kaybeden bir çağın dini hümanizm. Sözünü dinletmek isteyen her felsefe bu kaftana bürünmek zorunda. Marksizm'den egzistansiyalizme kadar Avrupa'nın tüm düşünce akımları hümanist. Kavramdan çok kılıf; kelime değil bukalemun.'
derdimiz daha da dertlenmek...
Hazinelerimizi gomuyoruz (gomduk) ve ustadin dedigi gibi sonra yerlerini unutuyoruz (unuttuk) . Gecmisi ve gelecegi birbirine baglamadan gunumuzde olan gelismeler tabii ki farkina varilmaz. Lakin olaylarin duzelecegini ve cocuklarimizin bizden daha iyi bir dunyaya sahip olacaklari umudu olmadan, yasamanin anlami nedir:
Duvardaki catlaklar gozumuze carptigindan o asili olan guzelim resmi onemsemiyoruz. Fakat kotluge kotuluk ile cevap vermeye calisan mahalle cocuklari gibi sagduyusunu dinleyen yok ama bicak kemige eninde sonunda dayanacagindan o ya da bu sekilde dinlenecek cunku alternatifi korkunc.
Bir dostumun dedigi gibi cocuguna zorla surup vermeye calisan anne gibiyiz. Ne kadar sert gozuksek de olay dogru veya yanlis degil; gerekli olani yapmak. Yoksa dedigim gibi alternatifi kotu cunku ornekteki gibi o surubu icirtmezsek sevdigimiz, canimiz, umudumuz olan acilar cekecek ve iste olaylarin duzelecegini ve cocuklarimizin bizden daha iyi bir dunyaya sahip olacaklari umudu olmadan, yasamanin anlami kalmaz...
''Bir umuttur yasatan insani, aldim elime sazimi''
tabi en guzelini ustadimiz Meric soylemis:
'Bir Milano kilisesinde Isa’nin cok guzel bir heykeli vardir. Fakat, gelenlerin mumlariyla heykel o kadar kararmiş ki, taninmaz hale gelmiştir, Machiavelli de öyle.”'
evet evet dingil ama ne anlamda dingil, kaba saba ya da aptal degil, iki tekerlegi tutan aks mil... Akifin dedigi ne guzel oturmus:
'Ne yanik mersiyeler (agitlar) soyletiyor dingiline...''
Avrupa ondan yuzyillarca yararlanmis, ama onu yerin dibene gecirecek kadar nankor ve Allahlik taslamistir. Biz de her zamanki gibi papaganligini yapiyoruz.
Cogu bilindik guclu liderler, krallar, padisahlar onu bas ucu kitabi yaparak borularini otturmusler ama ihtiyar Nick'in kayip mezarina ise her firsatta tukurulmus. Ronesans düsünürü gunah kecisi olarak lanetlenmistir.
Peki ne yapmisti, ne su. islemisti. Stalin, Hitler, 14. Lui gibi kasaplarin onu degerlendirmesi mi? Yoksa aci gercekleri soyledigi icin 9 koyden kovulmasi mi?
...ve Jean Gionu da 'Kime ne yapmis bu zavalli Machiavelli? ' diye sorar ve bu soruyu cevaplamaya kalkisan on yargilarindan bogulurken Gionu'a devam eder: 'Barutu mu icat etmis, polisi mi? Hayir... Uyandirdigi kinin tek sebebi politikacinin sirlarini ifsa edisi, politikacinin yani hepimizin.'
Gozlerimi kapattigimda bile bulutlarin hareket edisini izlettiren asmis gitarist...
Stephen King'in kisa bir hikayesinden uyarlanmıştır...
Cocukken Stephan King okudugum icin kendini bir sey sananlar kucumserdi fakat sonra bu dillere destan muhtesem filmin temelini Stephen King'in atmis oldugunu ogrendigimde kucuk bir zafer duygusu hissetmedim degil :)
Bir de filmde kadin olmadigi icin iyidir derler ama filmin (hikayenin) kaynagi Rita Hayworth adinda unlu bir aktrisdir, bilginize efendiler :)
Karinca olsak, ve insan denen bir dev birimizi ezse (ya da parmaginin ucuyla tutsa) bunu goren bizler birbirimize bu neydi diye sordugumuzda nasil aciklayabiliriz ki...
Evrende (evrenleri bile icine alan evrende) biz insanlardan ve bizim dunyamizdan milyonlarca (ve belki milyarlarca) yil eski olan seyler var. Iste bunlar karincanin etrafindaki yapilar ve canlilar gibi devasa hatta bir zamana bile ait olmayabilir... Ve eger bizi goruyorlarsa ya da farkindalarsa, karinca ve insan iliskisi gibi, bizim onlarla iletisim kurma sansimiz, karincanin bizimle iletisim kurma sansi kadardir.
Iste bizler yuce bir dagin dibinde yukariya bakmaya calisip dag hakkinda fikir yurutmeye calisan insanciklariz. Dibinde oldugumuzdan onun yuceligini goremeyecegimizden ancak onumuzdeki kayaliklara bakarak tahminlerde bulunup bildigimizi saniriz.
ve ancak cok az kisi zirveye tirmanabilir (ve bu zorlu tirmanis bir seylerden yardim/destek almadan olmaz) ... ama cok kisi tirmandigi kadar bilir... dusunler ise tirmandigi yukseklige gore sonu belli olur...
Bir karinca icin dev olabiliriz ama evrende karincadan bile kat kat kucuguz. Bu bilgi denizinde bildiklerimiz yok denecek kadar azdir.
'İmanını kaybeden bir çağın dini hümanizm. Sözünü dinletmek isteyen her felsefe bu kaftana bürünmek zorunda. Marksizm'den egzistansiyalizme kadar Avrupa'nın tüm düşünce akımları hümanist. Kavramdan çok kılıf; kelime değil bukalemun.'
Cemil Meriç