Her şeyden önce sitenize böyle bir soy kırım yaşandığı şu tarih diliminde konuya duyarsız kalmayıp sesimizi duyurma imkanı sunduğunuz için takdirlerimi kabul buyurun lütfen! Bu ruh ile sayfaları okurken maalesef öyle yazılar okudum ki gerçekten kanım dondu desem hislerimi tarifte yetersiz kalır. Nasıl bir zihniyet ve bakış bu, anlamakta zorlanıyorum.
' SUSKUN.MAVİ' rumuzu ile yazılan, bu zihniyete benzer birkaç yazıda da yer alan tespitleri yazan kişiler nasıl bu kadar yanlış bakabiliyorlar diye düşünmeden edemedim. Bu satırlara sessiz kalmakta kendime saygısızlık olur diye düşündüm.
Bu gözler önünde yaşanan tarihi soykırımı, vahşeti 'Dindar'ların ve 'Filistin Yandaşlarının! ' sorunu görmek ve muhalefet partisine oy vererek bu soykırıma çözüm önerebilmek ne büyük bir yüzsüzlük, nasıl bir düşünce tarzıdır? ?
Dünya hep bu zihniyet yüzünden cinayetler, katliamlar, soykırımlar yaşamıştır, yaşıyor ve yaşayacak. Dikkat edin bu suçlar, hep kendi gibi düşünmeyeni tercih yapmayan, inanmayan vs. ları 'ÖTEKİ' olarak adlandırıp, düşman olarak görmekle işlenir. Hep kendileri iyi ve doğrudur, öteki yanlış ve suçludur!
Artık şu yaşlı dünyamıza biraz nefes aldıralım. Kendimiz için, çocuklarımız, torunlarımız için bu yanlış zihniyetlerimizden, inançlarımızdan, ideolojilerimizden, siyasal görüşlerimizden vazgeçelim. Kendimize tanınmasını istediğimiz her hakkı tüm insanlar için vermek istemiyorsak, onu biz de haketmiyoruz demektir!
Dünya tarihini ve kendi tarihimizi doğru bakabilmiş zihniyetlerin kaleminden öğrenelim. Şu çağda yaşanan bu tarihi olaylar gözümüzün önünde yaşanırken, bunları bile doğru değerlendiremeyen bu zihniyetlerin yazacağı tarih ne kadar doğru olur? Geçmiş tarih kitapları da öyledir. Yazan kişinin bakış açısı ile yazılmıştır: Okuduğumuz her kitabın önce yazarını tanımalıyız! Okuduklarınız onun zihninin ürünüdür.
Hiç kimse dünyaya geleceği coğrafyayı seçme şansına sahip değildir. Bu yazıları yazan kişiler de tesadüfen orada dünyaya gelmiş olabilirlerdi. O topraklarda şu an bombalanıyor olsaydınız şu an yazdıklarınızı yazan birine ne derdiniz acaba? Bu soruyu düşünüp lütfen bir yanıt verin!
Artık TOPLUM OLARAK KENDİMİZİ DÜZELTME ZAMANI GELMEDİ Mİ? Hiç olmazsa şu yaşanan vahşet bizi kendimize getirsin.... Kendimizden başka kimseyi değiştirmeye gücümüz yoktur! ! Bunu asla unutmayalım..AMA BİZ DEĞİŞMİŞSEK PEK ÇOK ŞEY KENDİLİĞİNDEN DEĞİŞECEKTİR! Bundan emin olabilirsiniz....
-'İnan olsun ki Rabbinden Muhammed'e indirilen küfür ve taşkınlık yönünden yahudileri iyice azdıracaktır!
Onların arasına ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık.
Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar,
Allah onu söndürür de, onlar yine bozgunculuğa koşarlar!
Ama Allah bozguncuları sevmez! !
De ki:'Ey Tevrat, İncil ve Kur'an sahipleri! Siz Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz!
Allah onların yaptıklarını görüyor! hala Allah'a yönelip tevbe ederek O'ndan af dilemiyorlar mı?
İsrailoğullarının gerçekleri gizleyenleri, Meryemoğlu İsa'nın ve Davud'un diliyle lanetlendiler! Bu onların isyan etmeleri ve sınır tanımaz duruma düşmeleri yüzündendir.İşledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmiyorlardı.
Ne kötü şeydir yapmayı sürdürdükleri!
Allah üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içindede onlar sürekli kalacaklardır. (Maide Suresi/ 64 den 80 e kadar)
Bu tespitler Kur'an-ı Kerim'den! Filistin'de yaşananların gerçeği...
Şu an ekranlarda görünenler sizleri yanılmasın! Gerçek zafer yüreklerde ve doğrularla kazanılandır! Zülümlerle üstün gelmenin adı başarı ve zafer değildir! 'SOYKIRIM'dır! !
NEREDESİNİZ ‘İNSAN HAKLARI’ SAVUNUCULARI? Ben yaşadığım dünyadaki vahşetlerden utanıyorum, ya siz? Soruyorum savunduğunuz bu haklar, hangi insanlar için? En azından şu sizin modern (!) dediğiniz çağda, modern silahlarınız, bombalarınızla öldürülen Müslüman insanlar için değil, bunu bu yüzyılda bir kez daha, çok iyi anladık. Bir de sizin itirafınızla, sizin ağzınızdan duyalım. Sahi siz kimlere ‘insan’ diyorsunuz? Kendi coğrafyanızda bile Bosnalılara yaşattıklarınızı unutmadık. Artık tüm dünya insanları, demokrasi ve insan hakları maskesi ardında gizlediğiniz o vahşi yüzünüzü görüyor. O maskeyi çıkarın artık komik görünüyorsunuz, gizlenemiyorsunuz! Bu nedenle artık sizlere seslenmiyorum. Çünkü bu seslenişi hak etmiyorsunuz! Çekinmeden dünyaya yaydığınız bu vahşetlerinizi en muhteşem kutlamalarınızla kutlayabilirsiniz, daha dürüst görünürsünüz en azından utanmayın
Benim seslenişim ülkelere, kurumlara, makamlara değil. Onlar yüksek çıkarlarının peşinde. Şu ‘modern’ çağda yüreğinde vicdan ve inanç değerlerini koruyabilmiş her sade insana.
Ey İsrail halkı! İnandığınız bir YARATICInız varsa, artık suskunluğunuzu bozun. Sizler de bir gün öleceksiniz, o Yaratıcınızın huzurunda hesap vereceksiniz. Sessiz kaldığınız her zulüm, her vahşetten üzerinize sıçrayan kanlarla orada bulunacaksınız. Yaratıcınız kanlı yüzlere bakmaz! Hiçbir tanrı haksızlıkla insan öldüreni affetmez.! .
Ya Siz Hz. İsa bağlıları olduğunu iddia edenler! Kurtarıcı olduğunu iddia ettiğiniz Hz. İsa bu gün yaşasaydı, sizin gibi, öldürülen bebekler, çocuklar, gençler, kadın ve yaşlılar için bir şey yapmadan bekler, susar mıydı? Asla! Peygamberler her zaman masum insanlarla beraber olmuş, zengin, zalim yönetici, azgınlarla savaşmışlardır kendi yöntemlerince. Sizler de bir gün ölüm meleğinizle karşılaşacaksınız ve o hesap gününde ‘kurtarıcınız’ kabul ettiğiniz peygamberinizle karşı karşıya geleceksiniz. O gün değil sizi kurtarmak, o kanlı ellerinizden tutmayacak o güzel peygamber. Kendi ellerine de kan bulaşmasın diye. Hiçbir Tanrı, hiçbir peygamber zalimleri, firavunları, katilleri koruyup, ödüllendirmedi! Asla da cennete giremeyecek zalimler, katiller! Bunu hepiniz biliyorsunuz, itiraf etmeseniz de.
Ya siz Müslümanlar! Sizler bu dünyayı saran vahşetlerin ortasında nasıl durabiliyorsunuz bu kadar rahat? Ki sizin elinizde okuduğunuz o Allah’ın vahyinde masum insanları koruma görevi size ait değil mi bu dünyada? Bu sorumluluğu yerine getirmeden hesap gününde Rabbinizin huzurunda nasıl savunabilirsiniz kendinizi? Bir mazeretiniz var mı? Diyelim ki elinizle bu zulmü, vahşeti önleyemiyorsunuz, ya diliniz? O da mı ses çıkaramıyor? Haydi diliniz de söylemiyorsa, yürekleriniz? O da mı taş kesildi? Hiç birini yapmıyorsan mü’min olduğun yalanı ile kendini kandırmaktan vazgeç, Rabb’ini kandıramazsın!
Hiçbir inancı olmayan, ama ‘insan’ olduğunu iddia eden ise, bu iddiasını ispat için ne bekliyor acaba? Her iddia bir ispat ister!
EĞER BU SIFATLARIN HİÇBİRİNE SAHİP DEĞİLSENİZ, HAKLISINIZ! SUSABİLİRSİNİZ… HATTA VAHŞETİNİZİ EN MUHTEŞEM BİR TÖREN İLE KUTLAMAYI HAK ETTİNİZ
Her şeyden önce sitenize böyle bir soy kırım yaşandığı şu tarih diliminde konuya duyarsız kalmayıp sesimizi duyurma imkanı sunduğunuz için takdirlerimi kabul buyurun lütfen! Bu ruh ile sayfaları okurken maalesef öyle yazılar okudum ki gerçekten kanım dondu desem hislerimi tarifte yetersiz kalır. Nasıl bir zihniyet ve bakış bu, anlamakta zorlanıyorum.
' SUSKUN.MAVİ' rumuzu ile yazılan, bu zihniyete benzer birkaç yazıda da yer alan tespitleri yazan kişiler nasıl bu kadar yanlış bakabiliyorlar diye düşünmeden edemedim. Bu satırlara sessiz kalmakta kendime saygısızlık olur diye düşündüm.
Bu gözler önünde yaşanan tarihi soykırımı, vahşeti 'Dindar'ların ve 'Filistin Yandaşlarının! ' sorunu görmek ve muhalefet partisine oy vererek bu soykırıma çözüm önerebilmek ne büyük bir yüzsüzlük, nasıl bir düşünce tarzıdır? ?
Dünya hep bu zihniyet yüzünden cinayetler, katliamlar, soykırımlar yaşamıştır, yaşıyor ve yaşayacak. Dikkat edin bu suçlar, hep kendi gibi düşünmeyeni tercih yapmayan, inanmayan vs. ları 'ÖTEKİ' olarak adlandırıp, düşman olarak görmekle işlenir. Hep kendileri iyi ve doğrudur, öteki yanlış ve suçludur!
Artık şu yaşlı dünyamıza biraz nefes aldıralım. Kendimiz için, çocuklarımız, torunlarımız için bu yanlış zihniyetlerimizden, inançlarımızdan, ideolojilerimizden, siyasal görüşlerimizden vazgeçelim. Kendimize tanınmasını istediğimiz her hakkı tüm insanlar için vermek istemiyorsak, onu biz de haketmiyoruz demektir!
Dünya tarihini ve kendi tarihimizi doğru bakabilmiş zihniyetlerin kaleminden öğrenelim. Şu çağda yaşanan bu tarihi olaylar gözümüzün önünde yaşanırken, bunları bile doğru değerlendiremeyen bu zihniyetlerin yazacağı tarih ne kadar doğru olur? Geçmiş tarih kitapları da öyledir. Yazan kişinin bakış açısı ile yazılmıştır: Okuduğumuz her kitabın önce yazarını tanımalıyız! Okuduklarınız onun zihninin ürünüdür.
Hiç kimse dünyaya geleceği coğrafyayı seçme şansına sahip değildir. Bu yazıları yazan kişiler de tesadüfen orada dünyaya gelmiş olabilirlerdi. O topraklarda şu an bombalanıyor olsaydınız şu an yazdıklarınızı yazan birine ne derdiniz acaba? Bu soruyu düşünüp lütfen bir yanıt verin!
Artık TOPLUM OLARAK KENDİMİZİ DÜZELTME ZAMANI GELMEDİ Mİ?
Hiç olmazsa şu yaşanan vahşet bizi kendimize getirsin.... Kendimizden başka kimseyi değiştirmeye gücümüz yoktur! ! Bunu asla unutmayalım..AMA BİZ DEĞİŞMİŞSEK PEK ÇOK ŞEY KENDİLİĞİNDEN DEĞİŞECEKTİR! Bundan emin olabilirsiniz....
KİNLERİ DİN OLANLARA:
-'İnan olsun ki Rabbinden Muhammed'e indirilen küfür ve taşkınlık yönünden yahudileri iyice azdıracaktır!
Onların arasına ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık.
Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar,
Allah onu söndürür de, onlar yine bozgunculuğa koşarlar!
Ama Allah bozguncuları sevmez! !
De ki:'Ey Tevrat, İncil ve Kur'an sahipleri! Siz Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı uygulamadıkça hiçbir şey değilsiniz!
Allah onların yaptıklarını görüyor!
hala Allah'a yönelip tevbe ederek O'ndan af dilemiyorlar mı?
İsrailoğullarının gerçekleri gizleyenleri, Meryemoğlu İsa'nın ve Davud'un diliyle lanetlendiler! Bu onların isyan etmeleri ve sınır tanımaz duruma düşmeleri yüzündendir.İşledikleri kötülükten birbirlerini vazgeçirmiyorlardı.
Ne kötü şeydir yapmayı sürdürdükleri!
Allah üzerlerine gazap indirmiştir. Azap içindede onlar sürekli kalacaklardır.
(Maide Suresi/ 64 den 80 e kadar)
Bu tespitler Kur'an-ı Kerim'den! Filistin'de yaşananların gerçeği...
Şu an ekranlarda görünenler sizleri yanılmasın! Gerçek zafer yüreklerde ve doğrularla kazanılandır! Zülümlerle üstün gelmenin adı başarı ve zafer değildir!
'SOYKIRIM'dır! !
NEREDESİNİZ ‘İNSAN HAKLARI’ SAVUNUCULARI?
Ben yaşadığım dünyadaki vahşetlerden utanıyorum, ya siz? Soruyorum savunduğunuz bu haklar, hangi insanlar için? En azından şu sizin modern (!) dediğiniz çağda, modern silahlarınız, bombalarınızla öldürülen Müslüman insanlar için değil, bunu bu yüzyılda bir kez daha, çok iyi anladık. Bir de sizin itirafınızla, sizin ağzınızdan duyalım. Sahi siz kimlere ‘insan’ diyorsunuz? Kendi coğrafyanızda bile Bosnalılara yaşattıklarınızı unutmadık. Artık tüm dünya insanları, demokrasi ve insan hakları maskesi ardında gizlediğiniz o vahşi yüzünüzü görüyor. O maskeyi çıkarın artık komik görünüyorsunuz, gizlenemiyorsunuz! Bu nedenle artık sizlere seslenmiyorum. Çünkü bu seslenişi hak etmiyorsunuz! Çekinmeden dünyaya yaydığınız bu vahşetlerinizi en muhteşem kutlamalarınızla kutlayabilirsiniz, daha dürüst görünürsünüz en azından utanmayın
Benim seslenişim ülkelere, kurumlara, makamlara değil. Onlar yüksek çıkarlarının peşinde. Şu ‘modern’ çağda yüreğinde vicdan ve inanç değerlerini koruyabilmiş her sade insana.
Ey İsrail halkı! İnandığınız bir YARATICInız varsa, artık suskunluğunuzu bozun. Sizler de bir gün öleceksiniz, o Yaratıcınızın huzurunda hesap vereceksiniz. Sessiz kaldığınız her zulüm, her vahşetten üzerinize sıçrayan kanlarla orada bulunacaksınız. Yaratıcınız kanlı yüzlere bakmaz! Hiçbir tanrı haksızlıkla insan öldüreni affetmez.! .
Ya Siz Hz. İsa bağlıları olduğunu iddia edenler! Kurtarıcı olduğunu iddia ettiğiniz Hz. İsa bu gün yaşasaydı, sizin gibi, öldürülen bebekler, çocuklar, gençler, kadın ve yaşlılar için bir şey yapmadan bekler, susar mıydı? Asla! Peygamberler her zaman masum insanlarla beraber olmuş, zengin, zalim yönetici, azgınlarla savaşmışlardır kendi yöntemlerince. Sizler de bir gün ölüm meleğinizle karşılaşacaksınız ve o hesap gününde ‘kurtarıcınız’ kabul ettiğiniz peygamberinizle karşı karşıya geleceksiniz. O gün değil sizi kurtarmak, o kanlı ellerinizden tutmayacak o güzel peygamber. Kendi ellerine de kan bulaşmasın diye.
Hiçbir Tanrı, hiçbir peygamber zalimleri, firavunları, katilleri koruyup, ödüllendirmedi! Asla da cennete giremeyecek zalimler, katiller! Bunu hepiniz biliyorsunuz, itiraf etmeseniz de.
Ya siz Müslümanlar! Sizler bu dünyayı saran
vahşetlerin ortasında nasıl durabiliyorsunuz bu kadar rahat? Ki sizin elinizde okuduğunuz o Allah’ın vahyinde masum insanları koruma görevi size ait değil mi bu dünyada? Bu sorumluluğu yerine getirmeden hesap gününde Rabbinizin huzurunda nasıl savunabilirsiniz kendinizi? Bir mazeretiniz var mı? Diyelim ki elinizle bu zulmü, vahşeti önleyemiyorsunuz, ya diliniz? O da mı ses çıkaramıyor? Haydi diliniz de söylemiyorsa, yürekleriniz? O da mı taş kesildi? Hiç birini yapmıyorsan mü’min olduğun yalanı ile kendini kandırmaktan vazgeç, Rabb’ini kandıramazsın!
Hiçbir inancı olmayan, ama ‘insan’ olduğunu iddia eden ise, bu iddiasını ispat için ne bekliyor acaba? Her iddia bir ispat ister!
EĞER BU SIFATLARIN HİÇBİRİNE SAHİP DEĞİLSENİZ, HAKLISINIZ! SUSABİLİRSİNİZ…
HATTA VAHŞETİNİZİ EN MUHTEŞEM BİR TÖREN İLE KUTLAMAYI HAK ETTİNİZ