Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • dost24.05.2007 - 08:42

    belki de birçoğunuzun bildiği bir alıntıyı buraya eklemek istiyorum:

    Terentius, 'Onunla her şeyi paylaşmak zevkinden mahrum kalınca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim' demiş, yitirdiği bir dostunun ardından.
    Nasıl bir insandan bahseder Terentius?
    Karşısında zavallı gibi görünmekten korkmadığımız, bizi değiştirmeye değil zenginleştirmeye çalışan, yargılayan değil, kendimizi sorgulamamıza yardımcı olan biri midir yitirilen? Sabahın 3'ünde çaldığımız kapısını açtığında, tek kelime etmeden kollarına atılıp ağlayabileceğimiz bir insan mıdır? Terentius'un acısını bu şekilde dillendiren?
    Nedenlerini merak etse de, göz yaşlarımızın dinmesini bekleyecek kadar anlayışlı, titrek sesimiz ve telaşlı cümlelerimizi sükunetle dinleyecek kadar sabırlı, acımızın bir kısmını kendine yük edinecek kadar cömert ve yürekli insanlar mıdır dost diye seçtiklerimiz?
    Sadece sohbeti değil, sessizliği de sıkıcı olmayan; yalnızlığımızı unutmak için varlığı, eksikliğini hissetmemiz için yokluğu kafi gelen insanlara mı dostum deriz?
    Başımıza gelen güzel bir şeyin coşkusu yüreğimize sığmadığında, saate aldırmayıp telefona sarıldığımız ve karşımızdaki uykulu sese 'Kulaklarına inanamayacaksın! ' diye bağırdığımızda, 'Sabahı bekleyemez miydin? ' demeyen biri midir gerçek bir dost?
    Güzel bir film izlediğimizde, keşke O da olsaydı dediğimiz, okuduğumuz bir kitaptan bahsedebildiğimiz ve en mahrem sırlarımızı anlattıktan sonra rahatça uykuya dalabildiğimiz bir sırdaş mıdır yoksa?
    Konuşurken gözlerimizi kaçırmadığımız, kendimizi saklamadığımız ve yüzümüze en acı gerçekleri haykırırken bile darılmadığımız yalnızlığımız mıdır dost dediğimiz insanlar?
    Ne bileyim, aynı fikirde olmasak da uzlaşabildiğimiz, köprüleri atmadan da tartışabildiğimiz, her savaştan birlikte ve biraz daha güçlenmiş bağlarla çıktığımız insanlar mıdır dost payesi verdiklerimiz?
    Tanıdığımızı sanırken, daha keşfedilmeyi bekleyen nice el değmemiş duygular ve düşünceler taşıdığını gördüğümüz; sürekli bizi şaşırtan kendimiz midir onlarda sevdiğimiz?
    Aristo haklı mıdır; 'Dostluk bir ruhun iki ayrı bedende yaşamasıdır' derken ve Terentius, başka bir bedende toprağa verdiği ruhunun yaşını mı tutmaktadır?
    Paylaştığı her şeye ölüm de mi dahildir?
    Acaba, neyi kaybedeceğini, dostu ölmeden önce fark etmiş midir?
    Ya biz; her şeyi paylaşmanın, iddialı ve gerçek dışı geldiği günümüzde, sahip miyiz gerçek bir dosta?
    Ya da adımızın önüne dost sıfatı koyan insanlar var mıdır hayatımızda?
    Yoksa kendimizi sevmeyi başaramadığımızdan, şaşırıyor muyuz bizi sevdiğini söyleyen birinin varlığına, inanamıyor muyuz yanımızda kalmasına ve uzaklaştırıyor muyuz içten içe bizi sevmesini istediğimiz insanı kendimizden?
    Ve bir gün, bir el daha kayıp gittiğinde avuçlarımızdan, kendi mezarımızın başında ağlayacağımızı biliyor muyuz?
    İş işten geçmeden önce teşekkür edebiliyor muyuz sevdiğimize, hiç değilse bizi sevdiği için...

  • dinginlik14.05.2007 - 22:07

    devingenin zıttı...

  • kazım koyuncu13.05.2007 - 18:29

    işte gidiyorum....
    birşey demeden....
    arkamı dönmeden.....
    şikayet etmeden.....
    hiçbir şey almadan.....
    bir şey vermeden.....
    yol ayrılmış........
    görmeden gidiyorum...
    ne küslük var.....
    ne pişmanlık kalbimde....
    yürüyorum sanki...
    senin yanında...
    sesin uzaklaşır her bir adımda...
    hayat izi kalmadan gidiyorum...
    .......gidiyorum.......

  • 6. his11.05.2007 - 21:25

    elde edilen verilere göre beynin işleyişi, bazı kritik durumlarda belirgin bir biçimde yoğunluk kazanıyomuş...araştırma sonuçlarını ingiliz daily mail gazetesinde açıklayan prof.bierman' şimdi araştırmayı daha ileriye götürerek kimlerin geleceği görmede başarılı olduğunu keşfetmek yolundayız...' demiş...cambridge üniv. profu brian josephson da ' şu ana kadar bulunan deliller gelecekten bilgi almanın mümkün olduğu yönünde ikna edici. fizik biliminde bunu yalanlamak mümkün değil...' diye konuşmuş...yani arkadaşlar insan, 3 saniye sonrasını görebiliyo diyo araştırmacılar...araştırma sonuçları böyle gösteriyomuş...
    walla ben yazanların yalancısıyım... :)

  • ölüm11.05.2007 - 19:26

    tüm gerçeklerin, insanın yüzüne bir tokat gibi inmeye başladığı ilk andır ölüm...

  • ateist09.05.2007 - 13:42

    çok sevdiğim bir söz vardır; 'düşen uçakta ateist olmaz...' işte bu söz onları çok çok iyi anlatan sözlerden birisidir..

  • necip fazıl kısakürek07.05.2007 - 16:01

    Allah inancını öyle bir noktaya getirmiştir ki artık her şeyde O'nun tecellilerini görmeye başlamıştır... ve artık hezeyanlar bir türlü peşini bırakmaz...inancının kendisinde oluşturduğu etkiyi de kalemine aktarmayı çok çok iyi bir şekilde başarmış, bu bakımdan inancın yakıp kül eden boyutunu insanlara göstererek tam bir imanın nasıl olması gerektiği konusunda bizzat örnek olmuştur...mükemmel bir hafıza ve zeka... eksiksiz bir kavrayış... tam teslim bir kalp...bir deha...
    tam olarak ardından gidilecek bir adam....ondan başka kim[tabi peygamber hariç] bizim üstadımız olabilir ki...Evet O, HAYATTAKİ TEK ÜSTADIM! ! ! ...
    Allah'tan hep bir gün O'nun gibi şiir yazabilmeyi istiyorum...O'nun gibi hissedebilmeyi...

  • necip fazıl kısakürek06.05.2007 - 17:03

    UYUMAK İSTİYORUM
    İki yıldız arası göğe asılı hamak...
    Uyku, uyku...zamansız ve mekansız uyumak.
    Uyumak istiyorum başım bir cenk meydanı;
    Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradan'ı.
    İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik;
    Bilmeyiş ki en büyük ilme denk bilgisizlik.
    Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden;
    Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!
    Gözkapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık;
    Kulağımda tarihin çıkrık sesi bin yıllık.
    Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri;
    Raflarda toza batmış peygamberlerden bildiri,
    Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
    Bir dilim kuru ekmek, acı suya banayım
    Ve uyuyayım ve kalkayım ezanla!
    Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...
    1973

  • necip fazıl kısakürek06.05.2007 - 16:55

    Kakılır bir yerde kalır oyuncak,
    oyunlar biter...
    Ölüm.. o geldi mi ne var korkacak,
    korkular biter...
    Fikir, açmaz artık beyinde kuyu,
    burgular biter...
    Uuturuz hayat adlı uykuyu...
    uykular biter...
    Biter, herşey biter; ses,şekil ve renk,
    kokular biter...
    Kabir sualiyle kapanır kepenk,
    sorgular biter...
    1963

  • necip fazıl kısakürek06.05.2007 - 16:50

    Kesildi mi ardı arkası
    Nur diyarından kol kol gezenlerin?
    Yetmez mi ampulün nura cakası...
    Başları dönmez mi gökdelenlerin?
    Hiç kalmadı soran ' ne var insanda'
    Ben duvarda ezik bir böcek miyim.
    Yoksa kainatı süzen tek damla kanda
    Kainatı süzen bir mercek miyim?
    1978