İnançsız yaşam değildir asla yaşam.. Boşluktur hiçliktir.. Sonu gelmeyen karanlıklar sessiz çığlıklar ve huzursuzluklar barındırır bağrında. İşte bu halden Allah muhafaza...
İstanbul deyince bir o vefâsız Yâr,bir de bu ezgi düşüyor gönlümüze...
Yakışmıyor gözlerine kara bulutlar Sen ağlarsan viran olur biter umutlar
Sen üzülme senin için bu gönlüm ağlar Sevdalımsın İstanbul mahşere kadar
Sokakların dert küpü yolların yorgun yine Ne oldu sana böyle söyle İstanbul söyle
Yamaçlarında kar var yolların yorgun yine Kime dargınsın böyle söyle İstanbul söyle...
Ne güzel söyler bu ezgiyi Eşref Ziya...
Ben böyle bir İstanbul sevdalısıyım... Kimbilir nasıldır İstanbul'da yaşamak,İstanbul'u yaşamak... Kimi zaman İstanbul'a masal şehri kimi zaman kayıp şehir diyorum... Gitmek istediğim her dem bir engelle karşılaşıyor ve sabırr diyorum. İnşaAllah bir gün bu ezginin terennümüyle İstanbul'a merhaba diyeceğim. Üsküdar'da Aziz Mahmut Hüdai Hazretleri'ni ziyaret edeceğim dilimde Fatihalar... Ve bir FATİH sabahına açacağım gözlerimi... İşte belki o an anlarım bir nebze İstanbul'da yaşamak nasıl birşeydir diye...
Kur'an-ı Kerim'de bir Sure ismi... Mekke'de nazil olmuştur. 69 âyettir. 'Ankebût' örümcek demektir. 41. âyette kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiği için sûre bu adı almıştır...
Vuslat anı..
İnançsız yaşam değildir asla yaşam.. Boşluktur hiçliktir.. Sonu gelmeyen karanlıklar sessiz çığlıklar ve huzursuzluklar barındırır bağrında. İşte bu halden Allah muhafaza...
Benden eksik olmayan..
Enaniyetinden vazgecip herşeyiyle yalnızca Allah' a sığınarak herşeyin yalnızca Hakk'tan geldigine inanarak yaşamak...
Unutmak ne derin şeydir ki, unutanlara unutuşlarını bile unutturur. Unutulmak ne acı şeydir ki, unutulanın unutuluşuna ağlayışını kimse hatırlamaz...
Daha bir anlamlaştı özlemek,özlenen O olunca...
İstanbul deyince bir o vefâsız Yâr,bir de bu ezgi düşüyor gönlümüze...
Yakışmıyor gözlerine kara bulutlar
Sen ağlarsan viran olur biter umutlar
Sen üzülme senin için bu gönlüm ağlar
Sevdalımsın İstanbul mahşere kadar
Sokakların dert küpü yolların yorgun yine
Ne oldu sana böyle söyle İstanbul söyle
Yamaçlarında kar var yolların yorgun yine
Kime dargınsın böyle söyle İstanbul söyle...
Ne güzel söyler bu ezgiyi Eşref Ziya...
Ben böyle bir İstanbul sevdalısıyım...
Kimbilir nasıldır İstanbul'da yaşamak,İstanbul'u yaşamak...
Kimi zaman İstanbul'a masal şehri kimi zaman kayıp şehir diyorum...
Gitmek istediğim her dem bir engelle karşılaşıyor ve sabırr diyorum.
İnşaAllah bir gün bu ezginin terennümüyle İstanbul'a merhaba diyeceğim.
Üsküdar'da Aziz Mahmut Hüdai Hazretleri'ni ziyaret edeceğim dilimde Fatihalar...
Ve bir FATİH sabahına açacağım gözlerimi...
İşte belki o an anlarım bir nebze İstanbul'da yaşamak nasıl birşeydir diye...
Kur'an-ı Kerim'de bir Sure ismi...
Mekke'de nazil olmuştur. 69 âyettir. 'Ankebût' örümcek demektir. 41. âyette kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiği için sûre bu adı almıştır...
Üç harf beş nokta tek hece...
=.(
Kaybolur hayatın tarifsiz ahengi
Zaman bir tablodur düşer duvarlardan
Düşüncemi aşan gizli bir mimari
Yükselir sonsuzluk manzaralarından
Bir yağmur sonrası gurbetimde akşam
Ruhumun dinmeyen nedametleridir
Ağarmış saçında eskiyen şu zaman
Sonsuza dökülen gizemli bir nehir
Eşref Ziya....