Sesiyle, yorumuyla, haksızlıklara cesurca karşı duruşuyla takdir ettiğim idealist bir sanatçı, bir halk ozanı... 'Şu Metris'in önü bir uzun alan, bir tek seni sevdim gerisi yalan! ...' Yüreğe dokunan, hayran olduğum sözler... Sünniyim ama Ali Asker'i çok severim... Alevi kardeşlerime de selam ederim...
Batının ruh hastası, kendisinden olmayanı dışlayan zihniyetinin ürettiği bir katil, bir ruh hastası, insanlık düşmanı cani! Darwin'in ateist ve materyalist fikirlerini sosyal hayata uygulamaya çalışan bir aklı hastası! Bugün ABD'nin Irak'ta ve başka coğrafyalarda yaptıkları da Hitlerden aşağı kalır değil hani! Ne de olsa aynı kökün dalları!
Türkiye'deki etnik ayrımcılığa çok farklı bir bakış açısı... Nihat Genç'in son kitabı olan 'Aşk Coğrafyasından Konuşmalar' kitabından notlar... '...Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi hikâyelerimiz var. Bugün bile yüzlerce türkümüz, bu hikâyelerden alınmadır. Bu aşıklar, çok acı çekerler ama buluşamazlar. Hikâyenin sonu ise çok enteresandır. Aslı, gerdeğe girmek için düğmelerini çözerken elbisesi alev alır, yanar. Kerem de yanar. Aşkla yanarlar ve yine buluşamazlar. Fakat hikâye burada da bitmez. Kerem ile Aslı’nın külleri kalır ve küller birbirine karışır… İşte Anadolu toprakları: Kayseri, Erzurum, Bursa, İskenderun… Kerem ile Aslı’nın külü. Bu topraklarda anneannelerimiz, dedelerimiz, birbirinin küllerine karıştı. Biz burada insanlığın külüne karıştık. En çok ziyaret edilen, tarihin en çok mezar adları taşıyan, sandukaların, kral mezarlarının, evliya türbelerinin en çok olduğu topraklardayız. Bu topraklar, Kerem ile Aslı’nın külüdür ve bu kül, bizi ilahi tutkallarla bağladı. Şimdi bize etnik ayrımcılık dayatıyorlar. Ama hiçbirimizin annesi, babamıza aşık olurken, ‘bu, inşallah Çerkez’dir, Boşnak’tır’ demedi. Ancak hepimizin annesi ve babası, bir düğünde karşılaştıkları zaman, ‘seni yaratan ne güzel yaratmış, ben sana kurban olayım’ demiştir. Biz, Allah’ın yarattığı her insana evlenirken kurban olduk, çoluk çocuk kurban olduk. Bu topraklara da kurban olduk. Biz, şehirlerimizi böyle kurduk. Birliğimizin temelinde, bu aşk felsefesi, bu evliyalar ve bizi kardeş yapan bu türküler, bu halaylar, bu kemençeler yatıyor...'
Nihat Genç denilince aklıma ilk olarak Skytürk'te yaptığı o muhteşem konuşmalar geliyor. Kendini yetiştirmiş, okumuş ama hiç kimsenin adamı olmamış, hep ahlaktan ve yüce duygularla konuşmuş, mazlumların sesi olmuş bir güzel insan Nihat Genç. Onu ideolojik olmamakla suçlayanlara sadece acıyorum çünkü ahlak adına konuşmayı unutmuşlar ve belli ideolojilerin esiri olmuşlar! Hayata at gözlüğüyle bakıyorlar. Nihat Genç'in kitaplarını herkese ve özellikle de gençlere ısrarla tavsiye ediyorum. Dünyayı anlamak ve Türkiye'de oynanan oyunları kavramak için Nihat Genç'i mutlaka okuyalım...
Aşk öyle bir duygudurki tarif edilmez yaşanır! Günümüzde 'aşk' isimli o büyülü kavram o kadar ayağa düşürüldü ve kirletildi ki Uğur Işılak'ın tabiri ile 'Şehvetin adını aşk koydular! ' Halbuki aşk çok yüce ve ilahi bir duygudur, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş v.b. Hak Erenleri ve Ozanlarımız bu toprağa ve Allah'a aşkla bağlanmışlar ve bizi de o aşka dizeleriyle ortak etmişlerdir...
Sesiyle, yorumuyla, haksızlıklara cesurca karşı duruşuyla takdir ettiğim idealist bir sanatçı, bir halk ozanı... 'Şu Metris'in önü bir uzun alan, bir tek seni sevdim gerisi yalan! ...' Yüreğe dokunan, hayran olduğum sözler... Sünniyim ama Ali Asker'i çok severim... Alevi kardeşlerime de selam ederim...
Batının ruh hastası, kendisinden olmayanı dışlayan zihniyetinin ürettiği bir katil, bir ruh hastası, insanlık düşmanı cani! Darwin'in ateist ve materyalist fikirlerini sosyal hayata uygulamaya çalışan bir aklı hastası! Bugün ABD'nin Irak'ta ve başka coğrafyalarda yaptıkları da Hitlerden aşağı kalır değil hani! Ne de olsa aynı kökün dalları!
'Eroini şeker sandı millet!
Yedikçe uyuştu, oldu illet!
Eroinin de rengi kar gibi Aktır!
Ama özü pistir, uyutandır! '
'Durmak Yok, BOPa Devam! '
'Adı Ak, kendi kara!
Milleti etti fukara!
Memleketi pazarladı gavura!
Allah vere bu dönem gele aklı başına! '
'Bugün, Sabah, Akşam, Hürriyet, Milliyet, Vatan satılıyor! ' Nerede? Gazete bayiileri ve kapalı kapılar arkasında! ?
Türkiye'deki etnik ayrımcılığa çok farklı bir bakış açısı... Nihat Genç'in son kitabı olan 'Aşk Coğrafyasından Konuşmalar' kitabından notlar...
'...Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin gibi hikâyelerimiz var. Bugün bile yüzlerce türkümüz, bu hikâyelerden alınmadır. Bu aşıklar, çok acı çekerler ama buluşamazlar. Hikâyenin sonu ise çok enteresandır. Aslı, gerdeğe girmek için düğmelerini çözerken elbisesi alev alır, yanar. Kerem de yanar. Aşkla yanarlar ve yine buluşamazlar. Fakat hikâye burada da bitmez. Kerem ile Aslı’nın külleri kalır ve küller birbirine karışır…
İşte Anadolu toprakları: Kayseri, Erzurum, Bursa, İskenderun… Kerem ile Aslı’nın külü. Bu topraklarda anneannelerimiz, dedelerimiz, birbirinin küllerine karıştı. Biz burada insanlığın külüne karıştık. En çok ziyaret edilen, tarihin en çok mezar adları taşıyan, sandukaların, kral mezarlarının, evliya türbelerinin en çok olduğu topraklardayız. Bu topraklar, Kerem ile Aslı’nın külüdür ve bu kül, bizi ilahi tutkallarla bağladı.
Şimdi bize etnik ayrımcılık dayatıyorlar. Ama hiçbirimizin annesi, babamıza aşık olurken, ‘bu, inşallah Çerkez’dir, Boşnak’tır’ demedi. Ancak hepimizin annesi ve babası, bir düğünde karşılaştıkları zaman, ‘seni yaratan ne güzel yaratmış, ben sana kurban olayım’ demiştir. Biz, Allah’ın yarattığı her insana evlenirken kurban olduk, çoluk çocuk kurban olduk. Bu topraklara da kurban olduk. Biz, şehirlerimizi böyle kurduk. Birliğimizin temelinde, bu aşk felsefesi, bu evliyalar ve bizi kardeş yapan bu türküler, bu halaylar, bu kemençeler yatıyor...'
Seyrettiğim birkaç diziden biriydi, her güzel şey gibi bitti! Dizi kadar müziği de güzeldi, Kıraç'ın yüreğine sağlık!
'Topraklar satılıyor, bana ne! , Şirketler elimizden gidiyor bana ne! ... Ona bana ne, buna bana ne, al işte geldi sana Danone! ' :-) Ahmet Akgül
Nihat Genç denilince aklıma ilk olarak Skytürk'te yaptığı o muhteşem konuşmalar geliyor. Kendini yetiştirmiş, okumuş ama hiç kimsenin adamı olmamış, hep ahlaktan ve yüce duygularla konuşmuş, mazlumların sesi olmuş bir güzel insan Nihat Genç. Onu ideolojik olmamakla suçlayanlara sadece acıyorum çünkü ahlak adına konuşmayı unutmuşlar ve belli ideolojilerin esiri olmuşlar! Hayata at gözlüğüyle bakıyorlar. Nihat Genç'in kitaplarını herkese ve özellikle de gençlere ısrarla tavsiye ediyorum. Dünyayı anlamak ve Türkiye'de oynanan oyunları kavramak için Nihat Genç'i mutlaka okuyalım...
Aşk öyle bir duygudurki tarif edilmez yaşanır! Günümüzde 'aşk' isimli o büyülü kavram o kadar ayağa düşürüldü ve kirletildi ki Uğur Işılak'ın tabiri ile 'Şehvetin adını aşk koydular! ' Halbuki aşk çok yüce ve ilahi bir duygudur, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş v.b. Hak Erenleri ve Ozanlarımız bu toprağa ve Allah'a aşkla bağlanmışlar ve bizi de o aşka dizeleriyle ortak etmişlerdir...